Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, seçime ilişkin olarak, “Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı.” dedi.
Temel Karamollaoğlu, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Kısa süre önce “Aslında ben seçimden önce bir koalisyon görüşmesi olamayacağını söylüyordum ama durumlar değişti ittifakın seçim öncesi oluşması gerekir” dediniz, hangi durumlar değişti?
Şu anda zaten aramızda ittifak var, 6’lı masa dediğimiz bir seçim ittifakı. Şimdi, seçimden önce kurulma mecburiyetine geldi, çünkü bir cumhurbaşkanı seçilecek, bu seçimde “tek adayla” çıkmak avantaj getirir. Biz şimdiden bir cumhurbaşkanı adayını belirlemek istiyoruz. Partiler olarak politikaların belirlenmesine de ihtiyaç var, ekonomide, dış politikada nasıl bir yol izleneceği aşağı yukarı belirlenmelidir. Seçime gitmeden Millet İttifakı politikalarının ana hatlarıyla belirlenmesinde fayda var, Meclis’e gidildikten sonra daha detaylı görüşmeler yapılacaktır.
Muhalefetin Meclis’te çoğunluğu da alabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, ben seçimden sonra muhalefet Meclis’te çoğunluğu sağlar kanaatindeyim, AKP’nin halk desteğini kaybettiği açıklanan bütün anketlerde görülüyor.
Ali Babacan “Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazanmalıyız” diyor. İkinci tura kalırsa ne olur?
Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı. Bu önemli, ikincisi de mutlaka kazanacak bir aday olmalı. İkinci tur iktidar yönünden avantajlıdır, bizim şartlarımızda da endişe vericidir.
AKP Kürt seçmenin oyunu almadığı seçimi kazanamıyor deniyor -her ne kadar Kürt seçmen deyince HDP anlaşılmamalı ise de- Öcalan’a bir takım haklar sağlayarak, HDP ile ilişkileri düzelterek (HDP’liler bile şu anda aksini iddia etseler de) bu seçimde bir kesiminin oyunu alabilir mi sizce?
Zannetmiyorum, çünkü bugüne kadar Kürt seçmeninde, HDP seçmeninde bir güvensizlik duygusu oluştu. İstanbul seçimlerini kazanabilmek için Öcalan’a konuşma imkânları tanındı ama buna rağmen de muhalefete “Siz Kürt seçmeniyle diyalog haline giriyorsunuz, HDP ile yakınlaşıyorsunuz, bundan dolayı da hainsiniz” diyorlar kendilerine geldiği zaman hüküm giymiş bir insanı; Öcalan’ı kullanmaktan çekinmiyorlar, bu da bunların karakteri.
Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan parlamentoyu feshedecek, erken seçim yapacak” dedi. Meral Akşener’in de 3 gün önce il başkanlarına “Baskı seçime hazır olun” talimatı verdiğini duyduk. Siz de baskın bir seçim bekliyor musunuz?
Baskın seçim ihtimal dâhilinde, değil diyemeyiz. Belirtiler hızlanırsa çalışmalarımız da elbette hızlanacaktır. Seçime hazırlık dediğimizde zaten biz bir numaralı mesele olarak “seçim güvenliğini” görüyoruz. Burada güçlük çekilen bir husus var. Maalesef iktidar bazen aşiretlere vesaireye Güneydoğu’da resmi devlet yetkilileri vasıtasıyla etki etmeye çalışıyor, muhalefetten aday olanı caydırmaya çalışıyor. Biz isim isim kimlere nasıl baskı yapıldığını biliyoruz. Bir numaralı meselemiz sandıklara hâkim olmak, hileyi önlemek, böylece Meclis’te halkın iradesinin yansımasını teminat altına almak. Tabii biz kaybedebiliriz de, yüzde yüz kazanırız diyemeyiz ama yüzde 99,99 kazanırız diyorlar.
“Cumhurbaşkanı adayı mutlaka kazanacak bir aday olmalı, seçim birinci turda kazanılmalı, ikinci tura kalması iktidara avantaj sağlar” diyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu en büyük muhalefet partisinin genel başkanı ve bir çok kez aday olabileceğinden söz etti. Kazanabilecek aday tanımına da uyuyor. Erdoğan seçim tarihini açıklar açıklamaz 6’lı masa adayı açıklayacaksa bu aday şimdiden belli demek değil midir?
