CHP, Erdoğan’ın yakınlarının vergi indirimi sağlayan ülkelere para aktardığı iddiasında kararlı. CHP’li Özgür Özel “Belge talep etme sürecini başlatacağız. Hepsinin nasıl bir ticaret yaptığını ortaya çıkaracağız” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transferinde bulunduklarına ilişkin açıklamasıyla hükümet ve CHP arasında başlayan ‘sahte belge polemiği’nde yeni sayfalar açılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet belgeleri ‘sahte’ olarak nitelese de belgeleri basınla paylayan CHP, bundan sonra izleyeceği stratejiyi de belirledi. CHP TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel DW Türkçe’ye bu stratejiye ilişkin bilgi verirken, “Mecliste araştırma komisyonu kurulmasını önerdik, reddettiler. Biz de belgeleri basınla paylaştık. O belgelerin hepsinde Erdoğan’ın yakınlarının hesabına giren paralar açıkça görülüyor. Bundan sonrasında ikinci aşamaya geçiyoruz” diye konuştu. İkinci aşamada, hükümete “Ne satış yaptınız da hesabınıza milyon dolarlar girdi” tarzında ayrıntılı sorular sormayı planladıklarını anlatan Özel, “Dekontların bir ticari işlemin sonucu olacağını kendileri söylemişti. Biz de bu ticari işlemin ne olduğunu, Erdoğan’ın yakınlarının ne iş yaptığını öğrenmeye çalışıyoruz. Hükümet, sorularımızdan kaçamayacak. Yani hükümetten bir belge talep etme sürecini başlatacağız” dedi.
Erdoğdu: Para girişi de para çıkışı da var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da “Dekontların çoğunun para girişini gösterdiği” yönündeki değerlendirmelere açıklık getirdi. Erdoğdu DW Türkçe’ye “Para girişi de var, çıkışı da var. Demek ki Bellway şirketi Erdoğan’ın yakınlarına ödeme yapmış. Peki, bir sterlin sermayeli naylon bir şirket nasıl oluyor da, 15 milyon dolara yakın bir para ödüyor. Ne iş karşılığında yapıyor bu ödemeyi” diye konuştu. İşte bu soruları tek tek gündeme getirmeye kararlı olduklarını ve bu soruları akıllarda tutmaya yönelik bir strateji geliştirdiklerini anlatan Erdoğdu, “Nasıl bir ticari işlem yürütüldü bunun açıklanmasını istiyoruz” diye konuştu.
CHP’nin hukukçu vekillerinden Mahmut Tanal da, “Eğer cumhuriyet savcısı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazı yazarsa ordan belgeleri tek tek ayrıca alabilir, karşılaştırma yapabilir ve doğru olup olmadığını görebilir” diyor. Tanal, para transferinin nasıl bir suça denk gelebileceği konusunda da 3628 sayılı Mal Beyanında Bulunma ve Rüşvetle Mücadele Kanunu’na gönderme yapıyor. Tanal, “Bu kanuna göre kamu görevlileri mal varlıklarını beyan etmek durumundalar. Aksi durumda haklarında yasal işlem yapılabilir” derken, “Hükümet, CHP’nin belgelerini sahte niteleyip olayı kapatmaya çalışmak yerine para transferinde adı geçenlerin mal beyanlarını sorgulayabilir” çağrısı yaptı.
“Hukuk işletilmeli”
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) kurucu başkanı da olan hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu da, CHP’nin açıkladığı belgeler üzerinden konunun hukuki boyutunu DW Türkçe’ye değerlendirdi. Hükümetin para transferi konusunda ‘ticari işlem’ açıklamasına gönderme yapan Eminağaoğlu, “Bu ticari işlemin vergi muafiyeti olan bir yerle yapıldığını gözetirsek durumun ciddiyetini zaten ortaya koymuş oluruz” dedi. Konunun bir takım kamu görevlilerini de kapsadığı görüntüsünde olduğunu ve bu noktada savcıların harekete geçip “Nereden buldun” demesi gerektiğini anlatan Eminağaoğlu, “Adli boyutu yoksa bile bu durum siyasi sorumluluk olmadığı anlamına da gelmez. Muhalefet ya da halk çıkıp da ‘Neyin nesidir bu ticari ilişki’ diye soruyorsa, hükümet de buna yanıt vermek durumundadır” değerlendirmesi yaptı. Hükümetin “Olaya kamu görevlilerinin iştirakinin sözkonusu olmadığı yönünde bir açıklama yapmasının durumu kurtarması mümkün değildir. Neden vergi muafiyeti olan bir şirketle ticari ilişki kurulmuştur. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Hukuk işletilmelidir” diyen Eminağaoğlu, belgeleri CHP’den alacak savcılığın konuyu tüm yönleriyle değerlendirip, yargının işlediğini gösterme yükümlülüğüne sahip olduğunu söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun ve akrabalarının da içinde olduğu bir grup kişinin 2011’de Man Adası’nda kurulu Bellway şirketine milyonlarca dolar para aktardığını söylemiş ve para transferlerine ilişkin orijinal belgelerin ellerinde olduğunu açıklamıştı. Hükümet belgelerin ‘sahte’ olduğunu nitelerken, savcılık da Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatmıştı. Belgeleri savcılıktan önce basına dağıtan CHP’li vekillerin dokunulmazlık dosyalarının meclise getirilmesi de dikkat çekmişti. Son olarak Erdoğan’ın yakınları Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı. Bu süreçte Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu için “Bu hamlesinin bedelini ödeyecek” açıklaması da dikkat çekmişti. CHP’nin meclisle bir araştırma komisyonu kurulmasını istediği önerge de reddedilmişti.
