İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz önceki dönem genel başkanımızla buluşuruz, buluşacağız, bugün olur, bir hafta sonra olur. Zaten benzer şeyleri kendileri de ifade etti, ben de söylemiştim. Bunun böyle bir olaya dönüşmesi gerçekten bence Cumhuriyet Halk Partisi camiasını, örgütünü rahatsız ediyor. Bizim böyle bir derdimiz yok.” dedi.
İmamoğlu, Avrupa Hareketlilik Haftası’nın, Türkiye Belediyeler Birliğindeki (TBB) lansman toplantısında yaptığı konuşmada, haftanın bu yılki temasının “paylaşılan kamusal alanlar” olduğunu, kamusal alanların daha verimli ve adil biçimde nasıl paylaşılabileceği konusunda çalışmalar yürüteceklerini söyledi.
Toplu taşımanın teşvik edildiği, yürüyüş ve bisikletle ulaşımın erişilebilir olduğu, temiz, sakin ve güvenli bir şehirde yaşamanın her vatandaşın hakkı olduğunu belirten İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kentlerimizi daha hareketli kentler yapmak için şehir planlamamızda yaşam kalitesini arttıracak çevre dostu ulaşım alternatiflerini kurgulamalıyız. Metro, bisiklet ve yürüyüş yolları gibi çevreye duyarlı, vatandaşımızın yaşam kalitesini arttıracak ulaşım modellerini yaygınlaştırmalıyız. Özellikle gaz salınımı düşürecek farklı yakıt türleriyle ya da enerji takviyeleriyle farklı araçların kullanımını da kentlerimizde arttırmak zorundayız.”
“Şehirlerin daha temiz hale getirilmesi alışkanlığı kazanılmalı”
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise konuşmasında, Türkiye’de birçok kentin Avrupa Hareketlilik Haftası’na katıldığını vurgulayarak, ülkenin bu alanda geçen yıl öncü rol oynadığını belirtti.
Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bir haftayla sınırlı kalmayıp şehirlerin daha temiz hale getirilmesi alışkanlığının kazanılması gerektiğini dile getiren Meyer-Landrut, bisiklet sürmek, yürümek ve toplu taşıma kullanmanın hava kalitesini olumlu etkileyebileceğini vurguladı.
“Parti kültürümüzde bu var”
Etkinliğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İmamoğlu, önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yemekte bir araya gelip gelmeyeceğine yönelik soru üzerine, yemeğe olan ilgiyi hayretle izlediğini söyledi. İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Kaldı ki biz önceki dönem genel başkanımızla buluşuruz, buluşacağız, bugün olur, bir hafta sonra olur. Zaten benzer şeyleri kendileri de ifade etti, ben de söylemiştim. Bunun böyle bir olaya dönüşmesi gerçekten bence Cumhuriyet Halk Partisi camiasını, örgütünü rahatsız ediyor. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz hem genel başkanımızla Özgür Özel’le hem önceki dönem Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile haksızlık yapmayalım, Hikmet Çetin’le Murat Karayalçın’la buluşuruz, çay, kahve içeriz, yemek yeriz. Parti kültürümüzde ve insani diyaloğumuzda bu var. Lütfen artık buna bu kadar merak göstermeyiniz. Bence gerçekten merak edilmesi gereken, bizim buluşacağımız yemek değil de vatandaşlarımızın, toplumumuzun yemeklerinde neleri yiyemedikleri konusu. Ekonomi ve başka hususlar daha önemli diye düşünüyorum.”
“İnsanlarımızı huzursuz ediyor”
İmamoğlu, sığınmacılara ilişkin soru üzerine, İstanbul’da aralarında AKP’li belediyelerin de olduğu 39 ilçeyi ziyaret ettiğini belirterek, “Belediye başkanlarının kendi ilçeleriyle ilgili tespitlerini dinleseniz, ilçelerinde yaşadığını düşündüğü düzensiz göçmenin ne kadar bir sayıya eriştiğiyle ilgili tahminlerini dinleseniz, benim söylediğimi ikiye katlar” dedi.
Sığınmacılara, İstanbul’da, nüfusun yüzde 20’sini geçtiği düşünüldüğü için 10 ilçede ikamet verilmesiyle ilgili sürecin durdurulduğunu belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu 10 ilçenin nüfusunun yüzde 20’sini çarptığınızda, sadece o bölüm bile 1 milyon 200 bine yakın insan yapıyor. Bakın daha çarpıcı bir şey vereyim size, insanlarımızın su tüketim oranı bizim için ciddi bir veridir. Kişi başı 180 metreküp olan kişi başı su tüketimi şu an İstanbul’da 225 metreküpe kadar çıkmış durumda. Bu insanlarımız daha fazla su kullanıyor anlamına gelmiyor. 2,5 milyona yakın insanın İstanbul’da yaşadığını gösteriyor.”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sığınmacılarla ilgili açıklamalarına değinen İmamoğlu, bu konuda belediyelere bilgi verilmesini istedi.
İmamoğlu, “Bizim veya diğer belediyelerin hiçbir şekilde verilerle ilgili bir bilgiye sahip olmadığını, bilgilendirilmediğimizi, şeffaflığın sıfır derecesinde olduğunu ifade etmek istiyorum. Niye milletimizin bu kadar kafası karışık? Yani öyle rakamlar var ki 10 milyondan bile bahsediliyor Türkiye’nin genelinde. Ve bunlar insanlarımızı huzursuz ediyor” diye konuştu.
“Rakamın doğru olduğuna inanıyoruz”
Sığınmacılarla ilgili meselenin şeffaflıkla ele alınması gerektiğini belirten İmamoğlu, “Suyunu veren biz, gazını veren biz, çöpünü toplayan biz ama verilerle ilgili tek bir bilgi edinmeyen biz. Bu konuda yapılan hiçbir toplantıya valilikler nezdinde davet edilmeyen biz. Neyi kimden saklıyorsunuz? Şeffaf olsunlar. Bu mesele önemli bir meseledir” dedi.
“Bu meselenin tek müsebbibi, tek sorumlusu başta Suriye ve Irak bölgesinde oluşan savaşların ya da sıkıntıların doğduğu günden itibaren Türkiye’de yürütülen yanlış dış politikadır” ifadesini kullanan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Bugün gelinen noktada da ne yazık ki biz sınıfta kaldık ve dünyada bir anda yığın bir biçimde insanı ülkemizde yaşatmak durumunda kalan toplum olduk. Şeffaflığa davet ediyorum. Benim verdiğim rakamın sağlam tüketim verileri üzerinden doğru olduğuna inanıyoruz. İlçe belediye başkanlarını dinlerseniz bunu ikiyle çarparsınız. Sayın Bakan biz bir şey söylediğimizde gazetelere ya da basına bir rakam söylemektense valilere bu konuda talimat versinler. Mültecilerle, sığınmacılarla, düzensiz göçle ilgili her konuda en etkin biçimde belediyelerin sürece katılmalarını sağlasınlar.”