Bir muzu satın almak için milyonlarca dolar öder miydiniz? Som altından yapılmış bir muzdan söz etmiyoruz. Söz konusu olan duvara koli bandıyla yapıştırılmış sıradan, yenilebilir bir muz.
Çinli kripto para platformu Tron’un kurucusu Justin Sun, New York’ta bunu yaptı.
Çarşamba günü Sotheby’s müzayedesine katılan girişimci, İtalyan asıllı Maurizio Cattelan’ın “Komedyen” adını taşıyan eserini 6 milyon 200 bin dolara satın aldı. Bu tutar, müzayede evinin satış öncesi tahmininden dört kat daha fazla.
Justin Sun, büyük yankı uyandıran açık artırmanın hemen ardından satın aldığı milyon dolarlık eseri, yani duvara yapıştırılmış muzu, sanatsal deneyimin bir parçası olarak hemen yiyeceğini açıkladı.
Sisteme başkaldırı mı?
Kavramsal sanatçı Maurizio Cattelan, hicivli ve provokatif enstelasyonları, sanatsal eserleriyle tanınıyor.
Cattelan’ın, 2019 yılında Art Basel Miami Beach’te ilk kez sergilenen duvara gri koli bandıyla yapıştırdığı muz, hararetli tartışmalar yol açmıştı. Perrotin Galerisi, bu eserin üç edisyonunu 120 bin ila 150 bin dolar arasında değişen fiyatlara satmıştı.
2021 yılında The Art Newspaper adlı gazeteye verdiği söyleşide Maurizio Cattelan, “Benim için ‘Komedyen’ bir şaka değildi. Samimi bir yorum ve neye değer atfettiğimizi yansıtıyor” demişti. Sanat fuarlarında hız ve ticaretin hüküm sürdüğünü söyleyen sanatçı, “Ben de düşündüm, ‘eğer bir fuarda bulunmam gerekiyorsa, diğerlerinin resimlerini sattığı gibi, ben de muz satabilirim’ dedim. Sistem içinde oynayabilirim ama bunu da kendi kurallarımla yapabilirim” sözlerini kaydetmişti.
“Komedyen”, uzun süre sanat dünyasını meşgul etti. Bazı eleştirmenler eseri tüketim çılgınlığı ve sanatın kendisi ile ilgili müthiş bir yorum olarak değerlendirdi, bazılarına göre de eser ilk kez sergilendiği fuardaki en kötü eserdi.
Alıcı küflü bir muz mu satın almış oldu?
Peki Justin Sun, 6 milyon doları aşkın bir para karşılığında somut olarak ne almaya hak kazandı?
Tabii ki küflü bir muz ya da konserve edilmiş bir meyve değil, taze bir muz, koli bandı, bir de eserin nasıl sergileneceğine dair kapsamlı talimatlarla birlikte orijinallik sertifikasını alacak.
Eseri satın alan, sanatçının elinden çıkan gerçek, fiziksel bir eseri değil, sanatçının sanat eserine ilişkin fikrini satın aldı. Tıpkı bir dönem sanat piyasasında moda olan, blok zinciri teknolojisi ile korunan, sahipliği kanıtlı NFT’ler (takas edilemez token) gibi. Kavramsal sanat da nihayetinde bununla ilgili.
Justin Sun, satın aldığı eserin sadece bir sanat eserinden ibaret olmadığı görüşünde. Sun, “Bu, aynı zamanda sanat, meme (internette genelde mizahi nitelikte hazırlanmış, geniş kitlelere yayılan içerikler) ve kripto para topluluğu dünyaları arasında köprü kuran kültürel bir fenomeni temsil ediyor” dedi.
Müzayede evinin Çağdaş Sanatlar Yöneticisi David Galperin de açık artırma öncesinde şu açıklamayı yapmıştı:
“Eğer ‘Komedyen’ özünde sanatın değeri kavramını sorguluyorsa, o zaman eserin Kasım ayında müzayedeye çıkarılması, temel kavramsal fikrinin nihai olarak tahakkuk edilmesini sağlacak. Halk, nihayet gerçek değerine karar vermede söz sahibi olacak.”
