OHAL komisyonu AHİM sürecini uzatmak için kuruldu.
“Komisyon ne yapısı itibarıyla, ne de karar alma mekanizmaları itibarıyla bağımsız ve tarafsız bir organ değil. 7 kişiden oluşuyor. 5 üyesini Başbakan ve Bakanlar atıyor, biraz yargısalmış gibi gözüksün diye 2 üyeyi de HSYK atıyor” diyen Altıparmak, komisyonun sadece ihraçlara değil, KHK’nin 2. maddesi uyarınca tüm dernek, vakıf, TV, radyo kapatma kararlarına da bakacağına dikkat çekti.
GÜNDE 250 DOSYA
Altıparmak, “Kabaca bir 100 bin işlemden bahsediyoruz. Bu 100 bin işlemi komisyonun 2 yıl içinde karara bağlaması bekleniyor. Çünkü uzatma hariç komisyon için öngörülen görev süresi 3. madde uyarınca bu. Bu da yine kabaca Komisyon’un günde 250 dosyayı karara bağlamasını gerektiriyor” dedi. Altıparmak, atanan üyelerin bu kadar hızlı ve adil çalışmasının mümkün olmadığını belirtti.
Komisyonu kuranların böyle bir beklentisi de olmadığını kaydeden Altıparmak, şöyle devam etti: “9. madde uyarınca komisyon incelemeyi dosya üstünden yapacak. Düşünün, 100 bin işlem yapılmış. Bu işlemlerde daha önce ifade etmeye çalıştığım üzere insanları ceza hukuku anlamında mahkum etmişsiniz. Bunun için bir çok vakada ne yürüyen bir soruşturma, ne savunma hakkı, ne delil, ne de açıkça ne ile suçlandığı belli insanların. Şimdi bu kişiler komisyona başvurup bilmedikleri suçlamaya dosya üzerinden itiraz edecek. Ve bu itirazları o Komisyon günde 250 karar vermek suretiyle inceleyip karara bağlayacak.”
İDARİ YARGI SÜRECİ
Bu karara karşı yargı yolunun da açık olduğunu, ama olmayan yargılamanın, yargılamasının da ne olacağını kestirmenin zor olmadığını belirten Altıparmak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “2 yıl komisyonda bekleyeceksiniz. İyimser bir tahminle en az 3 yıl da tüm idari yargı sürecek. Ona karşı AYM’ye gideceksiniz. O da iyimser bir tahminle 2-3 yıl sürecek. İhraçtan itibaren sayarsanız 8-9 yıl iç hukuk yolu sürmüş olacak. Sonra AİHM’e giderseniz, bir 3-4 yıl da orada devam edecek. Buna göre, 10 ila 15 yıl sonra haklılığını kanıtlarsa kişi kamu görevine geri dönebilir, tabii hala yaşı buna uygunsa.”
Türkiye’deki hukuku izleyenlerin hukukun asli görevinin mağdurları oyalamak olduğu sonucuna ulaşabileceğini belirten Altıparmak, “Hatta belki daha somutlaştırırsak, hukukun görevi AİHM’e ulaşmayı engellemektir şeklinde özetlenebilir de” dedi.
Altıparmak, bu durumu AİHM’e düzgün bir şekilde anlatmak ve komisyonun etkili bir hukuk yolu olmadığını kanıtlamaktan başka bir çare kalmadığına dikkat çekti.
OHAL komisyonu AHİM sürecini uzatmak için kuruldu.
“Komisyon ne yapısı itibarıyla, ne de karar alma mekanizmaları itibarıyla bağımsız ve tarafsız bir organ değil. 7 kişiden oluşuyor. 5 üyesini Başbakan ve Bakanlar atıyor, biraz yargısalmış gibi gözüksün diye 2 üyeyi de HSYK atıyor” diyen Altıparmak, komisyonun sadece ihraçlara değil, KHK’nin 2. maddesi uyarınca tüm dernek, vakıf, TV, radyo kapatma kararlarına da bakacağına dikkat çekti.
GÜNDE 250 DOSYA
Altıparmak, “Kabaca bir 100 bin işlemden bahsediyoruz. Bu 100 bin işlemi komisyonun 2 yıl içinde karara bağlaması bekleniyor. Çünkü uzatma hariç komisyon için öngörülen görev süresi 3. madde uyarınca bu. Bu da yine kabaca Komisyon’un günde 250 dosyayı karara bağlamasını gerektiriyor” dedi. Altıparmak, atanan üyelerin bu kadar hızlı ve adil çalışmasının mümkün olmadığını belirtti.
