Sağlık Bakanlığının hazırladığı yeni yönetmeliğe itiraz eden aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanları 6-10 Ocak’da iş bırakacak. İkinci ve üçüncü basamak hastanelerdeki hekim ve sağlık çalışanları da dayanışma, meslek onuru ve halk sağlığı için 8 Ocak’ta grevde olacaklar.
10 Aralık’da bir araya gelen Türk Tabipleri Birliği (TTB), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Genç Sağlık Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) söz konusu kararı aldı.
Konuyla ilgili açıklamada taleplerin karşılanmasının sadece hekim ve sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, halkın da daha nitelikli ve erişilebilir sağlık hizmetine kavuşacağı söylendi.
‘Mücadeleye devam edeceğiz’
Yazılı açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi:
“Bakanlığın yanlışlardan dönmesini sağlamak için yaptığımız sayısız görüşme ve Kasım ayında uyarı amacıyla gerçekleştirdiğimiz 3 günlük iş bırakma etkinliği sonuç vermeyince halkın sağlığını ve meslek onurumuzu korumak için 2-6 Aralık tarihlerinde 5 gün iş bırakma eylemi yapmak zorunda kaldık.
Bazı bakanlık yetkililerinin söylediğinin aksine eylemimiz büyük yankı bulmuş ve etkili olmuştur.
Nitekim Bakanlık, Performans ve Ödeme Yönetmeliği ile getirdiği bazı uygulamaları (yapılması gerekli HYP oranının düşürülmesi, ASM’ye başvurmayan kişi kaynaklı kesinti yapılmaması) geçici olarak ertelemek veya kotayı azaltmak zorunda kalmıştır. Ancak bu geri adımlar halkın sağlığı ve meslek onurumuzun korunması için yeterli değildir.
Bakanlık bu geri adımların geçici olduğunu ifade etmektedir. Yeniden uygulanması, hatta artırılarak uygulamaya alınması çok mümkündür. Diğer yandan bu yönetmeliğin, yürütülmesinden sorumlu kişi olan Sağlık Bakanı tarafından tamamen kaldırılması da mümkündür ve bizim öncelikli taleplerimizden birisi budur.
Diğer taleplerimizi sonuna kadar takip edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirerek mücadeleye devam etme kararlılığında olduğumuzu tüm kamuoyuna ve bakanlık yetkililerine bildirmek istiyoruz.”
Talepler şöyle sıralandı:
*Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalı.
*Nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalı. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar aile sağlığı merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalı.
*Aile hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.
*Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken aile sağlığı merkezlerinde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
*Aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmeli.
*Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalı.