15 Temmuz sonrası yapılan “cadı avı” operasyonları neticesinde tutuklama sayılarında gözle görülür artışlar oldu. Cezaevi yönetimi koğuşlarda yer kalmayınca çözümü koridorlara yatak koymakla buldu.
Görüş Gününde Mahşeri Bir Kalabalık
Bu sıkıntıların en çok yaşandığı yerlerden biri de Van Cezaevi’dir. Cezaevinin yerleşim yerine 25-30 km uzaklıkta bulunduğu ve bu durumun ise kendi imkanlarıyla gelen ziyaretçiler için işkenceye dönüştüğü görüldü. Tutuklu yakınlarından edinilen bilgilere göre cezaevine taksi haricinde hiçbir ulaşım aracının gitmediği ve bunun da ailelere maddi yük getirdiği bildirildi. Zaten büyük sıkıntılarla il dışından Van’a gelen aileler bir de 100 TL’yi aşan taksi ücretleri ödemek zorunda bırakıldı.
Ayrıca Van Cezaevi’nde birçok tutukluya aynı gün ve saatte görüş izni yazılması nedeniyle cezaevlerinde neredeyse mahşeri bir kalabalığın oluştuğu görüldü. Ziyarete gelen tutuklu yakınlarına beklemeleri için uygun bir yer gösterilmediği ve yüzlerce kilometre uzaklıktan gelen yakınlar için ayrı bir eziyet olduğu bildirildi.
Gardiyanlar Bazı Bayanları Sadece İç Çamaşırları İle İçeri Soktular
Görüşe gelen ailelerin güvenlik cihazlarından geçirilmesi ise ayrı bir çile haline geldi. Kadınların bebekleri ile defalarca X-Ray cihazlarından geçirilmesi yüzlerce kişinin beklemesine sebep oldu. Hatta güvenlik bölgesinde bekletilen insanların cihazdan geçen bayanları izlemesi ise insanların mahremlerine özen gösterilmemesi sonucunu doğurdu. Bazı bayanların sırf kıyafetlerindeki bazı metaller ötüyor diye sadece iç çamaşırları kalacak şekilde geçirilmeleri ise zulmün geldiği noktayı gözler önüne serdi.
Güvenlik önlemlerinde yeterli bayan personelin bulunmaması ve pardesülü, başörtülü bayanların bayan olup olmadıklarının kontrolü için de farklı ve insanları aşağılayan değişik yöntemler kullanılması ise aileleri vicdanen derinden yaralamaktadır. Ayrıca bebekli bayanların bebeklerini emzirmeleri için yeterli bir yer bulunmaması da emziren anneleri zor durumda bıraktı. Çocuklar ise bu kalabalık ortamda bunalarak ağladığı ve ezilme tehlikesi geçirdikleri görüldü.
Mahkum ve tutuklu yakınlarına yapılan ve gün boyu devam eden bu zulümlarin bir an önce giderilmesini bekliyorlar.
15 Temmuz sonrası yapılan “cadı avı” operasyonları neticesinde tutuklama sayılarında gözle görülür artışlar oldu. Cezaevi yönetimi koğuşlarda yer kalmayınca çözümü koridorlara yatak koymakla buldu.
Görüş Gününde Mahşeri Bir Kalabalık
Bu sıkıntıların en çok yaşandığı yerlerden biri de Van Cezaevi’dir. Cezaevinin yerleşim yerine 25-30 km uzaklıkta bulunduğu ve bu durumun ise kendi imkanlarıyla gelen ziyaretçiler için işkenceye dönüştüğü görüldü. Tutuklu yakınlarından edinilen bilgilere göre cezaevine taksi haricinde hiçbir ulaşım aracının gitmediği ve bunun da ailelere maddi yük getirdiği bildirildi. Zaten büyük sıkıntılarla il dışından Van’a gelen aileler bir de 100 TL’yi aşan taksi ücretleri ödemek zorunda bırakıldı.
