Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 1 Ekim Salı günü yapılan açılışında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarıyla tokalaştı.
Bahçeli’nin mecliste DEM Parti grubu ile el sıkışmasına dair Euronews Türkçe’ye konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, “Dünkü tokalaşmanın siyasetin doğası gereği olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Şimdiye kadar olmaması zaten yanlıştı” yorumunu yaptı.
Toplumun sorunlarını çözmek ve istişarede bulunmak için TBMM’nin temel zeminlerden biri olduğunu söyleyen Koçyiğit, “Bu anlamıyla mecliste merhabalaşmak ve konuşmaktan daha doğal bir şey olamaz. Aslında bunun geçmişte olmamasının sorunlu bir yaklaşım olduğunu, meclisteki siyasi partilerin diyalogsuzluğunun aslında ülkedeki sorunların çözümünün önünde engel oluşturduğunu görmemiz gerekiyor” ifadelerini dile getirdi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ile el sıkıştı.
“Tokalaşmaya özel bir anlam atfetmeyi doğru bulmuyoruz” diyen Koçyiğit, “Bu siyasetin doğası gereği ve meclis temelinin de normalidir. Olması gereken zaten budur” dedi.
‘Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım’
Basın mensupları tarafından “DEM Parti ile tokalaşması” sorulan Bahçeli “Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin bu sözlerinin kendileri adına da “anlamlı ve önemli” olduğunun altını çizen Koçyiğit, “Evet, dünyada barış isterken, kendi ülkenizde barış istemediğinizde bu bir paradokstur. O anlamıyla ülkede de barış, dünyada da barış, bölgede de barış demek gerekiyor ve bunun için de gerekli adımları atmak, iyi niyet beyanlarının ötesine geçmek gerekiyor diye düşünüyoruz” diye konuştu.
‘Barışı sağlamak ekmek kadar, su kadar hayati bir ihtiyaç’
Sürekli olarak hem DEM Parti hem de kendilerinden önceki parti gelenekleriyle dile getirilen Kürt sorunu üzerinden bir “barış” yorumlaması yapan Koçyiğit demokratik barışçıl çözüm vurgusu yaptı.
“Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için sürekli söz söyledik çaba harcadık. Barışın bu ülkede temel bir ihtiyaç olduğunu, iç barışı sağlamanın bugün ekmek kadar, su kadar hayati bir ihtiyaç olduğunu hep ifade ettik ve bunun altını çizdik. Barışı sağlamak adına hemen elleri, kolları sıvamak gerekiyor.”
Toplumsal iç barışın sağlanması durumunda Türkiye’nin bölgesel barışa önemli bir katkı sağlayabileceğine inanan Koçyiğit, “Kendi toplumsal barışını sağlamış bir Türkiye’nin bölgedeki barışın ve istikrarın kaynağı olacağını, oraya katkı sunulacağını hep ifade ettik” sözlerini dile getirdi.
‘Geç kalınmış bir süreç ama sağlıklı yürütülürse mesafe kat edilebilir’
Geleceğe dair de “toplumsal barış” mesajları veren Koçyiğit, “Gerçek anlamda bütün siyasi partiler bütün toplumsal kesimler toplumsal barışı sağlama sürecine katkı sunarsa inanıyorum ki önemli bir mesafe kat edilebilinir” diye konuştu.
Kürt sorununun çözümüne dair de sorumluluk alma çağrısında bulunan Koçyiğit, “Hem mecliste grubu bulunan siyasi partilerin hem meclis dışındaki bütün siyasi partilerin de Kürt sorunu için söz söylemesi, elini taşın altına koyması ve sorumluluk alması çağrımızı da yenilemek istiyorum” diyerek çağrıda bulundu.
Herkese tarihi bir görev düştüğünü ifade eden Koçyiğit, “Herkes bu dönemde gerçekten barışa ve çözüme katkı sunmalıdır.” diyerek sözlerini noktaladı.