Kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı kullanabileceği SWIFT kadar etkili başka bir silah daha bulunuyor: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerinin peşine düşebilirler.
Kronos34.news yazarı, Eski Diplomat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı Ömer Murat, Rusyayı hemen diz çöktürebilecek adımı ve Batı’nın bu hamleyi neden yapmadığına dair bir Haber Analiz yazdı.
Batı Rusya’ya hemen diz çöktürebilir, peki bunu neden yapmıyor?
Ekonomik yaptırımlar Putin üzerinde etkili olur mu? “Sorunun cevabı: Eğer Batı kendi yolsuzluklarıyla da mücadele etmeyi göze alarak iradesini ortaya koyarsa, yaptırımlar oldukça etkili olabilir” diyor Nobel ödüllü ABD’li akademisyen Paul Krugman bugün New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde… Hem Putin’in, hem de Batının yumuşak karnını özetlediği yazısında Krugman, ABD Başkanı Biden’ın dün açıkladığı yaptırımların Rusya ekonomisine ağır darbe vuracağından kuşku olmadığını, ama bunların tam tesirini göstermesinin yıllar alacağını belirtiyor.
Kısa vadede sonuç alabilmek için yaptırımların şiddetinin arttırılmasının önünde ise Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlılığı bir engel olarak duruyor. Rusya’nın yaptırımlar kapsamında bankalar arası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkartılmaması da bu gerçekle yakından ilgili… Bununla birlikte Avrupa, Rus tahriklerinin artması halinde bu seçeneği de göze alabilir, bu konuda çaresizlik içerisinde olduğu da söylenemez.
Ama kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı SWIFT yaptırımı kadar etkili başka bir silah daha var: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerini dondurabilir, hesaplarını sorabilirler. Bu oligarkların Batılı ülkelerde malikaneleri, yatları, spor klüpleri var. En fazla yatırım yaptıkları Batılı metropollerden biri Londra. Hatta bu yüzden İngiliz başkentinden “Londragrad” diye bahsedenler var.
Filip Novokment, Thomas Piketty ve Gabriel Zucman adlı ekonomistler Rusya’nın 1990’dan itibaren her yıl büyük dış ticaret fazlaları verdiğini, ama ülkenin resmi verilerinde bu paranın nereye gittiğinin belli olmadığını ortaya çıkardılar. Bunun açıklaması aşikar: Zengin Ruslar büyük yolsuzluklarla elde ettikleri bu paraları yurtdışına çıkararak Batılı ülkelerde çoğu gizli “off-shore” hesaplar üzerinden aklayarak kendi adlarına yatırıma dönüştürüyorlar.
Burada sözkonusu olan para miktarının büyüklüğü inanılmaz boyutlarda: Adıgeçen ekonomistlerin tahminlerine göre 2015 yılında bu zengin Rusların yurtdışında tuttukları malvarlıklarının miktarı, Rusya’nın Gayrı Safi Milli Hasılasının tam yüzde 85’ine tekabül ediyor. Bir fikir vermesi açısından şunu söylemeliyim: Türkiye’de de aynı durum geçerliyse Erdoğan ve yakınındaki işadamlarının yolsuzluklarla kazanıp yurtdışında tuttukları paranın miktarı yaklaşık 700 milyar dolardır.
Yani Rus elitinin tüm zenginliği farklı şekillerde Batılı ekonomik, finansal sistemin içinde bulunuyor. İşte Batı onların bu zayıf karnına vurmak isterse Rusya’da yer yerinden oynayabilir. Peki Batı bunu yapar mı?
Bu konuda hukuki bir boşluk olduğu söylenemez. Krugman gerek ABD’de, gerek İngiltere’de bu servetlerin dondurulabilmesine imkan tanıyan hukuki mekanizmalar olduğunu hatırlatıyor. Hatta İngiltere bunlara dayanarak bu hafta Putin’e yakın üç ünlü kişinin malvarlıklarını dondurdu, bunların sayısı istenirse arttırılabilir. Burada muazzam baskının Rus ekonomisi yerine Putin rejimine yapılacak olması da cabasıdır.
