CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrai’in Ezan’ı yasaklama çabalarına tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’daki bir otelde sanayici ve iş adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi ve iş adamlarının sorularını yanıtladı. İsrail Parlamentosu’nun kabul ettiği ezan yasağı yasa tasarısına da tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“İsrail Parlamentosu belli saatlerde ezanın okunmasını yasakladı. Biz bekliyoruz. Buna daha ciddi bir tepki gösterilmesi lazım. Ezan yasaklanamaz. Asla doğru değil. Bu tasarı kabul edildi; fakat yasalaşması için ayrıca tekrar görüşülecek. Buradan İsrail’in bütün siyasetçilerine sesleniyorum. Biz Türkiye olarak bütün inançlara saygılıyız. Eğer İsrail’de ezanı belli saatlerde okumayı yasaklarsanız sizin inançlara saygı gösterdiğiniz konusunda ciddi endişeler Türk toplumunda oluşur. Bu tür bir endişeye yol açmamak lazım ve onları sağduyuya davet ediyoruz”
“Hep birlikte teröre karşıyız”
İş adamlarıyla buluşmasında hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin terörden çok acı çektiğini söyledi. Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde, AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan’ın teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını dile getiren Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybeden Murat Ayhan için taziye dileğinde bulundu.
Teröre karşı birlik vurgusu yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Teröre karşı ortak mücadele konusunda Türkiye’de bir konsensus oluşmuş vaziyette. Hep birlikte teröre karşıyız. AK Parti’nin Yüksekova İlçesi Esendere beldesinin başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi dün saldırıya uğradı terör örgütleri tarafından ve Murat Ayhan hayatını kaybetti. Bir siyasal partiye böyle bir saldırının yapılmasını hep birlikte kınamalıyız. Ben hayatını kaybeden Murat Ayhan’a Allah’tan rahmet diliyorum. AK Parti’nin sayın genel başkanına ve bütün camiasına da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Farklı düşünebiliriz, farklı görüşlerimiz olabilir; ama terör konusunda bir ortak paydamızın olması lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin hep birlikte kınamalıyız. Hep birlikte üstüne gitmeliyiz. Zaman zaman bizi de suçlarlar; ama hepiniz çok iyi bilirsiniz ki Şavşat’ta terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim. Ağır silahlarla saldırıya uğradık. Bu, bizi yıldırmadı. Dik durduk, onurlu durduk. Teröre karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Terör kimden, nasıl gelirse gelsin; amacı ne olursa hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Bu, bizim insani görevimizdir”
“Her Salı gelecek, bizleri eleştirecek, kabul edilebilir bir tablo mu?”
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında neden ‘Evet’ ya da neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bu işin yanlışlığı nereden başladı? Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri yapılırken, televizyonlar neden göstermedi? Neyi gösterdiler? ‘Falan milletvekili falana su şişesi attı’. Niye attı? Hangi gerekçeyle attı? O görüşmelerde pek çok insan çok doğru şeyler söyledi. Güzel şeyler söyledi. Artısını eksisini söyledi; ama millete yansımadı. Tarafsız cumhurbaşkanı, devletin sigortası demektir. Devletin bütün kurumlarını yeri ve zamanı geldiğinde çağırıp, onların uyum içinde çalışmasını sağlayan kişi demektir. Diyelim ki iktidar, muhalefet, diğer partiler hep bir arada fakat bir türlü uyum olmuyor. Devletin sigortası pozisyonundaki cumhurbaşkanı, davet eder. ‘Hep birlikte tartışalım, bir çözüm yolu bulalım’ demesi lazım. Tarafsızlık budur. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa ne olur? Tarafsız olamaz. Düşünün. Salı konuşmaları olacak. Sayın Bahçeli konuşacak, ben konuşacağım, HDP konuşacak. AK Parti adına da cumhurbaşkanı konuşacak. Ne diyecek bize? Her salı gelecek, bizleri eleştirecek. Bu kabul edilebilir bir tablo mudur? O zaman bir de sayın başkan, anayasaya göre tarafsızlık yemini edecek. Olmaz. Bu doğruysa ‘Evet’ oyu verelim. ‘Bu yanlıştır, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım’ deniyorsa ‘Hayır’ oyu vereceğiz. Bu kadar basit”
“Evet diyen kesimleri de kucaklıyoruz”
Kavgadan yana değil, uzlaşmadan yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Biz ‘Hayır’ diyen kesimleri de ‘Evet’ diyen kesimleri de kucaklıyoruz. Allah aşkına siz kavgadan, gerilimden bıkmadınız mı? Kavga, gerilim yeter artık. Biz de bıktık. Biz de istemiyoruz; ama bizi zorla oralara çekmek istiyorlar. ‘Zorla, gelin kavga edelim’. Kavga yapmak istemiyoruz. Hatta iktidar yetkililerinden bir bakan çıkıyor televizyona diyor ki ‘Hakaret ediyoruz, gene seslerini çıkarmıyorlar’. Yani illa kavga etsinler. Kavgadan bıktı bu millet. Sanayici üretmeli. Esnaf çalışmalı, kar etmeli. İşsizlik önlenmeli. Dolar almış başını gidiyor. Bunlar çözülmeli. Bunları çözdüler de engel olan mı oldu?”
“15 yıldrı iktidardalar. Terörü bitirdiler de kim engel oldu?”
Hükümetin referandumdan ‘Evet’ oyu çıkması halinde terörün biteceğine yönelik söylemlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “‘Evet, çıkarsa terör bitecek’ bunu söylüyorlar. 15 yıldır iktidardalar, terörü bitirdiler de kim engel oldu? Tam tersine şunu söyledik. Terörü bitirecekseniz neyi istiyorsanız getirin. Her türlü desteği vereceğiz. ‘Evet, çıkarsa ekonomide istikrar olur’. Buna inanan bir iş adamı var mı? Ben merak ediyorum. 15 yıldır yönetiyorsunuz. Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanı, valiler, kaymakamlar sizden. Kim sizden değil? Siz istikrarı sağladınız da biri engel mi oldu? Yok böyle bir şey. Ekonomide istikrar önce toplumsal uzlaşmayla sağlanır. Bir toplumda kutuplaşma olursa ne ekonomik istikrar ne sosyal istikrar, ikisi de olmaz” diye konuştu.
“İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor”
Anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp, bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar. Çünkü toplumun yarısı diyecek ki ‘Bu anayasa benim anayasam değil’. Rahmetli Ecevit’i düşünün. Bu anayasanın 35 maddesini değiştirdi. Kavga çıktı mı? Hayır. Parlamentodan oy birliğiyle çıktı. Nasıl oldu bu? Uzlaşmayla. Niye peki uzlaşamıyoruz? Rahmetli Ecevit’in yaptığını niye biz yapamıyoruz?” açıklamasında bulundu.
“Evet ve hayır siyah ve beyaz kadar açık ve net”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Başbakanlığı kaldıracak. Niye kaldırıyorsunuz başbakanlığı? ‘Bunlar çok normal, bunlar olursa memlekete istikrar gelir. Tamam bir kişi karar verecek, her şeyi o belirleyecek’ diyorsanız ‘Evet diyeceksiniz. ‘Böyle saçma bir şey olmaz’ diyorsanız ‘Hayır’ diyeceksiniz. Bu kadar basit. Evet ve hayır siyahla beyaz kadar açık ve net. Anayasa değişikliğiyle en az 2 bin 20 kanun değişecek. Siz kanunları takip etmekten zaman bulamayacaksınız işinizi yapmaya. Bunları bir kişi çıkaracak. Siz Resmi Gazeteleri günün 24 saatinde izleyeceksiniz. Türkiye’nin işleyişi ve idari yapısıyla ilgili bütün kararnameleri başkan çıkaracak”
“İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor”
Anayasa değişikliğiyle ilk 3 maddenin fiilen değişmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir maddeyle anayasanın 30’a yakın maddesi değişiyor. Anayasaya aykırı. Niye götürmedik Anayasa Mahkemesi’ne? Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan makam, organ mahkeme değil; milletin kendisidir. Milletin kendisine götüreceğiz. Milletin kendisi, kendi kaderini kendisi belirlesin. İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor; çünkü demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kişi hakim tayin edecek hem devleti yönetecek hem Meclis’in yerine geçecekse demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kararname ile mal varlığınıza el konulabilir, içeri atılabilirsiniz” diye konuştu.
“Önümüzde kısıtlar var. Televizyona çıkarmıyorlar”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İki yıldır fiili başkanlık sistemi yaşıyoruz. 2 yılda istikrar oldu mu? Ekonomide büyüme oldu mu? İşsizlik azaldı mı? Son 2 yıl, fiili başkanlık sistemi. Normalde dış politikada Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Başbakan’ın konuşması lazım. Normalde bizim geleneğimizde, bizim töremizde cumhurbaşkanları çok az konuşur. Yerinde ve zamanında konuşur. Siz günün 24 saati konuşursanız olmaz. O ağırlığı kaybedersiniz. Bu, normal bir iç çatışmanın bu anayasayla zemini hazırlanıyor. Sorunumuz da bu. Önümüzde kısıtlar var, televizyona çıkarmıyorlar, gazeteler aleyhimize yazıyorlar; ama ben ve arkadaşlarım siyasi çıkar gözetmeden bu ülkenin geleceği için çalışmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Bunların bilinmesi lazım. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında başkanlık sistemi sadece ABD’de var; ama bu başkanlık sistemi değil. Orada başkan büyükelçi bile atayamaz. Başkan sistemin en zayıf halkasıdır. Hiçbir hakim başkan geldiğinde ayağa bile kalkmaz. 550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Bu bile fazla. 450 en normalidir. Şimdi 600 yapılmak isteniyor. Kimin çocuğu 18 yaşında milletvekili olabilir? Kendi çocukları için istikbal hazırlamak istiyorlar. ‘Hayır’ çıkarsa cumhurbaşkanı ve başbakan görevine devam edecek. Bir saray darbesi olmazsa başbakan görevine devam edecek. Parlamento yerinde duruyor. Parlamenter sistemin eksikleri var mı, var. Biz parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi için tekliflerimizi verdik”
“TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun”
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de referandum müzakeresi yapma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Hayır’ bu memleket için hayırlı olacak. 141 yıllık parlamento sistemimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan modeli getiriyoruz. TRT’ye çıkalım. TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun. Onlar da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş dinler. Bunlardan hangisi doğru söylüyor. Ben bu teklifi yapıyorum. Olur ya ben yanlış söylüyorum. Burada yanlış söylüyorsunuz desinler. 1 saat konuşulacaksa 45 dakika siz konuşun. Birbirimizi karalamayalım, oturup medeni insanlar gibi bunu konuşalım. Bu dünyanın her yerinde oluyor Türkiye’ye gelince olmuyor. Daha önce bizde de oluyordu. Siyasi liderler çıkıyor düşüncelerini anlatıyordu”
“Anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor”
Oy kullanmayan vatandaşlara seslenen ve herkese sandığa gitmesi konusunda çağrı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Tercihi ne olursa olsun her vatandaşın sandığa gitmesi lazım. Bu işin vebali büyüktür. Ya çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacağız ya çocuklarımıza demokrasisi olmayan bir Türkiye bırakacağız. Ya hep birlikte, hiçbir ayrım yapmadan, bütün vatandaşlar barış içinde yaşayacağız ya da bu toplum ikiye, üçe bölünmüş olacak. Benim sorumluluğum var; ama benim sorumluluğum kadar sizin de sorumluluğunuz var. Sandığa gideceksiniz. Bu işin sağı solu yok. Ortası da yok bu işin. Bu iş demokrasiden yana mısın, otoriter tek adamdan yana mısın; olay budur. Siyasi görüşlerimizin farklı olması bizim düşman olmamızı gerektirmez ki bir arada oturup, konuşabiliriz. Biz bu ülkede beraber, birlikte yaşamak istiyoruz. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor. Toplumu bölüyor. Çok daha ciddi sorunlar yaratacak. Bunların bilinmesi lazım” diye konuştu.
“Sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz”
Kılıçdaroğlu, “Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum. Dipsiz bir kuyuya, sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz. Annelere söyledim. Freni olmayan bir otobüse çocuğunuzu bindirir misiniz? Hayır, dediler. Nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Hayır, diyorlar. Freni olmayan bir sistem. Denetimi olmayan bir sistem. Bütçe hakkı bile parlamentonun elinden alınıyor. 80 milyon vergi ödeyecek; ama verginin nerelere harcandığını kimse sormayacak. Bu, doğru değil” dedi.
