Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
MARMARİS: KUSURSUZ KUMPAS
Tıpkı herkesin yollarda olduğu, köprünün en kalabalık olduğu saatte (prime time)da Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapatmak, içinde mühimmat olmayan zıhrlı araçları sokağa çıkarmak gibi Marmaris’te de herşey ‘başarısızlığa’ göre kurgulanmıştı.
Eğer mevcut siyasi iradeye yönelik bir darbe planlıyorsanız en önemli, en kritik aşamasının Cumhurbaşkanı ve hükümet üyelerinin ‘alınması’ olmalıdır.
Bunu bilmek için kurmay asker olmaya gerek yok.
Fakat gelin görünki 15 Temmuz akşamı yaşanan tuhaflıklar zincirinin (Aradan geçen bunca zamana rağmen yazılı bir darbe planının olmadığını da hatırlatayım) en ilginçleri ‘Erdoğan’a yönelik eylem (!) aşamasında yaşandı.
‘Erdoğan’a yönelik eylem’ diyorum çünkü savcılar da eylemin ne olduğuna karar verememişler. Zira iddianamelerde farklı tanımlamalar var.
Mesela Marmaris İddianamesi’nde sanıkların “Erdoğan’ı etkisiz hale getirmek” amacında oldukları ifade ediliyor. İzmir’deki ana dosya iddianamesinde ise gizli tanıklar ‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine dayanılarak “Erdoğan’ın alınması ve bir yerde muhafaza edilmesi” planlandığı anlatılıyor.
‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine göre “Erdoğan Huber Köşkü’nden alındıktan sonra İstanbul’da biraz bekletilecek ve havayoluyla denize açılan bir gemiye transfer edilecek ve muhafaza edilecekti”.
Görüldüğü gibi savcılar bile Erdoğan’a yönelik eylemin amacına karar verememişler.
Kaldı ki burada başka çelişkiler de var. Mesela temel iddialardan birisi şuydu; “Adil Öksüz başkanlığında yapılan toplantılarda darbe planlaması yapıldı, sonra Adil Öksüz 11 Temmuz’da Amerika’ya uçtu, planı Gülen’e onaylattı ve 13’ünde döndü”
Oysa ki o tarihlerde Erdoğan’ın nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
Erdoğan 9 Temmuz’dan itibaren kaybolmuştu. Böyle bir ortamda Erdoğan’ın Huber Köşkü’nden alınacağını ve muhafaza edileceğini anlatan gizli tanıkların anlatımlarına şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
15 KOTROLLÜ DARBESİ İLE İLGİLİ GERÇEKLER – 2… paylaşan: aktifhaber
MARMARİS’TE KAPSAMLI HAZIRLIKLAR
Bu aşamada 15 Temmuz öncesine gitmek şart.
Çünkü ‘resmi 15 Temmuz söylemine’ göre Erdoğan “son anda tatil planı yaptı” ve Marmaris’e gitti.
Fakat bu söylemde çelişkiler var.
Mesela 5 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları Marmaris’teki askeri birlikleri ziyaret ediyorlar. Ziyaret dikkat çekici.
Erdoğan’ın görüntü verdiği son program 9 Temmuz’da Antalya’da oldu. Bir gün sonra ise 10 Temmuz’da Sahil Güvenlik ve Jandarma, Cumhurbaşkanlığı Gökova Körfezi’ndeki Devlet Konuk Evi’nin önündeki tekneleri uzaklaştırdı.
Bu tarih şu açıdan önemil; Erdoğan’ın konakladığı otelin sahibi Serkan Yazıcı, TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın Marmaris’e gelme fikrinin 11 Temmuz günü yarım saat içinde kararlaştırıldığını programın tamamen tesadüf olduğunu”söylüyor.
Jandarma ve Sahil Güvenliğin, Erdoğan Marmaris’e gelmeden bir gün önce bölgedeki yatları uzaklaştırması bu ifadeleri şüpheli hale getiriyor.
YAVERLERİ YANINA ALMIYOR
11 Temmuz saat 21.00’de Erdoğan Marmaris’e doğru yola çıktı.
Fakat sıradışı bir şey yaptı. Askeri yaverlerine gideceği yeri söylemediği gibi yanında bulunmalarına da izin vermedi.
Bu çok sıradışı bir şeydi çünkü Cumhurbaşkanı, anayasal olarak aynı zamanda ‘Başkomutan’ olduğu için yaverleri de her daim yanında olmak zorunda.
Erdoğan gizlice İstanbul’dan Marmaris’in yaklaşık 150 km kuzeyindeki Çıldır Havalimanı’na uçtu.
Buradanda Serkan Yazıcı’nın helikopteri ile kalacağı yere geçti.
Normal şartlarda Erdoğan’ın Marmaris’e 40 km uzaklıkta olan Dalaman Havalimanı’na uçması ve buradan da Cumhurbaşkanlığı’nın helikopteri ile kalacağı otele geçmesi beklenirdi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı’na ait helikopterle değil de Yazıcı’nın helikopteri ile Marmaris’e gitmesi, Grand Yazıcı Oteli’nde kendisine hizmet edecek aşçısı ve hizmetlilerini bile getirmiş olması, kaldığı villadan dışarıya çıkmaması (Cuma namazı dahil) 15 Temmuz’a dair bir ön hazırlık yapıldığına dair şüpheleri güçlendiren detaylar.
15 Temmuz’a dair bir başka ilginç tesadüf ise Hava Kuvvetleri Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Korgeneral Yılmaz Özkaya’nın İstanbul’da ki meşhur düğüne katılmayıp Marmaris’te kalmasıydı.
Hava Kuvvetleri’nin iki numarası sayılan Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılması gereken Korgeneral Yılmaz Özkaya nedense düğüne gitmedi. Erdoğan’ın Marmaris’ten ayrılma sürecini koordine eden en kritik isim oldu.
Tuggeneral Sönmezateş komutasındaki timin helikopterlerine yakıt verilmesini engelleyerek kritik bir müdahale bulundu.
İddialara göre bir askeri uçak Erdoğan’ı alıp Akıncı’ya getirecekti. Fakat o gece Erdoğan’ı alması planlanan uçak kalkmadı bile. Bir başka ifadeyle Marmaris’e giden timin başarısız olması garanti altına alınmıştı.
Erdoğan, o gece torununa Kur’an öğretirken çekilmiş bu fotoğrafı referandum öncesi medyaya servis ettirdi. Fakat fotoğrafta ki detaylar şüpheleri arttırdı. Çünkü daha önce ‘işte saldırıya uğrayan otel odası’ diye medyaya servis edilen görüntülerdeki otel ile bu fotoğraf aynı yere ait değildi.
SUİKAST TİMİ (!) SAATLERCE NEDEN BEKLETİLDİ?
Ifadeler ve iddianamelere göre darbeciler 23.00’da Çiğli’de hazırlar.
Uçuş yasağına rağmen İstanbul’dan İzmir’e uçabilmeleri de cevapsız sorulardan birisi. Fakat 3 saat boyunca bekletiliyorlar. Bir kaç kez görevin iptal edildiği söyleniyor sonra tekrar hazırlanılıyor.
Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi 00.04’te kaldığı otelin önünde yerel gazetecilere açıklama yaptığını hatırlayalım. Havuz medyasının nedense yayınlamadığı bu açıklama da duyulabileceği gibi bir gazeteci Erdoğan’a ‘Marmaris’te olacak mısınız?’ soruyor.
Erdoğan’ın cevabı “Hayır, hayır” şeklinde.
00:24’te CNNTürk’te Hande Fırat ile yaptığı facetime bağlantısında ise halkı meydanlara çağırdıktan sonra “Bende Cumhurbaşkanı olarak meydanlara geliyorum” diyor.
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu 00.04 itibariyle tüm Türkiye’de öğrenilmiş, Marmaris’ten ayrılacağını bizzat Erdoğan’ın kendisi söylemiş. Bu gelişmelerden darbecileri yönlendiren kişilerin veya darbecilerin bizzatihi kendilerinin haberinin olmadığı söylenemez.
İfadelerde de görüleceği gibi sanıkların cep telefonlarından gelişmeleri takip ettikleri anlaşılıyor. Kaldı ki Erdoğan kendi ağzıyla ayrılacağını söylemese bile aklı başında herkes darbe başladıktan sonra Erdoğan’ın bulunduğu yerden ayrılacağını bilir.
Devam edelim;
Akıncı İddianamesinde yer alan detaylara göre darbeciler Erdoğan’ı taşıyan helikopter saat 01.30’da alçak irtifa seyrederek Dalaman Havalimanı’na iniyor.
01.31’de Erdoğan helikopterden inip Cumhurbaşkanlığı uçağına biniyor. 01.43’te ise ATA uçağı Dalaman’dan havalanıyor. Saat 03.20’de ise Erdoğan’ı taşıyan uçak (THY-8456 koduyla havalanıyor) Istanbul havalimanına iniyor.
Cumhurbaşkanı’nın 01.30 da Dalaman Havalimanı’na geldiği düşünüldüğünde otelden 01.00 sularında ayrıldığı anlaşılıyor.
Darbecilerin Çiğli’den hareketi ise tam 02.14’te oluyor.
Yani Erdoğan’ın gazetecilere açıklama yaptığı andan 2 saat,
Marmaris’ten ayrılmasından 1 saat ve uçağının Dalaman Havalimanı’ndan kalkışından 31 dakika sonra.
Düşünsenize; darbe planlıyorsunuz ve darbenin en önemli hedefi olan Cumhurbaşkanı’nı ‘almaya’ o hedeften ayrıldıktan yarım saat sonra çıkıyorsunuz.
Otel bölgesine vardıkları saat 03:20
Dahası Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyor yoldan çevirdiğiniz Atilla Barbaros Teoman isimli vatandaşa soruyorsunuz. Bu nasıl bir suikast yada darbe girişimidir ki Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz.
Şurası net; askerleri Çiğli’de bekletip Erdoğan güvenli bir şekilde Dalaman’dan ayrıldıktan sonra onları yola çıkartan irade sanıkları bile bile kumpasın içine çekmiş.
Askerler Marmaris’e ulaştıklarında Erdoğan’da İstanbul’a inmişti.
