HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, cezaevinden yürüttüğü seçim kampanyalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Seçim çalışmalarına değinen Demirtaş, “Rakiplerimden biri devletin tüm olanaklarını kullanarak kampanya yürütürken, benim bir hücreden topluma seslenebilme imkanım, hiç denecek kadar yoktur. Devlet imkânları sayesinde birçok açılış da yapabiliyor haliyle. Ben bir buçuk yıldır, burada benimle temasta olan ve beni daha önce yakından tanıma fırsatı olmamış yargı ve cezaevi personelinin birçoğunun gözlerinin açıldığına tanıklık ettim. Beni tanıdıkça önyargılarının nasıl kırıldığını bire bir gördüm. Yani çok sayıda “göz açılışına” katıldım burada” ifadelerini kullandı.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın kendisine yönelik, “cezaevini bir mağduriyete, mağduriyeti de oya çevireceği kesin” ifadelerini değerlendiren Demirtaş, “Ben burada mağdur falan değilim. Özgürlük mücadelesinin temsilcilerinden biri olarak düşüncelerim ve siyasi durumum nedeniyle rehin alınmış bir direnişçiyim. Cezaevine girmek benim tercihim değildi, ama buraya atılınca da dik durarak duruşumu koruduğuma inanıyorum. Toplum, cezaevine her gireni mağdur olarak görüp onu sahiplenmiyor. Beni sahipleniyorsa mağdur değil, mağrur duruşumdan dolayıdır. Kimseye de, Ahmet Hakan’ın gazına gelip kendini hapse attırmasını tavsiye etmem” dedi.
Demirtaş, Bianet’ten Tansu Pişkin’in sorularını yanıtladı.
Miting programınızı öğrenmek isteriz…
Meydan meydan özgürce dolaşıp mitinglerini yapan tüm adayların yanında, ben sadece avukatlarım aracılığıyla bir iki mesaj gönderebiliyorum dışarıya. Tabii ki HDP’nin bir miting programı olacak ve HDP kendi programını anlatacak bu mitinglerde. Oysa Cumhurbaşkanlığı’na dair önermelerimizi ancak aday sıfatıyla ben anlatabilirim. Şu anda bu haktan tamamıyla mahrum durumdayım.
‘ÇOK SAYIDA “GÖZ AÇILIŞINA” KATILDIM’
Rakipleriniz her vesileyle bir açılış yapıp miting düzenliyor. Siz son bir senede kaç tane açılışa katıldınız?
Rakiplerimden biri devletin tüm olanaklarını kullanarak kampanya yürütürken, benim bir hücreden topluma seslenebilme imkanım, hiç denecek kadar yoktur. Devlet imkânları sayesinde birçok açılış da yapabiliyor haliyle. Ben bir buçuk yıldır, burada benimle temasta olan ve beni daha önce yakından tanıma fırsatı olmamış yargı ve cezaevi personelinin birçoğunun gözlerinin açıldığına tanıklık ettim. Beni tanıdıkça önyargılarının nasıl kırıldığını bire bir gördüm. Yani çok sayıda “göz açılışına” katıldım burada.
‘EN DEZAVANTAJLI ADAY’
İçeride olmanın dezavantajlarını biliyor ve tahmin ediyoruz. Peki, avantajları var mı?
Cezaevinde olmanın hele hele seçim döneminde Cumhurbaşkanı adayı olarak dört duvar arasında olmanın tek bir avantajı bile yoktur. Şu anda diğer adaylarla kıyaslandığında, en dezavantajlı konumda olan benim. Bu durumun normalleştirilmeye çalışılması seçmenlerimize büyük haksızlık olur.
Cumhurbaşkanlığı yarışında rakipleriniz il il, kapı kapı gezip kitlelere sesleniyor. İçeride olduğunuz için siz konuşma şansına sahip değilsiniz. Takip edebildiğiniz kadarıyla rakipleriniz hangi konuları eksik bırakıyor?
Elbette bütün adayların söylemlerini yakından takip ediyorum. Şu ana kadar hiçbir aday özgürlükleri merkeze alan bir gelecek vizyonu ortaya koyamadı. Hiçbirinin böyle bir kapasitesi de mantalitesi de yok. Özgürlüklere dair umut ve heyecan yaratan bir tek önemli fikir ya da proje duyamadı seçmen. Çünkü o heyecanı yaratacak aday HDP’nin adayıdır, ama o da henüz seçmenin karşısına çıkıp bunu anlatamadı. “Ketılım buradan iyi çekmiyor :)”
Kazandığınızda ilk icraatınız ne olacak?