Mesele Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olarak görülüp görülmemesi değil, biz bu konuyu 6’lı masada henüz hiç görüşmedik ve bu konunun şu anda gündeme getirilmesinin bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz. Şu anda bu konunun konuşulmasını biz doğru bulmuyoruz, seçim kararı alınır, bir araya geliriz kararı da veririz.
Sanki Sayın Kılıçdaroğlu istiyor ama 6’lı masadan hiç ses çıkmıyor gibi bir durum olması devamlı polemikler yapılmasına neden olduğu için soruyorum, şimdi de ismini bu şekilde yıpratıyorlar.
Sayın Kılıçdaroğlu alenen “Ben istiyorum” demedi ama kendi partisinin içinden bazıları “Bizim adayımız odur” dediler. Bu kendisinin de isteyip istemediğini göstermez ama biz tekraren diyoruz ki biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın zorlamasıyla bugün bir aday belirleme mecburiyetinde değiliz. Bu doğrudan doğruya Kılıçdaroğlu’yla alakalı bir konu değil, prensip olarak kararımız böyle.
6’lı masada liderler “Sen seçim kararını açıkla, ertesi gün biz de adayımızı açıklayalım” dediği için sanki aday belliymiş gibi bir hava var, nasıl hemen 6 lider ertesi gün anlaşacak?
Aday belli değil, seçim tarihi açıklandığı zaman hemen yetkililer bir araya gelir, bu açıklamayı yaparız ama seçim tarihi açıklandıktan sonra. Ve elbette her parti bu konuyu kendi yetkili organlarında görüştükten sonra kanaatlerini belirleyecektir ama prensip olarak biz cumhurbaşkanı adayının tek aday olmasının doğru olacağı kanaatimizi ifade etmiştik, o kadar.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, seçime ilişkin olarak, “Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı.” dedi.
Temel Karamollaoğlu, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Kısa süre önce “Aslında ben seçimden önce bir koalisyon görüşmesi olamayacağını söylüyordum ama durumlar değişti ittifakın seçim öncesi oluşması gerekir” dediniz, hangi durumlar değişti?
Şu anda zaten aramızda ittifak var, 6’lı masa dediğimiz bir seçim ittifakı. Şimdi, seçimden önce kurulma mecburiyetine geldi, çünkü bir cumhurbaşkanı seçilecek, bu seçimde “tek adayla” çıkmak avantaj getirir. Biz şimdiden bir cumhurbaşkanı adayını belirlemek istiyoruz. Partiler olarak politikaların belirlenmesine de ihtiyaç var, ekonomide, dış politikada nasıl bir yol izleneceği aşağı yukarı belirlenmelidir. Seçime gitmeden Millet İttifakı politikalarının ana hatlarıyla belirlenmesinde fayda var, Meclis’e gidildikten sonra daha detaylı görüşmeler yapılacaktır.
Muhalefetin Meclis’te çoğunluğu da alabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, ben seçimden sonra muhalefet Meclis’te çoğunluğu sağlar kanaatindeyim, AKP’nin halk desteğini kaybettiği açıklanan bütün anketlerde görülüyor.
Ali Babacan “Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazanmalıyız” diyor. İkinci tura kalırsa ne olur?
Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı. Bu önemli, ikincisi de mutlaka kazanacak bir aday olmalı. İkinci tur iktidar yönünden avantajlıdır, bizim şartlarımızda da endişe vericidir.
AKP Kürt seçmenin oyunu almadığı seçimi kazanamıyor deniyor -her ne kadar Kürt seçmen deyince HDP anlaşılmamalı ise de- Öcalan’a bir takım haklar sağlayarak, HDP ile ilişkileri düzelterek (HDP’liler bile şu anda aksini iddia etseler de) bu seçimde bir kesiminin oyunu alabilir mi sizce?
