DEM Parti İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan süreçte ‘hiçbir şart olmadığını’ söyledi.
Önder, Habertürk yayınında konuk oldu.
DEM Partili vekil, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantında konuşsun” şeklindeki çıkışı sonrası kendisini aradığını duyurdu:
”Biz sayın Cevdet Yılmaz, sayın Ahmet Türk, ben, sayın Bekir Bozdağ ve sayın Abdülhamit Gül’le beraber Şenyaşar ailesinin barışına vesile olmuştuk. Bunun yemeği yapılacaktı. Onun biçimi, yeri, zamanına dair toplantı halinde Meclis’teydik.
Birdenbire ortalık kalkıştı. Korumaları Cevdet Bey’e telefon getirdi, Bekir Bey’i aramaya başladılar. “Efendim sayın Bahçeli konuşma yapmış” dediler. Tutanakları geldi, okuduk, sarsıcı bir konuşmaydı. Defalarca okuduk, videosunu seyrettim. Onun üzerine o toplantı akamete uğradı. Ahmet Türk’le benim odama geçtik. “Başka zaman toplanırız şu an büyük bir şey gelişti” dedik.
Bahçeli’den telefon: Çiviyi arşı alaya çaktınız, boyumuz yetmiyor
Odama oturduk, ilk defa asistan arkadaşım aradı “Sayın Bahçeli’nin makamından arıyorlar, görüşmek istiyor” diye. “Buyrun bağlayın” dedim. Diyafona aldım, Ahmet abi de dinliyordu, sağlığımı sordu, ben de onun sağlığını sordum. “Barışı görelim ondan sonra Allah emanetini alsın” dedim. “Olur mu efendim daha barış halayı çekeceğiz, kendinize kondurmayın” dedi. “Çiviyi arşı alaya çaktınız, henüz değerlendirmeye boyumuz yetmiyor” dedim. Ahmet abiyle sohbet ettiler. Karşılıklı kapattık. Sonra kendisini ziyaret ettik.
Bahçeli’nin ilk çıkışından sonra Önder ve Türk’le görüşmüş
Ardından Bahçeli ve görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’le üçlü görüşme yaptıklarını duyuran Önder, detaylarıysa “Benim bu görüşmeyi Devlet Bey açıklamadan açıklamam saygısızlık olur” diyerek açıklamadı.
‘Vileda saplılar komplo teorileri üretiyorlar’
Önder şöyle devam etti:
Televizyonlarda vileda saplı her şeyi bilen insanlar çok komplo teorileri üretiyorlar. İçinde olduğumuz hiçbir şeyde örtülü, gizli, saklı, pazarlıklı ne kendimize ne muhatabımıza yakıştırırım. Çünkü suç işlemiyoruz, ulvi amaç için bir araya gelmişiz.
‘Özel’e ben söylemiştim; yeterince anlatamamışım’
Milletvekili olduğum günden beri partiden arkadaşlarımın beni davet etmesi, yeni bir süreç olmalı, partinin iki hafızası, bir arkadaşımız cezaevinde, birisi (İdris Baluken ve Selahattin Demirtaş’tan bahsediyor) yurt dışında. Sağlığım elverişli değildi, Özel’le geldik görüştük. Bu süreç olarak adlandırılamaz. Süreç iki taraf iradi olarak bir şeyi açıklar, onun adına süreç denir. Sayın Özgür Özel’e ben söylemiştim; yeterince anlatamamışım. “Bu ilişkiler bir yıldır yürüyordu” dedim, Özgür Bey süreç gibi algılamış onun vebali ve sorumluluğu benimdir.
Öcalan’la ilk görüşme
2012’de yaklaşık üç yıl kendisiyle (Öcalan) beraber bir süreç yürüttük, tanıdığımız bir insan. Bir görüşme ritüelimiz oluşmuştu. Normalde kendisi tokalaşır ve yer gösterir. Araya 10 yıl girmişti, birbirimize sarıldık. Normalde biz bir aktarım yaparız, dışarıda gelişmeleri anlatırız. Pervin hanım başlar, sonra ben aktarırım. Sonra kendi fikirlerini söyler. Devlet yetkilileri de orada oturur. Zaman zaman sayıları değişir.
Bu sefer bizi durdurdu. “Zamanımızı verimli kullanmamız lazım, merak ettiğim, soracağım şeyler var, aktarım yapmak istediğinizin farkındayım, bu sefer sadece ben konuşayım, daha sonra onları aktarırsınız” dedi. Küçük müdahalelerin dışında mevzuya dahil olmadık. Şunu anlattı; mektubunda açıkladığı şeyin tarihsel, sosyolojik arka planını anlattı. Böyle bir şey yapmak istediğini. Bunun tarihsel olarak niçin gerekli olduğunu, felsefi olarak zemininin ne olduğunu, tarihsel olarak nereye yaslandığını gerekçelendirerek sondu.