©Deutsche Welle Türkçe
CHP, Erdoğan’ın yakınlarının vergi indirimi sağlayan ülkelere para aktardığı iddiasında kararlı. CHP’li Özgür Özel “Belge talep etme sürecini başlatacağız. Hepsinin nasıl bir ticaret yaptığını ortaya çıkaracağız” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transferinde bulunduklarına ilişkin açıklamasıyla hükümet ve CHP arasında başlayan ‘sahte belge polemiği’nde yeni sayfalar açılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet belgeleri ‘sahte’ olarak nitelese de belgeleri basınla paylayan CHP, bundan sonra izleyeceği stratejiyi de belirledi. CHP TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel DW Türkçe’ye bu stratejiye ilişkin bilgi verirken, “Mecliste araştırma komisyonu kurulmasını önerdik, reddettiler. Biz de belgeleri basınla paylaştık. O belgelerin hepsinde Erdoğan’ın yakınlarının hesabına giren paralar açıkça görülüyor. Bundan sonrasında ikinci aşamaya geçiyoruz” diye konuştu. İkinci aşamada, hükümete “Ne satış yaptınız da hesabınıza milyon dolarlar girdi” tarzında ayrıntılı sorular sormayı planladıklarını anlatan Özel, “Dekontların bir ticari işlemin sonucu olacağını kendileri söylemişti. Biz de bu ticari işlemin ne olduğunu, Erdoğan’ın yakınlarının ne iş yaptığını öğrenmeye çalışıyoruz. Hükümet, sorularımızdan kaçamayacak. Yani hükümetten bir belge talep etme sürecini başlatacağız” dedi.
Erdoğdu: Para girişi de para çıkışı da var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da “Dekontların çoğunun para girişini gösterdiği” yönündeki değerlendirmelere açıklık getirdi. Erdoğdu DW Türkçe’ye “Para girişi de var, çıkışı da var. Demek ki Bellway şirketi Erdoğan’ın yakınlarına ödeme yapmış. Peki, bir sterlin sermayeli naylon bir şirket nasıl oluyor da, 15 milyon dolara yakın bir para ödüyor. Ne iş karşılığında yapıyor bu ödemeyi” diye konuştu. İşte bu soruları tek tek gündeme getirmeye kararlı olduklarını ve bu soruları akıllarda tutmaya yönelik bir strateji geliştirdiklerini anlatan Erdoğdu, “Nasıl bir ticari işlem yürütüldü bunun açıklanmasını istiyoruz” diye konuştu.
CHP’nin hukukçu vekillerinden Mahmut Tanal da, “Eğer cumhuriyet savcısı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazı yazarsa ordan belgeleri tek tek ayrıca alabilir, karşılaştırma yapabilir ve doğru olup olmadığını görebilir” diyor. Tanal, para transferinin nasıl bir suça denk gelebileceği konusunda da 3628 sayılı Mal Beyanında Bulunma ve Rüşvetle Mücadele Kanunu’na gönderme yapıyor. Tanal, “Bu kanuna göre kamu görevlileri mal varlıklarını beyan etmek durumundalar. Aksi durumda haklarında yasal işlem yapılabilir” derken, “Hükümet, CHP’nin belgelerini sahte niteleyip olayı kapatmaya çalışmak yerine para transferinde adı geçenlerin mal beyanlarını sorgulayabilir” çağrısı yaptı.
