Erdoğan rejiminin Avrupa’da siyasi miting yapma bahanesiyle tırmandırdığı krizde maskesi düştü. Sabah saatlerinde “İzin vermeseler de gideceğim, tansiyon artsın” sözlerinden sonra akşam Hollanda’nın teklifini teperek krizi artırdığı ortaya çıktı.
Siyasi olarak Rusya’ya yanaşan ve Batı ile ilişkileri koparmak isteyen Erdoğan, daha önce çıkaramadığı kriz fırsatını oluşturmayı bu kez başardı…
15 Temmuz darbe tiyatrosundan sonra diktatörlüğünü tam olarak kuran ve referandumla Meclisi ve muhalefet partilerini saf dışı bırakarak bunu pekiştirmeyi bekleyen Erdoğan, Batı’nın Türkiye’deki insan hakları ihlalleriyle ilgili eleştirilerine kulak tıkadı. Ankara’nın uluslararası anlaşmalarla bağlı olduğu Avrupa kıtası ile ilişkileri koparmak için bugüne kadar birçok yol denedi. Ancak başta Almanya Başbakanı Merkel olmak üzere Avrupalı liderler alttan almaya çalışarak Erdoğan’ın bu oyununa gelmedi.
KRİZ ÇIKARMAYI BAŞARDI
Ne var ki Erdoğan’ın sürekli Almanya’yı hedef alan sert açıklamaları, Diyanet’in Türk imamlar vasıtasıyla Almanya’daki Türk vatandaşlarını MİT adına fişlerken suçüstü yakalanmaları bardağı taşıran son damla oldu. Almanya, Mevlüt Çavuşoğlu ve bazı bakanların kendi topraklarında diktatörlüğü öven siyasi miting yapmasına izin vermedi. Erdoğan bunu fırsat bilerek vitesi artırdı ve Merkel yönetimini “Nazi yönetimi” olmakla suçladı. Alman kamuoyu “Erdoğan’a istediği kozu vermeyelim” düşüncesinde ortak noktada buluştu, Erdoğan’ın bel altı ve tahrik edici suçlamalarına alt perdeden yumuşatıcı cevaplar verdi.
ÇAVUŞOĞLU: TANSİYON ARTSIN
Erdoğan bu kez namlunun ucunu Hollanda’ya çevirdi ve Mevlüt Çavuşoğlu’na Rotterdam’da miting yapma talimatı verdi. AKP’nin diktatöryel yönetiminden ve Türkiye’deki vatandaşlarını hapse atarak işkence uygulamasından rahatsız olan Hollanda yönetimi, AKP’nin kendi topraklarında siyasi miting yapamayacağını belirtti. Erdoğan’dan krizi tırmandırma görevini alan Çavuşoğlu, Amsterdam yönetimiyle müzakereler henüz devam ederken bu sabah CNN Türk canlı yayınında Hollanda’yı Nazi’ci olmakla suçladı. Çavuşoğlu, durup dururken “İzin vermeseler de Rotterdam’a gideceğim, tansiyon artarsa artsın, uçağa iniş izni vermezlerle yaptırım uygularız” tehdidini savurdu.
Hollanda yönetimi bu tehdidin çözüm ihtimalini ortadan kaldırdığını söyleyerek Çavuşoğlu’nun uçağının Rotterdam’a inmesine izin vermedi.
ERDOĞAN CEPHESİ HAZIRLIKLI
Kontrollü şekilde Hollanda ile krizi tırmandıran Erdoğan, Almanya’dan bulamadığını Amsterdam’dan bulmuş oldu. Aktroller, Hollanda’nın bu kararının ardından dakikalar içinde Twitter’da “Hollanda’danNaziuygulaması” hashtagini trend topic’e taşıdı. O dakikalarda İstanbul Bağcılar’da konuşan Erdoğan bir kez daha Nazi suçlaması yönelttiği Hollanda yönetimine “Bakalım sizin uçaklarınız buraya gelebilecek mi” tehdidini savurdu.
