Kamuoyunun uzun süredir beklediği Fatih Terim belgeseli yayına girdi. Belgeselde Hakan Şükür ve Arif Erdem’in olmaması sosyal medyada tepki gördü.
Türk futbol tarihinin ve Galatasaray’ın unutulmaz isimlerinden Hakan Şükür’e yönelik Türkiye’de uygulanan sansüre Netflix de ortak oldu. Netflix tarafından yayınlanan Fatih Terim belgeselinin 19996-2000 yıllarındaki görüntülerinde Hakan Şükür ve Arif Erdem’e yer verilmedi.
Netflix’te uzun süredir reklamı yapılan ve bugün yayına giren Fatih Terim belgeselinde 1996-2000 yılları arasındaki görüntülerde Galatasaray’ın başarılarında önemli rolü olan Hakan Şükür ve Arif Erdem’e sansür uygulandı.
Uzun süredir kamuoyunun beklediği Fatih Terim belgeseli bugün yayına girdi. Belgeselin 1996-2000 yılları arasındaki bölümünde kullanılan görüntülerde Hakan Şükür ve Arif Erdem’in olmaması dikkatlerden kaçmadı.
‘Kral’ lakaplı Milli oyuncu Şükür, 1995-2000 yılları arasında 155 kez giydiği Galatasaray formasıyla 119 kez fileleri havalandırmıştı. Bu yıllarda Galatasaray 4 kez üst üste şampiyon olmuş, UEFA kupasını da müzesine götürmüştü.
Şükür futbolculuk kariyeri dışında AKP’den de milletvekilliği yapmıştı. Şükür hakkında Gülen Hareketi’ne üyelik soruşturmaları kapsamında yakalama kararı bulunuyor.
İSMİ SÖYLENEMEYEN FOTOĞRAFI GİZLENEN GALATASARAYLI
Hakan Şükür’e karşı bu “görmezden gelme kampanyası” sadece yandaş kanallar değil, hemen hemen bütün TV kanalları ve gazeteler tarafından uygulanıyor. Galatasaray kulübü de sosyal medya kanallarından yaptığı paylaşımlarda Hakan Şükür’ün olduğu fotoğraf ve videoları kullanmıyor. Ya da Hakan Şükür’ü fotoğraf ve videolarda çıkarmayı, onu göstermemeyi tercih ediyor.
Hakan Şükür’e karşı takınılan bu tutum, sosyal medyada da defalarca gündem olmuştu.
Hakan Şükür’ün adının dahi söylenmemesi, spor yazarı Mehmet Demirkol’un programında konuk ettiği müzisyen ve oyuncu Bartu Küçükçağlayan ile arasında geçen diyalogla sosyal medyada gündem oldu.
Demirkol, programında konuk ettiği Bartu Küçükçağlayan’a Galatasaray tarihinin en iyi santraforunu sormuştu. Hakan Şükür’ün ismini söylemek isteyen Küçükçağlayan ise “Onun adını söyleyemiyoruz adını galiba” ifadesini kullanmış ve trajikomik bir an yaşanmıştı.