01’DE Kİ SALDIRIYI KİM YAPTI?
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
Detayıyla yazdığım gibi Sönmezateş komutasındaki askerlerin bu saldırı yapma imkanı yok çünkü o saatte hala Çiğli’deler.
Sanıkların ifadelerinde bu şüphe dikkat çekiyor;
Gökhan Şahin Sönmezateş; “15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris’ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20’de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim”
Sanık İsmail Yiğit “Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı.”
Sanık Erkan Çıkat “Biz otele gittiğimiz zaman orada özel timler önlem almıştı. Bizi infaz etmek istediler. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu açıklandı. Bizden önce oraya giden kim? Bizi oraya gönderip polisle çatışmaya girmemizi sağlayan kim? Kimler bizi kandırdı. Bizi infaz etmeleri için polise emri veren kim? Bizim görüldüğümüz yerde öldürülmemiz emrini veren kimler?”
Sanık Muammer Gözübüyük: “O gece Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü polislere “Buraya askerler gelecek. Gelmezse sağı solu tarayın, çatışma çıkmış görüntüsü verin’ diye konuşmuş. Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü de gelip ifade vermesini istiyorum”
Diğer sanıkların da benzer ifadeleri var.
Iddianamede orada bırakılan polislerin ‘güvenliği sağlamak üzere orada bırakıldığı’ yazıyor. ‘Güvenliği sağlanacak kişi’ ayrıldığına göre oradaki az sayıda polisi bırakma amacı şüpheli!
Şurası kesin; askerleri yönlendiren Akıncı Üssü’ndeki darbeciler Erdoğan’ın çok daha önceden ayrıldığını kesin olarak biliyorlardı.
Amaçları sanık askerleri polislerle çatıştırmak ve ortaya çıkan kanlı görüntüden “Cumhurbaşkanına suikast” algısını güçlendirmekti.
POLİSİ VURAN SİLAH HELİKOPTERE NASIL ATEŞ ETTİ?
Bu aşamada iddianamedeki ilginç bir detaya da bakmakta fayda var.
Marmaris İddianamesi ‘deliller’ bölümü 2. madde de olay yerinde şehit olan polis memuru Mehmet Çetin’in vücudundan çıkan 1 adet mermi çekirdeğinin olay yerinde ele geçirilen W349539 seri numaralı silahtan çıktığı anlatılıyor.
Fakat ilerleyen bölümlerde daha ilginç bir detay var.
Askerleri olay yerine götüren Skorsky helikopterinin sağ arka sürgülü giriş kapısı üst kısmı tavan döşemesi üzerindeki mermi giriş deliği içerisinde bulunan mermi çekirdeğinin de bu tüfekten atıldığı bilgisi var.
İddianamede ayrıca silahta parmak izi tespit edilemediği de yazıyor. Bir yerde silahta sanık binbaşı Şükrü Seymen’e ait ‘biyolojik kalıntı bulunduğu’ bilgisi var.
Bu detay o gece oradaki polislerle çatışmaya giren ‘meçhul’ timi tespit etmek için çok önemli. W349539 seri numaralı silahı kullanan kişi her kimse hem polisi vurmuş hemde havadaki helikoptere ateş etmiş demektir.
Havadan yere ateş edip sonra da içindeki helikopteri vurması fiziken mümkün değil. Gelin görünki bütün süreçte olduğu gibi burada da ağır bir sansür var. Özel timde görev alan sanıklar, mahkemeden, Erdoğan’ın otele geliş, ayrılış ve kendileri gelmeden önceki ilk saldırı anının güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesini talep ettiler ancak talepleri reddedildi.
O ilk saldırıya dair bir soruşturma da açılmadı.
İlk saldırıyı Özel Kuvvetler Timi yapmadığına göre, Erdoğan’ın bu saldırıdan beklentisi neydi? Bu ilk saldırının maksadı polislerin öldürülmesi sonucu Erdoğan’ın hikâyesini daha inanılır hale getirmek miydi?
DARBECİLERİN KONTROLÜNDEKİ HAVALİMANINA GİTMEK!
Erdoğan’ın uçağına THY kodu verilmişti fakat internet başındaki herkes uçağın rotasını görebiliyordu. Bir tek ‘darbeciler’ hariç. Kayıtlara göre Erdoğan’ın uçağı Biga üzerinden 47 dakika bekledi. İddialara göre o saatte havada darbecilerin kontrolünde F-16’lar vardı. Fakat hiç biri Erdoğan’ın uçağını göremedi.Erdoğan ‘işgal altındaki’ İstanbul Atatürk Havalimanı’na güvenle indi.
O gecenin Marmaris ayağına dair şüpheli detaylardan birisi de şu.
Erdoğan’ın uçağı Dalaman’dan kalktığında İstanbul Havalimanı hala darbecilerin kontrolü altındaydı. Erdoğan bunu bilmesine rağmen neden İstanbul’a doğru yola çıktı. Üstelik Ankara Esenboğa Havalimanında hiç bir güvenlik riski yoktu. (ayrı bir yazı konusu ama yeri gelmişken not düşmekte fayda var. Darbe yapıyorsunuz ama başkentteki havalimanına bir tane bile asker göndermeyi unutuyorsunuz!)
‘Resmi 15 Temmuz Söylemi’ne göre İstanbul yakınlarında uçan darbecilere ait F-16’lar Erdoğan’ın uçağını bulmaya çalışıyordu. Uçuş kayıtlarına göre Erdoğan’ın uçağı Biga semalarında 47 dakika tur attı.
Düşünün, darbecilerin elinde son derece gelişmiş silahlarla donatılmış F-16’lar var ve siz sivil bir uçakla hiç bir şey yokmuş gibi geziniyorsunuz.
Erdoğan’ın uçağına saldırı olmayacağının garantisini kim vermişti ?
ŞAKA GİBİ DİYALOGLAR
Bu arada Akıncı İddianamesi’nde pilotlarla kule arasındaki konuşmalardan kesitler var. Bir bölüm var ki evlere şenlik.
FİLO(AHMET TOSUN):hocam sizde gözlük varmı
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): bende var
FİLO(AHMET TOSUN):anlaşıldı önleyeceğiniz uçağı tarif edicez hocam
gözlük kullanacaksınız önleyeceğiniz uçağı tarif edicez
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): tamam
24-)1.922.341 kayıt nolu 16.7.2016 00:17:45 AN/GRC-171
FİLO(AHMET TOSUN): Şahin 2 filo
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): devam
FİLO(AHMET TOSUN): hocam önleyeceğiniz uçak muhtemel
cumhurbaşkanlığı uçağı forsu olacak kocaman bir uçak cumhurbaşkanlığı forsu olan
bir uçak
Düşünün, darbe yapıyorsunuz ve birinci hedefiniz Erdoğan.
Kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz. O ayrıldıktan sonra suikast (!) timi yolluyorsunuz. Gönderdiğiniz bir avuç asker yoldan çevirdikleri kişilere adres soruyor. Bir yandan F-16 ile havada ses hızını aşan uçaklar ‘görerek’ Erdoğan’ın uçağını arıyor!
Uçağın üzerinden kocaman bir Cumhurbaşkanlığı forsu olacakmış. Oysa ki
Cumhurbaşkanlığı uçaklarında fors da yok. Google da arama yapsalar bile bunu görürlerdi.
DARBEDEN HABERİNİZ YOKSA 4 AYRI UÇAĞI 4 AYRI HAVALİMANINDA NASIL HAZIR ETTİNİZ?
Erdoğan 29 Temmuz 2016 tarihinde A Haber’de katıldığı bir televizyon programında o gece “darbecileri şaşırtmak için 3 havalimanında daha uçaklar hazır bekledi” dedi.
Benzer açıklamayı Enerji Bakanı olan damadı Beraz Albayrak’ta yaptı.
Darbeyi eniştesinin araması sonrası 21.30 sularında öğrenmişse, normal şartlarda Ankara Esenboğa Havalimanı’nda konuşlu bu uçaklar hangi arada hazırlandı ve 4 ayrı havalimanında hazır bekletildi?
Uzmanları böyle bir operasyonun (mürettebatın toplanması, uçakların uçuşa hazır hale getirilmesi, uçuş planlaması Ankara’dan İzmir, Dalaman, Bodrum ve Çıldır havalimanlarına uçuşun saatler isteyen bir operasyon olduğunda hemfikir)
O gece 24.00 sularında 4 ayrı uçağın 4 ayrı havalimanında hazır bekletilmesi Erdoğan’ın darbeyi çok önceden bildiği ve kapsamlı bir kaçış planı yaptığını teyit eden bir durum.
DEV BİR ASKERİ ÜS VAR AMA…
15 Temmuz’a dair soru işaretlerinden birisi de şu.
Erdoğan’ın kaldığı otele 15-20 dakika mesafede Türkiye’nin en büyük deniz üslerinden Aksaz Deniz Üssü var.
Üs komutanı Tuğamiral Namık Alper 16 Temmuz sabahı gözaltına alınıp tutuklandı.
Eğer Erdoğan’a yönelik bir girişim olacaksa, emrinde 2 tugay ve 4 bin askerin bulunduğu, savaş gemilerinin, uçaksavarların olduğu bir üssün kullanılmayıp nereye gittiğini bile bir grup askerle bu işe kalmışları da ayrı bir tuhaflık.
Sonuç olarak; 15 Temmuz ve sonrasında Marmaris’te yaşananlar darbe girişimine dair şüpheleri büyütüyor. Bırakın başka tuhaflıkları, sadece Marmaris’te yaşananlar bile Erdoğan’ın darbeden çok önceden haberinin olduğunu, çok kapsamlı bir hazırlık yapıldığını, darbeci askerlerin başarısız olması için kapsamlı bir planlama yapıldığı ve medya planlamasının halkı galeyana getirip sokaklara dökecek şekilde planlandığını ortaya koyuyor.
ADEM YAVUZ ARSLAN
*YAZI ADEM YAVUZ ARSLAN’IN BLOGUNDAN ALINMIŞTIR…
https://15temmuzgercekleri2.wordpress.com/2017/07/12/marmariskusursuz-kumpas/
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
MARMARİS: KUSURSUZ KUMPAS
Tıpkı herkesin yollarda olduğu, köprünün en kalabalık olduğu saatte (prime time)da Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapatmak, içinde mühimmat olmayan zıhrlı araçları sokağa çıkarmak gibi Marmaris’te de herşey ‘başarısızlığa’ göre kurgulanmıştı.