AKP’NİN MASKESİ DÜŞTÜ
Yine mağduru oynayarak referandumda evet oylarını çoğaltmayı hedefleyen Erdoğan’ın aslında mağdur değil, krizi bizzat tırmandıran taraf olduğu sonradan anlaşıldı. Hollanda AKP Seçim Koordinasyonu Merkezi Başkanı Turan Atmaca, Hollanda hükümetinin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş iznini iptal etmesi öncesinde programın 50 kişiyle sınırlandırılmak istendiğini ancak bunu kabul etmediklerini itiraf etti. Yani Hollanda Çavuşoğlu’na “Tamam gel, siyasi konuşma yap ama mitinge dönüşmesin, 50 kişiyle sınırlandırılsın” teklifi yaptı. Bu teklife diplomasiden uzak yaygaracı biçimde karşı çıkan AKP heyetinin “Bir de bizimle pazarlık yapmaya kalktılar” şeklinde yaklaşımı ipleri kopardı. Sarayın yayın organı Hürriyet ise Hollanda’nın uzlaşma çabasına “Küstah teklif” diyerek AKP’nin tiyatrosunda yine baş rolü aldı.
HOLLANDA NE TEKLİF ETTİ?
Atmaca’ya göre AKP’nin 500 kişilik miting planına karşı Hollanda’nın teklifi şuydu: . ‘Siz programı devam ettirin ama Rotterdam’da değil, Lahey Büyükelçiliğinde yapın. Fakat 50 kişi olsun ve sizin belirleyeceğiniz bu 50 kişinin ismini bize verin. O isimleri kontrol ederek, içeri sokalım.”
AKP’LİLERE EL KAİDE TARİFESİ
Hollanda yönetimi AKP mitingi için güvenlik kaygısı taşıdıklarını ve ülkeye girecek AKP’lilerin isimlerini bilmek istediklerini açıkladı. Özellike Suriye savaşıyla birlikte El Kaide çıkışlı El Nusra ve IŞİD gibi radikal yapılarla içli dışlı olan AKP’ye Hollanda’da temkinli yaklaşılması da yine Erdoğan rejiminin dünyadaki imajını göstermesi bakımından çarpıcı bir nokta.
AKP DAHA FAZLA KRİZ İSTİYOR
Bu krizin referandumda evet oylarına yarayacağını ve Batı ile ilişkileri kopartma hedefine yaklaştıracağını düşünen Erdoğan, “bunun burada kalmasını” istemiyor. Nitekim AKP’li bakanlar bunu sağlamakla görevlendirildi. Geçtiğimiz hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, siyasi mitinge izin vermeyen Hollanda’dan sahtekarlıkla salon kiralamaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Belirtilen sahte amaç için salonu veren yetkililer, olayın ardından Bakan Kaya çıkınca toplantıyı iptal etmişti. Bakan Kaya, bugün de krizde kendisine düşen payın ikinci yarısını oynamak için “Madem havadan izin yok ben de karadan giderim” açıklaması yaptı. Kısa süre sonra Hollanda, Bakanın yol güzergahını kapatıklarını açıkladı.
HOLLANDA SEÇİMİNİ YAPTI: AKP’YE MÜSAMAHA YOK
Görünen o ki Hollanda Türkiye ve AKP ayrımını, Erdoğan’la ilişkilerde politik seçimini yaptı. Türkiye ile ilişkileri kısa vadede bozma pahasına AKP rejimine müsamaha göstermeme kararı almış görünüyorlar. Bu krizin Erdoğan’a yarayacağını ve referandumda elini rahatlatacağını savunanların karşısında da “Erdoğan diktatörlüğünü kurdu, Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi denetimsiz olduğu için her halükarda referandumu kazanacak, biz duruşumuzdan taviz vermeyelim” görüşü duruyor.
AKP İÇİN UÇUŞA YASAK BÖLGE!
Bu tartışmalar Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de sık sık yapılıyor bu günlerde. Hollanda’nın tavrının diğer Avrupalı liderler tarafından da benimseneceğini ve “İnceldiği yerden kopsun” diyerek AKP ile köprüleri atabileceğini söylemek büyük kehanet olmaz. Bu durumda dış politikada iyice sıkışan AKP için Batı, adeta uçuşa yasak bölge halini alır.