“Hukuk işletilmeli”
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) kurucu başkanı da olan hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu da, CHP’nin açıkladığı belgeler üzerinden konunun hukuki boyutunu DW Türkçe’ye değerlendirdi. Hükümetin para transferi konusunda ‘ticari işlem’ açıklamasına gönderme yapan Eminağaoğlu, “Bu ticari işlemin vergi muafiyeti olan bir yerle yapıldığını gözetirsek durumun ciddiyetini zaten ortaya koymuş oluruz” dedi. Konunun bir takım kamu görevlilerini de kapsadığı görüntüsünde olduğunu ve bu noktada savcıların harekete geçip “Nereden buldun” demesi gerektiğini anlatan Eminağaoğlu, “Adli boyutu yoksa bile bu durum siyasi sorumluluk olmadığı anlamına da gelmez. Muhalefet ya da halk çıkıp da ‘Neyin nesidir bu ticari ilişki’ diye soruyorsa, hükümet de buna yanıt vermek durumundadır” değerlendirmesi yaptı. Hükümetin “Olaya kamu görevlilerinin iştirakinin sözkonusu olmadığı yönünde bir açıklama yapmasının durumu kurtarması mümkün değildir. Neden vergi muafiyeti olan bir şirketle ticari ilişki kurulmuştur. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Hukuk işletilmelidir” diyen Eminağaoğlu, belgeleri CHP’den alacak savcılığın konuyu tüm yönleriyle değerlendirip, yargının işlediğini gösterme yükümlülüğüne sahip olduğunu söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun ve akrabalarının da içinde olduğu bir grup kişinin 2011’de Man Adası’nda kurulu Bellway şirketine milyonlarca dolar para aktardığını söylemiş ve para transferlerine ilişkin orijinal belgelerin ellerinde olduğunu açıklamıştı. Hükümet belgelerin ‘sahte’ olduğunu nitelerken, savcılık da Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatmıştı. Belgeleri savcılıktan önce basına dağıtan CHP’li vekillerin dokunulmazlık dosyalarının meclise getirilmesi de dikkat çekmişti. Son olarak Erdoğan’ın yakınları Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı. Bu süreçte Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu için “Bu hamlesinin bedelini ödeyecek” açıklaması da dikkat çekmişti. CHP’nin meclisle bir araştırma komisyonu kurulmasını istediği önerge de reddedilmişti.
©Deutsche Welle Türkçe
CHP, Erdoğan’ın yakınlarının vergi indirimi sağlayan ülkelere para aktardığı iddiasında kararlı. CHP’li Özgür Özel “Belge talep etme sürecini başlatacağız. Hepsinin nasıl bir ticaret yaptığını ortaya çıkaracağız” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transferinde bulunduklarına ilişkin açıklamasıyla hükümet ve CHP arasında başlayan ‘sahte belge polemiği’nde yeni sayfalar açılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet belgeleri ‘sahte’ olarak nitelese de belgeleri basınla paylayan CHP, bundan sonra izleyeceği stratejiyi de belirledi. CHP TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel DW Türkçe’ye bu stratejiye ilişkin bilgi verirken, “Mecliste araştırma komisyonu kurulmasını önerdik, reddettiler. Biz de belgeleri basınla paylaştık. O belgelerin hepsinde Erdoğan’ın yakınlarının hesabına giren paralar açıkça görülüyor. Bundan sonrasında ikinci aşamaya geçiyoruz” diye konuştu. İkinci aşamada, hükümete “Ne satış yaptınız da hesabınıza milyon dolarlar girdi” tarzında ayrıntılı sorular sormayı planladıklarını anlatan Özel, “Dekontların bir ticari işlemin sonucu olacağını kendileri söylemişti. Biz de bu ticari işlemin ne olduğunu, Erdoğan’ın yakınlarının ne iş yaptığını öğrenmeye çalışıyoruz. Hükümet, sorularımızdan kaçamayacak. Yani hükümetten bir belge talep etme sürecini başlatacağız” dedi.
Erdoğdu: Para girişi de para çıkışı da var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da “Dekontların çoğunun para girişini gösterdiği” yönündeki değerlendirmelere açıklık getirdi. Erdoğdu DW Türkçe’ye “Para girişi de var, çıkışı da var. Demek ki Bellway şirketi Erdoğan’ın yakınlarına ödeme yapmış. Peki, bir sterlin sermayeli naylon bir şirket nasıl oluyor da, 15 milyon dolara yakın bir para ödüyor. Ne iş karşılığında yapıyor bu ödemeyi” diye konuştu. İşte bu soruları tek tek gündeme getirmeye kararlı olduklarını ve bu soruları akıllarda tutmaya yönelik bir strateji geliştirdiklerini anlatan Erdoğdu, “Nasıl bir ticari işlem yürütüldü bunun açıklanmasını istiyoruz” diye konuştu.
