6 çocuk annesi bir kadının hizmete cadı avı tenkil kapsamında 6 aylık gözaltı ve cezaevi sürecindeki yaşadıkları kanınızı donduracak.
Taki 6 Ağustos 2016 tarihinde şahsıma ait paramı bankadan çekmek için bankaya gittiğimde birden sivil polislerin bütün müşterileri dışarı çıkartıp sanki bir terörist yakalamiscasina beni gözaltına alana kadar. Bir süre ne olduğunu anlayamadım. Sürekli bi yanlış anlaşılma olduğunu ifademi alıp bırakacaklarını düşünüyordum. 9 gün boyunca gözaltında kaldım. Bir taraftan yaşadığım kötü muameleler diğer taraftan çocuklarıma ne oldu tek başlarına ne yapıyorlardır düşüncesi sürekli beni yiyip bitiriyordu. Gözaltına alindigim ilk 1,5 gün hücrede kaldım. Sonrasında nezarethaneye aldılar. İlk 3 gun boyunca hiç yemek ve su verilmedi. Lavaboya çok az gitmemize izin veriliyordu. Çok kötü durumda olduğumuzu söyleyince herkesi tek tek goturemeyeceklerini söylüyorlardı. Bize yapılan muamele afedersiniz hayvanlardan daha kötüydü. Defalarca namaz vakti geçiyor olmasına rağmen lavaboya gidemeyince teyemmümle namaz kıldık .
Işıklar hiç söndürulmüyor böylece uyumamız engelleniyor ve zaman kavramını kaybetmemiz isteniyordu. Bu şartlarda geçirdiğimiz 3-4 günün sonunda bütün takatim tükenmişti. pisikolojim çok kötüydü. 9 günlük gözaltı sürecinde 3 defa ifadem alındı.1saat, 1,5saat ve birde sabah 8 den gece 11 e kadar süren yemek su vermeden darp ve hakaret edilerek 15 saat ifade verdim. Bir taraftan eşime, aileme şahsıma ağıza alınmayacak küfürler ediyor diğer taraftan da sürekli vatan hainliği ve terörist olmakla suçlanıyordum. Bütün ifadelerim boyunca suçlu olduğumu kabul etmem ve bazı isimler söylemem için baskı yapılıyordu. Verdiğim ifadeden dolayı sen 4-5 yılda çıkamazsın. İtirafçı ol… şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı. Ağır işkenceler yapılanları göstererek isim vermezsen sana da bunları yaparız diyorlardı. Sorgu esnasında bir polisin avucunun içiyle yanagima vurması sonucu yere düşüp bayılmışım kendime geldiğimde yerdeydim polis ayağiyle vurarak beni ayıltmaya çalışıyor bir taraftan da hakaretler ediyordu. Aldığım darbeler nedeniyle birkaç dişim kırıldı. İki ay boyunca yaralarım iyileşmedi ve tahliye olana kadar geçen 6 aylık sürede sürekli diş ağrısı çekmeme rağmen türlü bahaneler uydurularak tedavi için goturulmedim. Gözaltındayken ara ara sağlık kontrolüne götürüldüm fakat polis yanımda durarak pisikolojik baskı yapıyor ve herhangi bi darp olmadığını söylememi istiyordu. Korktuğum için her seferinde iyi olduğumu söylemek zorunda kaldım. Bir defasında doktora peki benim psikolojim ne olacak deyince onu da kendin düşün cevabını aldım. Bu süre içinde avukatım dahil hiç kimseyle görüşmeme izin verilmemiş çocuklarımdan hiçbir haber alamamıştım bu beni daha çok yipratiyordu.
