HDP Denizli İl Örgütü, 4’üncü Olağan Kongresi’ni Eş Genel Başkan Pervin Buldan’ın katılımıyla yaptı.
Buldan konuşmasına Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasına değinirken şunları söyledi:
“Bir kez daha gördük ki Türkiye’de işçinin canı çok ucuz. Hayat pahalı ama Türkiye’de can ucuz. Bu yaşanan katliamdır, ihmalkarlıktır. Bu yaşanan cinayettir, bu yaşananlar ihmalkarlık sonucudur ve bu yaşananlar AKP-MHP iktidarının işçiye, emekçiye reva gördüğü yaşam biçimidir.”
Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Dün bir kez daha gördük ki bu ülkenin cumhurbaşkanı işçilerin ailelerine cevap veremedi. Onların sorularına cevap veremeyen cumhurbaşkanı gördük. Dün konuşmalarına bir kez daha şahitlik ettik. İşçi ölümlerini kader olarak nitelendiren ve ‘Bu bir kaderdir, bundan sonra da olabilir’ diyen, hiçbir önlem ve tedbir alınmamasına rağmen sorumluluğu kendinde görmeyen, kendi iktidarında bulmayan bir cumhurbaşkanı orada yaptığı konuşmada sadece paradan bahsetti. İşçinin, emekçinin ailelerine yapılacak para yardımından bahsetti. İşçinin, emekçinin para ile satın alınacağını düşünüyor.
Ya Allah rızası bari konuşmayın, bari susun, çünkü konuştukça yerin dibine batıyorsunuz, dibin dibine batıyorsunuz. Bu cinayetin, bu katliamın önlemlerin alınmamasından ve ihmalkarlık sonucu yaşandığını hepimiz biliyoruz. AKP-MHP iktidarının 20 yıllık iktidarlık döneminde binlerce işçinin aynı şekilde yaşamını yitirdiğine tanıklık ettik. Elbette ki bu bir kader değil bu bir cinayet, bir katliamdır.”
HDP tüm kuşatmalara, AKP ve MHP’nin tüm saldırılarına ve bütün engellemelere rağmen Üçüncü Yol çizgisinde ısrar ediyor. Bu çizgide Türkiye’nin geleceği yarınları ve aydınlığı için mücadele ediyor. Bu ülkenin tek çıkış yolu Üçüncü Yol çizgisidir. Bu yolu ve çizgiyi büyütmek bizlerin görev ve sorumluluğudur. HDP Kürt’üyle, Türk’üyle, Ermeni’si, Süryani’si, Alevi’si, Sünni’siyle, kadını, genci, yaşlısı, emekçisiyle bu ülkede bir arada yaşama gerçekliğini ortaya koymuş tek partidir. Onun için Emek ve Özgürlük bloku bu dönem açısından stratejik olarak önemli bir yere sahiptir. Çünkü bu ülkede çözüm gücü biziz, Türkiye haklarıdır, Emek ve Özgürlük İttifakıdır.
Bizler seçimlere yaklaşan bir dönemdeyiz. Bu seçimler Türkiye’nin kaderini değiştirecektir. Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde de HDP’nin rolü, misyonu, varlığı oldukça önemli bir yere sahiptir. Şimdi hiç kimse HDP’yle yan yana gelmek istemeyebilir, hiç kimse fotoğraf vermek istemeyebilir, ama yeri ve zamanı geldiğinde kapımızı çalacaklarını biliyoruz. Kapımızı hiç kimseye kapatmadık. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde belirlenecek olan adayın HDP’nin kriterlerini, ilkelerini, misyonunu göz önünde bulunduran, bunu kabul eden olursa elbette ki diyalog ve müzakere ile seçimlerde ne yapacağımızı, bütün mekanizmalarımızla karar vereceğimizi ifade etmek isterim. HDP’yi yok sayan bir yerden seçimlere yaklaşılırsa o zaman herkesin yolu açık olsun.
HDP kendi adayıyla ortaya çıkar, gümbür gümbür gelir ve gereken oyu da alır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Herkesin üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünün farkındayız, biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Bu ülkede bu rejimin değişmesini isteyen, bu zorbalığın gitmesini isteyen herkesin aynı sorumlulukla yaklaşması gerekir. HDP özellikle bu değişimin anahtar gücüdür. Dolayısıyla ben bir kez daha bu seçimlerde herkesin büyük bir seferberlik içerisinde ve büyük bir sorumluluk taşıyarak seçimlere hazırlanmasını, HDP’yi almış olduğu oyların çok çok üzerinde oranlar ve milletvekili sayısıyla parlamentoya taşıma hazırlığının şimdiden yapılması gerektiğini belirtmek istiyorum.”