Mersin Tarsus’ta biyometrik fotoğraf çekimine giden, uyarıya rağmen aksesuarlarını çıkarmayan daha sonra çekilen fotoğrafları beğenmeyen M.E.A adlı kadın, dükkanının fotoğraflarını çekmek istemesi ve kendisine tepki gösterilmesi üzerine, iddiaya göre, “Benim eşim hâkim, buraya polis yığarım” dedikten sonra kocasını aradı. M.E.A.’nın Tarsus’ta hakim olan eşi, yolda gördüğü polisleri yanına alarak dükkana geldi. Önce emniyete götürülen ancak bununla yetinilmeyerek doğrudan savcılığa çıkartılan biri çocuk iki fotoğrafçı mahkemeye sevk edildi ve haklarında yurtdışına çıkış yasağı kararı verildi. Fotoğrafını beğenmeyen kadın, fotoğrafçılarla arasında çıkan sözlü tartışmada, “korktuğunu, bu yüzden eşinin hâkim olduğunu söylediğini” ileri sürdü. Tarsus 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin, darp izi bulunmamasına, tanıkların darp ve hakaretin söz konusu olmadığını söylemelerine rağmen biri çocuk iki kişi için verdiği karar tartışmalara yol açtı.
Olay, 26 Eylül’de Mersin Tarsus’ta yaşandı. Biyometrik fotoğraf çektirmek isteyen M.E.A., 18 yaşından küçük R.T.’nin, “Aksesuarla kabul edilmiyor” uyarısına tepki gösterdi. Bunun üzerine R.T., başka işi olduğunu belirterek, fotoğrafı abisinin çekmesini istedi. M.E.A., ağabey N.T.’nin çektiği fotoğrafı beğenmedi. N.T.’nin iddiasına göre kaba bir üslup kullanması üzerine, “Başka bir dükkanda çekilin, sizden para da istemiyoruz” yanıtı alan M.E.A., dükkanı ve kardeş iki fotoğrafçıyı cep telefonu ile kayda almaya başladı. M.E.A. ile 18 yaşından küçük olan kardeşi R.T. arasında tartışma yaşandı. M.E.A., bu sırada telefonunun elinden alındığını söyledi. Olay yerine gelen N.T. ise telefonu geri verdi. İddiaya göre bu sırada M.E.A., eşinin hakim olduğunu, dükkana polis yığacağını söyledi.
Yaşanan tartışmanın ardından M.E.A.’nın hâkim olan eşi, yanına polisleri alarak olayın yaşandığı dükkânın önüne gitti. Polisler şikâyet üzerine, dükkânın sahibinin kardeşi olan R.T.’yi, çocuk yaşta olmasına rağmen Benli Şehit Muhittin Kılıç Polis Merkezi’ne götürdü. Diş randevusuna giden N.T. ise önce polis merkezine ardından doğrudan savcılığa götürüldü. İki taraf da karşılıklı olarak şikayetçi oldu.
M.E.A., darp raporu almak için hastaneye gitti. Raporda darp izi bulunmadığı, sadece sağ el bilekte hassasiyet olduğu tespiti yapıldı.
“Emir kipiyle konuştu”
Dükkânın sahibi N.T., götürüldüğü savcılıkta verdiği ifadesinde, kardeşinin nüfus dairesine ya da başka bir kuruma verilecek fotoğraflarda küpe ve kolye gibi takıların bulunması durumunda kabul etmedikleri uyarısında bulunduğunu, ‘’yeni kural mı koydunuz?’’ yanıtı aldığını, M.E.A.’nın nüfus dairesinde tanıdıkları olduğunu söyleyerek telefonla görüşme yaptığını sonra da “problem yok siz çekin” dediğini anlattı. N.T., şöyle devam etti:
“Kız kardeşim fotoğraf çekim aşamasında kadını saçlarını kulağının arkasına alması konusunda uyardı, kadın yine ‘daha ne kadar alabilirim’ diyerek kız kardeşimi tekrar tersledi. Bunun üzerine kardeşim fotoğrafı benim çekmemi istedi. ’Ben de gidip kadının fotoğraf çekim işlemini gerçekleştirdim. Fotoğrafı bilgisayara yüklediğim esnada henüz tam ekran açılmadan kadın hemen ‘bu ne biçim fotoğraf, böyle fotoğraf mı çekilir, ne biçim çekmişsiniz’ diyerek tepki gösterdi. Ben de ‘fotoğraf tam açılmadı, büyütüp bakalım’ dedim. Fotoğraf tam ekran açıldıktan sonra kadın tepkisine devam ederek ‘gözüm yukarıda gibi duruyor tekrar çek’ diyerek emir kipiyle bana konuşmaya başladı. Ben de ‘fotoğrafın açısında sıkıntı yok, biyometrik fotoğraf kurallarına uygun ve objektife bakmışsınız tekrar çekeceğimiz fotoğraf bundan farklı olmaz’ diyerek, herhangi bir ücret talip etmeksizin ‘dilerseniz başka bir yerde fotoğrafınızı çektirebilirsiniz’ dedim. Bunun üzerine kadın tamam dilerek fotoğraf çektirmekten vazgeçti, ben de iş yerinde bulunan diğer müşterilerle ilgilenmeye başladım.