Kaynak: DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrai’in Ezan’ı yasaklama çabalarına tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’daki bir otelde sanayici ve iş adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi ve iş adamlarının sorularını yanıtladı. İsrail Parlamentosu’nun kabul ettiği ezan yasağı yasa tasarısına da tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“İsrail Parlamentosu belli saatlerde ezanın okunmasını yasakladı. Biz bekliyoruz. Buna daha ciddi bir tepki gösterilmesi lazım. Ezan yasaklanamaz. Asla doğru değil. Bu tasarı kabul edildi; fakat yasalaşması için ayrıca tekrar görüşülecek. Buradan İsrail’in bütün siyasetçilerine sesleniyorum. Biz Türkiye olarak bütün inançlara saygılıyız. Eğer İsrail’de ezanı belli saatlerde okumayı yasaklarsanız sizin inançlara saygı gösterdiğiniz konusunda ciddi endişeler Türk toplumunda oluşur. Bu tür bir endişeye yol açmamak lazım ve onları sağduyuya davet ediyoruz”
“Hep birlikte teröre karşıyız”
İş adamlarıyla buluşmasında hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin terörden çok acı çektiğini söyledi. Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde, AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan’ın teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını dile getiren Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybeden Murat Ayhan için taziye dileğinde bulundu.
Teröre karşı birlik vurgusu yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Teröre karşı ortak mücadele konusunda Türkiye’de bir konsensus oluşmuş vaziyette. Hep birlikte teröre karşıyız. AK Parti’nin Yüksekova İlçesi Esendere beldesinin başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi dün saldırıya uğradı terör örgütleri tarafından ve Murat Ayhan hayatını kaybetti. Bir siyasal partiye böyle bir saldırının yapılmasını hep birlikte kınamalıyız. Ben hayatını kaybeden Murat Ayhan’a Allah’tan rahmet diliyorum. AK Parti’nin sayın genel başkanına ve bütün camiasına da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Farklı düşünebiliriz, farklı görüşlerimiz olabilir; ama terör konusunda bir ortak paydamızın olması lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin hep birlikte kınamalıyız. Hep birlikte üstüne gitmeliyiz. Zaman zaman bizi de suçlarlar; ama hepiniz çok iyi bilirsiniz ki Şavşat’ta terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim. Ağır silahlarla saldırıya uğradık. Bu, bizi yıldırmadı. Dik durduk, onurlu durduk. Teröre karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Terör kimden, nasıl gelirse gelsin; amacı ne olursa hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Bu, bizim insani görevimizdir”
“Her Salı gelecek, bizleri eleştirecek, kabul edilebilir bir tablo mu?”
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında neden ‘Evet’ ya da neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bu işin yanlışlığı nereden başladı? Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri yapılırken, televizyonlar neden göstermedi? Neyi gösterdiler? ‘Falan milletvekili falana su şişesi attı’. Niye attı? Hangi gerekçeyle attı? O görüşmelerde pek çok insan çok doğru şeyler söyledi. Güzel şeyler söyledi. Artısını eksisini söyledi; ama millete yansımadı. Tarafsız cumhurbaşkanı, devletin sigortası demektir. Devletin bütün kurumlarını yeri ve zamanı geldiğinde çağırıp, onların uyum içinde çalışmasını sağlayan kişi demektir. Diyelim ki iktidar, muhalefet, diğer partiler hep bir arada fakat bir türlü uyum olmuyor. Devletin sigortası pozisyonundaki cumhurbaşkanı, davet eder. ‘Hep birlikte tartışalım, bir çözüm yolu bulalım’ demesi lazım. Tarafsızlık budur. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa ne olur? Tarafsız olamaz. Düşünün. Salı konuşmaları olacak. Sayın Bahçeli konuşacak, ben konuşacağım, HDP konuşacak. AK Parti adına da cumhurbaşkanı konuşacak. Ne diyecek bize? Her salı gelecek, bizleri eleştirecek. Bu kabul edilebilir bir tablo mudur? O zaman bir de sayın başkan, anayasaya göre tarafsızlık yemini edecek. Olmaz. Bu doğruysa ‘Evet’ oyu verelim. ‘Bu yanlıştır, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım’ deniyorsa ‘Hayır’ oyu vereceğiz. Bu kadar basit”
“Evet diyen kesimleri de kucaklıyoruz”
Kavgadan yana değil, uzlaşmadan yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Biz ‘Hayır’ diyen kesimleri de ‘Evet’ diyen kesimleri de kucaklıyoruz. Allah aşkına siz kavgadan, gerilimden bıkmadınız mı? Kavga, gerilim yeter artık. Biz de bıktık. Biz de istemiyoruz; ama bizi zorla oralara çekmek istiyorlar. ‘Zorla, gelin kavga edelim’. Kavga yapmak istemiyoruz. Hatta iktidar yetkililerinden bir bakan çıkıyor televizyona diyor ki ‘Hakaret ediyoruz, gene seslerini çıkarmıyorlar’. Yani illa kavga etsinler. Kavgadan bıktı bu millet. Sanayici üretmeli. Esnaf çalışmalı, kar etmeli. İşsizlik önlenmeli. Dolar almış başını gidiyor. Bunlar çözülmeli. Bunları çözdüler de engel olan mı oldu?”
“15 yıldrı iktidardalar. Terörü bitirdiler de kim engel oldu?”
Hükümetin referandumdan ‘Evet’ oyu çıkması halinde terörün biteceğine yönelik söylemlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “‘Evet, çıkarsa terör bitecek’ bunu söylüyorlar. 15 yıldır iktidardalar, terörü bitirdiler de kim engel oldu? Tam tersine şunu söyledik. Terörü bitirecekseniz neyi istiyorsanız getirin. Her türlü desteği vereceğiz. ‘Evet, çıkarsa ekonomide istikrar olur’. Buna inanan bir iş adamı var mı? Ben merak ediyorum. 15 yıldır yönetiyorsunuz. Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanı, valiler, kaymakamlar sizden. Kim sizden değil? Siz istikrarı sağladınız da biri engel mi oldu? Yok böyle bir şey. Ekonomide istikrar önce toplumsal uzlaşmayla sağlanır. Bir toplumda kutuplaşma olursa ne ekonomik istikrar ne sosyal istikrar, ikisi de olmaz” diye konuştu.
“İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor”
Anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp, bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar. Çünkü toplumun yarısı diyecek ki ‘Bu anayasa benim anayasam değil’. Rahmetli Ecevit’i düşünün. Bu anayasanın 35 maddesini değiştirdi. Kavga çıktı mı? Hayır. Parlamentodan oy birliğiyle çıktı. Nasıl oldu bu? Uzlaşmayla. Niye peki uzlaşamıyoruz? Rahmetli Ecevit’in yaptığını niye biz yapamıyoruz?” açıklamasında bulundu.
“Evet ve hayır siyah ve beyaz kadar açık ve net”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Başbakanlığı kaldıracak. Niye kaldırıyorsunuz başbakanlığı? ‘Bunlar çok normal, bunlar olursa memlekete istikrar gelir. Tamam bir kişi karar verecek, her şeyi o belirleyecek’ diyorsanız ‘Evet diyeceksiniz. ‘Böyle saçma bir şey olmaz’ diyorsanız ‘Hayır’ diyeceksiniz. Bu kadar basit. Evet ve hayır siyahla beyaz kadar açık ve net. Anayasa değişikliğiyle en az 2 bin 20 kanun değişecek. Siz kanunları takip etmekten zaman bulamayacaksınız işinizi yapmaya. Bunları bir kişi çıkaracak. Siz Resmi Gazeteleri günün 24 saatinde izleyeceksiniz. Türkiye’nin işleyişi ve idari yapısıyla ilgili bütün kararnameleri başkan çıkaracak”
“İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor”
Anayasa değişikliğiyle ilk 3 maddenin fiilen değişmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir maddeyle anayasanın 30’a yakın maddesi değişiyor. Anayasaya aykırı. Niye götürmedik Anayasa Mahkemesi’ne? Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan makam, organ mahkeme değil; milletin kendisidir. Milletin kendisine götüreceğiz. Milletin kendisi, kendi kaderini kendisi belirlesin. İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor; çünkü demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kişi hakim tayin edecek hem devleti yönetecek hem Meclis’in yerine geçecekse demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kararname ile mal varlığınıza el konulabilir, içeri atılabilirsiniz” diye konuştu.
“Önümüzde kısıtlar var. Televizyona çıkarmıyorlar”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İki yıldır fiili başkanlık sistemi yaşıyoruz. 2 yılda istikrar oldu mu? Ekonomide büyüme oldu mu? İşsizlik azaldı mı? Son 2 yıl, fiili başkanlık sistemi. Normalde dış politikada Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Başbakan’ın konuşması lazım. Normalde bizim geleneğimizde, bizim töremizde cumhurbaşkanları çok az konuşur. Yerinde ve zamanında konuşur. Siz günün 24 saati konuşursanız olmaz. O ağırlığı kaybedersiniz. Bu, normal bir iç çatışmanın bu anayasayla zemini hazırlanıyor. Sorunumuz da bu. Önümüzde kısıtlar var, televizyona çıkarmıyorlar, gazeteler aleyhimize yazıyorlar; ama ben ve arkadaşlarım siyasi çıkar gözetmeden bu ülkenin geleceği için çalışmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Bunların bilinmesi lazım. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında başkanlık sistemi sadece ABD’de var; ama bu başkanlık sistemi değil. Orada başkan büyükelçi bile atayamaz. Başkan sistemin en zayıf halkasıdır. Hiçbir hakim başkan geldiğinde ayağa bile kalkmaz. 550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Bu bile fazla. 450 en normalidir. Şimdi 600 yapılmak isteniyor. Kimin çocuğu 18 yaşında milletvekili olabilir? Kendi çocukları için istikbal hazırlamak istiyorlar. ‘Hayır’ çıkarsa cumhurbaşkanı ve başbakan görevine devam edecek. Bir saray darbesi olmazsa başbakan görevine devam edecek. Parlamento yerinde duruyor. Parlamenter sistemin eksikleri var mı, var. Biz parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi için tekliflerimizi verdik”
“TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun”
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de referandum müzakeresi yapma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Hayır’ bu memleket için hayırlı olacak. 141 yıllık parlamento sistemimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan modeli getiriyoruz. TRT’ye çıkalım. TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun. Onlar da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş dinler. Bunlardan hangisi doğru söylüyor. Ben bu teklifi yapıyorum. Olur ya ben yanlış söylüyorum. Burada yanlış söylüyorsunuz desinler. 1 saat konuşulacaksa 45 dakika siz konuşun. Birbirimizi karalamayalım, oturup medeni insanlar gibi bunu konuşalım. Bu dünyanın her yerinde oluyor Türkiye’ye gelince olmuyor. Daha önce bizde de oluyordu. Siyasi liderler çıkıyor düşüncelerini anlatıyordu”
“Anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor”
Oy kullanmayan vatandaşlara seslenen ve herkese sandığa gitmesi konusunda çağrı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Tercihi ne olursa olsun her vatandaşın sandığa gitmesi lazım. Bu işin vebali büyüktür. Ya çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacağız ya çocuklarımıza demokrasisi olmayan bir Türkiye bırakacağız. Ya hep birlikte, hiçbir ayrım yapmadan, bütün vatandaşlar barış içinde yaşayacağız ya da bu toplum ikiye, üçe bölünmüş olacak. Benim sorumluluğum var; ama benim sorumluluğum kadar sizin de sorumluluğunuz var. Sandığa gideceksiniz. Bu işin sağı solu yok. Ortası da yok bu işin. Bu iş demokrasiden yana mısın, otoriter tek adamdan yana mısın; olay budur. Siyasi görüşlerimizin farklı olması bizim düşman olmamızı gerektirmez ki bir arada oturup, konuşabiliriz. Biz bu ülkede beraber, birlikte yaşamak istiyoruz. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor. Toplumu bölüyor. Çok daha ciddi sorunlar yaratacak. Bunların bilinmesi lazım” diye konuştu.
“Sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz”
Kılıçdaroğlu, “Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum. Dipsiz bir kuyuya, sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz. Annelere söyledim. Freni olmayan bir otobüse çocuğunuzu bindirir misiniz? Hayır, dediler. Nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Hayır, diyorlar. Freni olmayan bir sistem. Denetimi olmayan bir sistem. Bütçe hakkı bile parlamentonun elinden alınıyor. 80 milyon vergi ödeyecek; ama verginin nerelere harcandığını kimse sormayacak. Bu, doğru değil” dedi.
