Recep Tayyip Erdoğan, partisinin yeni yasama yılındaki ilk grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının tamamını başörtüsü, CHP ve Kılıçdaroğlu’na ayırdı. CHP’nin başörtüsü ve kılık kıyafet konusunda yasal güvence sağlayan kanun teklifini eleştirdi, ‘anayasayı’ hatırlattı. Bugün Türkiye’de başörtüsü diye bir meselenin olmadığını söyledi, ana muhalefet partisini ‘istismar siyasetiyle’ suçladı. Uzun süredir gündeminde olan ‘anayasa değişikliğini’ de ‘başörtüsüne’ bağladı. Erdoğan’ın açıklamalarından kayda değer bölümler şöyle:
- Muhalefetin (yerel) seçim öncesi söyledikleriyle seçim sonrası yaptıkları arasındaki devasa uçurumu belediyelerde görüyoruz. Millete vadedikleri hiçbir sözün arkasında duramadılar. Buna rağmen de hala kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek ortalıkta gezebiliyorlar.
- Yalan bunlarda. Milletimizin önüne yeni bir vizyonla, yeni bir programla, yeni projelerle çıkabilen tek partiyiz. Tek ittifakız. İnşallah seçim süreci ilerledikçe vizyonlarımızı, programlarımızı, projelerimizi daha ayrıntılı şekilde milletimizle paylaşacağız.
- Birilerini görüyorsunuz, toplanıp toplanıp dağılıyor. Bırakın memleketin meselelerini, kendi meselelerini bile çözemiyorlar. Biraz önceki videoda da gördüğünüz gibi şehir hastanelerinden yollara, toplu konut projelerinden sosyal destek programlarına her alanda yeni icraatları devreye alıyoruz.
- Malum zat (Kılıçdaroğlu) bir zamanlar SSK’nin genel müdürlüğünü yaptı. Onun döneminde malum, hastane odaları pislikten geçilmiyordu ve hastalarımız kan revan içinde kalıyorlardı. Hepsi bir tarafa, rehine alma dönemi vardı. Hastalar ölüyor ve rehine alınıyorlardı. Nerede? SSK kurumunun hastanelerinde. Ey Bay Kemal, senin gidecek yerin var mı?
- Bütün umudunu ekonomideki sıkıntılara, özellikle enflasyona bağlayanların heveslerini kursaklarında bırakacak hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Her bir insanımızın refah kaybını telafi etme sözümüzü aşama aşama yerine getiriyoruz.
- Sizden şu hususta vatandaşlarımızı ikna etmenizi istiyorum; Türkiye bir süredir çok ciddi sınamalardan geçmekte midir? Geçmektedir. Bu sınamaların milletimizin hayatına yansıyan olumsuzlukları var mıdır? Vardır. Çözümü mümkün müdür? Mümkündür. Bu sorunların çözümünü sağlayacak tek parti yürütme partisi AK Parti, tek ittifak Cumhur İttifakı mıdır? Evet.
- Salgın oldu, üretime ara vermedik. Savaş çıktı, ihracatta gaza basmaktan vazgeçmedik. Küresel ekonomik kriz gelişmiş ülkeleri dahi sarsarken biz büyümeyi sürdürdük. İnsanlarımızın aşını, işini öncelik aldığımız ekonomi programımıza devam ediyoruz. Sosyal konut projesi gibi adımların, vatandaşlarımızı uygun şartlarda ev sahibi yapmakla beraber kalkınmaya da katkısı olacaktır.
- CHP’nin başkanı yaptığı açıklamayla bizim ömrümüzü verdiğimiz mücadeleyle adım adım çözdüğümüz başörtüsü meselesiyle güya günah çıkarıyor, güya yeni bir teklif getiriyor. Doğrusu bu zatın neden böyle bir teklifle ortaya çıktığını anlamakta zorlandık. Çünkü biz bu sorunu ülke gündeminden çıkarttık. Şu an böyle bir mesele var mı? Hayır. Ülkemizde şu an kamuda veya özel sektörde çalışan hakiminden savcısına, akademisyeninden polisine hiçbir hanım kardeşimizin böyle bir sorunu var mı? Hayır.
- Ya Kemal, doğru ol be. Yanına bir iki tane başörtülü bayanı alıp onlara rozet takmakla bu işi çözdüğünü veya çözebileceğini mi sanıyorsun? Dürüst ol dürüst, adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma.
- Bu zatın, artık yaşanmayan bir sorunla ilgili bir gece yarısı ortaya çıkıp kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var?
- Meclisimizin tarihinde ender görülen bir uzlaşmayla hayata geçirilen anayasa değişikliği birilerini öyle rahatsız etmişti ki; birileri “411 el kaosa kalktı” manşetleri atmıştı. Bu değişikliğin iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesi’ne götüren kişi kimdi biliyor musunuz? Bizzat Kılıçdaroğlu’nun ta kendisiydi. İşte ismi, işte imzası. Ey Kılıçdaroğlu, dürüst ol dürüst. Artık bu yalanların yetti ya.
- Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini yaşadı. Ve ben, kızlarımın bir tanesini, üstelik de imam hatipte, İstanbul’da okutamadım. Çünkü oradaki yönetim sıkıntılıydı, Türkiye’nin bir başka vilayetine göndermek suretiyle kızım oradaki imam hatipte öğrenimini tamamladı.
- Bunu ben çektim, kızlarımla çektim, yeğenlerimle çektim. Anneleri, kapılarda günlerce, aylarca nöbet tuttular. Çünkü polisler, emirlere uyarak istenmeyen müdahaleler yapıyordu. Şimdi kanunlarla bu işi düzenleyelim, halledelim diyorsun. Sabırlı ol, bu zatın herhangi bir meselede olduğu gibi birbirine taban tabana zıt fikirleri var.
- Kendisi bir kaset kumpasıyla bir yere gelenler, ülkemizin hayrına bir proje üretemezler. Bu meseleyi de geriden takip ediyorlar. Bizim gerçekleştirdiğimiz pek çok icraatı sanki yokmuş gibi anlatma huyları burada da kendini gösterdi.
- Madem bu meseleyi gündeme getirdi… Eğer dürüstsen, eğer samimiysen, şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati suretle çıkarmakta samimiyse gelin çözümü yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım. Talimatımı arkadaşlarımıza veriyorum. Çalışmaları süratle hazırlayacaklar, önerilerini getirecekler.