Bahçeli’nin grup konuşmasında satır başları şöyle:
”Biz Meclis’te terörist istemiyoruz, katil istemiyoruz, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz. PKK’nın lehine gözetleme kulesi işlevi gören Türk bayrağını hazmedemeyen, istiklal marşımızı söyleyemeyen, milli ve manevi ortak değerlerimizi kabullenmeyen sözde Kürdistan havariliğinden vazgeçmeyen, Türkçeye rakip dil çıkarmak için her fırsatı ganimet bilen devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti ve partilerin cumhuriyeti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunmaları hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılık muameledir.
Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir. Gelişmeler karşısında ilk önerim 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır.
Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde Anayasa Mahkemesi statüsünün üye yapısının, yargılama usüllerinin radikal bir şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir. Merak ediyorum, Anayasa Mahkemesi’nin malum başkanı ve üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır? Aynı özen, aynı hassasiyet neden ve niçin HDP ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir. Bu anormal çelişkiyi adeta çuvala sığmayan mızrağı neye yorumlayalım.
(Teröre karşı TBMM ortak bildiri) CHP metnin neresini beğenmedi? DEM’in peşinde yuvarlanıyor. Bugünkü CHP, DEM Parti kadar güvenlik tehdidi. CHP yönetimi bizim nazarımızda yok hükmündedir. CHP işgal edilmiştir, Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir.
Memleketi Manisa’da protesto edilen bu şahıs eğer aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecektir.”