Bayrampaşa Pazarı’nda yurttaşlar Cumhurbaşkanı’nın sabır istemesine “sabrı mı kaldı” diye tepki gösterdi. “Daha nereye kadar sabır?” diye soran bir vatandaş, “Vatandaşın sabredecek bir şeyi yok. Şu anda bir şey yapamıyoruz, seçimde gösteririz ancak tepkimizi… Biz onları sabra davet ediyoruz. Bakalım bir geçinsinler asgari ücretle, pazarlara uğrasınlar, halkı bir öğrensinler bakalım nasıl olacak? ‘Bıçak kemiğe dayandı’ derler ya, o şekildeyiz. “Sabır mabır kalmadı. Bir an önce gitsinler, yenisine bakalım.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz”, “Enflasyonun belini kıracağız”, “Fiyatlardaki köpüğü, şişkinliği, müsilajı alacağız”, “Biraz daha sabır”, “Enflasyon düştü düşecek…” Bu söylemler AKP iktidarının özellikle de son yıllarda sıkça tekrar ettiği söylemlerin başında geliyor. Son olarak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.” dedi.
Ekonomik kriz derinleştikçe iktidar sözcülerinin “sabırlı olalım” çağrılarıyla karşılaşan vatandaşlar, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz” sözleriyle karşılaştılar.
Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir
Kış sebzesi pırasanın 40 lira ile 60 lira arasında satıldığı pazarda alabildiği yarım kiloluk bir pırasa poşetini gösteren bir kadın “Yarım kilo, 3 kişi yiyeceğiz. Bunun çöpünü bile ziyan etmemeye çalışıyoruz. Şu pırasayı aldığım parayla eskiden şu çantayı dolduruyordum” dedi.
Vatandaşların yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“Daha nereye kadar sabır?”
Nuri Öncü: “Onlar da çıkmazın içinde anladığım kadarıyla. Yönetemiyorlar.(Sabır çağrısıyla vatandaştan) herhalde ölmesini bekliyorlar. Nasrettin Hoca’nın eşeğini beslediği gibi. Her gün avuç az vere vere eşek ölmüş. Biz de o şekilde olacağız herhalde.”
Bir vatandaş: “Daha nereye kadar sabır? Aç adam sabır edebilir mi bir şeye ? Edemez.”
Bir vatandaş: “1 milyon (bin lira) maaş alıyorum. Nereye yetecek? Çoğu aç, çoğu tok duruyoruz. Senede bir kere et alıyoruz. Bak daha sepetim boş geziyorum. Kalp hastasıyım zor yürüyorum. Bakıyorum nerede uygun varsa oradan alacağım.”
“Bize sabır diyorlar da, kendileri refah içinde yaşıyorlar”
Cemil Üzülmez: “Bize sabır diyorlar da, kendileri refah içinde yaşıyorlar. Kendileri de biraz fedakarlık yapsınlar. Kendi maaşlarından fedakarlık yapsınlar bakalım. Vatandaşın sabredecek bir şeyi yok. Şu anda bir şey yapamıyoruz, seçimde gösteririz ancak tepkimizi. Şu an ne deseler kabul ediyoruz, kabul etmiş gibi yapıyoruz yani. Siz koyunsunuz diyorlar. ‘Sabredin, biz istediğimiz gibi yaşayalım sizi de güdelim’ diyorlar. Vatandaşı düşünen bir düzen yok şu anda. İktidara gelenler cebini doldurmaya geliyor. Ülkeyi falan kimsenin düşündüğü yok. Vatandaşı mı düşünüyorlar. Düşünseler zaten bu durumda olmazdı halk.”
Nazan Mert: “Ben onları sabra davet ediyorum. Bakalım bir geçinsinler asgari ücretle, pazarlara uğrasınlar, halkı bir öğrensinler bakalım nasıl olacak? Vatandaş o kadar sabırlı ki, yıllardır görünüyor her şey ortada. ‘Bıçak kemiğe dayandı’ derler ya, o şekildeyiz.”
“Daha ne kadar sabredelim, buramıza kadar geldi”
İdris Pehlivan: “Daha ne kadar sabredelim, buramıza kadar geldi. Sabrı mı kaldı artık. 12 bin 500 lira maaş alıyoruz, bekliyoruz ne verecek de, ona göre hareket edeceğiz. Meyvelerin yanından geçtim, uğramadım bile. Etin yanına uğrayabiliyor musun; sucuk, pastırmayı unuttuk. Yaşamak bu mu yani? Bayrampaşa’dan çıkamıyoruz, yaşamakmış. Türlü başbakanlar geldi, partiler geldi geçti, hükümetler geldi ama bu durumu hiç yaşamadık.”
“Bir an önce gitsinler, yenisine bakalım”
Mevlüt Özdemir: “Sabır mabır kalmadı. Bir an önce gitsinler, yenisine bakalım.”
Hatice Uzak: “Sabır edeceğiz tabi. ‘Açız, ölüyoruz’, nerede ölüyoruz? Kafeler dolu, her taraf dolu, araba dolu. Emekliyim hem de az bir emekliyle her şeyi alıyorum. Bir kilo almasak da yarım kilo alıyoruz; karıştır, bir yumurta kır, ye. Eskiden hiç alamıyorduk ki, var mıydı böyle kışın pazarda. Yoktu, 80 senelerinde yoktu bunlar.”
“Çıksınlar, bir görsünler”
Bir vatandaş: “Bizim alışveriş yaptığımız yerde onlar da alışveriş yapıyorlar. Çıksınlar, bir görsünler. Ama kime söyleyeceksin… Yarım kilo, 3 kişi yiyeceğiz. Bunun çöpünü bile ziyan etmemeye çalışıyoruz. Şu pırasayı aldığım parayla eskiden şu çantayı dolduruyordum.”