Eğer mevcut siyasi iradeye yönelik bir darbe planlıyorsanız en önemli, en kritik aşamasının Cumhurbaşkanı ve hükümet üyelerinin ‘alınması’ olmalıdır.
Bunu bilmek için kurmay asker olmaya gerek yok.
Fakat gelin görünki 15 Temmuz akşamı yaşanan tuhaflıklar zincirinin (Aradan geçen bunca zamana rağmen yazılı bir darbe planının olmadığını da hatırlatayım) en ilginçleri ‘Erdoğan’a yönelik eylem (!) aşamasında yaşandı.
‘Erdoğan’a yönelik eylem’ diyorum çünkü savcılar da eylemin ne olduğuna karar verememişler. Zira iddianamelerde farklı tanımlamalar var.
Mesela Marmaris İddianamesi’nde sanıkların “Erdoğan’ı etkisiz hale getirmek” amacında oldukları ifade ediliyor. İzmir’deki ana dosya iddianamesinde ise gizli tanıklar ‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine dayanılarak “Erdoğan’ın alınması ve bir yerde muhafaza edilmesi” planlandığı anlatılıyor.
‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine göre “Erdoğan Huber Köşkü’nden alındıktan sonra İstanbul’da biraz bekletilecek ve havayoluyla denize açılan bir gemiye transfer edilecek ve muhafaza edilecekti”.
Görüldüğü gibi savcılar bile Erdoğan’a yönelik eylemin amacına karar verememişler.
Kaldı ki burada başka çelişkiler de var. Mesela temel iddialardan birisi şuydu; “Adil Öksüz başkanlığında yapılan toplantılarda darbe planlaması yapıldı, sonra Adil Öksüz 11 Temmuz’da Amerika’ya uçtu, planı Gülen’e onaylattı ve 13’ünde döndü”
Oysa ki o tarihlerde Erdoğan’ın nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
Erdoğan 9 Temmuz’dan itibaren kaybolmuştu. Böyle bir ortamda Erdoğan’ın Huber Köşkü’nden alınacağını ve muhafaza edileceğini anlatan gizli tanıkların anlatımlarına şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
15 KOTROLLÜ DARBESİ İLE İLGİLİ GERÇEKLER – 2… paylaşan: aktifhaber
MARMARİS’TE KAPSAMLI HAZIRLIKLAR
Bu aşamada 15 Temmuz öncesine gitmek şart.
Çünkü ‘resmi 15 Temmuz söylemine’ göre Erdoğan “son anda tatil planı yaptı” ve Marmaris’e gitti.
Fakat bu söylemde çelişkiler var.
Mesela 5 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları Marmaris’teki askeri birlikleri ziyaret ediyorlar. Ziyaret dikkat çekici.
Erdoğan’ın görüntü verdiği son program 9 Temmuz’da Antalya’da oldu. Bir gün sonra ise 10 Temmuz’da Sahil Güvenlik ve Jandarma, Cumhurbaşkanlığı Gökova Körfezi’ndeki Devlet Konuk Evi’nin önündeki tekneleri uzaklaştırdı.
Bu tarih şu açıdan önemil; Erdoğan’ın konakladığı otelin sahibi Serkan Yazıcı, TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın Marmaris’e gelme fikrinin 11 Temmuz günü yarım saat içinde kararlaştırıldığını programın tamamen tesadüf olduğunu”söylüyor.
Jandarma ve Sahil Güvenliğin, Erdoğan Marmaris’e gelmeden bir gün önce bölgedeki yatları uzaklaştırması bu ifadeleri şüpheli hale getiriyor.
YAVERLERİ YANINA ALMIYOR
11 Temmuz saat 21.00’de Erdoğan Marmaris’e doğru yola çıktı.
Fakat sıradışı bir şey yaptı. Askeri yaverlerine gideceği yeri söylemediği gibi yanında bulunmalarına da izin vermedi.
Bu çok sıradışı bir şeydi çünkü Cumhurbaşkanı, anayasal olarak aynı zamanda ‘Başkomutan’ olduğu için yaverleri de her daim yanında olmak zorunda.
Erdoğan gizlice İstanbul’dan Marmaris’in yaklaşık 150 km kuzeyindeki Çıldır Havalimanı’na uçtu.
Buradanda Serkan Yazıcı’nın helikopteri ile kalacağı yere geçti.
Normal şartlarda Erdoğan’ın Marmaris’e 40 km uzaklıkta olan Dalaman Havalimanı’na uçması ve buradan da Cumhurbaşkanlığı’nın helikopteri ile kalacağı otele geçmesi beklenirdi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı’na ait helikopterle değil de Yazıcı’nın helikopteri ile Marmaris’e gitmesi, Grand Yazıcı Oteli’nde kendisine hizmet edecek aşçısı ve hizmetlilerini bile getirmiş olması, kaldığı villadan dışarıya çıkmaması (Cuma namazı dahil) 15 Temmuz’a dair bir ön hazırlık yapıldığına dair şüpheleri güçlendiren detaylar.
15 Temmuz’a dair bir başka ilginç tesadüf ise Hava Kuvvetleri Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Korgeneral Yılmaz Özkaya’nın İstanbul’da ki meşhur düğüne katılmayıp Marmaris’te kalmasıydı.
Hava Kuvvetleri’nin iki numarası sayılan Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılması gereken Korgeneral Yılmaz Özkaya nedense düğüne gitmedi. Erdoğan’ın Marmaris’ten ayrılma sürecini koordine eden en kritik isim oldu.
Tuggeneral Sönmezateş komutasındaki timin helikopterlerine yakıt verilmesini engelleyerek kritik bir müdahale bulundu.
İddialara göre bir askeri uçak Erdoğan’ı alıp Akıncı’ya getirecekti. Fakat o gece Erdoğan’ı alması planlanan uçak kalkmadı bile. Bir başka ifadeyle Marmaris’e giden timin başarısız olması garanti altına alınmıştı.
Erdoğan, o gece torununa Kur’an öğretirken çekilmiş bu fotoğrafı referandum öncesi medyaya servis ettirdi. Fakat fotoğrafta ki detaylar şüpheleri arttırdı. Çünkü daha önce ‘işte saldırıya uğrayan otel odası’ diye medyaya servis edilen görüntülerdeki otel ile bu fotoğraf aynı yere ait değildi.
SUİKAST TİMİ (!) SAATLERCE NEDEN BEKLETİLDİ?
Ifadeler ve iddianamelere göre darbeciler 23.00’da Çiğli’de hazırlar.
Uçuş yasağına rağmen İstanbul’dan İzmir’e uçabilmeleri de cevapsız sorulardan birisi. Fakat 3 saat boyunca bekletiliyorlar. Bir kaç kez görevin iptal edildiği söyleniyor sonra tekrar hazırlanılıyor.
Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi 00.04’te kaldığı otelin önünde yerel gazetecilere açıklama yaptığını hatırlayalım. Havuz medyasının nedense yayınlamadığı bu açıklama da duyulabileceği gibi bir gazeteci Erdoğan’a ‘Marmaris’te olacak mısınız?’ soruyor.
Erdoğan’ın cevabı “Hayır, hayır” şeklinde.
00:24’te CNNTürk’te Hande Fırat ile yaptığı facetime bağlantısında ise halkı meydanlara çağırdıktan sonra “Bende Cumhurbaşkanı olarak meydanlara geliyorum” diyor.
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu 00.04 itibariyle tüm Türkiye’de öğrenilmiş, Marmaris’ten ayrılacağını bizzat Erdoğan’ın kendisi söylemiş. Bu gelişmelerden darbecileri yönlendiren kişilerin veya darbecilerin bizzatihi kendilerinin haberinin olmadığı söylenemez.
İfadelerde de görüleceği gibi sanıkların cep telefonlarından gelişmeleri takip ettikleri anlaşılıyor. Kaldı ki Erdoğan kendi ağzıyla ayrılacağını söylemese bile aklı başında herkes darbe başladıktan sonra Erdoğan’ın bulunduğu yerden ayrılacağını bilir.
Devam edelim;
Akıncı İddianamesinde yer alan detaylara göre darbeciler Erdoğan’ı taşıyan helikopter saat 01.30’da alçak irtifa seyrederek Dalaman Havalimanı’na iniyor.
01.31’de Erdoğan helikopterden inip Cumhurbaşkanlığı uçağına biniyor. 01.43’te ise ATA uçağı Dalaman’dan havalanıyor. Saat 03.20’de ise Erdoğan’ı taşıyan uçak (THY-8456 koduyla havalanıyor) Istanbul havalimanına iniyor.
Cumhurbaşkanı’nın 01.30 da Dalaman Havalimanı’na geldiği düşünüldüğünde otelden 01.00 sularında ayrıldığı anlaşılıyor.
Darbecilerin Çiğli’den hareketi ise tam 02.14’te oluyor.
Yani Erdoğan’ın gazetecilere açıklama yaptığı andan 2 saat,
Marmaris’ten ayrılmasından 1 saat ve uçağının Dalaman Havalimanı’ndan kalkışından 31 dakika sonra.
Düşünsenize; darbe planlıyorsunuz ve darbenin en önemli hedefi olan Cumhurbaşkanı’nı ‘almaya’ o hedeften ayrıldıktan yarım saat sonra çıkıyorsunuz.
Otel bölgesine vardıkları saat 03:20
Dahası Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyor yoldan çevirdiğiniz Atilla Barbaros Teoman isimli vatandaşa soruyorsunuz. Bu nasıl bir suikast yada darbe girişimidir ki Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz.
Şurası net; askerleri Çiğli’de bekletip Erdoğan güvenli bir şekilde Dalaman’dan ayrıldıktan sonra onları yola çıkartan irade sanıkları bile bile kumpasın içine çekmiş.
Askerler Marmaris’e ulaştıklarında Erdoğan’da İstanbul’a inmişti.
01’DE Kİ SALDIRIYI KİM YAPTI?
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
Detayıyla yazdığım gibi Sönmezateş komutasındaki askerlerin bu saldırı yapma imkanı yok çünkü o saatte hala Çiğli’deler.
