Üstelik dört İngiliz vatandaşı üzerinden
Takvim 3 Eylül 2008’i gösterdiğinde, heyetler Norveç’in Oslo kentinde bir araya geldi. İki günlük bir görüşmeydi. Bir tarafta PKK heyeti, diğer tarafta Milli İstihbarat Teşkilatı mensupları ve Başbakan danışmanı Hakan Fidan vardı. Birçok ülke ve sivil toplum örgütü bu görüşmelere arabuluculuk yapıyor ya da destek veriyordu. Norveç de bu ülkeler arasındaydı.
Daha sonra Oslo görüşmeleri olarak hafızalara kazınacak olan bu sürecin, ilk buluşması 3-4 Eylül 2008’de gerçekleşti. Amed Dicle’nin yazdığı “2005-2015 Türkiye-PKK Görüşmeleri: Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci operasyonu” adlı kitapta tüm bu süreç hakkında bugüne kadar duyulmamış bilgiler yayınlandı.
2005-2015 arasındaki on yıllık görüşme sürecinde, nelerin konuşulduğu, kimlerin katıldığı, kimlerin destek verdiği, hangi anlaşmalar yapıldığı, pratik adımlarının ne olduğu ve bu süreçte devlet kanadının hangi saldırılarda bulunduğu sözkonusu kitapta anlatılıyor.
Ancak kitapta en dikkat çekici nokta Erdoğan’ın bu görüşme süreçlerini sorunun çözümü için değil kendi seçim ve siyasi hesapları için nasıl kullandığının ortaya çıkmış olması.
KANDİL’E SEÇİM RİCASI
PKK’nın yayın organı ANF tarafından da haberleştirilen kitaba göre; Kandil’deki görüşme, Oslo-1 olarak adlandırılan ilk görüşmeden sonra Kandil’e Erdoğan bir “seçim mesajı” gönderdi. Üstelik dört İngiliz vatandaşı üzerinden.
Kitaba göre aracı ekip da Ankara’ya giderek bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra, bir sonraki durak olarak Kandil’in yolunu tuttu. Bu görüşme trafiği içerisinde Kandil’e bir mesaj gider. Heyet PKK merkezine gitmek ister. Bu görüşmenin hangi gerekçelerle talep edildiği kitapta detayları ile anlatılıyor. 4 Aralık 2008’de Kandil’e giden heyet PKK’liler tarafından karşılanır. Ankara’dan gelen heyet, Mart 2009 yerel seçimler öncesi ateşkes talep eder.
PKK heyetinde üst düzey isimler Murat Karayılan, Bozan Tekin, Mustafa Karasu ile Sozdar Avesta yer alır. Erdoğan’ın gönderdiği aracı kurumdan ise dört İngiliz vatandaşı görüşmede hazır bulunurlar. Devlet heyeti de aracı kurum üzerinden, olası bir ateşkese fiili olarak uyacağını bildirmiştir.
İLK KEZ ÇÖZÜM SÜRECİNE OPERASYON DENDİ
Kitapta dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise ilk kez PKK tarafının Çözüm Süreci’ni bir operasyon olarak nitelemesi oldu. Kitabın başlığında “Kürt sorununun çözümüne ‘Çözüm Süreci’ operasyonu” nitelemesi kullanılıyor.