28 Şubat 1997’de yayımlanan Milli Güvenlik Kurulu Bildirisi, ‘post-modern darbe’ nitelemesiyle tarihteki yerini aldı ve Türkiye için dönüm noktalarından birisi hâline geldi.
Yaklaşık beş ay süren ve Refah-Yol’un 30 Haziran 1997’de istifasıyla sonuçlanan 28 Şubat ‘post-modern darbesi’ üzerindeki tartışmalar bugün, o dönemin bazı mağdurları tarafından bir kez daha kıyaslama ile gündemde.
Ancak o dönem başörtüsü nedeniyle “baskıya uğradıklarını” söyleyen birçok eski AKP’li, bugünün baskı ortamının o dönemle kıyas edilemeyecek kadar ağır olduğunu söylüyorlar.
21 yıl geçen 28 Şubat dönemi ve 15 Temmuz sonrası günümüz Türkiye’sini karşılaştıranlardan biri de Ufuk Uras.
Yeni Asya’dan Ülker Yılmaz Caba’ya konuşan Uras, akılda kalan en önemli olaylardan birinin Genelkurmay brifingleri olduğunu söylüyor o dönem için.
“Bir global toplumsal mühendislik çalışmasıdır 28 Şubat” diyen Uras, “Bütün unsurlarıyla üstüne gidilmediği için 15 Temmuz’un gerçekleştiğini düşünüyorum” görüşünü dile getiriyor.
15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ile hak ihlalleri de yoğun olarak gündeme geliyor. Uras’a göre Türkiye, bugün de “post-28 Şubat’ı yaşıyor”…
“Evrensel hukukun, hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin lağvedildiği bir dönemi yaşıyoruz” diyen Uras, “Hukukun üstünlüğü endeksinde en sonlarda olmamız sebepsiz değildir. 59 yaşındayım, böyle bir keyfiliğe hiç tanık olmadım” ifadesini kullanıyor.