Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

“Buruk bayramlar”

by aktifhabercom
May 23, 2020
“Buruk bayramlar”
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir

Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti

Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti

December 5, 2025
5k
Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı

Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı

December 5, 2025
5k

”Bayramı daha az hüzünlü, daha paylaşımcı hale getirmek elimizde. Zalimlerin tehdidine, Korona tahdidine rağmen pekala bu bayramı hepimiz için daha neşeli, daha verimli kılabiliriz. Neler yapabiliriz?”

Tr724’ten Doç. Dr. Mahmut Akpınar’ın bayram düşünceleri şöyle:

Gurbetin zorluklarına, dostların maruz kaldığı zulümlerin varlığına ilave, bu bayram bir de Korona’nın getirdiği yalnızlık, evlere kapanmanın hüznü eklenecek yaralı yüreklerimize. Bayram namazının maneviyatını duyamayacak, namaz dönüşü aileyle, çocuklarla bayramlaşmanın, dostlarla kucaklaşmanın neşvesini yaşayamayacağız bu bayram.  

Herkes neşe içinde bayramı kutlarken kendinle başbaşa kalmak, aileden, dostlardan uzak olmak bir ayrı burkar insanın içini. Sokaklarda kalabalık olsa, insanlarda telaş, sevinç, koşturmaca görülse de, ailesiz, arkadaşsız, dostsuz geçen bayramlarda işlek bir caddede yaşayan evsizin yaşadığı yalnızlığı, hüznü tadar insan. Öğrenciliğimizde bu hissi bayramlarda yaşardık. Arkadaşlarımızın çoğu bayramdan günler önce çoğu biletini alır, çantasını sırtlar sevinçle otogarın yolunu tutardı. Bazılarımız, öğrencilerimizle biraz daha ilgilenebilmek için çok defa memlekete bayrama  gitmezdik. Bugün hangisinin doğru olduğu konusunda tereddütlerim var. Anne-babalarımız evlatlarının yolunu gözlerken bizler başka anne babaların çocukları için ebeveynlerimizi çocuklarından mahrum ederdik. O zamanlar fazlaca idealisttik. Hizmet etme, nesillerin imanına, eğitimine katkıda bulunma noktasında fedakarlık anlayışında ölçüleri tutturamıyorduk. Herkes memleketin yolunu yutar giderdi, biz bir kaç arkadaş, boşalmış evlerde kalırdık. Belki de bu “fedakarlık” davranışı bize örtülü bir haz verir, kendimizi önemli hissetmemizi sağlardı?!


Bir de gitmek istese de gidemeyen arkadaşlarımız olurdu bayramlarda. Memleketi uzak olanlar eğer uzun tatil yoksa bayrama gidemezlerdi. Bir trafik kazasında vefat eden Doğubayazıt’lı merhum, yiğit Yakup banko kalırdı. Keza Doğu Anadolu, Doğu Karadenizden, Güneydoğu’dan pek çok arkadaşımız memleketine gidemezdi. Zira 1980’lerin Türkiye’sinde otobüsle bu kentlere yol 2 gün sürüyordu. Yol parası bütçelere ağır geliyordu. Uçakla ülke içinde ulaşım öğrenciler için hayal bile edilemezdi. Bu arkadaşlar memlekete uzun yaz tatilinde gider; bazen sömestr tatilinde bile kalırlardı. 

Bayrama doğru bavulunu alıp giden her arkadaş içimizde burkuntu, boşluk oluştururdu. Başlarda içimizde küçük bir delik olan bu boşluk arefe günü gecesi karadeliğe dönüşürdü. Sevinç yaşamamız gereken bayram sabahı karmaşık duygular kaplardı yüreğimizi. “Dava insanı olma” tatmini, “Hizmet için yiğitlik!” bir yere kadar götürüyordu. Bayram namazını kıldıktan sonra insanlar neşeyle evine dönerken biz boş, ıssız öğrenci evlerine doğru ağır adımlarla ve mahsun yürürdük. Ekonomik durumlarımız iyi olmadığı için evlerde yeterli erzak, gıda olmazdı. Mutfağı en dolu olan evde biraz geç saatler için bayramlaşmak üzere randevulaşırdık. Herkes evinde olandan bir şeyler götürür beraberce kahvaltı yapar, bayramlaşırdık. Ama sevincimizin altında hep bir hüzün gizliydi. Bayramın ilk günü en zoruydu. Zira herkes ilk günü kendi ailesine, yakınlarına ayırırdı. En fedakar esnaflar bile memleketine gitmeyen öğrencileri ikinci- üçüncü günden sonra hatırlardı. Evlerine yemeğe, kahvaltıya davet edenler olunca sıla ve aile hasreti biraz hafifler yüzümüze neşe gelirdi.