Sanıkların ifadelerinde bu şüphe dikkat çekiyor;
Gökhan Şahin Sönmezateş; “15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris’ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20’de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim”
Sanık İsmail Yiğit “Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı.”
Sanık Erkan Çıkat “Biz otele gittiğimiz zaman orada özel timler önlem almıştı. Bizi infaz etmek istediler. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu açıklandı. Bizden önce oraya giden kim? Bizi oraya gönderip polisle çatışmaya girmemizi sağlayan kim? Kimler bizi kandırdı. Bizi infaz etmeleri için polise emri veren kim? Bizim görüldüğümüz yerde öldürülmemiz emrini veren kimler?”
Sanık Muammer Gözübüyük: “O gece Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü polislere “Buraya askerler gelecek. Gelmezse sağı solu tarayın, çatışma çıkmış görüntüsü verin’ diye konuşmuş. Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü de gelip ifade vermesini istiyorum”
Diğer sanıkların da benzer ifadeleri var.
Iddianamede orada bırakılan polislerin ‘güvenliği sağlamak üzere orada bırakıldığı’ yazıyor. ‘Güvenliği sağlanacak kişi’ ayrıldığına göre oradaki az sayıda polisi bırakma amacı şüpheli!
Şurası kesin; askerleri yönlendiren Akıncı Üssü’ndeki darbeciler Erdoğan’ın çok daha önceden ayrıldığını kesin olarak biliyorlardı.
Amaçları sanık askerleri polislerle çatıştırmak ve ortaya çıkan kanlı görüntüden “Cumhurbaşkanına suikast” algısını güçlendirmekti.
POLİSİ VURAN SİLAH HELİKOPTERE NASIL ATEŞ ETTİ?
Bu aşamada iddianamedeki ilginç bir detaya da bakmakta fayda var.
Marmaris İddianamesi ‘deliller’ bölümü 2. madde de olay yerinde şehit olan polis memuru Mehmet Çetin’in vücudundan çıkan 1 adet mermi çekirdeğinin olay yerinde ele geçirilen W349539 seri numaralı silahtan çıktığı anlatılıyor.
Fakat ilerleyen bölümlerde daha ilginç bir detay var.
Askerleri olay yerine götüren Skorsky helikopterinin sağ arka sürgülü giriş kapısı üst kısmı tavan döşemesi üzerindeki mermi giriş deliği içerisinde bulunan mermi çekirdeğinin de bu tüfekten atıldığı bilgisi var.
İddianamede ayrıca silahta parmak izi tespit edilemediği de yazıyor. Bir yerde silahta sanık binbaşı Şükrü Seymen’e ait ‘biyolojik kalıntı bulunduğu’ bilgisi var.
Bu detay o gece oradaki polislerle çatışmaya giren ‘meçhul’ timi tespit etmek için çok önemli. W349539 seri numaralı silahı kullanan kişi her kimse hem polisi vurmuş hemde havadaki helikoptere ateş etmiş demektir.
Havadan yere ateş edip sonra da içindeki helikopteri vurması fiziken mümkün değil. Gelin görünki bütün süreçte olduğu gibi burada da ağır bir sansür var. Özel timde görev alan sanıklar, mahkemeden, Erdoğan’ın otele geliş, ayrılış ve kendileri gelmeden önceki ilk saldırı anının güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesini talep ettiler ancak talepleri reddedildi.
O ilk saldırıya dair bir soruşturma da açılmadı.
İlk saldırıyı Özel Kuvvetler Timi yapmadığına göre, Erdoğan’ın bu saldırıdan beklentisi neydi? Bu ilk saldırının maksadı polislerin öldürülmesi sonucu Erdoğan’ın hikâyesini daha inanılır hale getirmek miydi?
DARBECİLERİN KONTROLÜNDEKİ HAVALİMANINA GİTMEK!
Erdoğan’ın uçağına THY kodu verilmişti fakat internet başındaki herkes uçağın rotasını görebiliyordu. Bir tek ‘darbeciler’ hariç. Kayıtlara göre Erdoğan’ın uçağı Biga üzerinden 47 dakika bekledi. İddialara göre o saatte havada darbecilerin kontrolünde F-16’lar vardı. Fakat hiç biri Erdoğan’ın uçağını göremedi.Erdoğan ‘işgal altındaki’ İstanbul Atatürk Havalimanı’na güvenle indi.
O gecenin Marmaris ayağına dair şüpheli detaylardan birisi de şu.
Erdoğan’ın uçağı Dalaman’dan kalktığında İstanbul Havalimanı hala darbecilerin kontrolü altındaydı. Erdoğan bunu bilmesine rağmen neden İstanbul’a doğru yola çıktı. Üstelik Ankara Esenboğa Havalimanında hiç bir güvenlik riski yoktu. (ayrı bir yazı konusu ama yeri gelmişken not düşmekte fayda var. Darbe yapıyorsunuz ama başkentteki havalimanına bir tane bile asker göndermeyi unutuyorsunuz!)
‘Resmi 15 Temmuz Söylemi’ne göre İstanbul yakınlarında uçan darbecilere ait F-16’lar Erdoğan’ın uçağını bulmaya çalışıyordu. Uçuş kayıtlarına göre Erdoğan’ın uçağı Biga semalarında 47 dakika tur attı.
Düşünün, darbecilerin elinde son derece gelişmiş silahlarla donatılmış F-16’lar var ve siz sivil bir uçakla hiç bir şey yokmuş gibi geziniyorsunuz.
Erdoğan’ın uçağına saldırı olmayacağının garantisini kim vermişti ?
ŞAKA GİBİ DİYALOGLAR
Bu arada Akıncı İddianamesi’nde pilotlarla kule arasındaki konuşmalardan kesitler var. Bir bölüm var ki evlere şenlik.
FİLO(AHMET TOSUN):hocam sizde gözlük varmı
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): bende var
FİLO(AHMET TOSUN):anlaşıldı önleyeceğiniz uçağı tarif edicez hocam
gözlük kullanacaksınız önleyeceğiniz uçağı tarif edicez
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): tamam
24-)1.922.341 kayıt nolu 16.7.2016 00:17:45 AN/GRC-171
FİLO(AHMET TOSUN): Şahin 2 filo
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): devam
FİLO(AHMET TOSUN): hocam önleyeceğiniz uçak muhtemel
cumhurbaşkanlığı uçağı forsu olacak kocaman bir uçak cumhurbaşkanlığı forsu olan
bir uçak
Düşünün, darbe yapıyorsunuz ve birinci hedefiniz Erdoğan.
Kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz. O ayrıldıktan sonra suikast (!) timi yolluyorsunuz. Gönderdiğiniz bir avuç asker yoldan çevirdikleri kişilere adres soruyor. Bir yandan F-16 ile havada ses hızını aşan uçaklar ‘görerek’ Erdoğan’ın uçağını arıyor!
Uçağın üzerinden kocaman bir Cumhurbaşkanlığı forsu olacakmış. Oysa ki
Cumhurbaşkanlığı uçaklarında fors da yok. Google da arama yapsalar bile bunu görürlerdi.
DARBEDEN HABERİNİZ YOKSA 4 AYRI UÇAĞI 4 AYRI HAVALİMANINDA NASIL HAZIR ETTİNİZ?
Erdoğan 29 Temmuz 2016 tarihinde A Haber’de katıldığı bir televizyon programında o gece “darbecileri şaşırtmak için 3 havalimanında daha uçaklar hazır bekledi” dedi.
Benzer açıklamayı Enerji Bakanı olan damadı Beraz Albayrak’ta yaptı.
Darbeyi eniştesinin araması sonrası 21.30 sularında öğrenmişse, normal şartlarda Ankara Esenboğa Havalimanı’nda konuşlu bu uçaklar hangi arada hazırlandı ve 4 ayrı havalimanında hazır bekletildi?
Uzmanları böyle bir operasyonun (mürettebatın toplanması, uçakların uçuşa hazır hale getirilmesi, uçuş planlaması Ankara’dan İzmir, Dalaman, Bodrum ve Çıldır havalimanlarına uçuşun saatler isteyen bir operasyon olduğunda hemfikir)
O gece 24.00 sularında 4 ayrı uçağın 4 ayrı havalimanında hazır bekletilmesi Erdoğan’ın darbeyi çok önceden bildiği ve kapsamlı bir kaçış planı yaptığını teyit eden bir durum.
DEV BİR ASKERİ ÜS VAR AMA…
15 Temmuz’a dair soru işaretlerinden birisi de şu.
Erdoğan’ın kaldığı otele 15-20 dakika mesafede Türkiye’nin en büyük deniz üslerinden Aksaz Deniz Üssü var.
Üs komutanı Tuğamiral Namık Alper 16 Temmuz sabahı gözaltına alınıp tutuklandı.
Eğer Erdoğan’a yönelik bir girişim olacaksa, emrinde 2 tugay ve 4 bin askerin bulunduğu, savaş gemilerinin, uçaksavarların olduğu bir üssün kullanılmayıp nereye gittiğini bile bir grup askerle bu işe kalmışları da ayrı bir tuhaflık.
Sonuç olarak; 15 Temmuz ve sonrasında Marmaris’te yaşananlar darbe girişimine dair şüpheleri büyütüyor. Bırakın başka tuhaflıkları, sadece Marmaris’te yaşananlar bile Erdoğan’ın darbeden çok önceden haberinin olduğunu, çok kapsamlı bir hazırlık yapıldığını, darbeci askerlerin başarısız olması için kapsamlı bir planlama yapıldığı ve medya planlamasının halkı galeyana getirip sokaklara dökecek şekilde planlandığını ortaya koyuyor.
ADEM YAVUZ ARSLAN
*YAZI ADEM YAVUZ ARSLAN’IN BLOGUNDAN ALINMIŞTIR…
https://15temmuzgercekleri2.wordpress.com/2017/07/12/marmariskusursuz-kumpas/
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
MARMARİS: KUSURSUZ KUMPAS
Tıpkı herkesin yollarda olduğu, köprünün en kalabalık olduğu saatte (prime time)da Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapatmak, içinde mühimmat olmayan zıhrlı araçları sokağa çıkarmak gibi Marmaris’te de herşey ‘başarısızlığa’ göre kurgulanmıştı.
