Ahmet Taşgetiren, partili cumhurbaşkanının yol açacağı temel sorunu zar zor itiraf etti.
Ahmet Taşgetiren’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Şu da söylenebilir ki, Ak Parti iktidarları, Alevi Açılımı ile Kürt vatandaşlarımıza yönelik çözüm arayışları ile ve devletin dindar toplum kesimlerine yönelik keskin rezervlerini ortadan kaldırması ile, dindar bir kadronun iktidarının toplumsal barışın inşasına nasıl emek verebileceğinin örneğini ortaya koydu. “Hayat tarzı tartışmaları”nın sürüp geldiği doğrudur, ancak her seferinde iktidar dilinin, “Ne haliniz varsa görün” tarzında meydan okumayı değil, ihlali onaylamayan nitelikte olduğunu itiraf etmek gerekiyor.
Ancak bir süredir Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarının yaşandığı zeminde iklimin bir hayli sıkıntılı hale geldiği gözleniyor. Bunda olağanüstü hal ile sistem değişikliği tartışmalarının iç içe geçmesinin de etkisi var.
Ben yeni düzenlemede “Cumhurbaşkanı’nın partili olması”nın birliği temsil boyutunu bir hayli sarsabileceğine işaret ediyorum. Şu an Türkiye iklimine bakıldığında
10 Ağustos 2014 ikliminin uzağına düştüğümüz gözleniyor. Bunun için ona “Reçete” diye bakıyoruz.
Zorluk “Reçete”nin başlangıçtaki inanılırlığını sağlamada yatacak gibi gözüküyor.
İktidar olmak sorun olmayabilir ama toplumsal barış başka bir kategoridir.
Bence bu konu önemsenmeli ve çözümü gerekli bir sorun olarak görülmeli.