Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki “ahmak” tartışması ardından, YSK’ye yönelik hakaret edildiği iddiasıyla açılan davayı hatırlatarak yaşananların perde arkasını anlattı.
Terkoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaretten yargılandığı davanın eski hakimi Hüseyin Zengin’in çevresine “İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi” dediğini aktardı.
Terkoğlu, bugün yayımlanan “İmamoğlu’nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar” başlıklı yazısında; İmamoğlu’nun davasına bakan ve Haziran 2022’de yaz kararnamesiyle Samsun’a gönderilen 7. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Hüseyin Zengin’in güvendiği kimi hakim ve savcılara neler anlattığını öğrendiğini belirterek şunları kaleme aldı:
“Zengin’in, güvendiği kimi hâkim ve savcılara neler anlattığını öğrendim. Şunları söylüyordu:
“Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”
Zengin’in adını verdiği ismi, hukuki nedenlerle yazmıyorum…
Peki planlanan ne?
Hâkim Zengin’in kabul etmediği senaryoyu da anlatayım:
– İmamoğlu’na hapis cezası verilmesi, cezanın çabuklukla kesinleştirilmesi,
– Ardından TCK’nin 53. maddesine dayanarak İmamoğlu’nun seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılması, infaz tamamlanıncaya kadar milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticisi olamaması,
– Nihayetinde hem İBB’nin muhalefetten alınması hem de İmamoğlu’nun siyasetten tasfiye edilmesi.
Yeni göreve getirilen hâkim, Hüseyin Zengin’in kabul etmediği şartları kabul ederek mi göreve geldi, bilmiyorum. Ancak hâkimlerin siyasi cinayet işlediği bu senaryoda, muhalefetin rıza göstermekten daha fazla yapabilecekleri var. En basiti, HSK’de Millet İttifakı’nın üç üyesi var. Bu yazı bile, konu üzerine müfettiş görevlendirilmesi için gerekçe yapılabilir. İddiaları inceleyen müfettişler, sürecin tüm aktörleri ile görüşebilir. Belki de Hâkim Zengin, her şeyi yalanlayan bir açıklama yapar! Yine de yaşananlar kamuoyu ile paylaşılarak, hazırlanan kumpas bozulmaya çalışılabilir.”