CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA lideri Ali Babacan yaptıkları ortak basın açıklamasında ‘Güçlendirilmiş Parlementer Sistem’ ile ilgili yarın altı muhalefet partisinin bir araya geleceğini duyurdu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Babacan ile basın toplantısında, “Bu ülkeye demokrasi gelecekse, herkes kimliğinden, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer” dedi.
Basın mensuplarının sorularına yanıt veren liderler, kış mevsiminde doğal gaz depolarının boş olmasına ‘Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyor’ sözleriyle sert tepki gösterdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kanallara baskı uygulanmasıyla ilgili, “RTÜK’ün bir infaz kurumu haline dönüştüğünü biliyoruz zaten. Aldıkları talimatın gereğini yerine getiren, bağımsız iradesi olmayan bir kurum yaptıkları uygulamalarda bizi haklı kuruyor. Televizyonların yayınına müdahale etme, cezalandırma yaparken sadece iktidarı eleştiren kanallara bunu verme orayı bir infaz kurumu haline dönüştürmüş durumda. Başındaki kişinin de bağımsız bir iradesi olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.
Babacan da “RTÜK yoluyla televizyon kanallarına verilen önemli bir kısmı aslında hükümetin elindeki denetim sopasını kendi çizgisinde yayın yapmayan kanalları yola getirme çabası olarak görüyorum. Normalde bağımsız işlemesi gereken RTÜK, sadece kararlarla işlemiyor direkt telefon ediliyor. Sorunların çözülmesi basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile başlar” ifadelerini kullandı.
Daha önce üçüncü bir ittifak kurulmasına ilişkin desteğini açıklayan Kılıçdaroğlu, basın toplantısında da bu konudaki soru üzerine, “Üçüncü ittifak demokrasilerde olabilir. Demokrasinin daha sağlıklı bir zeminde ilerlemesi açısından önemsiyorum” dedi.
Babacan ise, “Bu her siyasi partinin kendi hür, bağımsız kararıdır. Demokrasinin özgürlükler içerisinde değerlendirilmesi gereken husustur. Bizim üçüncü ittifakla ilgili herhangi bir görüşmemiz yok, çalışmamız da yok” diye konuştu.
Okullarda seçmeli ders olarak Kürtçe seçilebilmesine ilişkin kampanyaya dair de konuşan Kılıçdaroğlu, “Eğer bir engel varsa engelin giderilmesi lazım. Yoksa insanlar bağımsız olarak herhangi bir yabancı dili, ana dili öğrenebilirler. Bu konuda eğitim de verilebilir. Bir engel varsa bunun da kaldırılması gerekir” dedi. Kılıçdaroğlu, “Diyarbakır’a 27’sinde gideceğim. Diyarbakırlılara buradan selam gönderiyorum. Şuna kesinlikle inanıyorum. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, demokrasi olacaksa, herkes kimliğinden, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, sorularını da samimiyetle yanıtlayacağım” ifadelerini kullandı.
DEVA lideri Babacan da, “Bu topraklarda en çok kullanılan ikinci dilin böyle vesilelerle gündeme gelmesine üzülüyoruz. Normal işleyen demokraside bunların konu bile olmaması lazım. Biz daha önce yaptığımız açıklamalarla bu konudaki duruşumuzu çok açık ve net ifade ettik” dedi.