Hükümet, başkanlıktan sonra ‘AKP usulü seçim sistemi’ arayışına girdi. MHP’yi ürkütmemek adına AKP yönetiminde ağırlık kazanan görüş, bölgelerin istenildiği gibi belirlendiği ‘Daraltılmış Bölge Sistemi’
Birgün’ün haberine göre; AKP’nin 2013 yılında Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğa ulaşabilmek için gündeme getirdiği ancak tepkiler üzerine vazgeçilen seçim sistemi değişikliği arayışlarına hem başkanlık sistemine uyum hem de olası bir erken seçimde avantaj sağlamak amacıyla hız verildi.
‘Dar bölge’, ‘Daraltılmış bölge’ ya da üçüncü bir karma modelin masada olduğu ancak ülkenin milletvekili sayısına göre bölgelere ayrılması anlamına gelen ‘Dar bölge sistemi’ne iki parti (AKP ve CHP), bir de yedek parti (HDP) modelinin oluşması ile MHP’nin siyaset sahnesinden silinmesi sonucunu getireceği için sıcak bakılmadığı bildirildi. Bu sistemin milletvekillerinin parti genel merkezlerine biatlarını azaltacağı ve HDP gibi belli bölgelerde etkin olan etnik partilerin de önünü açacağı değerlendiriliyor. Bu sistemin hem AKP karşısında güçlü bir muhalefet bloğu oluşturacağı hem de Anayasa değişikliği sürecinde AKP’nin partnerliğini üstlenen MHP’ye zarar vereceği endişesiyle kabul görmediği konuşuluyor.
Çıkara göre oluşturulacak!
Saray ve parti genel merkezinden hukukçuların ortaklaşa çalıştığı bilinen yeni sistem için ‘Daraltılmış bölge’ modelinin öne çıktığı konuşuluyor. Çalışmalarda açık ara öne çıkan model olan ‘Daraltılmış bölge’ sisteminde ülke belli sayıdaki milletvekilliği esas alınarak bölgelere ayrılıyor. Türkiye’de 1969’da Süleyman Demirel, 1987 ve 1991’de de Turgut Özal dönemlerinde uygulanan bu sistemde siyasi partiler seçim çevrelerinde dar bölge sisteminden farklı olarak birden daha çok milletvekilliğini kazanmaya çalışıyor.
Bu modelle ilgili son seçim sonuçlarına göre AKP’ye aynı oy oranıyla daha fazla milletvekili kazandıracağı, CHP’nin kaybının olmayacağı, HDP’nin Batı illerinden milletvekili çıkartamasa bile Doğu ve Güneydoğu’dan daha fazla sandalye sahibi olacağı hesapları yapılıyor. Bu sistemin uygulamasında ortaya çıkması olası sakıncaların başında, “AKP’nin seçim çevrelerini daha çok sandalye kazanacak şekilde kendi lehine ayarlaması” sayılıyor.
MHP faktörü
AKP’nin yeni seçim sistemi arayışlarında en büyük güçlüğü mutabakatla ülkeyi tek adam rejimine taşıdığı MHP’nin durumu oluşturuyor. AKP, bu sistemle kayba uğraması kesin görünen MHP’yi kollayıcı formüller üzerinde çalışıyor. Bu çerçevede seçim barajının düşürülmesi, seçim bölgelerinde esas alınacak milletvekili sayısının buna göre belirlenmesi ya da coğrafi ayrımlarda MHP’nin dikkate alınması masada yer alan formüller arasında sayılıyor. Bunun için de “AKP’nin MHP’den referandum sürecinde istediği desteği alıp alamayacağı ve MHP’nin bölünüp bölünmeyeceği” değerlendirmelerde esas alınıyor. MHP’den umduğu desteği referandumda alamaması durumunda AKP’nin daha cesur bir sistem değişikliğine gideceği ya da MHP tabanında yaşanması olası bir bölünme durumunda AKP listelerinde MHP’lilere yer verilerek yine AKP’nin istediği değişikliği yapabileceği konuşuluyor.
‘MHP zarar görür’
CHP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dar bölgenin etnik ve mezhepsel ayrışmalar nedeniyle üniter devlet açısından doğuracağı sıkıntılara dikkati çekerken, daraltılmış bölge sisteminde de bölgelerin oluşumunun büyük partiler lehine yapılmasının temsilde adaleti ortadan kaldıracağını vurguladı. Tezcan, bu değişikliklerden en çok MHP’nin zarar göreceğine dikkat çekti.