Ama Batıda bu yolu tercih etmek için bir irade var mıdır? Hikayenin Batı bakımından sıkıntılı olan kısmı burada başlamaktadır. Rus oligarklar muazzam zenginlikleri sayesinde Batıda servetlerini aktardıkları ülkelerdeki iş dünyası ve siyasette mevki sahibi oldukça önemli insanlara etki etme gücüne sahiptir. Bu bakımdan özellikle İngiltere’de etkili bağlantıları vardır. Diğer yandan Rus kara parasının peşine düştüğünüzde, sadece Rusları değil hangi ülkeden olursa olsun tüm kara para aklayıcılarını hedef almak gerekecektir. Çünkü yolsuzluklardan kazandıkları milyar dolarları Batılı off-shore hesaplarda tutanlar sadece Rus oligarklar değil.
Bu şu demek: Putin’i zayıf karnından vurabilmek için Batının kendi yolsuzluklarıyla yüzleşmesi, bu kişilerin ülkelerinden çaldıkları parayı böyle rahatça aklayarak Batılı finansal sisteme aktarmalarına neden müsaade ettiğini sorgulaması gerekmektedir. Batı bunu yapabilir, bu iradeyi gösterebilir mi? Krugman önümüzde aylarda bu kritik sorunun cevabını öğreneceğimizi düşünüyor.
Batıyla savaştığını iddia eden Putin rejimininden nemalanan Rus oligarklar toplamda yüzmilyarlarca doları bulan servetlerini yine aynı Batıda tutuyorlar. Bu servetlerin bu şekilde kendi finansal sistemine aktarılmasından dolayı nemalanan Batılı ülkeler, Rusya’da onmilyonlarca sıradan insanın hayatını olumsuz etkileyecek ekonomik yaptırımlar uygulama kararı alırken, sadece bir avuç zenginin hayatını “olumsuz” etkileyecek ve kısa vadede çok daha etkili olacak yaptırımları uygulamaktan ise, şimdilik, kaçınıyorlar.
Bu arada Rus savaş uçakları, gemileri Ukrayna topraklarını bombalıyor. Rus askerleri Ukrayna şehirlerini tank ve helikopterlerle işgal ediyor. Ukrayna’ya neden gönderildiklerini anlamayan Rus askerleri ile vatanını savunan Ukrayna askerleri hayatlarını kaybediyor. “Basit” insanların evleri “yanlışlıkla” üzerlerine düşen bombalar sonucu başlarına yıkılıyor. Onların her biri oligarkların değil “sıradan insanların” babası, annesi, oğlu veya kızı… Evine ekmek götürme, “küçük yaşamlarını” idame ettirme derdindeki insanlar hayatlarını, evlerini, çocuklarını kaybediyor. Muhtemelen milyonlarca insan yurtlarından yuvalarından koparak mülteci konumuna düşecek. Yakın arkadaşları aracılığıyla Ukrayna’da olan bitenden birinci ağızdan haberdar olan 14 yaşındaki kızımın “Bazı insanlar kötülük yaparak nasıl mutlu olabiliyor?” sorusunun asıl muhatapları ise kafalarını öbür tarafa çeviriyor.
Kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı kullanabileceği SWIFT kadar etkili başka bir silah daha bulunuyor: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerinin peşine düşebilirler.
Kronos34.news yazarı, Eski Diplomat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı Ömer Murat, Rusyayı hemen diz çöktürebilecek adımı ve Batı’nın bu hamleyi neden yapmadığına dair bir Haber Analiz yazdı.
Batı Rusya’ya hemen diz çöktürebilir, peki bunu neden yapmıyor?
Ekonomik yaptırımlar Putin üzerinde etkili olur mu? “Sorunun cevabı: Eğer Batı kendi yolsuzluklarıyla da mücadele etmeyi göze alarak iradesini ortaya koyarsa, yaptırımlar oldukça etkili olabilir” diyor Nobel ödüllü ABD’li akademisyen Paul Krugman bugün New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde… Hem Putin’in, hem de Batının yumuşak karnını özetlediği yazısında Krugman, ABD Başkanı Biden’ın dün açıkladığı yaptırımların Rusya ekonomisine ağır darbe vuracağından kuşku olmadığını, ama bunların tam tesirini göstermesinin yıllar alacağını belirtiyor.