16 Ağustos’da mahkemem oldu ve tahliye olmayı beklerken bir şok daha yaşadım. Mahkeme 6 çocuğum olduğunu ve eşimin burda olmadığını ifade etmeme rağmen tutuklama kararı verdi. Cezaevine bayan polisin psikolojik baskı ve hakaretleri eşliğinde götürüldüm. Beni gardiyanlara teslim ederken söylediği son cümlesi ise “buna elinizden geleni ardınıza koymayın buradan sağ çıkarmayın”.. Allahım nasıl bir yere getirildim burada nelere yaşayacağım.. İlk göturuldüğum koğuş; 1 odada 4 kişilik yerde 16 kişi kalıyoruz. Duvarlardan rutubet akıyor başımıza sular damlıyor. 1 metrekare de klozet, lavabo duş hepsi aynı yerde odada başka bir lavabo vs yok. Bulasiklarimizi dahi o lavaboda yıkamak zorunda kaldık. Günler geçmesine rağmen ben hala alişamiyor her uyandığımda bir süre hafıza kaybı yaşıyormuşçasına nerede olduğumu algılayamıyor burası neresi diye kendi kendime sayikliyordum. Günler geçmek bilmiyor. Ardı ardına yazdığımız itiraz dilekçelerinin hiçbiri işe yaramıyordu. Bir süre sonra başka bir şehre nakledildim. Gideceğimiz yere varana kadar nereye gittiğimiz bile söylenmedi. Gardiyanlar sürekli hakaret ediyor ufacık birseyde çocuk gibi azarlıyordu. Koğuşumuzdaki başka bir hanıma sayımdan sonra kullandığı ilaçları getirdiler ilaç içerken azarlayarak 4 defa suyu biraktirip tekrar içirdiler . Biz dahi utandık.
Koğuştaki arkadaşların desteği ve Rabbime olan inancım sayesinde ayakta durabiliyordum. Çocuklarımın hasreti beni daha da yipratiyordu. Iki ayda bir ancak açık görüş vardı heyecanla beklediğimiz o günde gardiyanlar hepimizi uyarıyor içerde yaşadıklarımızı anlatmamamizi söylüyorlardı. Zaten görüş süresince başımızda adeta nöbet tutuyorlardı. Daha bir saat bile dolmadan sevdiklerimizden ayrılıp yine o soğuk ve hala niye orda olduğumuzu anlamadığımız koğuşumuza dönüyorduk.
Koğuşta benim gibi sıkıntı yaşayan başka arkadaşlar da vardı.Bir arkadaş daha dişten rahatsız uyuyamıyor. Aylarca dış ağrısı çekti. Fakat oda tedaviye götürülmedi. Ağrıdan duramaz hale geldiği zamanlarda gardiyanlara israrimiz ve uzun yalvarmalardan sonra ancak birkaç ağrı kesici alabiliyorduk.yine yan koğuşta bir bayan, 6 aylık hamileyken 5 gün gözaltından sonra şartlı tahliye olmuş. Gözaltı sürecinde yine ac susuz bırakma ve kötü muamele görmüş. Sezeryan doğum yaptıktan sonra 2. günü tutuklanip cezaevine konulmuş. bebeği rahatsız başı fazla büyüyor. Yine bizim koğuşta kurra hafızı arkadaşa gözaltındaki 5 günlük sürede başını actiriyorlar eşi şapka getiriyor onunla namaz kıliyo.
4 ayın sonunda iddianamem hazırlandı ve mahkeme tarihini 2 ay sonrasına verdi. Dua ve heyecanla beklediğimiz mahkeme günü geldi. Mahkeme 8 gün sürdü. Sabah 7 de.. cezaevinden çıkıyoruz araçlar buz gibi, mahkeme 10 da başliyor akşam 11 gibi bitiyor. Bu süre boyunca yemek olarak çok az ekmek peynir veriliyor
8 günün sonunda 3 defa ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığım davadan tahliye oldum. Artık normal hayatıma döneceğim için çok mutluydum. Ama hiç düşündüğüm gibi olmadı. Yaşadıklarımı unutamıyorum, ağır depresan hapları kullanıyorum. Trafik polisi bile görsem elim ayağım boşalıyor. İnsanlara yaklaşamiyorum benden dolayı onlarda zarar görecek gibi hissediyorum. Zihin dağınıklığı, unutkanlık başladı. Gece uzun süre uyuyamıyorum uyudugumda ise sürekli rüyalarımda kendimi hapiste görüyorum. 6 aylık yaşadığım bu süreç sanki hayatımdan 15 yılımı götürdü. Hayatım boyunca silemeyeceğim izler bıraktı. Sesimizi herkesin duymasını ve bu tür mağduriyetlerin birdaha yaşanmamasını diliyorum.