Eğer mevcut siyasi iradeye yönelik bir darbe planlıyorsanız en önemli, en kritik aşamasının Cumhurbaşkanı ve hükümet üyelerinin ‘alınması’ olmalıdır.
Bunu bilmek için kurmay asker olmaya gerek yok.
Fakat gelin görünki 15 Temmuz akşamı yaşanan tuhaflıklar zincirinin (Aradan geçen bunca zamana rağmen yazılı bir darbe planının olmadığını da hatırlatayım) en ilginçleri ‘Erdoğan’a yönelik eylem (!) aşamasında yaşandı.
‘Erdoğan’a yönelik eylem’ diyorum çünkü savcılar da eylemin ne olduğuna karar verememişler. Zira iddianamelerde farklı tanımlamalar var.
Mesela Marmaris İddianamesi’nde sanıkların “Erdoğan’ı etkisiz hale getirmek” amacında oldukları ifade ediliyor. İzmir’deki ana dosya iddianamesinde ise gizli tanıklar ‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine dayanılarak “Erdoğan’ın alınması ve bir yerde muhafaza edilmesi” planlandığı anlatılıyor.
‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine göre “Erdoğan Huber Köşkü’nden alındıktan sonra İstanbul’da biraz bekletilecek ve havayoluyla denize açılan bir gemiye transfer edilecek ve muhafaza edilecekti”.
Görüldüğü gibi savcılar bile Erdoğan’a yönelik eylemin amacına karar verememişler.
Kaldı ki burada başka çelişkiler de var. Mesela temel iddialardan birisi şuydu; “Adil Öksüz başkanlığında yapılan toplantılarda darbe planlaması yapıldı, sonra Adil Öksüz 11 Temmuz’da Amerika’ya uçtu, planı Gülen’e onaylattı ve 13’ünde döndü”
Oysa ki o tarihlerde Erdoğan’ın nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
Erdoğan 9 Temmuz’dan itibaren kaybolmuştu. Böyle bir ortamda Erdoğan’ın Huber Köşkü’nden alınacağını ve muhafaza edileceğini anlatan gizli tanıkların anlatımlarına şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
15 KOTROLLÜ DARBESİ İLE İLGİLİ GERÇEKLER – 2… paylaşan: aktifhaber
MARMARİS’TE KAPSAMLI HAZIRLIKLAR
Bu aşamada 15 Temmuz öncesine gitmek şart.
Çünkü ‘resmi 15 Temmuz söylemine’ göre Erdoğan “son anda tatil planı yaptı” ve Marmaris’e gitti.
Fakat bu söylemde çelişkiler var.
Mesela 5 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları Marmaris’teki askeri birlikleri ziyaret ediyorlar. Ziyaret dikkat çekici.
Erdoğan’ın görüntü verdiği son program 9 Temmuz’da Antalya’da oldu. Bir gün sonra ise 10 Temmuz’da Sahil Güvenlik ve Jandarma, Cumhurbaşkanlığı Gökova Körfezi’ndeki Devlet Konuk Evi’nin önündeki tekneleri uzaklaştırdı.
Bu tarih şu açıdan önemil; Erdoğan’ın konakladığı otelin sahibi Serkan Yazıcı, TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın Marmaris’e gelme fikrinin 11 Temmuz günü yarım saat içinde kararlaştırıldığını programın tamamen tesadüf olduğunu”söylüyor.
Jandarma ve Sahil Güvenliğin, Erdoğan Marmaris’e gelmeden bir gün önce bölgedeki yatları uzaklaştırması bu ifadeleri şüpheli hale getiriyor.
YAVERLERİ YANINA ALMIYOR
11 Temmuz saat 21.00’de Erdoğan Marmaris’e doğru yola çıktı.
Fakat sıradışı bir şey yaptı. Askeri yaverlerine gideceği yeri söylemediği gibi yanında bulunmalarına da izin vermedi.
Bu çok sıradışı bir şeydi çünkü Cumhurbaşkanı, anayasal olarak aynı zamanda ‘Başkomutan’ olduğu için yaverleri de her daim yanında olmak zorunda.
Erdoğan gizlice İstanbul’dan Marmaris’in yaklaşık 150 km kuzeyindeki Çıldır Havalimanı’na uçtu.
Buradanda Serkan Yazıcı’nın helikopteri ile kalacağı yere geçti.
Normal şartlarda Erdoğan’ın Marmaris’e 40 km uzaklıkta olan Dalaman Havalimanı’na uçması ve buradan da Cumhurbaşkanlığı’nın helikopteri ile kalacağı otele geçmesi beklenirdi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı’na ait helikopterle değil de Yazıcı’nın helikopteri ile Marmaris’e gitmesi, Grand Yazıcı Oteli’nde kendisine hizmet edecek aşçısı ve hizmetlilerini bile getirmiş olması, kaldığı villadan dışarıya çıkmaması (Cuma namazı dahil) 15 Temmuz’a dair bir ön hazırlık yapıldığına dair şüpheleri güçlendiren detaylar.
15 Temmuz’a dair bir başka ilginç tesadüf ise Hava Kuvvetleri Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Korgeneral Yılmaz Özkaya’nın İstanbul’da ki meşhur düğüne katılmayıp Marmaris’te kalmasıydı.
Hava Kuvvetleri’nin iki numarası sayılan Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılması gereken Korgeneral Yılmaz Özkaya nedense düğüne gitmedi. Erdoğan’ın Marmaris’ten ayrılma sürecini koordine eden en kritik isim oldu.
Tuggeneral Sönmezateş komutasındaki timin helikopterlerine yakıt verilmesini engelleyerek kritik bir müdahale bulundu.
İddialara göre bir askeri uçak Erdoğan’ı alıp Akıncı’ya getirecekti. Fakat o gece Erdoğan’ı alması planlanan uçak kalkmadı bile. Bir başka ifadeyle Marmaris’e giden timin başarısız olması garanti altına alınmıştı.
Erdoğan, o gece torununa Kur’an öğretirken çekilmiş bu fotoğrafı referandum öncesi medyaya servis ettirdi. Fakat fotoğrafta ki detaylar şüpheleri arttırdı. Çünkü daha önce ‘işte saldırıya uğrayan otel odası’ diye medyaya servis edilen görüntülerdeki otel ile bu fotoğraf aynı yere ait değildi.
SUİKAST TİMİ (!) SAATLERCE NEDEN BEKLETİLDİ?
Ifadeler ve iddianamelere göre darbeciler 23.00’da Çiğli’de hazırlar.
Uçuş yasağına rağmen İstanbul’dan İzmir’e uçabilmeleri de cevapsız sorulardan birisi. Fakat 3 saat boyunca bekletiliyorlar. Bir kaç kez görevin iptal edildiği söyleniyor sonra tekrar hazırlanılıyor.
Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi 00.04’te kaldığı otelin önünde yerel gazetecilere açıklama yaptığını hatırlayalım. Havuz medyasının nedense yayınlamadığı bu açıklama da duyulabileceği gibi bir gazeteci Erdoğan’a ‘Marmaris’te olacak mısınız?’ soruyor.
Erdoğan’ın cevabı “Hayır, hayır” şeklinde.
00:24’te CNNTürk’te Hande Fırat ile yaptığı facetime bağlantısında ise halkı meydanlara çağırdıktan sonra “Bende Cumhurbaşkanı olarak meydanlara geliyorum” diyor.
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu 00.04 itibariyle tüm Türkiye’de öğrenilmiş, Marmaris’ten ayrılacağını bizzat Erdoğan’ın kendisi söylemiş. Bu gelişmelerden darbecileri yönlendiren kişilerin veya darbecilerin bizzatihi kendilerinin haberinin olmadığı söylenemez.
İfadelerde de görüleceği gibi sanıkların cep telefonlarından gelişmeleri takip ettikleri anlaşılıyor. Kaldı ki Erdoğan kendi ağzıyla ayrılacağını söylemese bile aklı başında herkes darbe başladıktan sonra Erdoğan’ın bulunduğu yerden ayrılacağını bilir.
Devam edelim;
Akıncı İddianamesinde yer alan detaylara göre darbeciler Erdoğan’ı taşıyan helikopter saat 01.30’da alçak irtifa seyrederek Dalaman Havalimanı’na iniyor.
01.31’de Erdoğan helikopterden inip Cumhurbaşkanlığı uçağına biniyor. 01.43’te ise ATA uçağı Dalaman’dan havalanıyor. Saat 03.20’de ise Erdoğan’ı taşıyan uçak (THY-8456 koduyla havalanıyor) Istanbul havalimanına iniyor.
Cumhurbaşkanı’nın 01.30 da Dalaman Havalimanı’na geldiği düşünüldüğünde otelden 01.00 sularında ayrıldığı anlaşılıyor.
Darbecilerin Çiğli’den hareketi ise tam 02.14’te oluyor.
Yani Erdoğan’ın gazetecilere açıklama yaptığı andan 2 saat,
Marmaris’ten ayrılmasından 1 saat ve uçağının Dalaman Havalimanı’ndan kalkışından 31 dakika sonra.
Düşünsenize; darbe planlıyorsunuz ve darbenin en önemli hedefi olan Cumhurbaşkanı’nı ‘almaya’ o hedeften ayrıldıktan yarım saat sonra çıkıyorsunuz.
Otel bölgesine vardıkları saat 03:20
Dahası Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyor yoldan çevirdiğiniz Atilla Barbaros Teoman isimli vatandaşa soruyorsunuz. Bu nasıl bir suikast yada darbe girişimidir ki Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz.
Şurası net; askerleri Çiğli’de bekletip Erdoğan güvenli bir şekilde Dalaman’dan ayrıldıktan sonra onları yola çıkartan irade sanıkları bile bile kumpasın içine çekmiş.
Askerler Marmaris’e ulaştıklarında Erdoğan’da İstanbul’a inmişti.
01’DE Kİ SALDIRIYI KİM YAPTI?
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
Detayıyla yazdığım gibi Sönmezateş komutasındaki askerlerin bu saldırı yapma imkanı yok çünkü o saatte hala Çiğli’deler.
