İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar sürede, beş günlük mesaiye mal olabilecek şekilde, 11 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanmasını önerdi.
Sadece hafta sonları uygulanan karantina önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İmamoğlu, 11 günlük tecrit uygulaması teklifini şu sözlerle dile getirdi: “Sokağa çıkma yasağıyla, gerektiği yerlerde karantina ortamları yaratabiliyorsunuz. Hatta, sokağa çıkma yasağı esnasında müthiş bir seferberlikle test imkanınızı daha üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz, çünkü insanlar evlerinde. Hızlı şekilde, bugün, yarın olmalı diyerek altını çizmek istiyorum. Biz önerimize devam ediyoruz.
‘Zaman geçmeden yapılmalı’ diyoruz. Önümüzdeki hafta, 23 Nisan haftasının -sağda solda konuşuluyor, bize ulaşan resmi bir veri yok ama- biz bunun hızlıca 1 Mayıs’a ulaşabileceğini ve bunun sadece beş günlük bir mesaiye mal olabileceğini, yaklaşık 11 günü burada elde edebileceğimizi düşünüyoruz.
Tabii neden kaygı duyuluyor, bununla ilgili bir açıklama da yok doğru düzgün merkezi yönetimden. Bu ısrarımızda hem benim hem de 11 büyükşehir belediye başkanımızın ısrarı devam ediyor.”
‘İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil‘
Pandemi sürecinin kötü işlediğini belirten İmamoğlu, CHP’li belediyelerin bazı yardım girişimlerine izin verilmemesini eleştirdi.
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 Şubat’ta başlayan pandemi sürecinin bugün kaçıncı günündeyiz? 60 gündür biz bu süreci yönetiyoruz ve iki Pandemi Kurulu! 16 milyonluk şehirde normal mi? Sadece burada değil, Ankara’da, İzmir’de normal mi? Ya da Mersin’de, Adana’da? O bakımdan bir araya gelip, beraber yönetmeliyiz süreci.
İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil. 100 bine yakın çalışanıyla, sürecin yönetiminde yan yana durulacak bir kurum. Zaten öyleyiz. Bizden ne isteniyorsa, yerine getiriyoruz; diğer belediyeler de öyle. Burada bir, ‘senkronizasyon istememe, ortak akıl, iş birliği istememe’ huyu var. Gereği nedir? Vatandaş yapacaktır.
Bugünkü süreç nasıl işliyor? Kötü işliyor. Dünyadaki örneklerine baktığınızda, pandemi sürecinde başarılı olan süreçlerde, merkezi idare ile yerel yönetimlerin kol kola, omuz omuza süreç yönetmeleri… Ne yazık ki, şu anda bir akıl, bir süreç bu işi istemiyor.
Hoş bir durum değildir bu. İş birliğine açığız. Her talimata hazırız. Ama lütfen, bizimle beraber çalışın. Israr ediyoruz. İnatla ısrar ediyoruz. Biz, şehrimizin en birinci sıra bilinen kurumlarıyız. Bunun unutulmamasını isterim.“
‘Uyum içinde çalışmayı istemeyen kim?‘
Ankara, İzmir ve İstanbul belediyelerinin önceden açıkladığı birçok politikanın, daha sonra hükümet politikalarına dönüştüğünü hatırlatan İmamoğlu, bunun üzerinden sözü Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek dağıtma uygulamasının engellenmesine getirdi.
İmamoğlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın CHP’li belediyelerin yardım girişimleri için kullandığı “Paralel yapı” ifadesini şöyle eleştirdi: “Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? diye konuşan İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:Bir kere bu sözlerin çok geçersiz sözler olduğunun altını çizeyim. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana!
Belediye bir kere bu konuda sorumsuz davranmış olur. Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? Hangi zihniyetle? Biz, İBB olarak İstanbul’da bu konuda daha makul bir alan yakaladık, doğrusu da oydu.
Bunu niçin söylüyorum? Burada, anlamsız ve gerçekten gereksiz bir ilişki bozukluğu yaşanıyor. Bu bozukluğun sebebi, belediyeler değildir. Bu feryadı niçin duymazlar? Kime faydası var?
Belediyelerle, devletimizin, merkezi idarenin uyum içinde çalışmasını istemeyen kim? Ya da büyükşehir belediyesinin paralel bir şekilde tanımlamanın amacı ne?”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar sürede, beş günlük mesaiye mal olabilecek şekilde, 11 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanmasını önerdi.