Hükümet, başkanlıktan sonra ‘AKP usulü seçim sistemi’ arayışına girdi. MHP’yi ürkütmemek adına AKP yönetiminde ağırlık kazanan görüş, bölgelerin istenildiği gibi belirlendiği ‘Daraltılmış Bölge Sistemi’
Birgün’ün haberine göre; AKP’nin 2013 yılında Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğa ulaşabilmek için gündeme getirdiği ancak tepkiler üzerine vazgeçilen seçim sistemi değişikliği arayışlarına hem başkanlık sistemine uyum hem de olası bir erken seçimde avantaj sağlamak amacıyla hız verildi.
‘Dar bölge’, ‘Daraltılmış bölge’ ya da üçüncü bir karma modelin masada olduğu ancak ülkenin milletvekili sayısına göre bölgelere ayrılması anlamına gelen ‘Dar bölge sistemi’ne iki parti (AKP ve CHP), bir de yedek parti (HDP) modelinin oluşması ile MHP’nin siyaset sahnesinden silinmesi sonucunu getireceği için sıcak bakılmadığı bildirildi. Bu sistemin milletvekillerinin parti genel merkezlerine biatlarını azaltacağı ve HDP gibi belli bölgelerde etkin olan etnik partilerin de önünü açacağı değerlendiriliyor. Bu sistemin hem AKP karşısında güçlü bir muhalefet bloğu oluşturacağı hem de Anayasa değişikliği sürecinde AKP’nin partnerliğini üstlenen MHP’ye zarar vereceği endişesiyle kabul görmediği konuşuluyor.
Çıkara göre oluşturulacak!
Saray ve parti genel merkezinden hukukçuların ortaklaşa çalıştığı bilinen yeni sistem için ‘Daraltılmış bölge’ modelinin öne çıktığı konuşuluyor. Çalışmalarda açık ara öne çıkan model olan ‘Daraltılmış bölge’ sisteminde ülke belli sayıdaki milletvekilliği esas alınarak bölgelere ayrılıyor. Türkiye’de 1969’da Süleyman Demirel, 1987 ve 1991’de de Turgut Özal dönemlerinde uygulanan bu sistemde siyasi partiler seçim çevrelerinde dar bölge sisteminden farklı olarak birden daha çok milletvekilliğini kazanmaya çalışıyor.
Bu modelle ilgili son seçim sonuçlarına göre AKP’ye aynı oy oranıyla daha fazla milletvekili kazandıracağı, CHP’nin kaybının olmayacağı, HDP’nin Batı illerinden milletvekili çıkartamasa bile Doğu ve Güneydoğu’dan daha fazla sandalye sahibi olacağı hesapları yapılıyor. Bu sistemin uygulamasında ortaya çıkması olası sakıncaların başında, “AKP’nin seçim çevrelerini daha çok sandalye kazanacak şekilde kendi lehine ayarlaması” sayılıyor.
MHP faktörü
AKP’nin yeni seçim sistemi arayışlarında en büyük güçlüğü mutabakatla ülkeyi tek adam rejimine taşıdığı MHP’nin durumu oluşturuyor. AKP, bu sistemle kayba uğraması kesin görünen MHP’yi kollayıcı formüller üzerinde çalışıyor. Bu çerçevede seçim barajının düşürülmesi, seçim bölgelerinde esas alınacak milletvekili sayısının buna göre belirlenmesi ya da coğrafi ayrımlarda MHP’nin dikkate alınması masada yer alan formüller arasında sayılıyor. Bunun için de “AKP’nin MHP’den referandum sürecinde istediği desteği alıp alamayacağı ve MHP’nin bölünüp bölünmeyeceği” değerlendirmelerde esas alınıyor. MHP’den umduğu desteği referandumda alamaması durumunda AKP’nin daha cesur bir sistem değişikliğine gideceği ya da MHP tabanında yaşanması olası bir bölünme durumunda AKP listelerinde MHP’lilere yer verilerek yine AKP’nin istediği değişikliği yapabileceği konuşuluyor.
‘MHP zarar görür’
CHP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dar bölgenin etnik ve mezhepsel ayrışmalar nedeniyle üniter devlet açısından doğuracağı sıkıntılara dikkati çekerken, daraltılmış bölge sisteminde de bölgelerin oluşumunun büyük partiler lehine yapılmasının temsilde adaleti ortadan kaldıracağını vurguladı. Tezcan, bu değişikliklerden en çok MHP’nin zarar göreceğine dikkat çekti.
