İngiliz kamu yayıncısı BBC Türkiye’deki Osmanlı döneminden ‘kuş sarayları’ hakkında yazdı.
BBC’den Jennifer Hattam kuş sarayları hakkında “İstanbul’u ziyaret edenlerin çoğu Osmanlıların hayvanlara saygısını yansıtan yarım asırlık taş oyma kuş evlerine ev sahipliğinden habersiz” diyor.
Gerçekten de öyle olabilir. Zira İstanbul’da yaşayanların bile pek çoğu, günlük hayat telaşından mı yoksa yeterince anlatılmamasından mı bilinmez, kentteki kuş sarayları hakkında bilgisiz.
Hattam BBC’deki yazısında yalnızca ‘kuş evi’ olarak adlandırılmayacak kadar görkemli olan bu taştan oyulmuş yapıları anlattı.
Kuş saraylarının Osmanlı döneminden kalma camilerin, türbelerin ve İstanbul merkezindeki (Fatih, Eminönü gibi) bazı yapıların saçaklarının altında yer aldığı anlatıldı.
Yazı da bir de kuş saraylarının bulunduğu yerlerin haritasına yer verildi.
Kuş saraylarının 16 ila 19’uncu yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Bu yapılar Türkiye’de hayvanlara duyulan saygının bir göstergesi.
Tur rehberi Öykü Demir şöyle diyor: “Her kuş sarayı kendine özgü mimari stile ve ayrıntılı güzelliğe sahip. Bu da bir şefkat göstergesi.”
Michihan Üniversitesi’nden İslam sanat tarihi profesörü Christiane Gruber de şöyle konuştu:
“İstanbul’da camilerin kıble duvarlarında sık sık kuş evi görülür. Böylece kuş sesi, insanla kuş sesinin gökyüzüne yükselmesiyle birlikte namaz sesiyle ilişkilendirilir.”
Haberde kuş saraylarının ‘Edirne’den ülkenin en doğusundaki Van ve Doğubeyazıt’a kadar Türkiye’nin dört bir yanında kayıtlı olsa da İstanbul bunların en önemli vitrini’ olduğunu belirtiliyor.
Osmanlı Devleti’nde kuşların yuvası olması amacıyla 16’ncı yüzyıldan itibaren bazı camilerin, medreselerin ve türbelerin duvarlarına yapılan kuş evleri, bugün hala birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Hem mimari hem de insani açıdan estetik bir düşüncenin eseri olarak ortaya konulan yapılar, Osmanlı medeniyetinde, canlılara gösterilen merhametin de simgesi olarak görülüyor.
Serçe, güvercin ve sığırcık gibi birçok kuş türünün barınması için inşa edilen kuş sarayları, mimari eserlerin özellikle güneş gören ve rüzgar almayan kısımlarına yapılıyordu.





