Sadece hafta sonları uygulanan karantina önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İmamoğlu, 11 günlük tecrit uygulaması teklifini şu sözlerle dile getirdi: “Sokağa çıkma yasağıyla, gerektiği yerlerde karantina ortamları yaratabiliyorsunuz. Hatta, sokağa çıkma yasağı esnasında müthiş bir seferberlikle test imkanınızı daha üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz, çünkü insanlar evlerinde. Hızlı şekilde, bugün, yarın olmalı diyerek altını çizmek istiyorum. Biz önerimize devam ediyoruz.
‘Zaman geçmeden yapılmalı’ diyoruz. Önümüzdeki hafta, 23 Nisan haftasının -sağda solda konuşuluyor, bize ulaşan resmi bir veri yok ama- biz bunun hızlıca 1 Mayıs’a ulaşabileceğini ve bunun sadece beş günlük bir mesaiye mal olabileceğini, yaklaşık 11 günü burada elde edebileceğimizi düşünüyoruz.
Tabii neden kaygı duyuluyor, bununla ilgili bir açıklama da yok doğru düzgün merkezi yönetimden. Bu ısrarımızda hem benim hem de 11 büyükşehir belediye başkanımızın ısrarı devam ediyor.”
‘İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil‘
Pandemi sürecinin kötü işlediğini belirten İmamoğlu, CHP’li belediyelerin bazı yardım girişimlerine izin verilmemesini eleştirdi.
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 Şubat’ta başlayan pandemi sürecinin bugün kaçıncı günündeyiz? 60 gündür biz bu süreci yönetiyoruz ve iki Pandemi Kurulu! 16 milyonluk şehirde normal mi? Sadece burada değil, Ankara’da, İzmir’de normal mi? Ya da Mersin’de, Adana’da? O bakımdan bir araya gelip, beraber yönetmeliyiz süreci.
İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil. 100 bine yakın çalışanıyla, sürecin yönetiminde yan yana durulacak bir kurum. Zaten öyleyiz. Bizden ne isteniyorsa, yerine getiriyoruz; diğer belediyeler de öyle. Burada bir, ‘senkronizasyon istememe, ortak akıl, iş birliği istememe’ huyu var. Gereği nedir? Vatandaş yapacaktır.
Bugünkü süreç nasıl işliyor? Kötü işliyor. Dünyadaki örneklerine baktığınızda, pandemi sürecinde başarılı olan süreçlerde, merkezi idare ile yerel yönetimlerin kol kola, omuz omuza süreç yönetmeleri… Ne yazık ki, şu anda bir akıl, bir süreç bu işi istemiyor.
Hoş bir durum değildir bu. İş birliğine açığız. Her talimata hazırız. Ama lütfen, bizimle beraber çalışın. Israr ediyoruz. İnatla ısrar ediyoruz. Biz, şehrimizin en birinci sıra bilinen kurumlarıyız. Bunun unutulmamasını isterim.“
‘Uyum içinde çalışmayı istemeyen kim?‘
Ankara, İzmir ve İstanbul belediyelerinin önceden açıkladığı birçok politikanın, daha sonra hükümet politikalarına dönüştüğünü hatırlatan İmamoğlu, bunun üzerinden sözü Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek dağıtma uygulamasının engellenmesine getirdi.
İmamoğlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın CHP’li belediyelerin yardım girişimleri için kullandığı “Paralel yapı” ifadesini şöyle eleştirdi: “Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? diye konuşan İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:Bir kere bu sözlerin çok geçersiz sözler olduğunun altını çizeyim. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana!
Belediye bir kere bu konuda sorumsuz davranmış olur. Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? Hangi zihniyetle? Biz, İBB olarak İstanbul’da bu konuda daha makul bir alan yakaladık, doğrusu da oydu.
Bunu niçin söylüyorum? Burada, anlamsız ve gerçekten gereksiz bir ilişki bozukluğu yaşanıyor. Bu bozukluğun sebebi, belediyeler değildir. Bu feryadı niçin duymazlar? Kime faydası var?
Belediyelerle, devletimizin, merkezi idarenin uyum içinde çalışmasını istemeyen kim? Ya da büyükşehir belediyesinin paralel bir şekilde tanımlamanın amacı ne?”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar sürede, beş günlük mesaiye mal olabilecek şekilde, 11 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanmasını önerdi.