CHP’nin hukukçu vekillerinden Mahmut Tanal da, “Eğer cumhuriyet savcısı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazı yazarsa ordan belgeleri tek tek ayrıca alabilir, karşılaştırma yapabilir ve doğru olup olmadığını görebilir” diyor. Tanal, para transferinin nasıl bir suça denk gelebileceği konusunda da 3628 sayılı Mal Beyanında Bulunma ve Rüşvetle Mücadele Kanunu’na gönderme yapıyor. Tanal, “Bu kanuna göre kamu görevlileri mal varlıklarını beyan etmek durumundalar. Aksi durumda haklarında yasal işlem yapılabilir” derken, “Hükümet, CHP’nin belgelerini sahte niteleyip olayı kapatmaya çalışmak yerine para transferinde adı geçenlerin mal beyanlarını sorgulayabilir” çağrısı yaptı.
“Hukuk işletilmeli”
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) kurucu başkanı da olan hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu da, CHP’nin açıkladığı belgeler üzerinden konunun hukuki boyutunu DW Türkçe’ye değerlendirdi. Hükümetin para transferi konusunda ‘ticari işlem’ açıklamasına gönderme yapan Eminağaoğlu, “Bu ticari işlemin vergi muafiyeti olan bir yerle yapıldığını gözetirsek durumun ciddiyetini zaten ortaya koymuş oluruz” dedi. Konunun bir takım kamu görevlilerini de kapsadığı görüntüsünde olduğunu ve bu noktada savcıların harekete geçip “Nereden buldun” demesi gerektiğini anlatan Eminağaoğlu, “Adli boyutu yoksa bile bu durum siyasi sorumluluk olmadığı anlamına da gelmez. Muhalefet ya da halk çıkıp da ‘Neyin nesidir bu ticari ilişki’ diye soruyorsa, hükümet de buna yanıt vermek durumundadır” değerlendirmesi yaptı. Hükümetin “Olaya kamu görevlilerinin iştirakinin sözkonusu olmadığı yönünde bir açıklama yapmasının durumu kurtarması mümkün değildir. Neden vergi muafiyeti olan bir şirketle ticari ilişki kurulmuştur. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Hukuk işletilmelidir” diyen Eminağaoğlu, belgeleri CHP’den alacak savcılığın konuyu tüm yönleriyle değerlendirip, yargının işlediğini gösterme yükümlülüğüne sahip olduğunu söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun ve akrabalarının da içinde olduğu bir grup kişinin 2011’de Man Adası’nda kurulu Bellway şirketine milyonlarca dolar para aktardığını söylemiş ve para transferlerine ilişkin orijinal belgelerin ellerinde olduğunu açıklamıştı. Hükümet belgelerin ‘sahte’ olduğunu nitelerken, savcılık da Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatmıştı. Belgeleri savcılıktan önce basına dağıtan CHP’li vekillerin dokunulmazlık dosyalarının meclise getirilmesi de dikkat çekmişti. Son olarak Erdoğan’ın yakınları Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı. Bu süreçte Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu için “Bu hamlesinin bedelini ödeyecek” açıklaması da dikkat çekmişti. CHP’nin meclisle bir araştırma komisyonu kurulmasını istediği önerge de reddedilmişti.
©Deutsche Welle Türkçe
CHP, Erdoğan’ın yakınlarının vergi indirimi sağlayan ülkelere para aktardığı iddiasında kararlı. CHP’li Özgür Özel “Belge talep etme sürecini başlatacağız. Hepsinin nasıl bir ticaret yaptığını ortaya çıkaracağız” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transferinde bulunduklarına ilişkin açıklamasıyla hükümet ve CHP arasında başlayan ‘sahte belge polemiği’nde yeni sayfalar açılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet belgeleri ‘sahte’ olarak nitelese de belgeleri basınla paylayan CHP, bundan sonra izleyeceği stratejiyi de belirledi. CHP TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel DW Türkçe’ye bu stratejiye ilişkin bilgi verirken, “Mecliste araştırma komisyonu kurulmasını önerdik, reddettiler. Biz de belgeleri basınla paylaştık. O belgelerin hepsinde Erdoğan’ın yakınlarının hesabına giren paralar açıkça görülüyor. Bundan sonrasında ikinci aşamaya geçiyoruz” diye konuştu. İkinci aşamada, hükümete “Ne satış yaptınız da hesabınıza milyon dolarlar girdi” tarzında ayrıntılı sorular sormayı planladıklarını anlatan Özel, “Dekontların bir ticari işlemin sonucu olacağını kendileri söylemişti. Biz de bu ticari işlemin ne olduğunu, Erdoğan’ın yakınlarının ne iş yaptığını öğrenmeye çalışıyoruz. Hükümet, sorularımızdan kaçamayacak. Yani hükümetten bir belge talep etme sürecini başlatacağız” dedi.