O zamanlar cep telefonu yoktu veya yeni piyasaya çıkıyordu. Bugünkü gibi görüntülü görüşme imkanı olmuyordu. Kontörlü telefonlar için ceplerimizde büyük, küçük jetonlar bulundururduk. Makinalar jetonlarımızı yutardı, aramalar kopar, paralarımız boşa giderdi. Hangi makine jeton yutar, hangi makine iyi çalışır bilirdik. Sınırlı imkanla alınmış jetonu zayi etmemek için epey yol yürürdük. Sanırım o dönemde kartlı telefonlar ya yoktu veya yaygın değildi. Jetonla sınırlı sayıda yakınımızı arar, bayramlaşırdık. O zamanlar kart atma ve mektupla iletişim hala etkili bir yoldu. Postanelerin önünde sergiler açılır; kartlar, zarflar satılırdı. Onlardan alır, yazar ve gönderirdik. Kart göndermek mektup göndermeye göre nedense daha ucuz olurdu.

Kaldığımız Buca’da başlarda yurt yoktu. 1980’lerin sonlarına doğru Heykeldeki Köşe Yurdu açılınca memlekete gidemeyen arkadaşlar hep beraber orada toplanıp kahvaltı yapar, bayramlaşırdık. Ama yurtta da pek bir malzeme olmazdı. “Grass yağ” dediğimiz bir kaç yıl yenip tüketilemeyen bağış marmelat köşe yurdun klasiğiydi. Yarı çürük bağış zeytinlerle ve fırınlardan gelen şekli bozuk bağış ekmeklerle kahvaltımız yapardık. İçinde bir kaç parça sucuk olan omlet bile bizim için çok lükstü. Sonraki günlerde yine ıssız evlerde kendi başımıza kalırdık. Elimizdeki sınırlı parayla öğrencileri memnun edecek şeyler alıp onlara yedirmenin planlarını yapardık. Onlarla beraber ne yersek bize kar olurdu. Öğrenciliğimin ilk yıllarında bayramlar yaza geliyordu. Birkaç kişi paralarımızı birleştirip “üzüm kebabı” yerdik. Buca, üzüm bağlarıyla meşhurdu. Çok lezzetli yerli üzümleri, sebzeleri, meyveleri olurdu. Fırından sıcak ekmek ve Buca üzümü alıp yemek, belki yanına birkaç domates koymak bizim için büyük zevkti. Karpuz-peynir yaz mevsiminin favori yemeğiydi. Ege’de ucuza Ödemiş karpuzu bulmak mümkün olsa da peynir hep pahalı bir üründü biz öğrenciler için. Bir bayramda minibüsü olan bir abimiz kalanları doldurup Kemalpaşa’ya bir Kiraz bahçesine görtürmüş, oradan da Yiğitler denilen mesire yerinde bize hala unutamadığımız bir mangal ziyafeti çekmişti.

Kurban bayramları kısmen daha iyi geçerdi. Zira yoğun deri toplama, kesim, tuzlama işleri olurdu. Deri toplama tekeli elinde olan THK ile rekabet, deri yakalatmamak için polisten kaçma gibi sıradışı ve maceralı olaylarla Kurban bayağı şenlikli geçerdi. Hep bir arada ve koşturmaca içinde olduğumuz için o hüznün derinliğini hissetmezdik. Ayrıca Kurbanlarda esnaflarda bizimle olurdu, bi aralık mangal filan de yapardık. Ramazanlarda hüzün daha fazla ve derin yaşanırdı. 

Bayramların bizim için en güzel tarafı memlekete giden arkadaşların erzak dolu bağajlarla dönmeleriydi. Gidenlerin analarının yaptığı ve koyduğu böreklerin, baklavaların, yerel ürünlerin yolunu gözlerdik. Bayram dönüşleriyle birlikte evlere bolluk, bereket gelirdi. Ailesi sucuk üretimi yapan bir arkadaş koli koli sucuk, pastırma, kavurma getirirdi. Gönlü de geniş olan bu arkadaşın evine yığılır, hep birlikte sucukların, kavurmaların sefasını sürerdik. Ama bazen o kadar bolluğun içinde ekmek alacak parayı elbirliğiyle toplamamız gerekirdi. Ekmek deyince küçmsemeyin! Bir evde bazen günde 8-10 ekmek tüketilirdi.