Sadece hafta sonları uygulanan karantina önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İmamoğlu, 11 günlük tecrit uygulaması teklifini şu sözlerle dile getirdi: “Sokağa çıkma yasağıyla, gerektiği yerlerde karantina ortamları yaratabiliyorsunuz. Hatta, sokağa çıkma yasağı esnasında müthiş bir seferberlikle test imkanınızı daha üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz, çünkü insanlar evlerinde. Hızlı şekilde, bugün, yarın olmalı diyerek altını çizmek istiyorum. Biz önerimize devam ediyoruz.
‘Zaman geçmeden yapılmalı’ diyoruz. Önümüzdeki hafta, 23 Nisan haftasının -sağda solda konuşuluyor, bize ulaşan resmi bir veri yok ama- biz bunun hızlıca 1 Mayıs’a ulaşabileceğini ve bunun sadece beş günlük bir mesaiye mal olabileceğini, yaklaşık 11 günü burada elde edebileceğimizi düşünüyoruz.
Tabii neden kaygı duyuluyor, bununla ilgili bir açıklama da yok doğru düzgün merkezi yönetimden. Bu ısrarımızda hem benim hem de 11 büyükşehir belediye başkanımızın ısrarı devam ediyor.”
‘İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil‘
Pandemi sürecinin kötü işlediğini belirten İmamoğlu, CHP’li belediyelerin bazı yardım girişimlerine izin verilmemesini eleştirdi.
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 Şubat’ta başlayan pandemi sürecinin bugün kaçıncı günündeyiz? 60 gündür biz bu süreci yönetiyoruz ve iki Pandemi Kurulu! 16 milyonluk şehirde normal mi? Sadece burada değil, Ankara’da, İzmir’de normal mi? Ya da Mersin’de, Adana’da? O bakımdan bir araya gelip, beraber yönetmeliyiz süreci.
İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil. 100 bine yakın çalışanıyla, sürecin yönetiminde yan yana durulacak bir kurum. Zaten öyleyiz. Bizden ne isteniyorsa, yerine getiriyoruz; diğer belediyeler de öyle. Burada bir, ‘senkronizasyon istememe, ortak akıl, iş birliği istememe’ huyu var. Gereği nedir? Vatandaş yapacaktır.
Bugünkü süreç nasıl işliyor? Kötü işliyor. Dünyadaki örneklerine baktığınızda, pandemi sürecinde başarılı olan süreçlerde, merkezi idare ile yerel yönetimlerin kol kola, omuz omuza süreç yönetmeleri… Ne yazık ki, şu anda bir akıl, bir süreç bu işi istemiyor.
Hoş bir durum değildir bu. İş birliğine açığız. Her talimata hazırız. Ama lütfen, bizimle beraber çalışın. Israr ediyoruz. İnatla ısrar ediyoruz. Biz, şehrimizin en birinci sıra bilinen kurumlarıyız. Bunun unutulmamasını isterim.“
‘Uyum içinde çalışmayı istemeyen kim?‘
Ankara, İzmir ve İstanbul belediyelerinin önceden açıkladığı birçok politikanın, daha sonra hükümet politikalarına dönüştüğünü hatırlatan İmamoğlu, bunun üzerinden sözü Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek dağıtma uygulamasının engellenmesine getirdi.
İmamoğlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın CHP’li belediyelerin yardım girişimleri için kullandığı “Paralel yapı” ifadesini şöyle eleştirdi: “Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? diye konuşan İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:Bir kere bu sözlerin çok geçersiz sözler olduğunun altını çizeyim. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana!
Belediye bir kere bu konuda sorumsuz davranmış olur. Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? Hangi zihniyetle? Biz, İBB olarak İstanbul’da bu konuda daha makul bir alan yakaladık, doğrusu da oydu.
Bunu niçin söylüyorum? Burada, anlamsız ve gerçekten gereksiz bir ilişki bozukluğu yaşanıyor. Bu bozukluğun sebebi, belediyeler değildir. Bu feryadı niçin duymazlar? Kime faydası var?
Belediyelerle, devletimizin, merkezi idarenin uyum içinde çalışmasını istemeyen kim? Ya da büyükşehir belediyesinin paralel bir şekilde tanımlamanın amacı ne?”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar sürede, beş günlük mesaiye mal olabilecek şekilde, 11 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanmasını önerdi.