Sanıkların ifadelerinde bu şüphe dikkat çekiyor;
Gökhan Şahin Sönmezateş; “15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris’ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20’de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim”
Sanık İsmail Yiğit “Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı.”
Sanık Erkan Çıkat “Biz otele gittiğimiz zaman orada özel timler önlem almıştı. Bizi infaz etmek istediler. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu açıklandı. Bizden önce oraya giden kim? Bizi oraya gönderip polisle çatışmaya girmemizi sağlayan kim? Kimler bizi kandırdı. Bizi infaz etmeleri için polise emri veren kim? Bizim görüldüğümüz yerde öldürülmemiz emrini veren kimler?”
Sanık Muammer Gözübüyük: “O gece Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü polislere “Buraya askerler gelecek. Gelmezse sağı solu tarayın, çatışma çıkmış görüntüsü verin’ diye konuşmuş. Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü de gelip ifade vermesini istiyorum”
Diğer sanıkların da benzer ifadeleri var.
Iddianamede orada bırakılan polislerin ‘güvenliği sağlamak üzere orada bırakıldığı’ yazıyor. ‘Güvenliği sağlanacak kişi’ ayrıldığına göre oradaki az sayıda polisi bırakma amacı şüpheli!
Şurası kesin; askerleri yönlendiren Akıncı Üssü’ndeki darbeciler Erdoğan’ın çok daha önceden ayrıldığını kesin olarak biliyorlardı.
Amaçları sanık askerleri polislerle çatıştırmak ve ortaya çıkan kanlı görüntüden “Cumhurbaşkanına suikast” algısını güçlendirmekti.
POLİSİ VURAN SİLAH HELİKOPTERE NASIL ATEŞ ETTİ?
Bu aşamada iddianamedeki ilginç bir detaya da bakmakta fayda var.
Marmaris İddianamesi ‘deliller’ bölümü 2. madde de olay yerinde şehit olan polis memuru Mehmet Çetin’in vücudundan çıkan 1 adet mermi çekirdeğinin olay yerinde ele geçirilen W349539 seri numaralı silahtan çıktığı anlatılıyor.
Fakat ilerleyen bölümlerde daha ilginç bir detay var.
Askerleri olay yerine götüren Skorsky helikopterinin sağ arka sürgülü giriş kapısı üst kısmı tavan döşemesi üzerindeki mermi giriş deliği içerisinde bulunan mermi çekirdeğinin de bu tüfekten atıldığı bilgisi var.
İddianamede ayrıca silahta parmak izi tespit edilemediği de yazıyor. Bir yerde silahta sanık binbaşı Şükrü Seymen’e ait ‘biyolojik kalıntı bulunduğu’ bilgisi var.
Bu detay o gece oradaki polislerle çatışmaya giren ‘meçhul’ timi tespit etmek için çok önemli. W349539 seri numaralı silahı kullanan kişi her kimse hem polisi vurmuş hemde havadaki helikoptere ateş etmiş demektir.
Havadan yere ateş edip sonra da içindeki helikopteri vurması fiziken mümkün değil. Gelin görünki bütün süreçte olduğu gibi burada da ağır bir sansür var. Özel timde görev alan sanıklar, mahkemeden, Erdoğan’ın otele geliş, ayrılış ve kendileri gelmeden önceki ilk saldırı anının güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesini talep ettiler ancak talepleri reddedildi.
O ilk saldırıya dair bir soruşturma da açılmadı.
İlk saldırıyı Özel Kuvvetler Timi yapmadığına göre, Erdoğan’ın bu saldırıdan beklentisi neydi? Bu ilk saldırının maksadı polislerin öldürülmesi sonucu Erdoğan’ın hikâyesini daha inanılır hale getirmek miydi?
DARBECİLERİN KONTROLÜNDEKİ HAVALİMANINA GİTMEK!
Erdoğan’ın uçağına THY kodu verilmişti fakat internet başındaki herkes uçağın rotasını görebiliyordu. Bir tek ‘darbeciler’ hariç. Kayıtlara göre Erdoğan’ın uçağı Biga üzerinden 47 dakika bekledi. İddialara göre o saatte havada darbecilerin kontrolünde F-16’lar vardı. Fakat hiç biri Erdoğan’ın uçağını göremedi.Erdoğan ‘işgal altındaki’ İstanbul Atatürk Havalimanı’na güvenle indi.
O gecenin Marmaris ayağına dair şüpheli detaylardan birisi de şu.
Erdoğan’ın uçağı Dalaman’dan kalktığında İstanbul Havalimanı hala darbecilerin kontrolü altındaydı. Erdoğan bunu bilmesine rağmen neden İstanbul’a doğru yola çıktı. Üstelik Ankara Esenboğa Havalimanında hiç bir güvenlik riski yoktu. (ayrı bir yazı konusu ama yeri gelmişken not düşmekte fayda var. Darbe yapıyorsunuz ama başkentteki havalimanına bir tane bile asker göndermeyi unutuyorsunuz!)
‘Resmi 15 Temmuz Söylemi’ne göre İstanbul yakınlarında uçan darbecilere ait F-16’lar Erdoğan’ın uçağını bulmaya çalışıyordu. Uçuş kayıtlarına göre Erdoğan’ın uçağı Biga semalarında 47 dakika tur attı.
Düşünün, darbecilerin elinde son derece gelişmiş silahlarla donatılmış F-16’lar var ve siz sivil bir uçakla hiç bir şey yokmuş gibi geziniyorsunuz.
Erdoğan’ın uçağına saldırı olmayacağının garantisini kim vermişti ?
ŞAKA GİBİ DİYALOGLAR
Bu arada Akıncı İddianamesi’nde pilotlarla kule arasındaki konuşmalardan kesitler var. Bir bölüm var ki evlere şenlik.
FİLO(AHMET TOSUN):hocam sizde gözlük varmı
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): bende var
FİLO(AHMET TOSUN):anlaşıldı önleyeceğiniz uçağı tarif edicez hocam
gözlük kullanacaksınız önleyeceğiniz uçağı tarif edicez
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): tamam
24-)1.922.341 kayıt nolu 16.7.2016 00:17:45 AN/GRC-171
FİLO(AHMET TOSUN): Şahin 2 filo
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): devam
FİLO(AHMET TOSUN): hocam önleyeceğiniz uçak muhtemel
cumhurbaşkanlığı uçağı forsu olacak kocaman bir uçak cumhurbaşkanlığı forsu olan
bir uçak
Düşünün, darbe yapıyorsunuz ve birinci hedefiniz Erdoğan.
Kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz. O ayrıldıktan sonra suikast (!) timi yolluyorsunuz. Gönderdiğiniz bir avuç asker yoldan çevirdikleri kişilere adres soruyor. Bir yandan F-16 ile havada ses hızını aşan uçaklar ‘görerek’ Erdoğan’ın uçağını arıyor!
Uçağın üzerinden kocaman bir Cumhurbaşkanlığı forsu olacakmış. Oysa ki
Cumhurbaşkanlığı uçaklarında fors da yok. Google da arama yapsalar bile bunu görürlerdi.
DARBEDEN HABERİNİZ YOKSA 4 AYRI UÇAĞI 4 AYRI HAVALİMANINDA NASIL HAZIR ETTİNİZ?
Erdoğan 29 Temmuz 2016 tarihinde A Haber’de katıldığı bir televizyon programında o gece “darbecileri şaşırtmak için 3 havalimanında daha uçaklar hazır bekledi” dedi.
Benzer açıklamayı Enerji Bakanı olan damadı Beraz Albayrak’ta yaptı.
Darbeyi eniştesinin araması sonrası 21.30 sularında öğrenmişse, normal şartlarda Ankara Esenboğa Havalimanı’nda konuşlu bu uçaklar hangi arada hazırlandı ve 4 ayrı havalimanında hazır bekletildi?
Uzmanları böyle bir operasyonun (mürettebatın toplanması, uçakların uçuşa hazır hale getirilmesi, uçuş planlaması Ankara’dan İzmir, Dalaman, Bodrum ve Çıldır havalimanlarına uçuşun saatler isteyen bir operasyon olduğunda hemfikir)
O gece 24.00 sularında 4 ayrı uçağın 4 ayrı havalimanında hazır bekletilmesi Erdoğan’ın darbeyi çok önceden bildiği ve kapsamlı bir kaçış planı yaptığını teyit eden bir durum.
DEV BİR ASKERİ ÜS VAR AMA…
15 Temmuz’a dair soru işaretlerinden birisi de şu.
Erdoğan’ın kaldığı otele 15-20 dakika mesafede Türkiye’nin en büyük deniz üslerinden Aksaz Deniz Üssü var.
Üs komutanı Tuğamiral Namık Alper 16 Temmuz sabahı gözaltına alınıp tutuklandı.
Eğer Erdoğan’a yönelik bir girişim olacaksa, emrinde 2 tugay ve 4 bin askerin bulunduğu, savaş gemilerinin, uçaksavarların olduğu bir üssün kullanılmayıp nereye gittiğini bile bir grup askerle bu işe kalmışları da ayrı bir tuhaflık.
Sonuç olarak; 15 Temmuz ve sonrasında Marmaris’te yaşananlar darbe girişimine dair şüpheleri büyütüyor. Bırakın başka tuhaflıkları, sadece Marmaris’te yaşananlar bile Erdoğan’ın darbeden çok önceden haberinin olduğunu, çok kapsamlı bir hazırlık yapıldığını, darbeci askerlerin başarısız olması için kapsamlı bir planlama yapıldığı ve medya planlamasının halkı galeyana getirip sokaklara dökecek şekilde planlandığını ortaya koyuyor.
ADEM YAVUZ ARSLAN
*YAZI ADEM YAVUZ ARSLAN’IN BLOGUNDAN ALINMIŞTIR…
https://15temmuzgercekleri2.wordpress.com/2017/07/12/marmariskusursuz-kumpas/
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
MARMARİS: KUSURSUZ KUMPAS
Tıpkı herkesin yollarda olduğu, köprünün en kalabalık olduğu saatte (prime time)da Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapatmak, içinde mühimmat olmayan zıhrlı araçları sokağa çıkarmak gibi Marmaris’te de herşey ‘başarısızlığa’ göre kurgulanmıştı.