Kısa vadede sonuç alabilmek için yaptırımların şiddetinin arttırılmasının önünde ise Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlılığı bir engel olarak duruyor. Rusya’nın yaptırımlar kapsamında bankalar arası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkartılmaması da bu gerçekle yakından ilgili… Bununla birlikte Avrupa, Rus tahriklerinin artması halinde bu seçeneği de göze alabilir, bu konuda çaresizlik içerisinde olduğu da söylenemez.
Ama kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı SWIFT yaptırımı kadar etkili başka bir silah daha var: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerini dondurabilir, hesaplarını sorabilirler. Bu oligarkların Batılı ülkelerde malikaneleri, yatları, spor klüpleri var. En fazla yatırım yaptıkları Batılı metropollerden biri Londra. Hatta bu yüzden İngiliz başkentinden “Londragrad” diye bahsedenler var.
Filip Novokment, Thomas Piketty ve Gabriel Zucman adlı ekonomistler Rusya’nın 1990’dan itibaren her yıl büyük dış ticaret fazlaları verdiğini, ama ülkenin resmi verilerinde bu paranın nereye gittiğinin belli olmadığını ortaya çıkardılar. Bunun açıklaması aşikar: Zengin Ruslar büyük yolsuzluklarla elde ettikleri bu paraları yurtdışına çıkararak Batılı ülkelerde çoğu gizli “off-shore” hesaplar üzerinden aklayarak kendi adlarına yatırıma dönüştürüyorlar.
Burada sözkonusu olan para miktarının büyüklüğü inanılmaz boyutlarda: Adıgeçen ekonomistlerin tahminlerine göre 2015 yılında bu zengin Rusların yurtdışında tuttukları malvarlıklarının miktarı, Rusya’nın Gayrı Safi Milli Hasılasının tam yüzde 85’ine tekabül ediyor. Bir fikir vermesi açısından şunu söylemeliyim: Türkiye’de de aynı durum geçerliyse Erdoğan ve yakınındaki işadamlarının yolsuzluklarla kazanıp yurtdışında tuttukları paranın miktarı yaklaşık 700 milyar dolardır.
Yani Rus elitinin tüm zenginliği farklı şekillerde Batılı ekonomik, finansal sistemin içinde bulunuyor. İşte Batı onların bu zayıf karnına vurmak isterse Rusya’da yer yerinden oynayabilir. Peki Batı bunu yapar mı?
Bu konuda hukuki bir boşluk olduğu söylenemez. Krugman gerek ABD’de, gerek İngiltere’de bu servetlerin dondurulabilmesine imkan tanıyan hukuki mekanizmalar olduğunu hatırlatıyor. Hatta İngiltere bunlara dayanarak bu hafta Putin’e yakın üç ünlü kişinin malvarlıklarını dondurdu, bunların sayısı istenirse arttırılabilir. Burada muazzam baskının Rus ekonomisi yerine Putin rejimine yapılacak olması da cabasıdır.
Ama Batıda bu yolu tercih etmek için bir irade var mıdır? Hikayenin Batı bakımından sıkıntılı olan kısmı burada başlamaktadır. Rus oligarklar muazzam zenginlikleri sayesinde Batıda servetlerini aktardıkları ülkelerdeki iş dünyası ve siyasette mevki sahibi oldukça önemli insanlara etki etme gücüne sahiptir. Bu bakımdan özellikle İngiltere’de etkili bağlantıları vardır. Diğer yandan Rus kara parasının peşine düştüğünüzde, sadece Rusları değil hangi ülkeden olursa olsun tüm kara para aklayıcılarını hedef almak gerekecektir. Çünkü yolsuzluklardan kazandıkları milyar dolarları Batılı off-shore hesaplarda tutanlar sadece Rus oligarklar değil.
Bu şu demek: Putin’i zayıf karnından vurabilmek için Batının kendi yolsuzluklarıyla yüzleşmesi, bu kişilerin ülkelerinden çaldıkları parayı böyle rahatça aklayarak Batılı finansal sisteme aktarmalarına neden müsaade ettiğini sorgulaması gerekmektedir. Batı bunu yapabilir, bu iradeyi gösterebilir mi? Krugman önümüzde aylarda bu kritik sorunun cevabını öğreneceğimizi düşünüyor.
