İktidarın yanlış ekonomi ve dış politikası nedeniyle Türk Lirası erimeye devam ediyor. Dolar kuru dün 7,83 seviyesini aşarak bir rekor daha kırdı. Euro 9,10 , sterlin de ilk kez 10 seviyesini aştı.
Tr724’ten Yusuf Dereli’nin haberine göre Merkez Bankası (MB), 200 baz puanlık faiz artışı yaptığı 24 Eylül’de dolar kuru 7.70 seviyelerindeydi. Ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) swap ve aktif rasyosu hamleleri geldi. 7.50’lere gerileyen dolar, artan jeopolitik risklerle birlikte yeni haftaya yükselişle başladı. Türk lirasının ABD doları karşısındaki bir günlük değer kaybı yüzde 2’yi aştı. Bir yıllık değer kaybı ise yaklaşık yüzde 39! Euro karşısında bir yıldaki değer kaybı ise yüzde 48 civarında.
Peki TL neden inanılmaz bir hızla değer kaybediyor? Dün yaşanan kur şokunun en önemli sebebi olarak Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan çatışma gösteriliyor. Londra merkezli varlık yönetimi şirketi BlueBay Capital’dan Gelişen Piyasalar Stratejisti Tim Ash, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, “Türk Lirası şu ana kadar Azerbaycan – Ermenistan çatışmalarının en büyük kaybedeni oldu. Türkiye’nin yeni bir bölgesel çatışmanın içine çekilmesi endişeleri artırıyor,” diyor.
SORUN EKONOMİK DEĞİL, SİYASİ!
MB ve BDDK’nın hamlelerine rağmen doların düşmemesinin sebebi piyasaların iktidar ve onun ekonomi/para politikalarına güveninin kalmaması. Negatif faiz uygulaması ve MB gibi özerk olması gereken kurumlara yapılan müdahaleler de TL üzerindeki baskıyı artırıyor. Türkiye’nin sorunu ekonomik olmaktan çok siyasi. Yapısal reformlar hayata geçirilerek, hukuk hakim kılınmadıkça, yargı bağımsızlığı tesis edilmedikçe ekonominin düzelmesini beklemek beyhude!
Tarih 20 Haziran 2020… Daha birkaç ay öncesi… Türkiye’de her şeyin iki dudağının arasında döndüğü AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kars’ta konuşuyor. “Türk lirasını, dünya çapında işlem gören istikrarlı ve itibarlı bir para birimi haline getiriyoruz,” diyor. Söz konusu tarihte dolar kuru 6.84, Euro ise 7,67 seviyelerinde.
Söz konusu konuşmanın üzerinden 100 gün bile geçmedi! Dolar ve Euro dün rekor üzerine rekor kırdı. Güne hareketli başlayan dolar, gece yarısı illikit piyasada yeni zirve olan 7,80’i aştı. Dün sabah saatlerinde 7,66-7,67 seviyelerinde dengelendi. Piyasalar açıldıktan sonra ise 7,73-7,74 bandına oturdu. Öğleden sonra ise 7.82’yi aşarak tarihi bir rekora imza attı. Euro/TL ise 9,12 liranın üzerine çıktı. Akşam saatlerinde ise dolar 7.78, Euro ise 9.07 seviyelerine indi. MB’nın faiz artırım kararından önce dolar 7.70, Euro ise 8,90 seviyelerindeydi…
DOLAR NEDEN YÜKSELİYOR?
Dolardaki yükselmenin temel nedeni piyasanın iktidara güvenini tamamen kaybetmiş olması. İktidarın yanlış ekonomi ve para politikaları nedeniyle MB’nın rezervleri eritildi. Kasa tam takır! Erdoğan, 2018’deki Haziran seçimleri öncesinde, “24’ünde bu kardeşinize yetkiyi verin, bakın nasıl uğraşılıyor faizle, dolarla!” dediğinde kur 4.77 liraydı. O tarihten bu yana TL’nin değer kaybı yüzde 63! O gün bir öğretmen maaşıyla yaklaşık 950 dolar alabiliyordu. Bugün ise aynı öğretmen 700 dolar ancak alabiliyor. Yüzde 35 fakirleşmiş!
Ekonomistlere göre krizden çıkışın reçetesi belli ancak siyasi iktidarın bunu uygulamaya niyeti yok. Yıllardır ‘faiz’ inadıyla MB’nin rezervlerini eriten rejim, iki yıl sonra zoraki faizleri 2 puan artırdı. Ancak etkisi neredeyse sıfır oldu. Eski Hazine Müsteşarı ekonomist Mahfi Eğilmez, dolar/TL’deki kontrolsüz yükselişi durdurmak için atılması gereken kısa ve uzun vadeli adımları daha önce de paylaşmıştı. Eğilmez’e göre, negatif reel faiz uygulaması terk edilmeli, bunu sağlamak için TCMB politika faizini artırmalı. Geçtiğimiz hafta politika faizi artırıldı ancak faiz oranı hala enflasyonun altında. Dolayısıyla yeterli değil. İkinci olarak bankalara uygulanan Aktif Rasyosu kaldırılmalı. Eğilmez, bankalara yönelik ‘aldığınız mevduatları kredi olarak dağıtacaksınız’ baskısının son bulması gerektiğini söylüyor.
SORUN EKONOMİK DEĞİL, SİYASAL!
Üçüncü maddede ise ‘devlet, fon yöneticisi gibi çalışmaktan vazgeçmeli’ diyor. Dövize dövizle müdahaleden vazgeçilmesi gerekiyor. Ayrıca MB gibi özerk olması gereken kuruluşlara müdahale edilmemeli. Son olarak Eğilmez, “Uzun vade için de yapısal reformlara başlanmalı,” uyarısında bulunuyor. Yani; hukuk yeniden tesis edilmeli, tek adam rejiminin yarattığı ‘güvensizlik’ ortamı izole edilmeli, yargının bağımsızlığı sağlanmalı. Kısaca hukuk tesis edilmeden doların düşmesi, ekonominin yeniden rayına oturması mümkün değil.
Kaynak: Tr724