“Kocasının hâkim olduğunu, bizim önümüze bir düzine polis yığacağını söyledi”
Kadın da bu esnada çantasını alıp iş yerinden çıkmıştı. Ben iş yerinde bulunan başka bir müşteri ile ilgilenirken dışarıdan ‘siz göreceksiniz, benim kocam hâkim’ diye kadının konuştuğunu duydum, dışarı yöneldiğimde iş yerimden çıkan kadının kız kardeşim ile tartıştığını gördüm. Kız kardeşim kadına ‘bizim fotoğrafımızı çekemezsiniz’ diye cevap veriyordu. Bunun üzerine müşterimden rica ederek dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda kız kardeşimin elinde kadının telefonu vardı. Daha sonradan öğrendiğime göre kadın iş yerimizin fotoğraflarını çekerken kız kardeşimim kadının elinden telefonu aldığını öğrendim. Kız kardeşime ne olduğunu sordum, kız kardeşim de ‘bizim ve iş yerinin fotoğraflarını çekti, silsin’ dedi. Ben de bunun üzerine kız kardeşimin elinden telefonu alarak kadına verdim ve ‘lütfen fotoğraflarımızı siler misiniz’ dedim. Ancak kadın fotoğrafları silmeyeceğini, kocasının hâkim olduğunu, bizim önümüze bir düzine polis yığacağını söyledi. Ben de kocanız ‘hâkim olabilir, biz size hizmet vermek istemiyoruz, lütfen gidin’ diyerek kadını uyardım. Ancak kadın gitmemekte ısrarcıydı. Olay bundan ibarettir, kadına gerizekalı salak şeklinde ya da başka bir şekilde hakarette bulunmadım. Kadının elinden zorla telefon aldığım ve elini kıvırdığım iddiaları asılsızdır. Sonradan öğrendiğime göre biz iş yerinden ayrıldıktan sonra kadın bizden şikayetçi olarak iş yerimizin önüne bir sürü polis ekibi çağırmış, böyle yaparak devletin gücünü kullanarak biz göz dağı vermeye çalışmış. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, söyleyeceklerim bu kadardır.”
“Bana ‘siz görürsünüz, buraya polis yığacağım’ dedi”
Abisinin yanında çalışan 18 yaşından küçük olan R.T., verdiği ifadesinde, abisine paralel anlatımlarda bulundu ve M.E.A.’nın tartışma sırasında, “Siz görürsünüz, buraya polis yığacağım” dediğini öne sürdü.
“Korktuğum için eşimin hâkim olduğunu söyledim”
M.E.A., ifadesinde, ‘’Orada benim biyometrik fotoğrafım çekildi. Ben fotoğrafımı gördükten sonra fotoğraftaki duruşumu beğenmediğimi yukarıya doğru baktığımı beyan edip bayan şahsa ‘tekrar çeker misiniz’ diye sorunca bayan şahıs orada bulunan dövmeli gözlüklü olan erkek şahsa dönüp ‘tekrar çekilmek istiyor’ dedi. Erkek şahıs bana dönüp ‘niye tekrar çekilmek istiyor, neyini beğenmemiş’ dedi. Ben de şahsa yukarıya doğru baktığımı fotoğraftaki duruşumu beğenmediğimi söyledim. Erkek şahıs eliyle kapıyı doğru göstererek sert bir şekilde “lütfen başka yere gider misiniz” dedi. Şahıs bana açıklama yapma gereği bile duymadı” dedi.