Zannetmiyorum, çünkü bugüne kadar Kürt seçmeninde, HDP seçmeninde bir güvensizlik duygusu oluştu. İstanbul seçimlerini kazanabilmek için Öcalan’a konuşma imkânları tanındı ama buna rağmen de muhalefete “Siz Kürt seçmeniyle diyalog haline giriyorsunuz, HDP ile yakınlaşıyorsunuz, bundan dolayı da hainsiniz” diyorlar kendilerine geldiği zaman hüküm giymiş bir insanı; Öcalan’ı kullanmaktan çekinmiyorlar, bu da bunların karakteri.
Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan parlamentoyu feshedecek, erken seçim yapacak” dedi. Meral Akşener’in de 3 gün önce il başkanlarına “Baskı seçime hazır olun” talimatı verdiğini duyduk. Siz de baskın bir seçim bekliyor musunuz?
Baskın seçim ihtimal dâhilinde, değil diyemeyiz. Belirtiler hızlanırsa çalışmalarımız da elbette hızlanacaktır. Seçime hazırlık dediğimizde zaten biz bir numaralı mesele olarak “seçim güvenliğini” görüyoruz. Burada güçlük çekilen bir husus var. Maalesef iktidar bazen aşiretlere vesaireye Güneydoğu’da resmi devlet yetkilileri vasıtasıyla etki etmeye çalışıyor, muhalefetten aday olanı caydırmaya çalışıyor. Biz isim isim kimlere nasıl baskı yapıldığını biliyoruz. Bir numaralı meselemiz sandıklara hâkim olmak, hileyi önlemek, böylece Meclis’te halkın iradesinin yansımasını teminat altına almak. Tabii biz kaybedebiliriz de, yüzde yüz kazanırız diyemeyiz ama yüzde 99,99 kazanırız diyorlar.
“Cumhurbaşkanı adayı mutlaka kazanacak bir aday olmalı, seçim birinci turda kazanılmalı, ikinci tura kalması iktidara avantaj sağlar” diyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu en büyük muhalefet partisinin genel başkanı ve bir çok kez aday olabileceğinden söz etti. Kazanabilecek aday tanımına da uyuyor. Erdoğan seçim tarihini açıklar açıklamaz 6’lı masa adayı açıklayacaksa bu aday şimdiden belli demek değil midir?
Mesele Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olarak görülüp görülmemesi değil, biz bu konuyu 6’lı masada henüz hiç görüşmedik ve bu konunun şu anda gündeme getirilmesinin bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz. Şu anda bu konunun konuşulmasını biz doğru bulmuyoruz, seçim kararı alınır, bir araya geliriz kararı da veririz.
Sanki Sayın Kılıçdaroğlu istiyor ama 6’lı masadan hiç ses çıkmıyor gibi bir durum olması devamlı polemikler yapılmasına neden olduğu için soruyorum, şimdi de ismini bu şekilde yıpratıyorlar.
Sayın Kılıçdaroğlu alenen “Ben istiyorum” demedi ama kendi partisinin içinden bazıları “Bizim adayımız odur” dediler. Bu kendisinin de isteyip istemediğini göstermez ama biz tekraren diyoruz ki biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın zorlamasıyla bugün bir aday belirleme mecburiyetinde değiliz. Bu doğrudan doğruya Kılıçdaroğlu’yla alakalı bir konu değil, prensip olarak kararımız böyle.
6’lı masada liderler “Sen seçim kararını açıkla, ertesi gün biz de adayımızı açıklayalım” dediği için sanki aday belliymiş gibi bir hava var, nasıl hemen 6 lider ertesi gün anlaşacak?
Aday belli değil, seçim tarihi açıklandığı zaman hemen yetkililer bir araya gelir, bu açıklamayı yaparız ama seçim tarihi açıklandıktan sonra. Ve elbette her parti bu konuyu kendi yetkili organlarında görüştükten sonra kanaatlerini belirleyecektir ama prensip olarak biz cumhurbaşkanı adayının tek aday olmasının doğru olacağı kanaatimizi ifade etmiştik, o kadar.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, seçime ilişkin olarak, “Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı.” dedi.