Ayrıca Van Cezaevi’nde birçok tutukluya aynı gün ve saatte görüş izni yazılması nedeniyle cezaevlerinde neredeyse mahşeri bir kalabalığın oluştuğu görüldü. Ziyarete gelen tutuklu yakınlarına beklemeleri için uygun bir yer gösterilmediği ve yüzlerce kilometre uzaklıktan gelen yakınlar için ayrı bir eziyet olduğu bildirildi.
Gardiyanlar Bazı Bayanları Sadece İç Çamaşırları İle İçeri Soktular
Görüşe gelen ailelerin güvenlik cihazlarından geçirilmesi ise ayrı bir çile haline geldi. Kadınların bebekleri ile defalarca X-Ray cihazlarından geçirilmesi yüzlerce kişinin beklemesine sebep oldu. Hatta güvenlik bölgesinde bekletilen insanların cihazdan geçen bayanları izlemesi ise insanların mahremlerine özen gösterilmemesi sonucunu doğurdu. Bazı bayanların sırf kıyafetlerindeki bazı metaller ötüyor diye sadece iç çamaşırları kalacak şekilde geçirilmeleri ise zulmün geldiği noktayı gözler önüne serdi.
Güvenlik önlemlerinde yeterli bayan personelin bulunmaması ve pardesülü, başörtülü bayanların bayan olup olmadıklarının kontrolü için de farklı ve insanları aşağılayan değişik yöntemler kullanılması ise aileleri vicdanen derinden yaralamaktadır. Ayrıca bebekli bayanların bebeklerini emzirmeleri için yeterli bir yer bulunmaması da emziren anneleri zor durumda bıraktı. Çocuklar ise bu kalabalık ortamda bunalarak ağladığı ve ezilme tehlikesi geçirdikleri görüldü.
Mahkum ve tutuklu yakınlarına yapılan ve gün boyu devam eden bu zulümlarin bir an önce giderilmesini bekliyorlar.
15 Temmuz sonrası yapılan “cadı avı” operasyonları neticesinde tutuklama sayılarında gözle görülür artışlar oldu. Cezaevi yönetimi koğuşlarda yer kalmayınca çözümü koridorlara yatak koymakla buldu.
Görüş Gününde Mahşeri Bir Kalabalık
Bu sıkıntıların en çok yaşandığı yerlerden biri de Van Cezaevi’dir. Cezaevinin yerleşim yerine 25-30 km uzaklıkta bulunduğu ve bu durumun ise kendi imkanlarıyla gelen ziyaretçiler için işkenceye dönüştüğü görüldü. Tutuklu yakınlarından edinilen bilgilere göre cezaevine taksi haricinde hiçbir ulaşım aracının gitmediği ve bunun da ailelere maddi yük getirdiği bildirildi. Zaten büyük sıkıntılarla il dışından Van’a gelen aileler bir de 100 TL’yi aşan taksi ücretleri ödemek zorunda bırakıldı.
Ayrıca Van Cezaevi’nde birçok tutukluya aynı gün ve saatte görüş izni yazılması nedeniyle cezaevlerinde neredeyse mahşeri bir kalabalığın oluştuğu görüldü. Ziyarete gelen tutuklu yakınlarına beklemeleri için uygun bir yer gösterilmediği ve yüzlerce kilometre uzaklıktan gelen yakınlar için ayrı bir eziyet olduğu bildirildi.
Gardiyanlar Bazı Bayanları Sadece İç Çamaşırları İle İçeri Soktular
Görüşe gelen ailelerin güvenlik cihazlarından geçirilmesi ise ayrı bir çile haline geldi. Kadınların bebekleri ile defalarca X-Ray cihazlarından geçirilmesi yüzlerce kişinin beklemesine sebep oldu. Hatta güvenlik bölgesinde bekletilen insanların cihazdan geçen bayanları izlemesi ise insanların mahremlerine özen gösterilmemesi sonucunu doğurdu. Bazı bayanların sırf kıyafetlerindeki bazı metaller ötüyor diye sadece iç çamaşırları kalacak şekilde geçirilmeleri ise zulmün geldiği noktayı gözler önüne serdi.