Eğer mevcut siyasi iradeye yönelik bir darbe planlıyorsanız en önemli, en kritik aşamasının Cumhurbaşkanı ve hükümet üyelerinin ‘alınması’ olmalıdır.
Bunu bilmek için kurmay asker olmaya gerek yok.
Fakat gelin görünki 15 Temmuz akşamı yaşanan tuhaflıklar zincirinin (Aradan geçen bunca zamana rağmen yazılı bir darbe planının olmadığını da hatırlatayım) en ilginçleri ‘Erdoğan’a yönelik eylem (!) aşamasında yaşandı.
‘Erdoğan’a yönelik eylem’ diyorum çünkü savcılar da eylemin ne olduğuna karar verememişler. Zira iddianamelerde farklı tanımlamalar var.
Mesela Marmaris İddianamesi’nde sanıkların “Erdoğan’ı etkisiz hale getirmek” amacında oldukları ifade ediliyor. İzmir’deki ana dosya iddianamesinde ise gizli tanıklar ‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine dayanılarak “Erdoğan’ın alınması ve bir yerde muhafaza edilmesi” planlandığı anlatılıyor.
‘Kuzgun’ ve ‘Şapka’nın ifadelerine göre “Erdoğan Huber Köşkü’nden alındıktan sonra İstanbul’da biraz bekletilecek ve havayoluyla denize açılan bir gemiye transfer edilecek ve muhafaza edilecekti”.
Görüldüğü gibi savcılar bile Erdoğan’a yönelik eylemin amacına karar verememişler.
Kaldı ki burada başka çelişkiler de var. Mesela temel iddialardan birisi şuydu; “Adil Öksüz başkanlığında yapılan toplantılarda darbe planlaması yapıldı, sonra Adil Öksüz 11 Temmuz’da Amerika’ya uçtu, planı Gülen’e onaylattı ve 13’ünde döndü”
Oysa ki o tarihlerde Erdoğan’ın nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
Erdoğan 9 Temmuz’dan itibaren kaybolmuştu. Böyle bir ortamda Erdoğan’ın Huber Köşkü’nden alınacağını ve muhafaza edileceğini anlatan gizli tanıkların anlatımlarına şüpheyle yaklaşmakta fayda var.
15 KOTROLLÜ DARBESİ İLE İLGİLİ GERÇEKLER – 2… paylaşan: aktifhaber
MARMARİS’TE KAPSAMLI HAZIRLIKLAR
Bu aşamada 15 Temmuz öncesine gitmek şart.
Çünkü ‘resmi 15 Temmuz söylemine’ göre Erdoğan “son anda tatil planı yaptı” ve Marmaris’e gitti.
Fakat bu söylemde çelişkiler var.
Mesela 5 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları Marmaris’teki askeri birlikleri ziyaret ediyorlar. Ziyaret dikkat çekici.
Erdoğan’ın görüntü verdiği son program 9 Temmuz’da Antalya’da oldu. Bir gün sonra ise 10 Temmuz’da Sahil Güvenlik ve Jandarma, Cumhurbaşkanlığı Gökova Körfezi’ndeki Devlet Konuk Evi’nin önündeki tekneleri uzaklaştırdı.
Bu tarih şu açıdan önemil; Erdoğan’ın konakladığı otelin sahibi Serkan Yazıcı, TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın Marmaris’e gelme fikrinin 11 Temmuz günü yarım saat içinde kararlaştırıldığını programın tamamen tesadüf olduğunu”söylüyor.
Jandarma ve Sahil Güvenliğin, Erdoğan Marmaris’e gelmeden bir gün önce bölgedeki yatları uzaklaştırması bu ifadeleri şüpheli hale getiriyor.
YAVERLERİ YANINA ALMIYOR
11 Temmuz saat 21.00’de Erdoğan Marmaris’e doğru yola çıktı.
Fakat sıradışı bir şey yaptı. Askeri yaverlerine gideceği yeri söylemediği gibi yanında bulunmalarına da izin vermedi.
Bu çok sıradışı bir şeydi çünkü Cumhurbaşkanı, anayasal olarak aynı zamanda ‘Başkomutan’ olduğu için yaverleri de her daim yanında olmak zorunda.
Erdoğan gizlice İstanbul’dan Marmaris’in yaklaşık 150 km kuzeyindeki Çıldır Havalimanı’na uçtu.
Buradanda Serkan Yazıcı’nın helikopteri ile kalacağı yere geçti.
Normal şartlarda Erdoğan’ın Marmaris’e 40 km uzaklıkta olan Dalaman Havalimanı’na uçması ve buradan da Cumhurbaşkanlığı’nın helikopteri ile kalacağı otele geçmesi beklenirdi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı’na ait helikopterle değil de Yazıcı’nın helikopteri ile Marmaris’e gitmesi, Grand Yazıcı Oteli’nde kendisine hizmet edecek aşçısı ve hizmetlilerini bile getirmiş olması, kaldığı villadan dışarıya çıkmaması (Cuma namazı dahil) 15 Temmuz’a dair bir ön hazırlık yapıldığına dair şüpheleri güçlendiren detaylar.
15 Temmuz’a dair bir başka ilginç tesadüf ise Hava Kuvvetleri Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Korgeneral Yılmaz Özkaya’nın İstanbul’da ki meşhur düğüne katılmayıp Marmaris’te kalmasıydı.
Hava Kuvvetleri’nin iki numarası sayılan Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılması gereken Korgeneral Yılmaz Özkaya nedense düğüne gitmedi. Erdoğan’ın Marmaris’ten ayrılma sürecini koordine eden en kritik isim oldu.
Tuggeneral Sönmezateş komutasındaki timin helikopterlerine yakıt verilmesini engelleyerek kritik bir müdahale bulundu.
İddialara göre bir askeri uçak Erdoğan’ı alıp Akıncı’ya getirecekti. Fakat o gece Erdoğan’ı alması planlanan uçak kalkmadı bile. Bir başka ifadeyle Marmaris’e giden timin başarısız olması garanti altına alınmıştı.
Erdoğan, o gece torununa Kur’an öğretirken çekilmiş bu fotoğrafı referandum öncesi medyaya servis ettirdi. Fakat fotoğrafta ki detaylar şüpheleri arttırdı. Çünkü daha önce ‘işte saldırıya uğrayan otel odası’ diye medyaya servis edilen görüntülerdeki otel ile bu fotoğraf aynı yere ait değildi.
SUİKAST TİMİ (!) SAATLERCE NEDEN BEKLETİLDİ?
Ifadeler ve iddianamelere göre darbeciler 23.00’da Çiğli’de hazırlar.
Uçuş yasağına rağmen İstanbul’dan İzmir’e uçabilmeleri de cevapsız sorulardan birisi. Fakat 3 saat boyunca bekletiliyorlar. Bir kaç kez görevin iptal edildiği söyleniyor sonra tekrar hazırlanılıyor.
Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi 00.04’te kaldığı otelin önünde yerel gazetecilere açıklama yaptığını hatırlayalım. Havuz medyasının nedense yayınlamadığı bu açıklama da duyulabileceği gibi bir gazeteci Erdoğan’a ‘Marmaris’te olacak mısınız?’ soruyor.
Erdoğan’ın cevabı “Hayır, hayır” şeklinde.
00:24’te CNNTürk’te Hande Fırat ile yaptığı facetime bağlantısında ise halkı meydanlara çağırdıktan sonra “Bende Cumhurbaşkanı olarak meydanlara geliyorum” diyor.
Görüldüğü gibi Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu 00.04 itibariyle tüm Türkiye’de öğrenilmiş, Marmaris’ten ayrılacağını bizzat Erdoğan’ın kendisi söylemiş. Bu gelişmelerden darbecileri yönlendiren kişilerin veya darbecilerin bizzatihi kendilerinin haberinin olmadığı söylenemez.
İfadelerde de görüleceği gibi sanıkların cep telefonlarından gelişmeleri takip ettikleri anlaşılıyor. Kaldı ki Erdoğan kendi ağzıyla ayrılacağını söylemese bile aklı başında herkes darbe başladıktan sonra Erdoğan’ın bulunduğu yerden ayrılacağını bilir.
Devam edelim;
Akıncı İddianamesinde yer alan detaylara göre darbeciler Erdoğan’ı taşıyan helikopter saat 01.30’da alçak irtifa seyrederek Dalaman Havalimanı’na iniyor.
01.31’de Erdoğan helikopterden inip Cumhurbaşkanlığı uçağına biniyor. 01.43’te ise ATA uçağı Dalaman’dan havalanıyor. Saat 03.20’de ise Erdoğan’ı taşıyan uçak (THY-8456 koduyla havalanıyor) Istanbul havalimanına iniyor.
Cumhurbaşkanı’nın 01.30 da Dalaman Havalimanı’na geldiği düşünüldüğünde otelden 01.00 sularında ayrıldığı anlaşılıyor.
Darbecilerin Çiğli’den hareketi ise tam 02.14’te oluyor.
Yani Erdoğan’ın gazetecilere açıklama yaptığı andan 2 saat,
Marmaris’ten ayrılmasından 1 saat ve uçağının Dalaman Havalimanı’ndan kalkışından 31 dakika sonra.
Düşünsenize; darbe planlıyorsunuz ve darbenin en önemli hedefi olan Cumhurbaşkanı’nı ‘almaya’ o hedeften ayrıldıktan yarım saat sonra çıkıyorsunuz.
Otel bölgesine vardıkları saat 03:20
Dahası Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyor yoldan çevirdiğiniz Atilla Barbaros Teoman isimli vatandaşa soruyorsunuz. Bu nasıl bir suikast yada darbe girişimidir ki Erdoğan’ın kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz.
Şurası net; askerleri Çiğli’de bekletip Erdoğan güvenli bir şekilde Dalaman’dan ayrıldıktan sonra onları yola çıkartan irade sanıkları bile bile kumpasın içine çekmiş.
Askerler Marmaris’e ulaştıklarında Erdoğan’da İstanbul’a inmişti.
01’DE Kİ SALDIRIYI KİM YAPTI?
Marmaris’e ait cevapsız sorulardan birisi ve belkide en önemlisi şu.
Gece 01:00 sularında Erdoğan’ın ayrıldığı otel bölgesine gelip oradaki polislerle çatışmaya girenler kimlerdi?