Temel Karamollaoğlu, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Kısa süre önce “Aslında ben seçimden önce bir koalisyon görüşmesi olamayacağını söylüyordum ama durumlar değişti ittifakın seçim öncesi oluşması gerekir” dediniz, hangi durumlar değişti?
Şu anda zaten aramızda ittifak var, 6’lı masa dediğimiz bir seçim ittifakı. Şimdi, seçimden önce kurulma mecburiyetine geldi, çünkü bir cumhurbaşkanı seçilecek, bu seçimde “tek adayla” çıkmak avantaj getirir. Biz şimdiden bir cumhurbaşkanı adayını belirlemek istiyoruz. Partiler olarak politikaların belirlenmesine de ihtiyaç var, ekonomide, dış politikada nasıl bir yol izleneceği aşağı yukarı belirlenmelidir. Seçime gitmeden Millet İttifakı politikalarının ana hatlarıyla belirlenmesinde fayda var, Meclis’e gidildikten sonra daha detaylı görüşmeler yapılacaktır.
Muhalefetin Meclis’te çoğunluğu da alabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, ben seçimden sonra muhalefet Meclis’te çoğunluğu sağlar kanaatindeyim, AKP’nin halk desteğini kaybettiği açıklanan bütün anketlerde görülüyor.
Ali Babacan “Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazanmalıyız” diyor. İkinci tura kalırsa ne olur?
Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı. Bu önemli, ikincisi de mutlaka kazanacak bir aday olmalı. İkinci tur iktidar yönünden avantajlıdır, bizim şartlarımızda da endişe vericidir.
AKP Kürt seçmenin oyunu almadığı seçimi kazanamıyor deniyor -her ne kadar Kürt seçmen deyince HDP anlaşılmamalı ise de- Öcalan’a bir takım haklar sağlayarak, HDP ile ilişkileri düzelterek (HDP’liler bile şu anda aksini iddia etseler de) bu seçimde bir kesiminin oyunu alabilir mi sizce?
Zannetmiyorum, çünkü bugüne kadar Kürt seçmeninde, HDP seçmeninde bir güvensizlik duygusu oluştu. İstanbul seçimlerini kazanabilmek için Öcalan’a konuşma imkânları tanındı ama buna rağmen de muhalefete “Siz Kürt seçmeniyle diyalog haline giriyorsunuz, HDP ile yakınlaşıyorsunuz, bundan dolayı da hainsiniz” diyorlar kendilerine geldiği zaman hüküm giymiş bir insanı; Öcalan’ı kullanmaktan çekinmiyorlar, bu da bunların karakteri.
Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan parlamentoyu feshedecek, erken seçim yapacak” dedi. Meral Akşener’in de 3 gün önce il başkanlarına “Baskı seçime hazır olun” talimatı verdiğini duyduk. Siz de baskın bir seçim bekliyor musunuz?
Baskın seçim ihtimal dâhilinde, değil diyemeyiz. Belirtiler hızlanırsa çalışmalarımız da elbette hızlanacaktır. Seçime hazırlık dediğimizde zaten biz bir numaralı mesele olarak “seçim güvenliğini” görüyoruz. Burada güçlük çekilen bir husus var. Maalesef iktidar bazen aşiretlere vesaireye Güneydoğu’da resmi devlet yetkilileri vasıtasıyla etki etmeye çalışıyor, muhalefetten aday olanı caydırmaya çalışıyor. Biz isim isim kimlere nasıl baskı yapıldığını biliyoruz. Bir numaralı meselemiz sandıklara hâkim olmak, hileyi önlemek, böylece Meclis’te halkın iradesinin yansımasını teminat altına almak. Tabii biz kaybedebiliriz de, yüzde yüz kazanırız diyemeyiz ama yüzde 99,99 kazanırız diyorlar.
“Cumhurbaşkanı adayı mutlaka kazanacak bir aday olmalı, seçim birinci turda kazanılmalı, ikinci tura kalması iktidara avantaj sağlar” diyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu en büyük muhalefet partisinin genel başkanı ve bir çok kez aday olabileceğinden söz etti. Kazanabilecek aday tanımına da uyuyor. Erdoğan seçim tarihini açıklar açıklamaz 6’lı masa adayı açıklayacaksa bu aday şimdiden belli demek değil midir?
