15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili Orhanlı Gişeler davasında askeri öğrenci Burak Okka’nın da aralarında olduğu 60 Harbiyelinin müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Harbiyeli annesi Fatma Okka yaşadıkları hayal kırıklığını anlattı.
Kronos’tan Selahattin Sevi’nin haberine göre; 6 yıldır müjdeli bir haber beklediklerini ancak son kararla şoka uğradıklarını kaydeden Okka, “Karar, Mayıs’ın 26’sında verilmiş ama 4 gün önce açıkladılar. Diğer dosyalardan farklı hiçbir şey olmamasına rağmen böyle bir kararın çıkması çok enteresan. Bunlar çocuk, bunlar darbe yapamazlar diye bozulan dosyalara rağmen bizim dosyamız bozulmadı. Benim oğlumun tek farkı sadece gittikleri konum. Aynı yerden, aynı birlikten çıkmalarına rağmen, aynı komutanlar başlarında olmalarına rağmen dosya bozulmuyor. Komutanlarla aynı cezayı alıyor bu çocuklar. Sanki komutanları bu çocuklar götürdü” dedi.
“TATBİKAT VAR DİYE GÖTÜRÜP HALKIN ARASINA ATTILAR”
Orhanlı Gişeler dosyasında komutanlar hariç 61 öğrencinin yargılandığını belirten ve otobüsü kullanan erlerin ilk mahkemede tahliye olduğunu hatırlatan Fatma Okka, “Bizim henüz öğrenci olan çocuklarımız hiçbir şeyden haberleri olmamasına rağmen içeride tutuluyor. Bu çocukları oraya tatbikat var diye götürüp halkın arasına attılar. Bu çocukların üstüne siyah Transporter araçlardan kurşun yağdırdılar. Çocuklarımız hiç kimseye zarar vermediler. Altı senedir bu zulmü çekmelerine gerekçe hiçbir şey yok. Bu ülkeye akıllı ve çalışkan insan yakışmıyormuş. Bunu anladık bu dönemde” şeklinde konuştu.
Kararı duyduğundan bu yana yatağından kalkamadığını ve kendisini toparlayamadığını belirten Okka, “İnsan hayatına kıyan yüzlerce kişi sokaklarda gezerken, bizim suçsuz çocuklarımızı suçluyorlar. Ben de bu verilen müebbet kararını gerçek kararlar olarak görmüyorum. Bu siyasi bir karar. Bu işler değiştiğinde çocuklarımızın bırakılacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“6 YILDIR ZULÜM ÇEKİYORLAR”
Harbiyeli annesi Fatma Okka, karar sonrası oğlu ile bir kez telefonla görüştüklerini belirterek şunları söyledi: “Çocukların psikolojisini altı senedir zaten yıprattılar. Çocuklar bu kararı beklemiyorlardı açıkçası. Onlar da bir anda şoka girmişler. Bizi üzmemek adına sesi çok kötü gelmiyordu ama ‘Ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyi olmaya çalışıyoruz’ dedi. Bu kararı sosyal medyada duyurmamızı istedi. ‘Komutanlar ile nasıl aynı cezayı alıyoruz? Biz mi komutanları götürdük onlar mı bizi götürdü? Bu nasıl iş?’ diyerek tepki gösterdi. Canları çok sıkkındı. Hak etmedikleri halde 6 yıldır zulüm çekiyorlar.”
“YARGI SİYASİLERİN AĞZIYLA KARARLAR VERDİ”
Yargıtay’ın kararının da siyasi olduğunu vurgulayan Okka, “Yargı birilerinin emriyle çalışıyormuş demek ki… Bizim davalarımız siyasi olduğu için yargı da siyasilerin ağzıyla kararlar verdi. Dışarıdaki çocuklarımızdan bazıları ‘Mavi Otobüs’ adında bir belgesel yaptılar. Onlar da çocuklarımızın sesi oldu. Bunlar yayınlandıktan sonra siyasetçiler ateş püskürdü. Madem haklısınız neden böyle bağırıp çağırıyorsunuz? Ama bizim çocuklarımız Allah’a şükür suçsuz. Biz bundan eminiz. Bizim çocuklarımızın vicdanı rahat olduğu için 6 yıldır kendilerinden hiç ödün vermediler. Bir insanın suçu yoksa, bir insan kendinden eminse kafası rahat olur” değerlendirmesinde bulundu.
