Analiz / İsmail S. Gülümser
Hep başarılı sonuçlar almaya alışmış, sürekli alkışlanmış ve takdir görmüş olanlar; eskiler gibi ‘kimseye derdini anlatamamanın’ ne demek olduğunu bilmediğinden, son yıllarda yaşananları kabullenmekte zorlanıyor. Ardı arkası kesilmeyen saldırılar, hakaret ve küçümseyici ifadeler karşısında bazen sarsılabiliyor.
Zorluklarla sabırla aşılır
Çok doğru işler yapmalarına rağmen neden reaksiyonla karşılaştıklarını, en temel insan haklarının hayırlı hizmetten dolayı neden alındığını anlayamıyor ve bazen yaptığının doğruluğu hakkında tereddüde düşebiliyor. Oysa yaşananlara bakıp, güçle her istediğini elde edenlerin bunu böyle sürdüreceği vehmine kapılmak doğru olmaz. Çünkü yüce yaratıcı, bu seviyeye yükselttikten sonra yok olup gitmesine izin vermez.
Tuzaklara direnen kazanır
Hayırlı hizmette koşturanların önüne, şeytan ve aveneleri sürekli tuzaklar kurar, onları yolundan çevirmeye çalışır. Kafa karışıklığına yol açacak yeni plan ve projelerle, aradaki güveni sarsmayı birbirinden koparıp ayırmayı hedefler. Doğrunun savunuculuğunu üstlenmiş bütün büyükler, zaman zaman benzer problemlerle mücadele etmiş, fakat eninde sonunda ilahi vaadin gerçekleştiğine şahit olmuşlar.
Hazırlanan kirli çarkı bozmanın yolu duruma uygun ilkeli adımlardan geçiyor ki gönüllüler bunu başardı.
Önce onları “alt-üst taban-tavan” diye bölmeye çalıştılar; bu tezgâh tutmayınca hiçbirini ayırt etmeden hepsini birden cezalandırıp hapis ve işkenceyle sindirmeye yöneldiler. Yurt dışındakileri suçlayıp, içeriyle dışarının bağını koparma planları, onların birbiri için yaptığı özverili çabalarla boşa çıktı. Hapisten kurtarma haklarını iadeyle kandırmayı düşündükleri KHK’ları cemaatin diğer fertlerinden ayırıp, fikir ayrılığı oluşturma hesapları fark edildi, ona da uygun yöntemlerle karşı koydular.
Cevheri Güven, MİT’in kişisel problemlerini çözme vaadiyle bazılarına yaklaşarak hizmet içine sızma yolu aradığını anlattı. Bu iktidarın, etkisine aldıkları aracılığıyla cemaati suçla ilişkilendirecek davranışa itme hayali kurduğunu, ancak telefonla arayacak kadar çaresiz olduğunu gösteriyor. Oysa medeni ülkeler bu türden bilgi aktarmayı casusluk saydığından, kazara alet olduğu belirlenenleri hapisle ya da sınır dışı ederek cezalandırıyor. Konuyu bilen gönüllüler, telefonla gelen bu türden tekliflere karşı birbirini uyarıyor.
Yeni şartlara uygun hizmet üretme
Değişen şartların, onlara yeni sorumluluklar yüklediğinin farkındalar. Duruma uygun projeler geliştirmek için kolları sıvadılar. Yapacakları yeni hizmetlerin Kur’an ve sahih din kaynaklarındaki temel disipline aykırı olmamasına özen gösteriyorlar. Bu yüzden yok etmeye dönük saldıranlara benzer tarzda karşılık vermiyor, köşeye sıkıştırıp şiddete yönlendirmek isteyenlerin kirli tuzağına düşmüyorlar.
Her gün artarak devam eden bölüp parçalama taktikleri ve büyüyen problemler yumağından çıkmaya çalışırken bile önlerindeki hizmeti artırma yolu arıyorlar. Devletin bütün kaynaklarını bitirme istikametinde kullananlar, onların cılız imkanlarla yaptıkları karşısında etkisini yitiriyor.
Umudun temsilcileri
Geçmişte hiçbir tecrübesi olmayan gencecik insanların omuzunda yükselen hizmetler, tüm dünyada başarılı örnekler ortaya koymuştu. Çok basit ama devamlılık arz eden adımların olumlu sonuçlandığını bilenler, çabalarıyla beklentileri arasında büyük uçurum olmasına takılmıyor. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp görevi yaptıktan sonra, yüce yaratıcının desteğiyle birin on binlere ulaşacağı ümidindeler.
Bugüne kadar gittikleri her yerde makul ve insani çizgide hizmet yürüttükleri için olumlu işleriyle tanındılar. Bu kanaat yayıldıkça, dünya geneline kapalı birçok kapı açıldı. Kurulan sistem yöre insanınca benimsendikçe bağımlılık ortadan kalktı, onlar ayrıldıktan sonra da hizmetler gelişerek devam etti.
Gönüllüler, sonuçların sadece kendi gayretleriyle elde edilemeyeceğinin, üzerlerine düşen görevi yaptıktan sonra ilahi yardım beklenebileceğinin farkındalar. Şimdi sıkıntı yaşasalar da bunca emek ve gayretin boşa gitmeyeceğine inanıyorlar. Yüce yaratıcının, şartları ağırlaştırıp onları zorlayarak bulacakları yeni yol-yöntemlerle dünya sahnesine çıkarmaya hazırladığını düşünüyorlar.