Yıllar sonra bu bayram bana, o yalnız geçen, hüzünlü bayramları çağrıştırdı. Bayram namazına bile gidemediğimiz bir bayram yaşayacağız. Sarmaların, dolmaların, baklavaların ikram edilemediği, evlerin misafirle dolup taşmadığı, kendi halimize bir bayram geçireceğiz. Zoomdan yapılacak bayram kutlamalarıyla bu boşluğu doldurmaya çalışıyoruz. Telefonlardan görüntülü görüşerek yakınlarımızla, dostlarımızla hasret gidereceğiz. Ama bu bayram daha bir buruk ve hüzünlü geçecek. Zira yaşadığımız zulme, zorunlu göçe, travmaya ilave bir de Korona’nın tahditlerine, zorluklarına muhatabız.

Fakat bayramı daha az hüzünlü, daha paylaşımcı hale getirmek elimizde. Zalimlerin tehdidine, Korona tahdidine rağmen pekala bu bayramı hepimiz için daha neşeli, daha verimli kılabiliriz.

Neler yapabiliriz?

Dostlarımızı, ama münhasıran kenarda kıyıda kalmış, arayanı olmayan dostlarımızı, arkadaşlarımızı arayarak onlara bayram sevincini yaşatabilir, terkedilmediklerini hissettirebiliriz!

Bir şekilde küskünlük, kırgınlık yaşadıklarımızı arayıp gönül kırıklarını tamir edebiliriz. Suizanları, yanlış anlaşılmaları tashih edebiliriz.

Münhasıran Türkiye’de her şeyini yitirmiş, kendini yalnız, çaresiz hisseden çok kimse var. Bunları arayıp hal-hatır sormakla yetinmeyip online platformlar üzerinden hediyeler, gıda paketleri gönderebiliriz. Tecrit edilmiş, imkanları olmayan bu ailelerin çocuklarına oyuncaklar, elbiseler vb alarak onlara bayram sevinci yaşatabiliriz.

Süreç nedeniyle dünyaya dağılmış, parçalanmış aileler var. Anneleri, babaları veya her ikisi birden hapiste olan çocuklar-gençler var. Bunları arayıp bulmak ve en azından bayramda hatırlamak üzerimize borç diye düşünüyorum.

Yurt dışına çıkmış ama kenara çekilmiş küskünler, kırgınlar var. Bu arkadaşlarımıza bir şekilde ulaşılabilir, aranabilir. Artık dünyanın herhangi bir yerindeki dostumuza, arkadaşımıza ulaşmak telefonun tuşları mesafesinde. Önde olanları, ilk akla gelenleri değil, telefon defterinin arka satırlarında kalanları, unutulmaya yüz tutanları da aramak lazım. kimsesi olmayanlara kimse olmaya çalışmak lazım. Konuşmaktan haz duyduklarımızı, önemli olanları değil, geride kalanları, uzak düştüklerimizi de aramalıyız.

Belki sizin aramanız çok sıkıntılar içinde olan, dara girmiş, bunalmış bir arkadaşa nefes olacak, belki yeniden onu hayata bağlayacak!

Belki mağdur bir ailenin çocuğuna göndereceğiniz hediye bayramı hüzünle geçirmek durumunda kalan, hayatını etkileyecek taravmalara maruz bir çocuğun hayatında ciddi değişimlere sebep olacak!

Bayram herşeyden önce sevinci, imkanları paylaşmaktır. Aramak, sormak, hatırlamaktır. Korona bunlara mani değil!

Kaynak: Tr724

ShareTweet
Previous Post

Gelecek Partili Özdağ: Tencere bütün iktidarları götürür

Next Post

AYM: Mahkumun mektubuna el konulması ‘haberleşme özgürlüğünün ihlali’

İLGİLİHABERLER

Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti
DÜNYA

Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti

December 5, 2025
5k
Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı
Manşet Altı

Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı

December 5, 2025
5k
27 yaşında tüm dünyayı gezip bir ülkenin üstünü çizdi: ‘Yaşamak isteyeceğim son ülke’
Manşet Altı

27 yaşında tüm dünyayı gezip bir ülkenin üstünü çizdi: ‘Yaşamak isteyeceğim son ülke’

December 5, 2025
5.1k
Her tuvaleti gözetleniyordu: Hırsız, yuttuğu 33 bin dolarlık kolyeyi sonunda “doğal yolla” çıkardı
Manşet Altı