Komisyonu kuranların böyle bir beklentisi de olmadığını kaydeden Altıparmak, şöyle devam etti: “9. madde uyarınca komisyon incelemeyi dosya üstünden yapacak. Düşünün, 100 bin işlem yapılmış. Bu işlemlerde daha önce ifade etmeye çalıştığım üzere insanları ceza hukuku anlamında mahkum etmişsiniz. Bunun için bir çok vakada ne yürüyen bir soruşturma, ne savunma hakkı, ne delil, ne de açıkça ne ile suçlandığı belli insanların. Şimdi bu kişiler komisyona başvurup bilmedikleri suçlamaya dosya üzerinden itiraz edecek. Ve bu itirazları o Komisyon günde 250 karar vermek suretiyle inceleyip karara bağlayacak.”
İDARİ YARGI SÜRECİ
Bu karara karşı yargı yolunun da açık olduğunu, ama olmayan yargılamanın, yargılamasının da ne olacağını kestirmenin zor olmadığını belirten Altıparmak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “2 yıl komisyonda bekleyeceksiniz. İyimser bir tahminle en az 3 yıl da tüm idari yargı sürecek. Ona karşı AYM’ye gideceksiniz. O da iyimser bir tahminle 2-3 yıl sürecek. İhraçtan itibaren sayarsanız 8-9 yıl iç hukuk yolu sürmüş olacak. Sonra AİHM’e giderseniz, bir 3-4 yıl da orada devam edecek. Buna göre, 10 ila 15 yıl sonra haklılığını kanıtlarsa kişi kamu görevine geri dönebilir, tabii hala yaşı buna uygunsa.”
Türkiye’deki hukuku izleyenlerin hukukun asli görevinin mağdurları oyalamak olduğu sonucuna ulaşabileceğini belirten Altıparmak, “Hatta belki daha somutlaştırırsak, hukukun görevi AİHM’e ulaşmayı engellemektir şeklinde özetlenebilir de” dedi.
Altıparmak, bu durumu AİHM’e düzgün bir şekilde anlatmak ve komisyonun etkili bir hukuk yolu olmadığını kanıtlamaktan başka bir çare kalmadığına dikkat çekti.
OHAL komisyonu AHİM sürecini uzatmak için kuruldu.
“Komisyon ne yapısı itibarıyla, ne de karar alma mekanizmaları itibarıyla bağımsız ve tarafsız bir organ değil. 7 kişiden oluşuyor. 5 üyesini Başbakan ve Bakanlar atıyor, biraz yargısalmış gibi gözüksün diye 2 üyeyi de HSYK atıyor” diyen Altıparmak, komisyonun sadece ihraçlara değil, KHK’nin 2. maddesi uyarınca tüm dernek, vakıf, TV, radyo kapatma kararlarına da bakacağına dikkat çekti.
GÜNDE 250 DOSYA
Altıparmak, “Kabaca bir 100 bin işlemden bahsediyoruz. Bu 100 bin işlemi komisyonun 2 yıl içinde karara bağlaması bekleniyor. Çünkü uzatma hariç komisyon için öngörülen görev süresi 3. madde uyarınca bu. Bu da yine kabaca Komisyon’un günde 250 dosyayı karara bağlamasını gerektiriyor” dedi. Altıparmak, atanan üyelerin bu kadar hızlı ve adil çalışmasının mümkün olmadığını belirtti.
Komisyonu kuranların böyle bir beklentisi de olmadığını kaydeden Altıparmak, şöyle devam etti: “9. madde uyarınca komisyon incelemeyi dosya üstünden yapacak. Düşünün, 100 bin işlem yapılmış. Bu işlemlerde daha önce ifade etmeye çalıştığım üzere insanları ceza hukuku anlamında mahkum etmişsiniz. Bunun için bir çok vakada ne yürüyen bir soruşturma, ne savunma hakkı, ne delil, ne de açıkça ne ile suçlandığı belli insanların. Şimdi bu kişiler komisyona başvurup bilmedikleri suçlamaya dosya üzerinden itiraz edecek. Ve bu itirazları o Komisyon günde 250 karar vermek suretiyle inceleyip karara bağlayacak.”