Hicretle ortaya çıkan küresel hizmetler
Önceleri iradi bir hicretle yurt dışına dağılmış insanlar, son dönemde hayatta kalmak için hicrete zorlandı. Binlerle ifade edilen yurt dışı açılımı, mecburiyetten on binlere yüzbinlere doğru yükseldi. Bu kez onlara farklı bir nedenle dünyaya kendilerini anlatma fırsatı doğdu. Önceleri sadece hizmete ait yurt ve yuvalarda yürütülen insani değerleri geliştirme çabalarının, mahalle ve semtlere kadar yayılma imkânı var. Zulüm gibi görünen bu hadisenin, merhamet tecellilerine dönüşeceği günler uzak değil. Tohum gibi saçılanlar, aralarındaki dayanışma ağlarını artırdıkça gittikleri yerlerde yeni filizler vermeye başladı.
Hizmet gönüllüleri, sürekli devam eden eğitimlerle birbirlerini yetiştirdikleri için, iradelerini şeytanın hileli tuzaklarından korudu ve her olayda tercihlerini iyilikten yana kullandılar. Bireysel görüş ve kanaate güvenmenin kusura açık hale getireceğini bildiklerinden, kişisel konular dahil tüm adımlarını yakın dairedeki insanlarla görüşerek attı ve birbirlerinin fikirlerinden istifade ettiler. Toplumun farklı kesimlerinde zaman zaman ortaya çıkan hatalardan korunmak için hayatlarını “Salih dairede” sürdürme kararlılığında oldular.
Dayanışmayı sarsma çabalarını boşa çıkardılar
Sorumluluktan kaçmaları için, aradaki dayanışmayı bozmaya çalışanların zulmüne boyun eğmediler. İbadetleriyle toplum önüne geçip sonrasında onları yanlışa alıştıranların, gayri ahlakı tutumlarına asla itibar etmediler. Nefsin istek ve arzularına uyup kolaycılığı kaçmayı, ellerini gevşetip kenara çekilmeyi düşünmedi, bugüne kadar üstlendikleri görevlere devam ettiler.
Her gün yeni bir kampanyayla, aralarına fitne tohumu ekmek isteyen karanlık odakların yaptıklarına göğüs gerdiler. Dindar görüntü vermekle her şeyi yapabileceğine inanmış radikallerin dünyevi menfaat tekliflerini ellerinin tersiyle ittiler. Müebbet hapis cezası verip boyun eğdirmeye çalışanların tuzaklarına yakalanmadı, yıllarca içerde çürütülmeyi göze aldılar.
Geçmişten bugüne, meşveretle birçok problemi göğüslenmiş bu insanlar, dağıtıp yok etmeye yönelik soykırım planlarını boşa çıkardıktan sonra, önlerindeki hizmetleri daha ileri taşımak için ellerinden gelen gayreti gösterdi. Kendi mali sorunlarını dahi henüz çözmemiş olanlar, muktesit bir hayat sürüp artırdığını başkasına yardım için kullandı, engelleri aşmak için, birlikte yeni yol ve yöntem geliştirdiler.
Şantajın gölgesinde bir toplum
Bugünlerde hapis tehdidiyle bazı grupları anlaşmaya mecbur ediyorlar. Karşılarındaki yapıya güvenmeseler de çaresizlik içinde masaya oturuyorlar. Sorunlarını çözme derdinde olanları belki yargılamak doğru olmaz ama birinin şantajla bir grubu daha etkisiz hale getirip istediğini almaya çalıştığı açıkça ortada.
Şimdi sırada CHP var. Son seçimde ülkenin en büyük partisi konumuna yükselmiş bir siyasi yapının lider kadrosu tutuklamalarla şantaja maruz kalıyor. Kabul edenler “makul vatandaş” gibi gösterilirken, reddedenlerin hapis çilesi giderek ağırlaşıyor. Kendileri ülkede diploma çetesi kurup herkese Profesörlük dahil binlerce diplomayı dağıtırken, çeteden talimat alan üniversite yönetimlerince muhaliflerin diplomaları iptal ediliyor, seçilme hakları alınıyor, mahkemeler yeni suç üretmek için harıl harıl mesai harcıyor.
Engellere takılmadan yoluna devam edenler
Zulüm ne kadar organize olursa olsun insan tabiatına aykırı bu anlayışların kalıcı olma şansı yok. Hizmet gönüllüleri, bugüne kadar birbiriyle kenetlenip, devletlerin bile çözemediği birçok problemin üstesinden geldi. Kendini devletin yerine koyan bu suç örgütüne boyun eğmeyi düşünmedi, onların kurduğu tüm oyunları bozup hayır hizmetlerine devam ettiler.
Bugün çile çekenler, herkesin parmakla göstereceği bir medeniyetin temelini atma yönünde ilerliyor. Kur’an’ın çizdiği makul sınırlar içinde ortak akılla yürütülen faaliyetler istişare zemini üstünde yükseliyor.
Dayanışma içinde tüm insanlığı kucakladıkları sürece de dünya, sundukları güzel örneklerden etkilenecek.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “Herkül.org” sitesindeki sohbetinden faydalanıldı