Güvenlik önlemlerinde yeterli bayan personelin bulunmaması ve pardesülü, başörtülü bayanların bayan olup olmadıklarının kontrolü için de farklı ve insanları aşağılayan değişik yöntemler kullanılması ise aileleri vicdanen derinden yaralamaktadır. Ayrıca bebekli bayanların bebeklerini emzirmeleri için yeterli bir yer bulunmaması da emziren anneleri zor durumda bıraktı. Çocuklar ise bu kalabalık ortamda bunalarak ağladığı ve ezilme tehlikesi geçirdikleri görüldü.
Mahkum ve tutuklu yakınlarına yapılan ve gün boyu devam eden bu zulümlarin bir an önce giderilmesini bekliyorlar.
15 Temmuz sonrası yapılan “cadı avı” operasyonları neticesinde tutuklama sayılarında gözle görülür artışlar oldu. Cezaevi yönetimi koğuşlarda yer kalmayınca çözümü koridorlara yatak koymakla buldu.
Görüş Gününde Mahşeri Bir Kalabalık
Bu sıkıntıların en çok yaşandığı yerlerden biri de Van Cezaevi’dir. Cezaevinin yerleşim yerine 25-30 km uzaklıkta bulunduğu ve bu durumun ise kendi imkanlarıyla gelen ziyaretçiler için işkenceye dönüştüğü görüldü. Tutuklu yakınlarından edinilen bilgilere göre cezaevine taksi haricinde hiçbir ulaşım aracının gitmediği ve bunun da ailelere maddi yük getirdiği bildirildi. Zaten büyük sıkıntılarla il dışından Van’a gelen aileler bir de 100 TL’yi aşan taksi ücretleri ödemek zorunda bırakıldı.
Ayrıca Van Cezaevi’nde birçok tutukluya aynı gün ve saatte görüş izni yazılması nedeniyle cezaevlerinde neredeyse mahşeri bir kalabalığın oluştuğu görüldü. Ziyarete gelen tutuklu yakınlarına beklemeleri için uygun bir yer gösterilmediği ve yüzlerce kilometre uzaklıktan gelen yakınlar için ayrı bir eziyet olduğu bildirildi.
Gardiyanlar Bazı Bayanları Sadece İç Çamaşırları İle İçeri Soktular
Görüşe gelen ailelerin güvenlik cihazlarından geçirilmesi ise ayrı bir çile haline geldi. Kadınların bebekleri ile defalarca X-Ray cihazlarından geçirilmesi yüzlerce kişinin beklemesine sebep oldu. Hatta güvenlik bölgesinde bekletilen insanların cihazdan geçen bayanları izlemesi ise insanların mahremlerine özen gösterilmemesi sonucunu doğurdu. Bazı bayanların sırf kıyafetlerindeki bazı metaller ötüyor diye sadece iç çamaşırları kalacak şekilde geçirilmeleri ise zulmün geldiği noktayı gözler önüne serdi.
Güvenlik önlemlerinde yeterli bayan personelin bulunmaması ve pardesülü, başörtülü bayanların bayan olup olmadıklarının kontrolü için de farklı ve insanları aşağılayan değişik yöntemler kullanılması ise aileleri vicdanen derinden yaralamaktadır. Ayrıca bebekli bayanların bebeklerini emzirmeleri için yeterli bir yer bulunmaması da emziren anneleri zor durumda bıraktı. Çocuklar ise bu kalabalık ortamda bunalarak ağladığı ve ezilme tehlikesi geçirdikleri görüldü.
Mahkum ve tutuklu yakınlarına yapılan ve gün boyu devam eden bu zulümlarin bir an önce giderilmesini bekliyorlar.