Başka Harbiyelilerle ilgili FSM dosyasında, “Bu çocuklar darbeden haberdar değildir. Bu çocuklar darbeyi karakolda öğrenmiştir” denildiğini kaydeden Fatma Okka, “Bizim çocukları neye göre içeride tutuyorsunuz? Orhanlı dosyasının neyi farklı? Orada ölenlerden bizim çocuklarımız sorumlu değil ki. Gitsinler balistik incelemesi yaptırsınlar. Hiçbir inceleme yapılmadı. Kim kimin kurşunuyla kimin tüfeğiyle öldü belli bile değil. Zaten bizim çocuklarımızda G3 tüfeği var. Bu tüfeklerden çıkan mermi bir kişiye isabet etse 3 kişiyi birden öldürdüğü söyleniyor. Bizim çocuklarımız orada kimseye silah doğrultmadı. Bu görüntülerde de var” hatırlatması yaptı.
“ÇOCUKLAR MAVİ OTOBÜS BELGESELİYLE SESLERİNİ DUYURDU”
Kendisi gibi Harbiyeli annesi olan Melek Çetinkaya gibi çok az annenin sokağa çıktığını, eylem yaptığını söyleyen Okka, “Maalesef başka türlü sesimizi duyuramıyoruz. İnsanlar sadece A Haber, ATV, TRT Haber gibi kaynaklardan işittikleri ile çıkarımlarda bulunuyorlar. Ama biz yaptıklarımızla bunun önüne geçmeye çalıştık. Eylemleri ilk ben başlatmıştım ama benim sağlık problemim olduğundan dolayı her yere ulaşamadım. İstanbul’da oturduğum için Ankara’da gerekli yerlere gidemedim. Elimizden geldiği kadarıyla yaşananları duyurmaya çalıştık” dedi.
Kamuoyunun Harbiyelilerin yargılanmasıyla ilgili bir çok şeyi bilmediği söyleyen Okka: “Mavi Otobüs programıyla çocuklar kendilerini ifade edebildi. Daha önce böyle bir fırsat bulamamışlardı. İçeridekiler zaten konuşacak fırsat bulamıyor. Mahkemelerde kendilerini savunabiliyorlar ki oralarda da elini kulağına verip dinledi. Basına zaten hiç yansımadı. O yüzden Mavi Otobüs çok önemli bir iş oldu. Çocuklar kendi seslerini duyurdular. ‘Mavi Otobüs çıktı bu alınan karara etkili oldu’ diye söylemler de oldu ama karar 26 Mayıs tarihinde alınmış.” ifadesini kullandı.
“BİZİ BU HASRET VE ZULÜM ÇOK ZORLUYOR”
Eşinin bir inşaat işçisi olduğunu ve serbest bir işle ev geçindirmenin yanında cezaevindeki oğullarına para göndermek ve görüş günlerinde ailece Silivri’ye gidip gelmenin aile bütçelerini sarstığını kaydeden Okka “Ekonomik kriz bizi de çok zorluyor. Bulursak yiyoruz bulamazsak Allah’a tevekkül ediyoruz. Ekmek parası çıkıyor çok şükür. Olanla yetinmeye çalışıyoruz. Kendimizden önce oğlumuzun eksiklerini tamamlamaya çalışıyoruz” dedi.
‘BİR TARAFIMIZ HEP EKSİK’
Harbiyeli annesi Okka, oğlunun ve arkadaşlarının yaşananları hak etmediğini belirterek şunları söyledi: “Benim oğlum o kadar değerli bir insan ki, bir karıncayı bile incitemez. Ortaokulu birincilikle bitirdi, lisenin 3 ve 4. sınıflarına kadar da burs aldı. Çok başarılı bir çocuktu. Milletine ve devletine faydalı bir insan olayım diye sürekli ders çalışırdı. Biz ailesi olarak askeri okula girmesini istememiştik ama o vatanına ve milletine faydalı olabilmek için girmek istedi. Şu an bir tarafımız hep eksik. Büyük kızımın şu an sözlenme durumu var ve inanın bunu yapacak bir sevincimiz, hevesimiz kalmadı. Şu alınan karar bizi moral olarak çok düşürdü. Benim oğlum ve arkadaşları da bir an önce özgürlüklerine kavuşsun.”