Hükümet, başkanlıktan sonra ‘AKP usulü seçim sistemi’ arayışına girdi. MHP’yi ürkütmemek adına AKP yönetiminde ağırlık kazanan görüş, bölgelerin istenildiği gibi belirlendiği ‘Daraltılmış Bölge Sistemi’
Birgün’ün haberine göre; AKP’nin 2013 yılında Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğa ulaşabilmek için gündeme getirdiği ancak tepkiler üzerine vazgeçilen seçim sistemi değişikliği arayışlarına hem başkanlık sistemine uyum hem de olası bir erken seçimde avantaj sağlamak amacıyla hız verildi.
‘Dar bölge’, ‘Daraltılmış bölge’ ya da üçüncü bir karma modelin masada olduğu ancak ülkenin milletvekili sayısına göre bölgelere ayrılması anlamına gelen ‘Dar bölge sistemi’ne iki parti (AKP ve CHP), bir de yedek parti (HDP) modelinin oluşması ile MHP’nin siyaset sahnesinden silinmesi sonucunu getireceği için sıcak bakılmadığı bildirildi. Bu sistemin milletvekillerinin parti genel merkezlerine biatlarını azaltacağı ve HDP gibi belli bölgelerde etkin olan etnik partilerin de önünü açacağı değerlendiriliyor. Bu sistemin hem AKP karşısında güçlü bir muhalefet bloğu oluşturacağı hem de Anayasa değişikliği sürecinde AKP’nin partnerliğini üstlenen MHP’ye zarar vereceği endişesiyle kabul görmediği konuşuluyor.
Çıkara göre oluşturulacak!
Saray ve parti genel merkezinden hukukçuların ortaklaşa çalıştığı bilinen yeni sistem için ‘Daraltılmış bölge’ modelinin öne çıktığı konuşuluyor. Çalışmalarda açık ara öne çıkan model olan ‘Daraltılmış bölge’ sisteminde ülke belli sayıdaki milletvekilliği esas alınarak bölgelere ayrılıyor. Türkiye’de 1969’da Süleyman Demirel, 1987 ve 1991’de de Turgut Özal dönemlerinde uygulanan bu sistemde siyasi partiler seçim çevrelerinde dar bölge sisteminden farklı olarak birden daha çok milletvekilliğini kazanmaya çalışıyor.
Bu modelle ilgili son seçim sonuçlarına göre AKP’ye aynı oy oranıyla daha fazla milletvekili kazandıracağı, CHP’nin kaybının olmayacağı, HDP’nin Batı illerinden milletvekili çıkartamasa bile Doğu ve Güneydoğu’dan daha fazla sandalye sahibi olacağı hesapları yapılıyor. Bu sistemin uygulamasında ortaya çıkması olası sakıncaların başında, “AKP’nin seçim çevrelerini daha çok sandalye kazanacak şekilde kendi lehine ayarlaması” sayılıyor.
MHP faktörü
AKP’nin yeni seçim sistemi arayışlarında en büyük güçlüğü mutabakatla ülkeyi tek adam rejimine taşıdığı MHP’nin durumu oluşturuyor. AKP, bu sistemle kayba uğraması kesin görünen MHP’yi kollayıcı formüller üzerinde çalışıyor. Bu çerçevede seçim barajının düşürülmesi, seçim bölgelerinde esas alınacak milletvekili sayısının buna göre belirlenmesi ya da coğrafi ayrımlarda MHP’nin dikkate alınması masada yer alan formüller arasında sayılıyor. Bunun için de “AKP’nin MHP’den referandum sürecinde istediği desteği alıp alamayacağı ve MHP’nin bölünüp bölünmeyeceği” değerlendirmelerde esas alınıyor. MHP’den umduğu desteği referandumda alamaması durumunda AKP’nin daha cesur bir sistem değişikliğine gideceği ya da MHP tabanında yaşanması olası bir bölünme durumunda AKP listelerinde MHP’lilere yer verilerek yine AKP’nin istediği değişikliği yapabileceği konuşuluyor.
‘MHP zarar görür’
CHP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dar bölgenin etnik ve mezhepsel ayrışmalar nedeniyle üniter devlet açısından doğuracağı sıkıntılara dikkati çekerken, daraltılmış bölge sisteminde de bölgelerin oluşumunun büyük partiler lehine yapılmasının temsilde adaleti ortadan kaldıracağını vurguladı. Tezcan, bu değişikliklerden en çok MHP’nin zarar göreceğine dikkat çekti.