Olayın ardından yapılan bu davranışları doğru bulmadığını ve gerekli yerlere bildirim yapmak amacıyla telefonumu çıkararak iş yeri tabelasının fotoğrafını çektiğini dile getiren M.E.A., şunları söyledi:
“Fotoğrafı çektikten sonra dönüp oradan ayrıldığım esnada dövmeli erkek olan şahıs arkadan ‘ne yapıyorsun sen, niye fotoğraf çekiyorsun’ şeklinde yüksek sesle konuştu. Erkek ve bayan şahıs hızla bana doğru yaklaşarak üzerime doğru yürüdüler. Erkek olan şahıs telefonu elimden zorla almaya çalıştı ve o esnada sol elimi bilek hizasından kıvırdı. Ben de şahıslardan korktuğum için ‘eşim hâkim, bu yaptığınız doğru değil, hakkınızda şikayetçi olacağım’ dedim. O esnada korku ve panik içinde olduğum için bana zarar vermesinler diye eşimin hâkim olduğunu söyledim. Bu olaylar esnasında bayan şahıs ‘sileceksin o fotoğrafları’ şeklinde bağırarak üzerime doğru yürüdü. Şahıslara kamuya açık bir alanda olduğumu, istesem başka bir vakitte de bu fotoğrafı çekebileceğimi söyledim. Bayan şahıs bana ‘fotoğrafı silmeden buradan gidemezsin, o fotoğrafı sileceksin’ dedi. Şahıslar bana zorla baskı yaptığı için telefon elimdeyken kendim çekmiş olduğum fotoğrafı sildim. Erkek olan şahıs o esnada iş yeri içine doğru yürüdü ve bana içeriden ‘gerizekalı salak’ şeklinde konuştu. Bayan şahıs bana ‘eşin hâkim de sen kendini Allah mı sanıyorsun’ şeklinde konuştu. Ben şahıslara çekilen fotoğraftaki duruşu beğenmediğimden tekrar fotoğraf çekilmeye talep ettiğimi, müşteriye karşı bu şekilde bir üslubun olamayacağını açıklamaya çalışırken dövmeli olan erkek şahıs telefonda görüşürken iş yeri sahibi olarak düşündüğüm şahıs ‘eşi hakimmiş de yok savcıymış da’ şeklinde alay eder bir tonda konuşuyordu. Daha sonra genç bayan bana telefon getirdi ve telefondaki şahıs iş yeri sahibi olduğunu söyledi. Şahıs bana ‘senin yaptığın yanlış, bir tatsızlık yaşanmış olabilir ancak benim iş yerimin fotoğrafını çekemezsin’ dedi. Daha sonra iş yeri sahibi dükkânın önüne gelerek aynı şekilde bana yaptığınız yanlış şekilde konuşmaya devam etti. Ben eşimi arayarak korku ile durumu anlattım. Daha sonra olay yerine polisler intikal etti. Telefonumu zorla elimden almaya çalışıp bana hakaret eden dövmeli erkek şahıs ve üzerime yürüyüp bana hakaretlerde bulunan genç bayan şahıstan davacı ve şikayetçiyim.”
Görgü tanığı, hakaret ve darp iddialarını yalanladı
Olayla ilgili ifadesi alınan görgü tanığı da, M.E.A.’nın dükkana geldiğini, fotoğrafı beğenmeyince fotoğraftan vazgeçerek dışarı çıktığını söyledi. Daha sonra iş yeri sahibinin kız kardeşi R.T. ile kadın arasında bir tartışma yaşandığını ve iş yeri sahibi N.T.’nin de olaya dahil olduğunu söyleyen görgü tanığı, “Ancak ben olayda herhangi bir hakarete ya da darp olayına şahit olmadım. Nevruz TEKIN in kadın şahsa gerizekalı dediğini ya da kolunun tutarak telefonu elinden almaya çalıştığını görmedim. Böyle bir şey olsa görürdüm ve duyardım. Çünkü olayın başından sonuna kadar oradaydım. Olayla ilgili söyleyeceklerim bu kadardır” dedi.
Fotoğrafçı ve kardeşine yurt dışına çıkış yasağı
Tarsus 1. Sulh Ceza Hakimliği, darp raporu olmaması ve görgü tanıklarının ifadesine rağmen, N.T. ve kardeşi R.T. hakkında “birden fazla kişi tarafından birlikte yağma” suçundan yurt dışına çıkış yasağı verilmesine karar verdi.
KAYNAK: T24 – CENGİZ ANIL BÖLÜKBAŞ