Mesele Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olarak görülüp görülmemesi değil, biz bu konuyu 6’lı masada henüz hiç görüşmedik ve bu konunun şu anda gündeme getirilmesinin bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz. Şu anda bu konunun konuşulmasını biz doğru bulmuyoruz, seçim kararı alınır, bir araya geliriz kararı da veririz.
Sanki Sayın Kılıçdaroğlu istiyor ama 6’lı masadan hiç ses çıkmıyor gibi bir durum olması devamlı polemikler yapılmasına neden olduğu için soruyorum, şimdi de ismini bu şekilde yıpratıyorlar.
Sayın Kılıçdaroğlu alenen “Ben istiyorum” demedi ama kendi partisinin içinden bazıları “Bizim adayımız odur” dediler. Bu kendisinin de isteyip istemediğini göstermez ama biz tekraren diyoruz ki biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın zorlamasıyla bugün bir aday belirleme mecburiyetinde değiliz. Bu doğrudan doğruya Kılıçdaroğlu’yla alakalı bir konu değil, prensip olarak kararımız böyle.
6’lı masada liderler “Sen seçim kararını açıkla, ertesi gün biz de adayımızı açıklayalım” dediği için sanki aday belliymiş gibi bir hava var, nasıl hemen 6 lider ertesi gün anlaşacak?
Aday belli değil, seçim tarihi açıklandığı zaman hemen yetkililer bir araya gelir, bu açıklamayı yaparız ama seçim tarihi açıklandıktan sonra. Ve elbette her parti bu konuyu kendi yetkili organlarında görüştükten sonra kanaatlerini belirleyecektir ama prensip olarak biz cumhurbaşkanı adayının tek aday olmasının doğru olacağı kanaatimizi ifade etmiştik, o kadar.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, seçime ilişkin olarak, “Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı.” dedi.
Temel Karamollaoğlu, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Kısa süre önce “Aslında ben seçimden önce bir koalisyon görüşmesi olamayacağını söylüyordum ama durumlar değişti ittifakın seçim öncesi oluşması gerekir” dediniz, hangi durumlar değişti?
Şu anda zaten aramızda ittifak var, 6’lı masa dediğimiz bir seçim ittifakı. Şimdi, seçimden önce kurulma mecburiyetine geldi, çünkü bir cumhurbaşkanı seçilecek, bu seçimde “tek adayla” çıkmak avantaj getirir. Biz şimdiden bir cumhurbaşkanı adayını belirlemek istiyoruz. Partiler olarak politikaların belirlenmesine de ihtiyaç var, ekonomide, dış politikada nasıl bir yol izleneceği aşağı yukarı belirlenmelidir. Seçime gitmeden Millet İttifakı politikalarının ana hatlarıyla belirlenmesinde fayda var, Meclis’e gidildikten sonra daha detaylı görüşmeler yapılacaktır.
Muhalefetin Meclis’te çoğunluğu da alabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, ben seçimden sonra muhalefet Meclis’te çoğunluğu sağlar kanaatindeyim, AKP’nin halk desteğini kaybettiği açıklanan bütün anketlerde görülüyor.
Ali Babacan “Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazanmalıyız” diyor. İkinci tura kalırsa ne olur?
Zihinler karışabilir, onun için birinci turda seçimi kazanacak bir aday mutlaka gösterilmeli ve hakikaten el birliğiyle birinci turda kazanılmalı, birden fazla aday çıkmamalı. Bu önemli, ikincisi de mutlaka kazanacak bir aday olmalı. İkinci tur iktidar yönünden avantajlıdır, bizim şartlarımızda da endişe vericidir.
AKP Kürt seçmenin oyunu almadığı seçimi kazanamıyor deniyor -her ne kadar Kürt seçmen deyince HDP anlaşılmamalı ise de- Öcalan’a bir takım haklar sağlayarak, HDP ile ilişkileri düzelterek (HDP’liler bile şu anda aksini iddia etseler de) bu seçimde bir kesiminin oyunu alabilir mi sizce?