Kaynak: DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrai’in Ezan’ı yasaklama çabalarına tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’daki bir otelde sanayici ve iş adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi ve iş adamlarının sorularını yanıtladı. İsrail Parlamentosu’nun kabul ettiği ezan yasağı yasa tasarısına da tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“İsrail Parlamentosu belli saatlerde ezanın okunmasını yasakladı. Biz bekliyoruz. Buna daha ciddi bir tepki gösterilmesi lazım. Ezan yasaklanamaz. Asla doğru değil. Bu tasarı kabul edildi; fakat yasalaşması için ayrıca tekrar görüşülecek. Buradan İsrail’in bütün siyasetçilerine sesleniyorum. Biz Türkiye olarak bütün inançlara saygılıyız. Eğer İsrail’de ezanı belli saatlerde okumayı yasaklarsanız sizin inançlara saygı gösterdiğiniz konusunda ciddi endişeler Türk toplumunda oluşur. Bu tür bir endişeye yol açmamak lazım ve onları sağduyuya davet ediyoruz”
“Hep birlikte teröre karşıyız”
İş adamlarıyla buluşmasında hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin terörden çok acı çektiğini söyledi. Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde, AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan’ın teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını dile getiren Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybeden Murat Ayhan için taziye dileğinde bulundu.
Teröre karşı birlik vurgusu yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Teröre karşı ortak mücadele konusunda Türkiye’de bir konsensus oluşmuş vaziyette. Hep birlikte teröre karşıyız. AK Parti’nin Yüksekova İlçesi Esendere beldesinin başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi dün saldırıya uğradı terör örgütleri tarafından ve Murat Ayhan hayatını kaybetti. Bir siyasal partiye böyle bir saldırının yapılmasını hep birlikte kınamalıyız. Ben hayatını kaybeden Murat Ayhan’a Allah’tan rahmet diliyorum. AK Parti’nin sayın genel başkanına ve bütün camiasına da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Farklı düşünebiliriz, farklı görüşlerimiz olabilir; ama terör konusunda bir ortak paydamızın olması lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin hep birlikte kınamalıyız. Hep birlikte üstüne gitmeliyiz. Zaman zaman bizi de suçlarlar; ama hepiniz çok iyi bilirsiniz ki Şavşat’ta terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim. Ağır silahlarla saldırıya uğradık. Bu, bizi yıldırmadı. Dik durduk, onurlu durduk. Teröre karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Terör kimden, nasıl gelirse gelsin; amacı ne olursa hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Bu, bizim insani görevimizdir”
“Her Salı gelecek, bizleri eleştirecek, kabul edilebilir bir tablo mu?”
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında neden ‘Evet’ ya da neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bu işin yanlışlığı nereden başladı? Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri yapılırken, televizyonlar neden göstermedi? Neyi gösterdiler? ‘Falan milletvekili falana su şişesi attı’. Niye attı? Hangi gerekçeyle attı? O görüşmelerde pek çok insan çok doğru şeyler söyledi. Güzel şeyler söyledi. Artısını eksisini söyledi; ama millete yansımadı. Tarafsız cumhurbaşkanı, devletin sigortası demektir. Devletin bütün kurumlarını yeri ve zamanı geldiğinde çağırıp, onların uyum içinde çalışmasını sağlayan kişi demektir. Diyelim ki iktidar, muhalefet, diğer partiler hep bir arada fakat bir türlü uyum olmuyor. Devletin sigortası pozisyonundaki cumhurbaşkanı, davet eder. ‘Hep birlikte tartışalım, bir çözüm yolu bulalım’ demesi lazım. Tarafsızlık budur. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa ne olur? Tarafsız olamaz. Düşünün. Salı konuşmaları olacak. Sayın Bahçeli konuşacak, ben konuşacağım, HDP konuşacak. AK Parti adına da cumhurbaşkanı konuşacak. Ne diyecek bize? Her salı gelecek, bizleri eleştirecek. Bu kabul edilebilir bir tablo mudur? O zaman bir de sayın başkan, anayasaya göre tarafsızlık yemini edecek. Olmaz. Bu doğruysa ‘Evet’ oyu verelim. ‘Bu yanlıştır, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım’ deniyorsa ‘Hayır’ oyu vereceğiz. Bu kadar basit”
“Evet diyen kesimleri de kucaklıyoruz”
Kavgadan yana değil, uzlaşmadan yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Biz ‘Hayır’ diyen kesimleri de ‘Evet’ diyen kesimleri de kucaklıyoruz. Allah aşkına siz kavgadan, gerilimden bıkmadınız mı? Kavga, gerilim yeter artık. Biz de bıktık. Biz de istemiyoruz; ama bizi zorla oralara çekmek istiyorlar. ‘Zorla, gelin kavga edelim’. Kavga yapmak istemiyoruz. Hatta iktidar yetkililerinden bir bakan çıkıyor televizyona diyor ki ‘Hakaret ediyoruz, gene seslerini çıkarmıyorlar’. Yani illa kavga etsinler. Kavgadan bıktı bu millet. Sanayici üretmeli. Esnaf çalışmalı, kar etmeli. İşsizlik önlenmeli. Dolar almış başını gidiyor. Bunlar çözülmeli. Bunları çözdüler de engel olan mı oldu?”
“15 yıldrı iktidardalar. Terörü bitirdiler de kim engel oldu?”
Hükümetin referandumdan ‘Evet’ oyu çıkması halinde terörün biteceğine yönelik söylemlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “‘Evet, çıkarsa terör bitecek’ bunu söylüyorlar. 15 yıldır iktidardalar, terörü bitirdiler de kim engel oldu? Tam tersine şunu söyledik. Terörü bitirecekseniz neyi istiyorsanız getirin. Her türlü desteği vereceğiz. ‘Evet, çıkarsa ekonomide istikrar olur’. Buna inanan bir iş adamı var mı? Ben merak ediyorum. 15 yıldır yönetiyorsunuz. Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanı, valiler, kaymakamlar sizden. Kim sizden değil? Siz istikrarı sağladınız da biri engel mi oldu? Yok böyle bir şey. Ekonomide istikrar önce toplumsal uzlaşmayla sağlanır. Bir toplumda kutuplaşma olursa ne ekonomik istikrar ne sosyal istikrar, ikisi de olmaz” diye konuştu.
“İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor”
Anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp, bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar. Çünkü toplumun yarısı diyecek ki ‘Bu anayasa benim anayasam değil’. Rahmetli Ecevit’i düşünün. Bu anayasanın 35 maddesini değiştirdi. Kavga çıktı mı? Hayır. Parlamentodan oy birliğiyle çıktı. Nasıl oldu bu? Uzlaşmayla. Niye peki uzlaşamıyoruz? Rahmetli Ecevit’in yaptığını niye biz yapamıyoruz?” açıklamasında bulundu.
“Evet ve hayır siyah ve beyaz kadar açık ve net”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Başbakanlığı kaldıracak. Niye kaldırıyorsunuz başbakanlığı? ‘Bunlar çok normal, bunlar olursa memlekete istikrar gelir. Tamam bir kişi karar verecek, her şeyi o belirleyecek’ diyorsanız ‘Evet diyeceksiniz. ‘Böyle saçma bir şey olmaz’ diyorsanız ‘Hayır’ diyeceksiniz. Bu kadar basit. Evet ve hayır siyahla beyaz kadar açık ve net. Anayasa değişikliğiyle en az 2 bin 20 kanun değişecek. Siz kanunları takip etmekten zaman bulamayacaksınız işinizi yapmaya. Bunları bir kişi çıkaracak. Siz Resmi Gazeteleri günün 24 saatinde izleyeceksiniz. Türkiye’nin işleyişi ve idari yapısıyla ilgili bütün kararnameleri başkan çıkaracak”
“İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor”
Anayasa değişikliğiyle ilk 3 maddenin fiilen değişmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir maddeyle anayasanın 30’a yakın maddesi değişiyor. Anayasaya aykırı. Niye götürmedik Anayasa Mahkemesi’ne? Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan makam, organ mahkeme değil; milletin kendisidir. Milletin kendisine götüreceğiz. Milletin kendisi, kendi kaderini kendisi belirlesin. İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor; çünkü demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kişi hakim tayin edecek hem devleti yönetecek hem Meclis’in yerine geçecekse demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kararname ile mal varlığınıza el konulabilir, içeri atılabilirsiniz” diye konuştu.
“Önümüzde kısıtlar var. Televizyona çıkarmıyorlar”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İki yıldır fiili başkanlık sistemi yaşıyoruz. 2 yılda istikrar oldu mu? Ekonomide büyüme oldu mu? İşsizlik azaldı mı? Son 2 yıl, fiili başkanlık sistemi. Normalde dış politikada Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Başbakan’ın konuşması lazım. Normalde bizim geleneğimizde, bizim töremizde cumhurbaşkanları çok az konuşur. Yerinde ve zamanında konuşur. Siz günün 24 saati konuşursanız olmaz. O ağırlığı kaybedersiniz. Bu, normal bir iç çatışmanın bu anayasayla zemini hazırlanıyor. Sorunumuz da bu. Önümüzde kısıtlar var, televizyona çıkarmıyorlar, gazeteler aleyhimize yazıyorlar; ama ben ve arkadaşlarım siyasi çıkar gözetmeden bu ülkenin geleceği için çalışmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Bunların bilinmesi lazım. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında başkanlık sistemi sadece ABD’de var; ama bu başkanlık sistemi değil. Orada başkan büyükelçi bile atayamaz. Başkan sistemin en zayıf halkasıdır. Hiçbir hakim başkan geldiğinde ayağa bile kalkmaz. 550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Bu bile fazla. 450 en normalidir. Şimdi 600 yapılmak isteniyor. Kimin çocuğu 18 yaşında milletvekili olabilir? Kendi çocukları için istikbal hazırlamak istiyorlar. ‘Hayır’ çıkarsa cumhurbaşkanı ve başbakan görevine devam edecek. Bir saray darbesi olmazsa başbakan görevine devam edecek. Parlamento yerinde duruyor. Parlamenter sistemin eksikleri var mı, var. Biz parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi için tekliflerimizi verdik”
“TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun”
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de referandum müzakeresi yapma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Hayır’ bu memleket için hayırlı olacak. 141 yıllık parlamento sistemimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan modeli getiriyoruz. TRT’ye çıkalım. TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun. Onlar da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş dinler. Bunlardan hangisi doğru söylüyor. Ben bu teklifi yapıyorum. Olur ya ben yanlış söylüyorum. Burada yanlış söylüyorsunuz desinler. 1 saat konuşulacaksa 45 dakika siz konuşun. Birbirimizi karalamayalım, oturup medeni insanlar gibi bunu konuşalım. Bu dünyanın her yerinde oluyor Türkiye’ye gelince olmuyor. Daha önce bizde de oluyordu. Siyasi liderler çıkıyor düşüncelerini anlatıyordu”
“Anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor”
Oy kullanmayan vatandaşlara seslenen ve herkese sandığa gitmesi konusunda çağrı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Tercihi ne olursa olsun her vatandaşın sandığa gitmesi lazım. Bu işin vebali büyüktür. Ya çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacağız ya çocuklarımıza demokrasisi olmayan bir Türkiye bırakacağız. Ya hep birlikte, hiçbir ayrım yapmadan, bütün vatandaşlar barış içinde yaşayacağız ya da bu toplum ikiye, üçe bölünmüş olacak. Benim sorumluluğum var; ama benim sorumluluğum kadar sizin de sorumluluğunuz var. Sandığa gideceksiniz. Bu işin sağı solu yok. Ortası da yok bu işin. Bu iş demokrasiden yana mısın, otoriter tek adamdan yana mısın; olay budur. Siyasi görüşlerimizin farklı olması bizim düşman olmamızı gerektirmez ki bir arada oturup, konuşabiliriz. Biz bu ülkede beraber, birlikte yaşamak istiyoruz. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor. Toplumu bölüyor. Çok daha ciddi sorunlar yaratacak. Bunların bilinmesi lazım” diye konuştu.
“Sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz”
Kılıçdaroğlu, “Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum. Dipsiz bir kuyuya, sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz. Annelere söyledim. Freni olmayan bir otobüse çocuğunuzu bindirir misiniz? Hayır, dediler. Nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Hayır, diyorlar. Freni olmayan bir sistem. Denetimi olmayan bir sistem. Bütçe hakkı bile parlamentonun elinden alınıyor. 80 milyon vergi ödeyecek; ama verginin nerelere harcandığını kimse sormayacak. Bu, doğru değil” dedi.