Sadece hafta sonları uygulanan karantina önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İmamoğlu, 11 günlük tecrit uygulaması teklifini şu sözlerle dile getirdi: “Sokağa çıkma yasağıyla, gerektiği yerlerde karantina ortamları yaratabiliyorsunuz. Hatta, sokağa çıkma yasağı esnasında müthiş bir seferberlikle test imkanınızı daha üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz, çünkü insanlar evlerinde. Hızlı şekilde, bugün, yarın olmalı diyerek altını çizmek istiyorum. Biz önerimize devam ediyoruz.
‘Zaman geçmeden yapılmalı’ diyoruz. Önümüzdeki hafta, 23 Nisan haftasının -sağda solda konuşuluyor, bize ulaşan resmi bir veri yok ama- biz bunun hızlıca 1 Mayıs’a ulaşabileceğini ve bunun sadece beş günlük bir mesaiye mal olabileceğini, yaklaşık 11 günü burada elde edebileceğimizi düşünüyoruz.
Tabii neden kaygı duyuluyor, bununla ilgili bir açıklama da yok doğru düzgün merkezi yönetimden. Bu ısrarımızda hem benim hem de 11 büyükşehir belediye başkanımızın ısrarı devam ediyor.”
‘İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil‘
Pandemi sürecinin kötü işlediğini belirten İmamoğlu, CHP’li belediyelerin bazı yardım girişimlerine izin verilmemesini eleştirdi.
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 Şubat’ta başlayan pandemi sürecinin bugün kaçıncı günündeyiz? 60 gündür biz bu süreci yönetiyoruz ve iki Pandemi Kurulu! 16 milyonluk şehirde normal mi? Sadece burada değil, Ankara’da, İzmir’de normal mi? Ya da Mersin’de, Adana’da? O bakımdan bir araya gelip, beraber yönetmeliyiz süreci.
İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil. 100 bine yakın çalışanıyla, sürecin yönetiminde yan yana durulacak bir kurum. Zaten öyleyiz. Bizden ne isteniyorsa, yerine getiriyoruz; diğer belediyeler de öyle. Burada bir, ‘senkronizasyon istememe, ortak akıl, iş birliği istememe’ huyu var. Gereği nedir? Vatandaş yapacaktır.
Bugünkü süreç nasıl işliyor? Kötü işliyor. Dünyadaki örneklerine baktığınızda, pandemi sürecinde başarılı olan süreçlerde, merkezi idare ile yerel yönetimlerin kol kola, omuz omuza süreç yönetmeleri… Ne yazık ki, şu anda bir akıl, bir süreç bu işi istemiyor.
Hoş bir durum değildir bu. İş birliğine açığız. Her talimata hazırız. Ama lütfen, bizimle beraber çalışın. Israr ediyoruz. İnatla ısrar ediyoruz. Biz, şehrimizin en birinci sıra bilinen kurumlarıyız. Bunun unutulmamasını isterim.“
‘Uyum içinde çalışmayı istemeyen kim?‘
Ankara, İzmir ve İstanbul belediyelerinin önceden açıkladığı birçok politikanın, daha sonra hükümet politikalarına dönüştüğünü hatırlatan İmamoğlu, bunun üzerinden sözü Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek dağıtma uygulamasının engellenmesine getirdi.
İmamoğlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın CHP’li belediyelerin yardım girişimleri için kullandığı “Paralel yapı” ifadesini şöyle eleştirdi: “Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? diye konuşan İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:Bir kere bu sözlerin çok geçersiz sözler olduğunun altını çizeyim. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana!
Belediye bir kere bu konuda sorumsuz davranmış olur. Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? Hangi zihniyetle? Biz, İBB olarak İstanbul’da bu konuda daha makul bir alan yakaladık, doğrusu da oydu.
Bunu niçin söylüyorum? Burada, anlamsız ve gerçekten gereksiz bir ilişki bozukluğu yaşanıyor. Bu bozukluğun sebebi, belediyeler değildir. Bu feryadı niçin duymazlar? Kime faydası var?
Belediyelerle, devletimizin, merkezi idarenin uyum içinde çalışmasını istemeyen kim? Ya da büyükşehir belediyesinin paralel bir şekilde tanımlamanın amacı ne?”