‘Bahçeli’nin konuşmasına şaşırdığını ifade etti’
İlk görüşmede fesih ya da başka bir şey anlatmadı. Bahçeli’nin konuşmasıyla ilgili “Ciddi bir insandır, ne kast ediyor, bunu anlamaya çalıştım, sonunda çözdüm, sorumluluk sahibi, vicdan sahibi, ben de buna çok yüksek kıymet biçtim” dedi. “Yaklaşmakta olan, uluslararası ve bölgesel ölçekte bizi bekleyen akıbeti, faturasını, toplumsal maliyetini bizi ve çocukların ödeyebileceği ferasetini gördü ve buna yüksek değer biçtim” dedi. Bahçeli’nin konuşmasına şaşırdığını ifade etti.
‘Öcalan ‘İşini güçleştirmeyelim’ dedi’
Sayın Bahçeli “Meclis’te gelsin konuşsun” demişti, dediğinden ricat edecek seciyede bir insan değil. Hep arkasında durdu. Sayın Öcalan “Onu çok zorluyorlar, onun işini güçleştirmeyelim, ben Meclis’e gelmeyeyim, orada siz varsınız, ben buradan konuşurum” dedi. Bir talebi oldu mu? Hayır ve asla! Bu işin hiçbir şartı yok. Ön şart ya da sonrasında bir şart yok. Bunu bütün şerefimle söylüyorum.
‘İşin şartı değil gereklilikleri var’
Peki ne var? İşin gereklilikleri var, bu adım atıldı. Bir bölümün sonucuydu çağrı metni. Çağrı bir şeyin başlangıcı gibi algılanıyor. Bir anlamda başlangıcı, bir anlamda bir kısmının bitimi. Bundan sonra teknik, altyapı, hukuki, siyasi birtakım enstrümanlara ihtiyaç var. Bunu devlet yetkilileri sayın Öcalan’la konuşmuşlardır. Bunlar da bu sürecin şartı değildir ama gereğidir.
‘ İlk aşama başarıyla tamamlandı, ilk aşama bu işin yüzde 50’sinden fazlası’
İlk aşama başarıyla tamamlandı. İlk aşama bu işin yüzde 50’sinden fazlasıdır. Kıymetli, stratejik, hayati olan en önemli kısmı burasıydı diyelim. Herkes bir irade beyanında bulundu. PKK, sayın Öcalan, güç kuvvet veren ülkeler irade beyanında bulundu. Devlet, hükümet nasıl karşılayacağına dair irade beyanında bulundu. Bundan sonrası bu süreci birlikte örme zamanı.
‘Bir şerh, şart cümlesi değil’
(Öcalan’ın “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” sözleri) Bu cümle bir şerh, şart cümlesi değil. Bu mektup belli tartışmaların, mutabakatların sonucunda son şekli verilmiştir. Bütün açıklığıyla söylüyorum; sayın Öcalan “Bunu eklemem lazım” dedi; “Evet içerik olarak bir mani yok” dediler. Devlet yetkilileri önerdi. “Bir arkadaşımızdan isteyin, bu da sizin düşünceniz olarak orada derc edilsin.”
‘İşte sana paradigma değişikliği’
Herkes soruyor; paradigma değişikliği ne diye. Sayın Bahçeli’nin konuşmasına herkesin dikkatini çekmek isterim. Bu ülkede yıllardan beri Kürt her şeyi olabildi bir tek Kürt olamadı. Kürt kökenli gelebildiği en yüksek konum. Sayın Bahçeli o konuşmasında “Bu cumhuriyet Türk ile Kürdün ortak cumhuriyetidir” dedi. İşte sana paradigma değişikliği.
‘Silahlar devre dışıdır, bütün herkes için geçerlidir’
PKK çağrıya uydu. PKK’yı takip eden akademisyen ve gazeteciler bilirler ki, bu kadar net ve bu üslupta yazılmış ilk mektup sayılabilir. Öcalan’ın çağrısı ağırlıklı olarak tabii ki PKK’ya, ana muhatap o.
YPG örgütlenmesi de Öcalan’dan ilhamla yapılan bir şeydir. Bir de tarihselliğine bakın, orada kadınlar esir pazarına düşürüldüler, öyle bir mücadeledir. Türkiye’yle kıyaslanmayacak kadar ağır bedelle bugüne gelinmiş. Açıklayıcı olan ne; ilkesel olarak bunu artık silah çizgisinden çıkaracağız. Bir şey lazımsa yaparız, değilse ısrar etmeyiz. İkna olursak ikna oluruz, ikna edebilirsek ikna ederiz.
Altın kavram; cebir, zorlama, tehdit, silah aradan çekiliyor. Silahlar devre dışıdır, bütün herkes için geçerlidir. Belki Pervin Hanım’la beraber Rojava’ya (Kuzeydoğu Suriye) da gideceğiz. Sorundan bahsediyoruz, çözeceğiz, çözmek zorundayız. Bu saatten sonra ortak meselemiz. Bizim için iyi olan neyse oraya yoğunlaşacağız.
Demirtaş’tan son fotoğraf
Eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ameliyat olan eşi (Başak Demirtaş’a) refakat etmek için Edirne Cezaevi’nden İstanbul’a bir hastaneye getirilmişti. Önder o anın fotoğrafını paylaştı. Ayrıca Bahçeli’nin kendisini arayarak Demirtaş’la konuştuğunu ve “Geçmiş olsun” dileklerini ilettiğini söyledi.