Muzu farklı bir sanatsal boyuta taşıyan ‘dahi’ mi?
Gürcü performans sanatçısı David Datuna, “Komedyen” adlı eser 2019 yılında Art Basel Miami Beach’te sergilendiği sırada muzu duvardan alıp yemiş, bu davranışını “Aç Sanatçı” adını verdiği “sanatsal müdahaleyle” gerekçelendirmişti.
Daha sonra The Guardian gazetesine verdiği söyleşide Datuna, eserin o dönem 120 bin ila 150 bin dolar gibi yüksek fiyatlara satılmış olmasını eleştirmekle birlikte Cattelan’ın “bir dahi” olduğunu söylemişti.
Datuna, “Sanat komediyle, eğlenceyle, trajediyle ve duygularla ilgilidir. O bunu çok iyi oynadı. Andy Warhol’un muzunu çok severim ama bence Cattelan muzu başka bir sanatsal düzeye taşıdı” değerlendirmesini aktardı.
Reklamcılık geçmişi olan ve “Pop Art” akımının en önemli temsilcilerinden kabul edilen Andy Warhol da muz da dahil olmak üzere sıradan ev eşyalarını neredeyse fetişist nesnelere dönüştürdü.
Örneğin Warhol muzu, Velvet Underground grubunun bir plak kapağında kullandı.
Ancak, Cattelan’ın aksine Warhol eserlerinin sonsuza kadar çoğaltılabilir ve kitlesel bir pazara uygun olmasını amaçlamıştı. Warhol, bu ikonik muz görüntüsünün telif hakkını asla almadı ve diğer sanatçıların kullanması için kapıyı ardına kadar açık bıraktı.
Bu sayede sanatçılar, Warhol’un muzunu sanat eserlerinde kullandı. Bunlardan biri, Alman sanatçı Thomas Baumgärtel.
Baumgärtel, 1986 yılından bu yana dünya genelinde 4 binden fazla müze ve galerinin dış cephesine Warhol’un muzunu, kendi versiyonuyla, sprey boyayla çizdi. Sarı renkli meyveyi sanatın bizzat kendisini ifade eden bir tür sembole dönüştürdü.
Muz muzdur, değil mi?
Muz, diğer meyveler gibi, sanatta her zaman sembolik bir etki yaratmak için kullanıldı. Warhol’un çalışmalarında muz, erkek cinselliğini sembolize etti. Ama muz aynı zamanda Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun eserlerinde de rol oynadı.
Günümüzde de, en azından Avrupalı sanatçılar için muz, tropikal kökenleri nedeniyle bazı sanat eserlerine egzotik bir boyut kazandırmaya devam ediyor.
Muzun sanatta temsil ettiği provokatif yönü
Polonya’nın çağdaş sanatının temsilcilerinden feminist sanatçı Natalia LL’nin 1973 tarihli ve “Tüketici Sanat” adını taşıyan, video ve fotoğraftan oluşan eseri de bir hayli tartışmalara yol açmıştı.
Çalışmasında çıplak bir model, muz da dahil, çeşitli yiyecekleri yavaşça ve müstehcen bir şekilde yerken yansıtılıyor.
Polonya Ulusal Müzesi’nin bu eseri 2019’daki bir sergiden “şehvet unsuru” nedeniyle kaldırması alay konusu olmuş, hatta protestolara yol açmıştı. Ama aslında bu çalışmanın yapıldığı tarihe özgü provokatif bir yönü de bulunuyor. 1973 yılında, Sovyet bloğunun bir parçası olan Polonya’da muz lüks bir üründü.
İklim değişikliği ve üretimini tehdit eden bir mantar nedeniyle muz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Muz fiyatları artıyor, bu meyve bu gidişle yeniden egzotik bir lüks haline gelebilir.
Belki o zaman Maurizio Cattelan’ın muzunun 6 milyon dolara satılması artık çok da absürt görünmeyebilir.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE