23 Haziran’da tekrar yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı seçimlerine katılma kararı alan Saadet Partisi’ne AKP’den “adayını çek” baskısı yapıldığı iddia edildi.
Duvar’a konuşan Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim, İstanbul seçimlerini kazanmak için çalıştıklarını söyledi. Ancak Sevim, seçimden çekilmeleri yönünde üzerlerinde çok ciddi baskı olduğunu da belirtti. Sevim, “Bizim seçimlere girmememiz için ve girdikten sonra çekilmemiz için çok ciddi bir baskı var AK Parti cenahından. Tabandan en üst yöneticiye kadar baskı oldu. Aday çıkarmayın ya da adayınızı geri çekin diye” dedi.
Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir
AKP’nin kabul edilmeyecek bir politika izlediğini belirten Sevim, şunları söyledi:
“Sanki biz parti değiliz. AK Parti’nin devamını sağlamak için bir aracıyız. Bizim özgül ağırlığımız aldığımız oyun çok üzerinde. Biz teröristtik şimdi neden kardeş olduk. AK Parti ne pahasına olursa olsun bu seçimi kazanmak gibi bir mantıkla hareket ediyor.”
Sevim, anketlerin 23 Haziran seçim sonuçlarına ilişkin en az yüzde iki fark gösterdiğine dikkat çekerek, AKP lehine bir sürpriz beklemediklerini söyledi.
AKP muhalifleri Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın iki ayrı parti kurmasının AKP tabanına etkisinin olabileceğinin konuşulduğunu ifade eden Sevim, “Net bir şey yok tabii. Ben AK Parti’nin tamamen çözülmeden bunun etkisinin olacağını zannetmiyorum” dedi.
Sevim, 31 Mart’ta AKP’den kopan kitlenin tekrar AKP’ye dönmeyeceğini de söyledi. Sevim, “Çok ciddi bir çalışma içerisindeler ama kırılma olduktan sonra kolay kolay bu insanları ikna edebileceklerini düşünmüyorum. Yani EYT’lilerin (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sorunlarını çözdüler mi? Asgari ücret açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırı zaten kimsenin umrunda değil.”
AKP ile Saadet tabanı arasındaki temel farkın dünya görüşü olduğunu belirten Sevim, şu ifadeleri kullandı:
“AK Parti bizden ayrıldıktan dedi ki biz faizci kapitalist ekonomi sistemini benimsiyoruz. ABD ve İsrail’i stratejik ortak olarak kabul ediyoruz. AB’yi de bir medeniyet projesi olarak görüyoruz. Biz bunların üçüne de karşıyız.”