Batıyla savaştığını iddia eden Putin rejimininden nemalanan Rus oligarklar toplamda yüzmilyarlarca doları bulan servetlerini yine aynı Batıda tutuyorlar. Bu servetlerin bu şekilde kendi finansal sistemine aktarılmasından dolayı nemalanan Batılı ülkeler, Rusya’da onmilyonlarca sıradan insanın hayatını olumsuz etkileyecek ekonomik yaptırımlar uygulama kararı alırken, sadece bir avuç zenginin hayatını “olumsuz” etkileyecek ve kısa vadede çok daha etkili olacak yaptırımları uygulamaktan ise, şimdilik, kaçınıyorlar.
Bu arada Rus savaş uçakları, gemileri Ukrayna topraklarını bombalıyor. Rus askerleri Ukrayna şehirlerini tank ve helikopterlerle işgal ediyor. Ukrayna’ya neden gönderildiklerini anlamayan Rus askerleri ile vatanını savunan Ukrayna askerleri hayatlarını kaybediyor. “Basit” insanların evleri “yanlışlıkla” üzerlerine düşen bombalar sonucu başlarına yıkılıyor. Onların her biri oligarkların değil “sıradan insanların” babası, annesi, oğlu veya kızı… Evine ekmek götürme, “küçük yaşamlarını” idame ettirme derdindeki insanlar hayatlarını, evlerini, çocuklarını kaybediyor. Muhtemelen milyonlarca insan yurtlarından yuvalarından koparak mülteci konumuna düşecek. Yakın arkadaşları aracılığıyla Ukrayna’da olan bitenden birinci ağızdan haberdar olan 14 yaşındaki kızımın “Bazı insanlar kötülük yaparak nasıl mutlu olabiliyor?” sorusunun asıl muhatapları ise kafalarını öbür tarafa çeviriyor.
Kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı kullanabileceği SWIFT kadar etkili başka bir silah daha bulunuyor: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerinin peşine düşebilirler.
Kronos34.news yazarı, Eski Diplomat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı Ömer Murat, Rusyayı hemen diz çöktürebilecek adımı ve Batı’nın bu hamleyi neden yapmadığına dair bir Haber Analiz yazdı.
Batı Rusya’ya hemen diz çöktürebilir, peki bunu neden yapmıyor?
Ekonomik yaptırımlar Putin üzerinde etkili olur mu? “Sorunun cevabı: Eğer Batı kendi yolsuzluklarıyla da mücadele etmeyi göze alarak iradesini ortaya koyarsa, yaptırımlar oldukça etkili olabilir” diyor Nobel ödüllü ABD’li akademisyen Paul Krugman bugün New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde… Hem Putin’in, hem de Batının yumuşak karnını özetlediği yazısında Krugman, ABD Başkanı Biden’ın dün açıkladığı yaptırımların Rusya ekonomisine ağır darbe vuracağından kuşku olmadığını, ama bunların tam tesirini göstermesinin yıllar alacağını belirtiyor.
Kısa vadede sonuç alabilmek için yaptırımların şiddetinin arttırılmasının önünde ise Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlılığı bir engel olarak duruyor. Rusya’nın yaptırımlar kapsamında bankalar arası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkartılmaması da bu gerçekle yakından ilgili… Bununla birlikte Avrupa, Rus tahriklerinin artması halinde bu seçeneği de göze alabilir, bu konuda çaresizlik içerisinde olduğu da söylenemez.
Ama kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı SWIFT yaptırımı kadar etkili başka bir silah daha var: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerini dondurabilir, hesaplarını sorabilirler. Bu oligarkların Batılı ülkelerde malikaneleri, yatları, spor klüpleri var. En fazla yatırım yaptıkları Batılı metropollerden biri Londra. Hatta bu yüzden İngiliz başkentinden “Londragrad” diye bahsedenler var.