Zannetmiyorum, çünkü bugüne kadar Kürt seçmeninde, HDP seçmeninde bir güvensizlik duygusu oluştu. İstanbul seçimlerini kazanabilmek için Öcalan’a konuşma imkânları tanındı ama buna rağmen de muhalefete “Siz Kürt seçmeniyle diyalog haline giriyorsunuz, HDP ile yakınlaşıyorsunuz, bundan dolayı da hainsiniz” diyorlar kendilerine geldiği zaman hüküm giymiş bir insanı; Öcalan’ı kullanmaktan çekinmiyorlar, bu da bunların karakteri.
Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan parlamentoyu feshedecek, erken seçim yapacak” dedi. Meral Akşener’in de 3 gün önce il başkanlarına “Baskı seçime hazır olun” talimatı verdiğini duyduk. Siz de baskın bir seçim bekliyor musunuz?
Baskın seçim ihtimal dâhilinde, değil diyemeyiz. Belirtiler hızlanırsa çalışmalarımız da elbette hızlanacaktır. Seçime hazırlık dediğimizde zaten biz bir numaralı mesele olarak “seçim güvenliğini” görüyoruz. Burada güçlük çekilen bir husus var. Maalesef iktidar bazen aşiretlere vesaireye Güneydoğu’da resmi devlet yetkilileri vasıtasıyla etki etmeye çalışıyor, muhalefetten aday olanı caydırmaya çalışıyor. Biz isim isim kimlere nasıl baskı yapıldığını biliyoruz. Bir numaralı meselemiz sandıklara hâkim olmak, hileyi önlemek, böylece Meclis’te halkın iradesinin yansımasını teminat altına almak. Tabii biz kaybedebiliriz de, yüzde yüz kazanırız diyemeyiz ama yüzde 99,99 kazanırız diyorlar.
“Cumhurbaşkanı adayı mutlaka kazanacak bir aday olmalı, seçim birinci turda kazanılmalı, ikinci tura kalması iktidara avantaj sağlar” diyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu en büyük muhalefet partisinin genel başkanı ve bir çok kez aday olabileceğinden söz etti. Kazanabilecek aday tanımına da uyuyor. Erdoğan seçim tarihini açıklar açıklamaz 6’lı masa adayı açıklayacaksa bu aday şimdiden belli demek değil midir?
Mesele Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olarak görülüp görülmemesi değil, biz bu konuyu 6’lı masada henüz hiç görüşmedik ve bu konunun şu anda gündeme getirilmesinin bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz. Şu anda bu konunun konuşulmasını biz doğru bulmuyoruz, seçim kararı alınır, bir araya geliriz kararı da veririz.
Sanki Sayın Kılıçdaroğlu istiyor ama 6’lı masadan hiç ses çıkmıyor gibi bir durum olması devamlı polemikler yapılmasına neden olduğu için soruyorum, şimdi de ismini bu şekilde yıpratıyorlar.
Sayın Kılıçdaroğlu alenen “Ben istiyorum” demedi ama kendi partisinin içinden bazıları “Bizim adayımız odur” dediler. Bu kendisinin de isteyip istemediğini göstermez ama biz tekraren diyoruz ki biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın zorlamasıyla bugün bir aday belirleme mecburiyetinde değiliz. Bu doğrudan doğruya Kılıçdaroğlu’yla alakalı bir konu değil, prensip olarak kararımız böyle.
6’lı masada liderler “Sen seçim kararını açıkla, ertesi gün biz de adayımızı açıklayalım” dediği için sanki aday belliymiş gibi bir hava var, nasıl hemen 6 lider ertesi gün anlaşacak?
Aday belli değil, seçim tarihi açıklandığı zaman hemen yetkililer bir araya gelir, bu açıklamayı yaparız ama seçim tarihi açıklandıktan sonra. Ve elbette her parti bu konuyu kendi yetkili organlarında görüştükten sonra kanaatlerini belirleyecektir ama prensip olarak biz cumhurbaşkanı adayının tek aday olmasının doğru olacağı kanaatimizi ifade etmiştik, o kadar.