İDARİ YARGI SÜRECİ
Bu karara karşı yargı yolunun da açık olduğunu, ama olmayan yargılamanın, yargılamasının da ne olacağını kestirmenin zor olmadığını belirten Altıparmak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “2 yıl komisyonda bekleyeceksiniz. İyimser bir tahminle en az 3 yıl da tüm idari yargı sürecek. Ona karşı AYM’ye gideceksiniz. O da iyimser bir tahminle 2-3 yıl sürecek. İhraçtan itibaren sayarsanız 8-9 yıl iç hukuk yolu sürmüş olacak. Sonra AİHM’e giderseniz, bir 3-4 yıl da orada devam edecek. Buna göre, 10 ila 15 yıl sonra haklılığını kanıtlarsa kişi kamu görevine geri dönebilir, tabii hala yaşı buna uygunsa.”
Türkiye’deki hukuku izleyenlerin hukukun asli görevinin mağdurları oyalamak olduğu sonucuna ulaşabileceğini belirten Altıparmak, “Hatta belki daha somutlaştırırsak, hukukun görevi AİHM’e ulaşmayı engellemektir şeklinde özetlenebilir de” dedi.
Altıparmak, bu durumu AİHM’e düzgün bir şekilde anlatmak ve komisyonun etkili bir hukuk yolu olmadığını kanıtlamaktan başka bir çare kalmadığına dikkat çekti.
OHAL komisyonu AHİM sürecini uzatmak için kuruldu.
“Komisyon ne yapısı itibarıyla, ne de karar alma mekanizmaları itibarıyla bağımsız ve tarafsız bir organ değil. 7 kişiden oluşuyor. 5 üyesini Başbakan ve Bakanlar atıyor, biraz yargısalmış gibi gözüksün diye 2 üyeyi de HSYK atıyor” diyen Altıparmak, komisyonun sadece ihraçlara değil, KHK’nin 2. maddesi uyarınca tüm dernek, vakıf, TV, radyo kapatma kararlarına da bakacağına dikkat çekti.
GÜNDE 250 DOSYA
Altıparmak, “Kabaca bir 100 bin işlemden bahsediyoruz. Bu 100 bin işlemi komisyonun 2 yıl içinde karara bağlaması bekleniyor. Çünkü uzatma hariç komisyon için öngörülen görev süresi 3. madde uyarınca bu. Bu da yine kabaca Komisyon’un günde 250 dosyayı karara bağlamasını gerektiriyor” dedi. Altıparmak, atanan üyelerin bu kadar hızlı ve adil çalışmasının mümkün olmadığını belirtti.
Komisyonu kuranların böyle bir beklentisi de olmadığını kaydeden Altıparmak, şöyle devam etti: “9. madde uyarınca komisyon incelemeyi dosya üstünden yapacak. Düşünün, 100 bin işlem yapılmış. Bu işlemlerde daha önce ifade etmeye çalıştığım üzere insanları ceza hukuku anlamında mahkum etmişsiniz. Bunun için bir çok vakada ne yürüyen bir soruşturma, ne savunma hakkı, ne delil, ne de açıkça ne ile suçlandığı belli insanların. Şimdi bu kişiler komisyona başvurup bilmedikleri suçlamaya dosya üzerinden itiraz edecek. Ve bu itirazları o Komisyon günde 250 karar vermek suretiyle inceleyip karara bağlayacak.”
İDARİ YARGI SÜRECİ
Bu karara karşı yargı yolunun da açık olduğunu, ama olmayan yargılamanın, yargılamasının da ne olacağını kestirmenin zor olmadığını belirten Altıparmak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “2 yıl komisyonda bekleyeceksiniz. İyimser bir tahminle en az 3 yıl da tüm idari yargı sürecek. Ona karşı AYM’ye gideceksiniz. O da iyimser bir tahminle 2-3 yıl sürecek. İhraçtan itibaren sayarsanız 8-9 yıl iç hukuk yolu sürmüş olacak. Sonra AİHM’e giderseniz, bir 3-4 yıl da orada devam edecek. Buna göre, 10 ila 15 yıl sonra haklılığını kanıtlarsa kişi kamu görevine geri dönebilir, tabii hala yaşı buna uygunsa.”
Türkiye’deki hukuku izleyenlerin hukukun asli görevinin mağdurları oyalamak olduğu sonucuna ulaşabileceğini belirten Altıparmak, “Hatta belki daha somutlaştırırsak, hukukun görevi AİHM’e ulaşmayı engellemektir şeklinde özetlenebilir de” dedi.
Altıparmak, bu durumu AİHM’e düzgün bir şekilde anlatmak ve komisyonun etkili bir hukuk yolu olmadığını kanıtlamaktan başka bir çare kalmadığına dikkat çekti.