Detayıyla yazdığım gibi Sönmezateş komutasındaki askerlerin bu saldırı yapma imkanı yok çünkü o saatte hala Çiğli’deler.
Sanıkların ifadelerinde bu şüphe dikkat çekiyor;
Gökhan Şahin Sönmezateş; “15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris’ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20’de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim”
Sanık İsmail Yiğit “Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı.”
Sanık Erkan Çıkat “Biz otele gittiğimiz zaman orada özel timler önlem almıştı. Bizi infaz etmek istediler. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu açıklandı. Bizden önce oraya giden kim? Bizi oraya gönderip polisle çatışmaya girmemizi sağlayan kim? Kimler bizi kandırdı. Bizi infaz etmeleri için polise emri veren kim? Bizim görüldüğümüz yerde öldürülmemiz emrini veren kimler?”
Sanık Muammer Gözübüyük: “O gece Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü polislere “Buraya askerler gelecek. Gelmezse sağı solu tarayın, çatışma çıkmış görüntüsü verin’ diye konuşmuş. Cumhurbaşkanının Koruma Müdürü de gelip ifade vermesini istiyorum”
Diğer sanıkların da benzer ifadeleri var.
Iddianamede orada bırakılan polislerin ‘güvenliği sağlamak üzere orada bırakıldığı’ yazıyor. ‘Güvenliği sağlanacak kişi’ ayrıldığına göre oradaki az sayıda polisi bırakma amacı şüpheli!
Şurası kesin; askerleri yönlendiren Akıncı Üssü’ndeki darbeciler Erdoğan’ın çok daha önceden ayrıldığını kesin olarak biliyorlardı.
Amaçları sanık askerleri polislerle çatıştırmak ve ortaya çıkan kanlı görüntüden “Cumhurbaşkanına suikast” algısını güçlendirmekti.
POLİSİ VURAN SİLAH HELİKOPTERE NASIL ATEŞ ETTİ?
Bu aşamada iddianamedeki ilginç bir detaya da bakmakta fayda var.
Marmaris İddianamesi ‘deliller’ bölümü 2. madde de olay yerinde şehit olan polis memuru Mehmet Çetin’in vücudundan çıkan 1 adet mermi çekirdeğinin olay yerinde ele geçirilen W349539 seri numaralı silahtan çıktığı anlatılıyor.
Fakat ilerleyen bölümlerde daha ilginç bir detay var.
Askerleri olay yerine götüren Skorsky helikopterinin sağ arka sürgülü giriş kapısı üst kısmı tavan döşemesi üzerindeki mermi giriş deliği içerisinde bulunan mermi çekirdeğinin de bu tüfekten atıldığı bilgisi var.
İddianamede ayrıca silahta parmak izi tespit edilemediği de yazıyor. Bir yerde silahta sanık binbaşı Şükrü Seymen’e ait ‘biyolojik kalıntı bulunduğu’ bilgisi var.
Bu detay o gece oradaki polislerle çatışmaya giren ‘meçhul’ timi tespit etmek için çok önemli. W349539 seri numaralı silahı kullanan kişi her kimse hem polisi vurmuş hemde havadaki helikoptere ateş etmiş demektir.
Havadan yere ateş edip sonra da içindeki helikopteri vurması fiziken mümkün değil. Gelin görünki bütün süreçte olduğu gibi burada da ağır bir sansür var. Özel timde görev alan sanıklar, mahkemeden, Erdoğan’ın otele geliş, ayrılış ve kendileri gelmeden önceki ilk saldırı anının güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesini talep ettiler ancak talepleri reddedildi.
O ilk saldırıya dair bir soruşturma da açılmadı.
İlk saldırıyı Özel Kuvvetler Timi yapmadığına göre, Erdoğan’ın bu saldırıdan beklentisi neydi? Bu ilk saldırının maksadı polislerin öldürülmesi sonucu Erdoğan’ın hikâyesini daha inanılır hale getirmek miydi?
DARBECİLERİN KONTROLÜNDEKİ HAVALİMANINA GİTMEK!
Erdoğan’ın uçağına THY kodu verilmişti fakat internet başındaki herkes uçağın rotasını görebiliyordu. Bir tek ‘darbeciler’ hariç. Kayıtlara göre Erdoğan’ın uçağı Biga üzerinden 47 dakika bekledi. İddialara göre o saatte havada darbecilerin kontrolünde F-16’lar vardı. Fakat hiç biri Erdoğan’ın uçağını göremedi.Erdoğan ‘işgal altındaki’ İstanbul Atatürk Havalimanı’na güvenle indi.
O gecenin Marmaris ayağına dair şüpheli detaylardan birisi de şu.
Erdoğan’ın uçağı Dalaman’dan kalktığında İstanbul Havalimanı hala darbecilerin kontrolü altındaydı. Erdoğan bunu bilmesine rağmen neden İstanbul’a doğru yola çıktı. Üstelik Ankara Esenboğa Havalimanında hiç bir güvenlik riski yoktu. (ayrı bir yazı konusu ama yeri gelmişken not düşmekte fayda var. Darbe yapıyorsunuz ama başkentteki havalimanına bir tane bile asker göndermeyi unutuyorsunuz!)
‘Resmi 15 Temmuz Söylemi’ne göre İstanbul yakınlarında uçan darbecilere ait F-16’lar Erdoğan’ın uçağını bulmaya çalışıyordu. Uçuş kayıtlarına göre Erdoğan’ın uçağı Biga semalarında 47 dakika tur attı.
Düşünün, darbecilerin elinde son derece gelişmiş silahlarla donatılmış F-16’lar var ve siz sivil bir uçakla hiç bir şey yokmuş gibi geziniyorsunuz.
Erdoğan’ın uçağına saldırı olmayacağının garantisini kim vermişti ?
ŞAKA GİBİ DİYALOGLAR
Bu arada Akıncı İddianamesi’nde pilotlarla kule arasındaki konuşmalardan kesitler var. Bir bölüm var ki evlere şenlik.
FİLO(AHMET TOSUN):hocam sizde gözlük varmı
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): bende var
FİLO(AHMET TOSUN):anlaşıldı önleyeceğiniz uçağı tarif edicez hocam
gözlük kullanacaksınız önleyeceğiniz uçağı tarif edicez
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): tamam
24-)1.922.341 kayıt nolu 16.7.2016 00:17:45 AN/GRC-171
FİLO(AHMET TOSUN): Şahin 2 filo
ŞAHİN 2(OĞUZ ALPER EMRAH): devam
FİLO(AHMET TOSUN): hocam önleyeceğiniz uçak muhtemel
cumhurbaşkanlığı uçağı forsu olacak kocaman bir uçak cumhurbaşkanlığı forsu olan
bir uçak
Düşünün, darbe yapıyorsunuz ve birinci hedefiniz Erdoğan.
Kaldığı oteli bile bilmiyorsunuz. O ayrıldıktan sonra suikast (!) timi yolluyorsunuz. Gönderdiğiniz bir avuç asker yoldan çevirdikleri kişilere adres soruyor. Bir yandan F-16 ile havada ses hızını aşan uçaklar ‘görerek’ Erdoğan’ın uçağını arıyor!
Uçağın üzerinden kocaman bir Cumhurbaşkanlığı forsu olacakmış. Oysa ki
Cumhurbaşkanlığı uçaklarında fors da yok. Google da arama yapsalar bile bunu görürlerdi.
DARBEDEN HABERİNİZ YOKSA 4 AYRI UÇAĞI 4 AYRI HAVALİMANINDA NASIL HAZIR ETTİNİZ?
Erdoğan 29 Temmuz 2016 tarihinde A Haber’de katıldığı bir televizyon programında o gece “darbecileri şaşırtmak için 3 havalimanında daha uçaklar hazır bekledi” dedi.
Benzer açıklamayı Enerji Bakanı olan damadı Beraz Albayrak’ta yaptı.
Darbeyi eniştesinin araması sonrası 21.30 sularında öğrenmişse, normal şartlarda Ankara Esenboğa Havalimanı’nda konuşlu bu uçaklar hangi arada hazırlandı ve 4 ayrı havalimanında hazır bekletildi?
Uzmanları böyle bir operasyonun (mürettebatın toplanması, uçakların uçuşa hazır hale getirilmesi, uçuş planlaması Ankara’dan İzmir, Dalaman, Bodrum ve Çıldır havalimanlarına uçuşun saatler isteyen bir operasyon olduğunda hemfikir)
O gece 24.00 sularında 4 ayrı uçağın 4 ayrı havalimanında hazır bekletilmesi Erdoğan’ın darbeyi çok önceden bildiği ve kapsamlı bir kaçış planı yaptığını teyit eden bir durum.
DEV BİR ASKERİ ÜS VAR AMA…
15 Temmuz’a dair soru işaretlerinden birisi de şu.
Erdoğan’ın kaldığı otele 15-20 dakika mesafede Türkiye’nin en büyük deniz üslerinden Aksaz Deniz Üssü var.
Üs komutanı Tuğamiral Namık Alper 16 Temmuz sabahı gözaltına alınıp tutuklandı.
Eğer Erdoğan’a yönelik bir girişim olacaksa, emrinde 2 tugay ve 4 bin askerin bulunduğu, savaş gemilerinin, uçaksavarların olduğu bir üssün kullanılmayıp nereye gittiğini bile bir grup askerle bu işe kalmışları da ayrı bir tuhaflık.
Sonuç olarak; 15 Temmuz ve sonrasında Marmaris’te yaşananlar darbe girişimine dair şüpheleri büyütüyor. Bırakın başka tuhaflıkları, sadece Marmaris’te yaşananlar bile Erdoğan’ın darbeden çok önceden haberinin olduğunu, çok kapsamlı bir hazırlık yapıldığını, darbeci askerlerin başarısız olması için kapsamlı bir planlama yapıldığı ve medya planlamasının halkı galeyana getirip sokaklara dökecek şekilde planlandığını ortaya koyuyor.
ADEM YAVUZ ARSLAN
*YAZI ADEM YAVUZ ARSLAN’IN BLOGUNDAN ALINMIŞTIR…
https://15temmuzgercekleri2.wordpress.com/2017/07/12/marmariskusursuz-kumpas/