Erdoğan: Öcalan, Demirtaş’a ve dağa mesajlar veriyor

Anadolu Ajansı, Doç. Dr. Ali Kemal Özcan’ın PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin basın açıklaması düzenleyerek, Abdullah Öcalan’ın mektubunu okuduğu iddia etti.

“ÖCALAN, DEMİRTAŞ’A VE DAĞA MESAJLAR VERİYOR”

Erdoğan, Öcalan’ın açıklaması olduğu öne sürülen ifadelere ilişkin, ”Ben ona (Öcalan’ın mesajına) şu noktada değerlendirmeye alırım; derim ki burada bir liderlik mücadelesi var. Bu liderlik mücadelesinde Öcalan Demirtaş’a ve dağa mesaj veriyor” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:

”Olaya ben şöyle bakıyorum; Bizim derdimiz o değil. Çünkü oralardan bize ne gelir ne gelmez bunları az çok kestiriyoruz. Burada aslında bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında HDP – PKK kanadında yaşanan bu savaş, Öcalan ve Demirtaş noktasında da bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Hatta daha da ileri dağ da bu işin içerisinde. Bu süreç içerisinde Öcalan kendi iktidarını bunların hiçbirine kaçırmak istemiyor. Bu konuda sert açıklamaları var. Demirtaş’a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya kadar. Yani onların kendisine ihanet ettiği inancında ve bu ihaneti sebebiyle kesin tavırları var. Bu süreç içerisinde yaptığı açıklamada, eğer siz beni destekliyorsanız, eğer benim arkamda olan bir parti iseniz sizin ne oraya ne şuraya değil, siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız. Burada bunların herhangi birinin yanında değil kendi tarafsızlığınız içerisinde olmalısınız gibi bir havanın içerisindesiniz.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Bir belediye özgürlük konusunda ne yapabilir? Bu merkezi yönetime yönelik bir konudur. Belediyenin kalkıp da özgürlükle ilgili yasal düzenleme yapma yetkisi var mı? Şu anda Türkiye’de biz gerek anayasal, yasal olarak özgürlükler konusunda her türlü yasal düzenlemeleri yapmış bir iktidarız. Şunu söylemeleri lazım ne var ki orada özgürlük yok.

Benim Kürt kardeşlerim semtlerinde radyo, televizyon kullanabiliyorlar mıydı? Propogandalarında böyle bir şey yapabiliyorlar mıydı?

Cezaevinde oğlunu ziyarete giden anne oğluyla Kürtçe konuşamıyordu. Sokaklarına isim veremiyordu. Bizim dönemimizde parlamentoya girdiler. İlk üç sırada yerlerini aldılar. Bütün bunlarla beraber bu özgürlüğü bunlar yasalar içerisinde gerekli şekilde malesef kullanmadılar, kullanmıyorlar. Yasa neyi müsaade ediyorsa sen de onu yapacaksın.

Güneydoğu’ya bizim vermiş olduğumuz hizmeti, on yıllarca, hatta Cumhuriyet tarihi boyunca vermiş olan bir iktidar yoktur. Güneydoğu’daki Kürt kardeşlerimin bu hali çok iyi değerlendireceğini biliyorum