Suriye’de güvenli bölge için verilen süre doldu. Erdoğan kararlı açıklamalarını sürdürüyor. ABD sessiz. En son ortak devriye geçtiğimiz Cumartesi atılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’ye verdiği 2 haftalık sürenin dolmasına bir gün kala Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, Suriye’de yeni bir askeri harekâta dair en net ifadeleri kullandı ve “Artık bekleyecek tek bir günümüz dahi yok; Geldiğimiz noktada kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır” dedi.
T24’ten Goca Tokyol’un haberine göre; Cumhurbaşkanı, Suriye’ye yönelik yeni bir askeri harekâtın zamanlamasına dair “Bir gece ansızın gelebiliriz” ifadelerini kullanırken; Türkiye’nin böyle bir adım atmasının Suriye’nin kuzeyindeki toprakların demografisini değiştirmesinden endişe ediliyor. Ankara’nın operasyon düzenleyebileceğini söylediği bölgede ABD askerlerinin bulunması gerginliğin dozunu artırırken, güvenli bölgenin öbür tarafında ise Türkiye’nin müttefiki ABD’nin IŞİD’le mücadeledeki partneri, Türkiye’nin kabulüne göre ise terör örgütü olan Kürt güçleri, yani YPG bulunuyor.
‘GÜVENLİ BÖLGE’ ANLAŞMASINA 7 AĞUSTOS’TA VARILMIŞTI
ABD ile Türkiye Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge kurulması konusunda 7 Ağustos’ta anlaşmaya varmıştı ancak NATO müttefikleri aradan geçen sürede yaptıkları 10’a yakın ortak uçuşa rağmen güvenli bölgenin derinliği ile kontrolün kimde olacağı konularında henüz anlaşma sağlayamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Eylül’deki konuşmasında ABD’ye 2 hafta süre vererek, “Buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız” demesinin ardından ABD’den tek yönlü adımların hiçbir ülkenin çıkarına olmayacağı uyarısı gelse de; güvenli bölgenin detayları hâlâ belli değil.
‘TÜRKİYE KADEMELİ BİR STRATEJİ BENİMSEYEBİLİR’
Marshall Fonu adlı Alman düşünce kuruluşunun Türkiye Direktörü Özgür Ünlü Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları öncesinde Reuters’a yaptığı yorumda, Türkiye’nin son isteyeceği şeyin sahadaki Amerikan askerleriyle çatışmak olacağı değerlendirmesinde bulunmuş ancak eklemişti: “Türkiye, kademeli bir strateji benimseyebilir ve ABD askerleri ile YPG güçlerinin olmadığı bölgelerde ilerlerken Washington’la müzakereleri sürdürebilir.”
SON DEVRİYE CUMARTESİ GÜNÜ GERÇEKLEŞTİ
Uzmanlar, Türkiye’nin güvenli bölgeyi oluşturabilmek için Suriye’de hazırlandığı yeni bir askeri harekatta istenecek son şeyin ABD askerleriyle sıcak temasa girmek olacağı konusunda Hisarcıklıoğlu ile hemfikir. Kimse, Suriye topraklarında NATO müttefiki iki ülkenin askerleri arasında bir çatışma yaşanmasını beklemiyor. Hali hazırda da ABD ve Türkiye’den askerler, güvenli bölge oluşturulmasının birinci safha uygulamaları kapsamında ortak hava devriyelerine devam ediyor. Bu devriyelerin sonuncusu, cumartesi günü 2 Türk ve 2 ABD helikopterinin katılımı ile gerçekleştirildi.
DEMOGRAFİK DEĞİŞİKLİK KAYGISI
Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar için psikolojik sınır olarak belirlediği 100 bin sayısının aşılmasından bu yana, ta 2012 yılından bu yana istediği güvenli bölge konusunda en çok eleştirilen başlıklardan biri; planlanan alanlara yerleştirilmesi planlanan kişilerin bölge demografisinde yapacağı değişiklik. CHP’nin cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirdiği Suriye konferansında da güvenli bölge konusu gündeme alınmış ve katılımcılar, Suriye’nin farklı bölgelerinden, kentlerinden gelen insanların kuzeyde oluşturulacak alana yerleştirilmesinin tarihsel olarak Kürt yoğunluklu olan o topraklardaki yapıyı değiştireceğine dikkat çekmişti.
650 BİN KÜRT 180 BİN ARAP VE 10 BİN TÜRKMEN YAŞIYOR
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nün Mart ayı başında yayınlanan bir makalede jeopolitik kartograf Fabrice Balance’ın sağladığı verilerden aktardığına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenli bölge oluşturulmasını talep ettiği, Suriye’nin kuzeyindeki 30 kilometrelik alanın doğuda Dicle ve batıda Fırat’la sınırlanan bölümünde 650 bin Kürt (yüzde 76), 180 bin Sünni Arap (yüzde 21), 10 bin Türkmen (yüzde 1) ve 10 bin Hristiyan (yüzde 1) yaşıyor.
GÜVENLİ BÖLGE’NİN DETAYLARINDA NELER VAR?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin niyetinin ilk etapta 30 kilometre derinliğinde ve 480 kilometre uzunluğunda bir barış koridoru tesis ederek uluslararası toplumun desteğiyle burada 2 milyon Suriyelinin iskanını sağlamak olduğunu söylemişti. Bu sözlerini, bugünkü Meclis konuşmasında da yineledi. Erdoğan’ın açıkladığı plana göre Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ‘uluslararası toplumun desteğiyle’ oluşturmayı planladığı güvenli bölgeye dair detaylar şöyle:
-Güvenli bölge, Menbiç dâhil, Fırat’tan Irak sınırına kadar oluşturulacak ve 30 kilometre derinliğinde olacak.
-5 bin nüfuslu 140 köye ve 30 bin nüfuslu 50 ilçeye bir milyon kişi yerleştirilecek.
-1 milyon kişi yeni kurulacak yerleşimlere yerleştirilirken, 1 milyon kişi de mevcut yerleşim yerlerine dağıtılacak.
-Planın maliyetinin 23,5 milyar Euro olması bekleniyor. (Türkiye güvenli bölgenin finansmanı konusunda uluslararası toplumdan gelecek desteğe güveniyor.)
-140 köydeki her haneye tarım yapabileceği arazi verilecek. Her köyde bin konutun yanı sıra 2 cami, 2 okul, gençlik merkezi, spor salonu ve futbol sahası olacak.
-30 biner kişinin yaşaması planlanan 10 ilçenin 8’inde 10 yataklı, 2 ilçede ise 200 yataklı hastane kurulacak. İlçelerde sanayi siteleri de olacak.