Filip Novokment, Thomas Piketty ve Gabriel Zucman adlı ekonomistler Rusya’nın 1990’dan itibaren her yıl büyük dış ticaret fazlaları verdiğini, ama ülkenin resmi verilerinde bu paranın nereye gittiğinin belli olmadığını ortaya çıkardılar. Bunun açıklaması aşikar: Zengin Ruslar büyük yolsuzluklarla elde ettikleri bu paraları yurtdışına çıkararak Batılı ülkelerde çoğu gizli “off-shore” hesaplar üzerinden aklayarak kendi adlarına yatırıma dönüştürüyorlar.
Burada sözkonusu olan para miktarının büyüklüğü inanılmaz boyutlarda: Adıgeçen ekonomistlerin tahminlerine göre 2015 yılında bu zengin Rusların yurtdışında tuttukları malvarlıklarının miktarı, Rusya’nın Gayrı Safi Milli Hasılasının tam yüzde 85’ine tekabül ediyor. Bir fikir vermesi açısından şunu söylemeliyim: Türkiye’de de aynı durum geçerliyse Erdoğan ve yakınındaki işadamlarının yolsuzluklarla kazanıp yurtdışında tuttukları paranın miktarı yaklaşık 700 milyar dolardır.
Yani Rus elitinin tüm zenginliği farklı şekillerde Batılı ekonomik, finansal sistemin içinde bulunuyor. İşte Batı onların bu zayıf karnına vurmak isterse Rusya’da yer yerinden oynayabilir. Peki Batı bunu yapar mı?
Bu konuda hukuki bir boşluk olduğu söylenemez. Krugman gerek ABD’de, gerek İngiltere’de bu servetlerin dondurulabilmesine imkan tanıyan hukuki mekanizmalar olduğunu hatırlatıyor. Hatta İngiltere bunlara dayanarak bu hafta Putin’e yakın üç ünlü kişinin malvarlıklarını dondurdu, bunların sayısı istenirse arttırılabilir. Burada muazzam baskının Rus ekonomisi yerine Putin rejimine yapılacak olması da cabasıdır.
Ama Batıda bu yolu tercih etmek için bir irade var mıdır? Hikayenin Batı bakımından sıkıntılı olan kısmı burada başlamaktadır. Rus oligarklar muazzam zenginlikleri sayesinde Batıda servetlerini aktardıkları ülkelerdeki iş dünyası ve siyasette mevki sahibi oldukça önemli insanlara etki etme gücüne sahiptir. Bu bakımdan özellikle İngiltere’de etkili bağlantıları vardır. Diğer yandan Rus kara parasının peşine düştüğünüzde, sadece Rusları değil hangi ülkeden olursa olsun tüm kara para aklayıcılarını hedef almak gerekecektir. Çünkü yolsuzluklardan kazandıkları milyar dolarları Batılı off-shore hesaplarda tutanlar sadece Rus oligarklar değil.
Bu şu demek: Putin’i zayıf karnından vurabilmek için Batının kendi yolsuzluklarıyla yüzleşmesi, bu kişilerin ülkelerinden çaldıkları parayı böyle rahatça aklayarak Batılı finansal sisteme aktarmalarına neden müsaade ettiğini sorgulaması gerekmektedir. Batı bunu yapabilir, bu iradeyi gösterebilir mi? Krugman önümüzde aylarda bu kritik sorunun cevabını öğreneceğimizi düşünüyor.
Batıyla savaştığını iddia eden Putin rejimininden nemalanan Rus oligarklar toplamda yüzmilyarlarca doları bulan servetlerini yine aynı Batıda tutuyorlar. Bu servetlerin bu şekilde kendi finansal sistemine aktarılmasından dolayı nemalanan Batılı ülkeler, Rusya’da onmilyonlarca sıradan insanın hayatını olumsuz etkileyecek ekonomik yaptırımlar uygulama kararı alırken, sadece bir avuç zenginin hayatını “olumsuz” etkileyecek ve kısa vadede çok daha etkili olacak yaptırımları uygulamaktan ise, şimdilik, kaçınıyorlar.