Erdoğdu: Para girişi de para çıkışı da var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da “Dekontların çoğunun para girişini gösterdiği” yönündeki değerlendirmelere açıklık getirdi. Erdoğdu DW Türkçe’ye “Para girişi de var, çıkışı da var. Demek ki Bellway şirketi Erdoğan’ın yakınlarına ödeme yapmış. Peki, bir sterlin sermayeli naylon bir şirket nasıl oluyor da, 15 milyon dolara yakın bir para ödüyor. Ne iş karşılığında yapıyor bu ödemeyi” diye konuştu. İşte bu soruları tek tek gündeme getirmeye kararlı olduklarını ve bu soruları akıllarda tutmaya yönelik bir strateji geliştirdiklerini anlatan Erdoğdu, “Nasıl bir ticari işlem yürütüldü bunun açıklanmasını istiyoruz” diye konuştu.
CHP’nin hukukçu vekillerinden Mahmut Tanal da, “Eğer cumhuriyet savcısı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazı yazarsa ordan belgeleri tek tek ayrıca alabilir, karşılaştırma yapabilir ve doğru olup olmadığını görebilir” diyor. Tanal, para transferinin nasıl bir suça denk gelebileceği konusunda da 3628 sayılı Mal Beyanında Bulunma ve Rüşvetle Mücadele Kanunu’na gönderme yapıyor. Tanal, “Bu kanuna göre kamu görevlileri mal varlıklarını beyan etmek durumundalar. Aksi durumda haklarında yasal işlem yapılabilir” derken, “Hükümet, CHP’nin belgelerini sahte niteleyip olayı kapatmaya çalışmak yerine para transferinde adı geçenlerin mal beyanlarını sorgulayabilir” çağrısı yaptı.
“Hukuk işletilmeli”
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) kurucu başkanı da olan hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu da, CHP’nin açıkladığı belgeler üzerinden konunun hukuki boyutunu DW Türkçe’ye değerlendirdi. Hükümetin para transferi konusunda ‘ticari işlem’ açıklamasına gönderme yapan Eminağaoğlu, “Bu ticari işlemin vergi muafiyeti olan bir yerle yapıldığını gözetirsek durumun ciddiyetini zaten ortaya koymuş oluruz” dedi. Konunun bir takım kamu görevlilerini de kapsadığı görüntüsünde olduğunu ve bu noktada savcıların harekete geçip “Nereden buldun” demesi gerektiğini anlatan Eminağaoğlu, “Adli boyutu yoksa bile bu durum siyasi sorumluluk olmadığı anlamına da gelmez. Muhalefet ya da halk çıkıp da ‘Neyin nesidir bu ticari ilişki’ diye soruyorsa, hükümet de buna yanıt vermek durumundadır” değerlendirmesi yaptı. Hükümetin “Olaya kamu görevlilerinin iştirakinin sözkonusu olmadığı yönünde bir açıklama yapmasının durumu kurtarması mümkün değildir. Neden vergi muafiyeti olan bir şirketle ticari ilişki kurulmuştur. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Hukuk işletilmelidir” diyen Eminağaoğlu, belgeleri CHP’den alacak savcılığın konuyu tüm yönleriyle değerlendirip, yargının işlediğini gösterme yükümlülüğüne sahip olduğunu söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun ve akrabalarının da içinde olduğu bir grup kişinin 2011’de Man Adası’nda kurulu Bellway şirketine milyonlarca dolar para aktardığını söylemiş ve para transferlerine ilişkin orijinal belgelerin ellerinde olduğunu açıklamıştı. Hükümet belgelerin ‘sahte’ olduğunu nitelerken, savcılık da Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatmıştı. Belgeleri savcılıktan önce basına dağıtan CHP’li vekillerin dokunulmazlık dosyalarının meclise getirilmesi de dikkat çekmişti. Son olarak Erdoğan’ın yakınları Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı. Bu süreçte Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu için “Bu hamlesinin bedelini ödeyecek” açıklaması da dikkat çekmişti. CHP’nin meclisle bir araştırma komisyonu kurulmasını istediği önerge de reddedilmişti.
©Deutsche Welle Türkçe