Bütün siyasi parti başkanlarının bir masa etrafında toplantıya davet edip yeni dönemde demokrasiye geçiş konusunda ortak bir program ve yol haritası oluşturulması için konsensüs arayacağım.
Seçim vesilesiyle arka arkaya fotoğraflarınızı görebildik. Bu kadar fit kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
Hem fazla yememeye çalışıyorum hem de biraz spor yapıyorum.
Metinlerinizi hazırlarken motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz? Seçim kampanyasını mahpushane şartlarında nasıl sürdüreceksiniz? En son ketıl ile bir tweet attınız büyük ses getirdi.
Kolay olmuyor tabii ki. Burada hem imkanlar çok çok sınırlı hem de dışarıyı anlık takip etmeden gündeme odaklanmak, motive olmak çok zor. Yine de, avukat arkadaşlarım ve parti merkezimizin desteğiyle bilgilenmeye, bu çerçevede hazırladığım metinlerle kampanyaya destek olmaya çalışıyorum. Ketılım da her an çalışmıyor, buradan iyi çekmiyor zaten 🙂
‘ALBÜM YAPMAK İSTERİM’
Oy pusulasında kullanılacak fotoğrafınızı hücrenin havalandırmasında bir infaz koruma memurunun çektiğini öğrendik. Doğrudan irtibat kurabildiğiniz seçmenler infaz koruma memurları, onlara yönelik seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Hepsi devlet memuru olduğu için siyasi konulara çok fazla girmiyoruz. İşlerini nezaket ve kurallar çerçevesinde yapıyorlar. Ama çalışan olarak onların sorunlarının en iyi farkında olan adayın da ben olduğumu biliyorlardır. Hepsi bana ve siyasi kimliğime saygı gösteriyor, ben de onlara saygılı yaklaşıyorum. Oy verirken ne yapacaklarını bilemem tabii ki.
Erdoğan sizin için “popstar” demişti. Yeni bir albüm çalışmanız var mı?
Kendisi beni küçümsemek için bu şekilde bir ifade kullanmıştı. Ama ben müziği çok seviyor, müziğe ilgi duyuyorum. Bu, küçümsenecek bir durum değil. Burada besteler de yapıyorum. Bir gün kendi albümümü de yapmak isterim. “Star” olmak değil hedefim, ancak beni bu konuda küçümseyenleri de utandıracak kadar iyi bir performans ortaya koyabileceğime inanıyorum. Albümüm çıktığında, kendisi de beni gizli gizli dinleyecektir, bundan şüphem yok.
AHMET HAKAN’A YANITI
Ahmet Hakan sizin için “cezaevini bir mağduriyete, mağduriyeti de oya çevireceği kesin” dedi. Siyasete atılmak isteyen genç politikacılara oylarını arttırmak için kendilerini hapse attırmayı tavsiye eder misiniz?
Ben burada mağdur falan değilim. Özgürlük mücadelesinin temsilcilerinden biri olarak düşüncelerim ve siyasi durumum nedeniyle rehin alınmış bir direnişçiyim. Cezaevine girmek benim tercihim değildi, ama buraya atılınca da dik durarak duruşumu koruduğuma inanıyorum. Toplum, cezaevine her gireni mağdur olarak görüp onu sahiplenmiyor. Beni sahipleniyorsa mağdur değil, mağrur duruşumdan dolayıdır. Kimseye de, Ahmet Hakan’ın gazına gelip kendini hapse attırmasını tavsiye etmem.
Kalabalık bir portreniz var: Ressam, yazar, müzisyen, siyasetçi, avukat… En çok hangisinde huzur buluyorsunuz?
Müzikte.
En son kime ve neden kızdınız?
Burada öfke kontrolünü mecburen öğreniyorsunuz. Ama yine de parti genel merkezimizde aksayan işleri duyduğumda kızdığım oluyor.
“Öff. Gerçekten T A M A M”
Hayatınızda aldığınız en iyi 3 karar nedir?
Hiç böyle bir sıralama yapmadım ama Başak, Delal, Dılda benim için iyi kararlardır.
En sevdiğiniz İkinci Yeni şairi kim? Bir dörtlüğüyle yanıtlar mısınız?
“Son kötü günleri yaşıyoruz belki
İlk güzel günleri de yaşarız belki
Kekre bir şey var bu havada
Geçmişle gelecek arasında
Acıyla sevinç arasında
Öfkeyle bağış arasında”
Cemal Süreya*
Sıkıldık mı, tamam mı?
Öff. Gerçekten T A M A M ama…
Kaynak: Bianet