Bu arada Rus savaş uçakları, gemileri Ukrayna topraklarını bombalıyor. Rus askerleri Ukrayna şehirlerini tank ve helikopterlerle işgal ediyor. Ukrayna’ya neden gönderildiklerini anlamayan Rus askerleri ile vatanını savunan Ukrayna askerleri hayatlarını kaybediyor. “Basit” insanların evleri “yanlışlıkla” üzerlerine düşen bombalar sonucu başlarına yıkılıyor. Onların her biri oligarkların değil “sıradan insanların” babası, annesi, oğlu veya kızı… Evine ekmek götürme, “küçük yaşamlarını” idame ettirme derdindeki insanlar hayatlarını, evlerini, çocuklarını kaybediyor. Muhtemelen milyonlarca insan yurtlarından yuvalarından koparak mülteci konumuna düşecek. Yakın arkadaşları aracılığıyla Ukrayna’da olan bitenden birinci ağızdan haberdar olan 14 yaşındaki kızımın “Bazı insanlar kötülük yaparak nasıl mutlu olabiliyor?” sorusunun asıl muhatapları ise kafalarını öbür tarafa çeviriyor.
Kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı kullanabileceği SWIFT kadar etkili başka bir silah daha bulunuyor: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerinin peşine düşebilirler.
Kronos34.news yazarı, Eski Diplomat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı Ömer Murat, Rusyayı hemen diz çöktürebilecek adımı ve Batı’nın bu hamleyi neden yapmadığına dair bir Haber Analiz yazdı.
Batı Rusya’ya hemen diz çöktürebilir, peki bunu neden yapmıyor?
Ekonomik yaptırımlar Putin üzerinde etkili olur mu? “Sorunun cevabı: Eğer Batı kendi yolsuzluklarıyla da mücadele etmeyi göze alarak iradesini ortaya koyarsa, yaptırımlar oldukça etkili olabilir” diyor Nobel ödüllü ABD’li akademisyen Paul Krugman bugün New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinde… Hem Putin’in, hem de Batının yumuşak karnını özetlediği yazısında Krugman, ABD Başkanı Biden’ın dün açıkladığı yaptırımların Rusya ekonomisine ağır darbe vuracağından kuşku olmadığını, ama bunların tam tesirini göstermesinin yıllar alacağını belirtiyor.
Kısa vadede sonuç alabilmek için yaptırımların şiddetinin arttırılmasının önünde ise Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlılığı bir engel olarak duruyor. Rusya’nın yaptırımlar kapsamında bankalar arası ödeme sistemi olan SWIFT’ten çıkartılmaması da bu gerçekle yakından ilgili… Bununla birlikte Avrupa, Rus tahriklerinin artması halinde bu seçeneği de göze alabilir, bu konuda çaresizlik içerisinde olduğu da söylenemez.
Ama kullanmak istemesi halinde Batının elinde Rusya’ya karşı SWIFT yaptırımı kadar etkili başka bir silah daha var: Putin’i iktidarda tutan oligarkların Batılı ülkelerde bulundurdukları muazzam servetlerini dondurabilir, hesaplarını sorabilirler. Bu oligarkların Batılı ülkelerde malikaneleri, yatları, spor klüpleri var. En fazla yatırım yaptıkları Batılı metropollerden biri Londra. Hatta bu yüzden İngiliz başkentinden “Londragrad” diye bahsedenler var.
Filip Novokment, Thomas Piketty ve Gabriel Zucman adlı ekonomistler Rusya’nın 1990’dan itibaren her yıl büyük dış ticaret fazlaları verdiğini, ama ülkenin resmi verilerinde bu paranın nereye gittiğinin belli olmadığını ortaya çıkardılar. Bunun açıklaması aşikar: Zengin Ruslar büyük yolsuzluklarla elde ettikleri bu paraları yurtdışına çıkararak Batılı ülkelerde çoğu gizli “off-shore” hesaplar üzerinden aklayarak kendi adlarına yatırıma dönüştürüyorlar.
Burada sözkonusu olan para miktarının büyüklüğü inanılmaz boyutlarda: Adıgeçen ekonomistlerin tahminlerine göre 2015 yılında bu zengin Rusların yurtdışında tuttukları malvarlıklarının miktarı, Rusya’nın Gayrı Safi Milli Hasılasının tam yüzde 85’ine tekabül ediyor. Bir fikir vermesi açısından şunu söylemeliyim: Türkiye’de de aynı durum geçerliyse Erdoğan ve yakınındaki işadamlarının yolsuzluklarla kazanıp yurtdışında tuttukları paranın miktarı yaklaşık 700 milyar dolardır.