Hükümet, başkanlıktan sonra ‘AKP usulü seçim sistemi’ arayışına girdi. MHP’yi ürkütmemek adına AKP yönetiminde ağırlık kazanan görüş, bölgelerin istenildiği gibi belirlendiği ‘Daraltılmış Bölge Sistemi’
Birgün’ün haberine göre; AKP’nin 2013 yılında Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğa ulaşabilmek için gündeme getirdiği ancak tepkiler üzerine vazgeçilen seçim sistemi değişikliği arayışlarına hem başkanlık sistemine uyum hem de olası bir erken seçimde avantaj sağlamak amacıyla hız verildi.
‘Dar bölge’, ‘Daraltılmış bölge’ ya da üçüncü bir karma modelin masada olduğu ancak ülkenin milletvekili sayısına göre bölgelere ayrılması anlamına gelen ‘Dar bölge sistemi’ne iki parti (AKP ve CHP), bir de yedek parti (HDP) modelinin oluşması ile MHP’nin siyaset sahnesinden silinmesi sonucunu getireceği için sıcak bakılmadığı bildirildi. Bu sistemin milletvekillerinin parti genel merkezlerine biatlarını azaltacağı ve HDP gibi belli bölgelerde etkin olan etnik partilerin de önünü açacağı değerlendiriliyor. Bu sistemin hem AKP karşısında güçlü bir muhalefet bloğu oluşturacağı hem de Anayasa değişikliği sürecinde AKP’nin partnerliğini üstlenen MHP’ye zarar vereceği endişesiyle kabul görmediği konuşuluyor.
Çıkara göre oluşturulacak!
Saray ve parti genel merkezinden hukukçuların ortaklaşa çalıştığı bilinen yeni sistem için ‘Daraltılmış bölge’ modelinin öne çıktığı konuşuluyor. Çalışmalarda açık ara öne çıkan model olan ‘Daraltılmış bölge’ sisteminde ülke belli sayıdaki milletvekilliği esas alınarak bölgelere ayrılıyor. Türkiye’de 1969’da Süleyman Demirel, 1987 ve 1991’de de Turgut Özal dönemlerinde uygulanan bu sistemde siyasi partiler seçim çevrelerinde dar bölge sisteminden farklı olarak birden daha çok milletvekilliğini kazanmaya çalışıyor.
Bu modelle ilgili son seçim sonuçlarına göre AKP’ye aynı oy oranıyla daha fazla milletvekili kazandıracağı, CHP’nin kaybının olmayacağı, HDP’nin Batı illerinden milletvekili çıkartamasa bile Doğu ve Güneydoğu’dan daha fazla sandalye sahibi olacağı hesapları yapılıyor. Bu sistemin uygulamasında ortaya çıkması olası sakıncaların başında, “AKP’nin seçim çevrelerini daha çok sandalye kazanacak şekilde kendi lehine ayarlaması” sayılıyor.
MHP faktörü
AKP’nin yeni seçim sistemi arayışlarında en büyük güçlüğü mutabakatla ülkeyi tek adam rejimine taşıdığı MHP’nin durumu oluşturuyor. AKP, bu sistemle kayba uğraması kesin görünen MHP’yi kollayıcı formüller üzerinde çalışıyor. Bu çerçevede seçim barajının düşürülmesi, seçim bölgelerinde esas alınacak milletvekili sayısının buna göre belirlenmesi ya da coğrafi ayrımlarda MHP’nin dikkate alınması masada yer alan formüller arasında sayılıyor. Bunun için de “AKP’nin MHP’den referandum sürecinde istediği desteği alıp alamayacağı ve MHP’nin bölünüp bölünmeyeceği” değerlendirmelerde esas alınıyor. MHP’den umduğu desteği referandumda alamaması durumunda AKP’nin daha cesur bir sistem değişikliğine gideceği ya da MHP tabanında yaşanması olası bir bölünme durumunda AKP listelerinde MHP’lilere yer verilerek yine AKP’nin istediği değişikliği yapabileceği konuşuluyor.
‘MHP zarar görür’
CHP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dar bölgenin etnik ve mezhepsel ayrışmalar nedeniyle üniter devlet açısından doğuracağı sıkıntılara dikkati çekerken, daraltılmış bölge sisteminde de bölgelerin oluşumunun büyük partiler lehine yapılmasının temsilde adaleti ortadan kaldıracağını vurguladı. Tezcan, bu değişikliklerden en çok MHP’nin zarar göreceğine dikkat çekti.