Her tuvaleti gözetleniyordu: Hırsız, yuttuğu 33 bin dolarlık kolyeyi sonunda “doğal yolla” çıkardı

December 5, 2025
5k
Ünlü türkücü hakkında soruşturma başlatıldı
Manşet Altı

Ünlü türkücü hakkında soruşturma başlatıldı

December 4, 2025
5.2k
Öğrencilerinin dalga geçtiği öğretmen Mehmet Canpolat: Onlardan şikâyetçi değilim, hepsini çok seviyorum
Manşet

Öğrencilerinin dalga geçtiği öğretmen Mehmet Canpolat: Onlardan şikâyetçi değilim, hepsini çok seviyorum

December 4, 2025
5.3k
Daha Fazla Haber
Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti

Sevgilisini zirveye 50 metre kala ölüme terk etti

December 5, 2025
5k
5 yaşındaki çocuk diş ağrısı şikayetiyle gittiği doktorda can verdi

5 yaşındaki çocuk diş ağrısı şikayetiyle gittiği doktorda can verdi

December 5, 2025
5k
Büyük cezalar yolda: Dizi sektöründe taşlar yerinden oynuyor

Büyük cezalar yolda: Dizi sektöründe taşlar yerinden oynuyor

December 5, 2025
5k
Mahkeme 3 ay süre verdi: 89 yıllık zeytinyağı markası iflasın eşiğinde

Mahkeme 3 ay süre verdi: 89 yıllık zeytinyağı markası iflasın eşiğinde

December 5, 2025
5k
Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı

Skandal olay devlet hastanesinde patlak verdi: ‘Kabız’ şikayetiyle hastaneye gitti, hamile çıktı; 14 yaşındaki çocuk doğum yaptı

December 5, 2025
5k
80 bin kişi canlı izledi: 13 yaşındaki çocuk 3 kişiyi stadyumun ortasında infaz etti

80 bin kişi canlı izledi: 13 yaşındaki çocuk 3 kişiyi stadyumun ortasında infaz etti

December 5, 2025
5k
27 yaşında tüm dünyayı gezip bir ülkenin üstünü çizdi: ‘Yaşamak isteyeceğim son ülke’

27 yaşında tüm dünyayı gezip bir ülkenin üstünü çizdi: ‘Yaşamak isteyeceğim son ülke’

December 5, 2025
5.1k
AYM’den TMSF’nin kayyım yetkilerine tırpan

AYM’den TMSF’nin kayyım yetkilerine tırpan

December 5, 2025
5k
Güllü’nün düşüşünde “yedi saniye” çelişkisi: Altıncı kattan yedi saniyede düşmek Newton kanununa aykırı

Güllü’nün düşüşünde “yedi saniye” çelişkisi: Altıncı kattan yedi saniyede düşmek Newton kanununa aykırı

December 5, 2025
5.1k
Sözcü TV’nin başına geçen Yılmaz Özdil’den dikkati çeken paylaşım

Sözcü TV’nin başına geçen Yılmaz Özdil’den dikkati çeken paylaşım

December 5, 2025
5.1k
Her tuvaleti gözetleniyordu: Hırsız, yuttuğu 33 bin dolarlık kolyeyi sonunda “doğal yolla” çıkardı

Her tuvaleti gözetleniyordu: Hırsız, yuttuğu 33 bin dolarlık kolyeyi sonunda “doğal yolla” çıkardı

December 5, 2025
5k
Yine adli emanet soygunu: Yüzlerce mermiyi çalıp satmışlar

Yine adli emanet soygunu: Yüzlerce mermiyi çalıp satmışlar

December 5, 2025
5k
Mansur Yavaş’tan TRT Haber’e “su kesintisi” tepkisi: Manipülatif haberinizi derhal düzeltin, bu açık bir algı operasyonudur

Mansur Yavaş’tan TRT Haber’e “su kesintisi” tepkisi: Manipülatif haberinizi derhal düzeltin, bu açık bir algı operasyonudur

December 5, 2025
5k
ABD, ülkedeki sığınmacıların çalışma izni süresini 5 yıldan 18 aya düşürdü

ABD, ülkedeki sığınmacıların çalışma izni süresini 5 yıldan 18 aya düşürdü

December 5, 2025
5k
Sedat Peker’in avukatı Ersan Barkın, iddialara yanıt verdi: Sözcü TV’ye ortak oldu mu?

Sedat Peker’in avukatı Ersan Barkın, iddialara yanıt verdi: Sözcü TV’ye ortak oldu mu?

December 5, 2025
5k
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.