Yani Rus elitinin tüm zenginliği farklı şekillerde Batılı ekonomik, finansal sistemin içinde bulunuyor. İşte Batı onların bu zayıf karnına vurmak isterse Rusya’da yer yerinden oynayabilir. Peki Batı bunu yapar mı?
Bu konuda hukuki bir boşluk olduğu söylenemez. Krugman gerek ABD’de, gerek İngiltere’de bu servetlerin dondurulabilmesine imkan tanıyan hukuki mekanizmalar olduğunu hatırlatıyor. Hatta İngiltere bunlara dayanarak bu hafta Putin’e yakın üç ünlü kişinin malvarlıklarını dondurdu, bunların sayısı istenirse arttırılabilir. Burada muazzam baskının Rus ekonomisi yerine Putin rejimine yapılacak olması da cabasıdır.
Ama Batıda bu yolu tercih etmek için bir irade var mıdır? Hikayenin Batı bakımından sıkıntılı olan kısmı burada başlamaktadır. Rus oligarklar muazzam zenginlikleri sayesinde Batıda servetlerini aktardıkları ülkelerdeki iş dünyası ve siyasette mevki sahibi oldukça önemli insanlara etki etme gücüne sahiptir. Bu bakımdan özellikle İngiltere’de etkili bağlantıları vardır. Diğer yandan Rus kara parasının peşine düştüğünüzde, sadece Rusları değil hangi ülkeden olursa olsun tüm kara para aklayıcılarını hedef almak gerekecektir. Çünkü yolsuzluklardan kazandıkları milyar dolarları Batılı off-shore hesaplarda tutanlar sadece Rus oligarklar değil.
Bu şu demek: Putin’i zayıf karnından vurabilmek için Batının kendi yolsuzluklarıyla yüzleşmesi, bu kişilerin ülkelerinden çaldıkları parayı böyle rahatça aklayarak Batılı finansal sisteme aktarmalarına neden müsaade ettiğini sorgulaması gerekmektedir. Batı bunu yapabilir, bu iradeyi gösterebilir mi? Krugman önümüzde aylarda bu kritik sorunun cevabını öğreneceğimizi düşünüyor.
Batıyla savaştığını iddia eden Putin rejimininden nemalanan Rus oligarklar toplamda yüzmilyarlarca doları bulan servetlerini yine aynı Batıda tutuyorlar. Bu servetlerin bu şekilde kendi finansal sistemine aktarılmasından dolayı nemalanan Batılı ülkeler, Rusya’da onmilyonlarca sıradan insanın hayatını olumsuz etkileyecek ekonomik yaptırımlar uygulama kararı alırken, sadece bir avuç zenginin hayatını “olumsuz” etkileyecek ve kısa vadede çok daha etkili olacak yaptırımları uygulamaktan ise, şimdilik, kaçınıyorlar.
Bu arada Rus savaş uçakları, gemileri Ukrayna topraklarını bombalıyor. Rus askerleri Ukrayna şehirlerini tank ve helikopterlerle işgal ediyor. Ukrayna’ya neden gönderildiklerini anlamayan Rus askerleri ile vatanını savunan Ukrayna askerleri hayatlarını kaybediyor. “Basit” insanların evleri “yanlışlıkla” üzerlerine düşen bombalar sonucu başlarına yıkılıyor. Onların her biri oligarkların değil “sıradan insanların” babası, annesi, oğlu veya kızı… Evine ekmek götürme, “küçük yaşamlarını” idame ettirme derdindeki insanlar hayatlarını, evlerini, çocuklarını kaybediyor. Muhtemelen milyonlarca insan yurtlarından yuvalarından koparak mülteci konumuna düşecek. Yakın arkadaşları aracılığıyla Ukrayna’da olan bitenden birinci ağızdan haberdar olan 14 yaşındaki kızımın “Bazı insanlar kötülük yaparak nasıl mutlu olabiliyor?” sorusunun asıl muhatapları ise kafalarını öbür tarafa çeviriyor.