Kaynak: DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrai’in Ezan’ı yasaklama çabalarına tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’daki bir otelde sanayici ve iş adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi ve iş adamlarının sorularını yanıtladı. İsrail Parlamentosu’nun kabul ettiği ezan yasağı yasa tasarısına da tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“İsrail Parlamentosu belli saatlerde ezanın okunmasını yasakladı. Biz bekliyoruz. Buna daha ciddi bir tepki gösterilmesi lazım. Ezan yasaklanamaz. Asla doğru değil. Bu tasarı kabul edildi; fakat yasalaşması için ayrıca tekrar görüşülecek. Buradan İsrail’in bütün siyasetçilerine sesleniyorum. Biz Türkiye olarak bütün inançlara saygılıyız. Eğer İsrail’de ezanı belli saatlerde okumayı yasaklarsanız sizin inançlara saygı gösterdiğiniz konusunda ciddi endişeler Türk toplumunda oluşur. Bu tür bir endişeye yol açmamak lazım ve onları sağduyuya davet ediyoruz”
“Hep birlikte teröre karşıyız”
İş adamlarıyla buluşmasında hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin terörden çok acı çektiğini söyledi. Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde, AK Parti Esendere Belde Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi Murat Ayhan’ın teröristlerin silahlı saldırısına uğradığını dile getiren Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybeden Murat Ayhan için taziye dileğinde bulundu.
Teröre karşı birlik vurgusu yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Teröre karşı ortak mücadele konusunda Türkiye’de bir konsensus oluşmuş vaziyette. Hep birlikte teröre karşıyız. AK Parti’nin Yüksekova İlçesi Esendere beldesinin başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi dün saldırıya uğradı terör örgütleri tarafından ve Murat Ayhan hayatını kaybetti. Bir siyasal partiye böyle bir saldırının yapılmasını hep birlikte kınamalıyız. Ben hayatını kaybeden Murat Ayhan’a Allah’tan rahmet diliyorum. AK Parti’nin sayın genel başkanına ve bütün camiasına da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Farklı düşünebiliriz, farklı görüşlerimiz olabilir; ama terör konusunda bir ortak paydamızın olması lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin hep birlikte kınamalıyız. Hep birlikte üstüne gitmeliyiz. Zaman zaman bizi de suçlarlar; ama hepiniz çok iyi bilirsiniz ki Şavşat’ta terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim. Ağır silahlarla saldırıya uğradık. Bu, bizi yıldırmadı. Dik durduk, onurlu durduk. Teröre karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Terör kimden, nasıl gelirse gelsin; amacı ne olursa hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Bu, bizim insani görevimizdir”
“Her Salı gelecek, bizleri eleştirecek, kabul edilebilir bir tablo mu?”
Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında neden ‘Evet’ ya da neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bu işin yanlışlığı nereden başladı? Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri yapılırken, televizyonlar neden göstermedi? Neyi gösterdiler? ‘Falan milletvekili falana su şişesi attı’. Niye attı? Hangi gerekçeyle attı? O görüşmelerde pek çok insan çok doğru şeyler söyledi. Güzel şeyler söyledi. Artısını eksisini söyledi; ama millete yansımadı. Tarafsız cumhurbaşkanı, devletin sigortası demektir. Devletin bütün kurumlarını yeri ve zamanı geldiğinde çağırıp, onların uyum içinde çalışmasını sağlayan kişi demektir. Diyelim ki iktidar, muhalefet, diğer partiler hep bir arada fakat bir türlü uyum olmuyor. Devletin sigortası pozisyonundaki cumhurbaşkanı, davet eder. ‘Hep birlikte tartışalım, bir çözüm yolu bulalım’ demesi lazım. Tarafsızlık budur. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa ne olur? Tarafsız olamaz. Düşünün. Salı konuşmaları olacak. Sayın Bahçeli konuşacak, ben konuşacağım, HDP konuşacak. AK Parti adına da cumhurbaşkanı konuşacak. Ne diyecek bize? Her salı gelecek, bizleri eleştirecek. Bu kabul edilebilir bir tablo mudur? O zaman bir de sayın başkan, anayasaya göre tarafsızlık yemini edecek. Olmaz. Bu doğruysa ‘Evet’ oyu verelim. ‘Bu yanlıştır, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım’ deniyorsa ‘Hayır’ oyu vereceğiz. Bu kadar basit”
“Evet diyen kesimleri de kucaklıyoruz”
Kavgadan yana değil, uzlaşmadan yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Biz ‘Hayır’ diyen kesimleri de ‘Evet’ diyen kesimleri de kucaklıyoruz. Allah aşkına siz kavgadan, gerilimden bıkmadınız mı? Kavga, gerilim yeter artık. Biz de bıktık. Biz de istemiyoruz; ama bizi zorla oralara çekmek istiyorlar. ‘Zorla, gelin kavga edelim’. Kavga yapmak istemiyoruz. Hatta iktidar yetkililerinden bir bakan çıkıyor televizyona diyor ki ‘Hakaret ediyoruz, gene seslerini çıkarmıyorlar’. Yani illa kavga etsinler. Kavgadan bıktı bu millet. Sanayici üretmeli. Esnaf çalışmalı, kar etmeli. İşsizlik önlenmeli. Dolar almış başını gidiyor. Bunlar çözülmeli. Bunları çözdüler de engel olan mı oldu?”
“15 yıldrı iktidardalar. Terörü bitirdiler de kim engel oldu?”
Hükümetin referandumdan ‘Evet’ oyu çıkması halinde terörün biteceğine yönelik söylemlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “‘Evet, çıkarsa terör bitecek’ bunu söylüyorlar. 15 yıldır iktidardalar, terörü bitirdiler de kim engel oldu? Tam tersine şunu söyledik. Terörü bitirecekseniz neyi istiyorsanız getirin. Her türlü desteği vereceğiz. ‘Evet, çıkarsa ekonomide istikrar olur’. Buna inanan bir iş adamı var mı? Ben merak ediyorum. 15 yıldır yönetiyorsunuz. Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, merkez bankası başkanı, valiler, kaymakamlar sizden. Kim sizden değil? Siz istikrarı sağladınız da biri engel mi oldu? Yok böyle bir şey. Ekonomide istikrar önce toplumsal uzlaşmayla sağlanır. Bir toplumda kutuplaşma olursa ne ekonomik istikrar ne sosyal istikrar, ikisi de olmaz” diye konuştu.
“İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor”
Anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp, bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar. Çünkü toplumun yarısı diyecek ki ‘Bu anayasa benim anayasam değil’. Rahmetli Ecevit’i düşünün. Bu anayasanın 35 maddesini değiştirdi. Kavga çıktı mı? Hayır. Parlamentodan oy birliğiyle çıktı. Nasıl oldu bu? Uzlaşmayla. Niye peki uzlaşamıyoruz? Rahmetli Ecevit’in yaptığını niye biz yapamıyoruz?” açıklamasında bulundu.
“Evet ve hayır siyah ve beyaz kadar açık ve net”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Başbakanlığı kaldıracak. Niye kaldırıyorsunuz başbakanlığı? ‘Bunlar çok normal, bunlar olursa memlekete istikrar gelir. Tamam bir kişi karar verecek, her şeyi o belirleyecek’ diyorsanız ‘Evet diyeceksiniz. ‘Böyle saçma bir şey olmaz’ diyorsanız ‘Hayır’ diyeceksiniz. Bu kadar basit. Evet ve hayır siyahla beyaz kadar açık ve net. Anayasa değişikliğiyle en az 2 bin 20 kanun değişecek. Siz kanunları takip etmekten zaman bulamayacaksınız işinizi yapmaya. Bunları bir kişi çıkaracak. Siz Resmi Gazeteleri günün 24 saatinde izleyeceksiniz. Türkiye’nin işleyişi ve idari yapısıyla ilgili bütün kararnameleri başkan çıkaracak”
“İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor”
Anayasa değişikliğiyle ilk 3 maddenin fiilen değişmiş olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir maddeyle anayasanın 30’a yakın maddesi değişiyor. Anayasaya aykırı. Niye götürmedik Anayasa Mahkemesi’ne? Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan makam, organ mahkeme değil; milletin kendisidir. Milletin kendisine götüreceğiz. Milletin kendisi, kendi kaderini kendisi belirlesin. İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor; çünkü demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kişi hakim tayin edecek hem devleti yönetecek hem Meclis’in yerine geçecekse demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kararname ile mal varlığınıza el konulabilir, içeri atılabilirsiniz” diye konuştu.
“Önümüzde kısıtlar var. Televizyona çıkarmıyorlar”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İki yıldır fiili başkanlık sistemi yaşıyoruz. 2 yılda istikrar oldu mu? Ekonomide büyüme oldu mu? İşsizlik azaldı mı? Son 2 yıl, fiili başkanlık sistemi. Normalde dış politikada Dışişleri Bakanı’nın konuşması lazım. Başbakan’ın konuşması lazım. Normalde bizim geleneğimizde, bizim töremizde cumhurbaşkanları çok az konuşur. Yerinde ve zamanında konuşur. Siz günün 24 saati konuşursanız olmaz. O ağırlığı kaybedersiniz. Bu, normal bir iç çatışmanın bu anayasayla zemini hazırlanıyor. Sorunumuz da bu. Önümüzde kısıtlar var, televizyona çıkarmıyorlar, gazeteler aleyhimize yazıyorlar; ama ben ve arkadaşlarım siyasi çıkar gözetmeden bu ülkenin geleceği için çalışmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Bunların bilinmesi lazım. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında başkanlık sistemi sadece ABD’de var; ama bu başkanlık sistemi değil. Orada başkan büyükelçi bile atayamaz. Başkan sistemin en zayıf halkasıdır. Hiçbir hakim başkan geldiğinde ayağa bile kalkmaz. 550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Bu bile fazla. 450 en normalidir. Şimdi 600 yapılmak isteniyor. Kimin çocuğu 18 yaşında milletvekili olabilir? Kendi çocukları için istikbal hazırlamak istiyorlar. ‘Hayır’ çıkarsa cumhurbaşkanı ve başbakan görevine devam edecek. Bir saray darbesi olmazsa başbakan görevine devam edecek. Parlamento yerinde duruyor. Parlamenter sistemin eksikleri var mı, var. Biz parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi için tekliflerimizi verdik”
“TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun”
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de referandum müzakeresi yapma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Hayır’ bu memleket için hayırlı olacak. 141 yıllık parlamento sistemimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan modeli getiriyoruz. TRT’ye çıkalım. TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun. Onlar da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş dinler. Bunlardan hangisi doğru söylüyor. Ben bu teklifi yapıyorum. Olur ya ben yanlış söylüyorum. Burada yanlış söylüyorsunuz desinler. 1 saat konuşulacaksa 45 dakika siz konuşun. Birbirimizi karalamayalım, oturup medeni insanlar gibi bunu konuşalım. Bu dünyanın her yerinde oluyor Türkiye’ye gelince olmuyor. Daha önce bizde de oluyordu. Siyasi liderler çıkıyor düşüncelerini anlatıyordu”
“Anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor”
Oy kullanmayan vatandaşlara seslenen ve herkese sandığa gitmesi konusunda çağrı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Tercihi ne olursa olsun her vatandaşın sandığa gitmesi lazım. Bu işin vebali büyüktür. Ya çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacağız ya çocuklarımıza demokrasisi olmayan bir Türkiye bırakacağız. Ya hep birlikte, hiçbir ayrım yapmadan, bütün vatandaşlar barış içinde yaşayacağız ya da bu toplum ikiye, üçe bölünmüş olacak. Benim sorumluluğum var; ama benim sorumluluğum kadar sizin de sorumluluğunuz var. Sandığa gideceksiniz. Bu işin sağı solu yok. Ortası da yok bu işin. Bu iş demokrasiden yana mısın, otoriter tek adamdan yana mısın; olay budur. Siyasi görüşlerimizin farklı olması bizim düşman olmamızı gerektirmez ki bir arada oturup, konuşabiliriz. Biz bu ülkede beraber, birlikte yaşamak istiyoruz. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor. Toplumu bölüyor. Çok daha ciddi sorunlar yaratacak. Bunların bilinmesi lazım” diye konuştu.
“Sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz”
Kılıçdaroğlu, “Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum. Dipsiz bir kuyuya, sonu belli olmayan bir yola çıkılmaz. Annelere söyledim. Freni olmayan bir otobüse çocuğunuzu bindirir misiniz? Hayır, dediler. Nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Hayır, diyorlar. Freni olmayan bir sistem. Denetimi olmayan bir sistem. Bütçe hakkı bile parlamentonun elinden alınıyor. 80 milyon vergi ödeyecek; ama verginin nerelere harcandığını kimse sormayacak. Bu, doğru değil” dedi.
Kaynak: DHA