DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, fon yöneticilerin iktidarın bittiğini gördüğünü ve yeni hükûmetin ekonomi politikalarını sorduğunu söylerken, bu durumu 2002 seçimleri öncesine benzetti.
Babacan, mevcut ekonomik tabloya ilişkin olarak, “İktidarın bittiğini gören fon yöneticileri yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyor. Bunu 2001’de yaşadım. AK Parti’ye ekonomi politikası soruluyordu. Şimdi de 2002’deki ortamı seziyorum” dedi.
Babacan, Karar yazarı ve programcısı Yıldıray Oğur’a konuştu. Oğur, TİP milletvekili Ahmet Şık’ın da Kılıçdaroğlu’nun potansiyel adaylığı üzerinden gündeme getirdiği “Alevilik” tartışmasını Babacan’a sordu. Babacan, “Kılıçdaroğlu’nun mezhebi mensubiyetiyle ilgili bir tartışma var. ‘Cumhurbaşkanı adayı Alevi olursa Erdoğan karşısında seçilemez’ deniyor, sizin görüşünüz nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İnanın bu dönemde herhangi bir vatandaşımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasıyla alakalı etnik, mezhebi, dini inançlarıyla ilgili konuları gündeme getirmekten ben hicap duyarım. Bugünün Türkiye’sinde bunlar artık gündem olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa, eğer eşit vatandaşlık esassa bunların tartışma konusu bile yapılmaması lazım.”
“Tabii siyasetçiler tabanı önemser ama ideal hedefleri olmalı siyasetçilerin. O ideal hedefler doğrultusunda politika, söylem üretmeleri gerekir. Yoksa aksi popülizm olur. Bugün siyasetçi çıkıp da bir siyasetçinin vay efendim kökeni şudur da mezhebi şudur da bu çok ucuz siyaset. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bu aşamayı geçmiş olması lazım.”
Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinden önce geçiş sürecinin yol haritasında mutabık kalınmasında büyük fayda olduğunu dile getiren Babacan, “İkincisi temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Çünkü cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. O soruların cevabını neye göre verecek?”
Şu an için söylem birliği konusunda altılı masada mutabakat olmadığını dile getiren Babacan, “Bugün için yok. Ama çok yakında o mutabakatın sağlanacağına inanıyorum. Mutabakat demek altıda altı demek. Altıdan bir tanesi bile istemezse bu olmuyor. Bugün için mutabakat yok ama çok yakında olacak diye düşünüyorum çünkü başka türlü yürütmek imkansız bunu” diye konuştu.
Babacan, ortak adayın iyi olacağını savunan liderlerden biri olduğunu söylerken, masada genel görüşün “bugün çok erken, biraz sürenin sonuna doğru bu konuyu ele alalım” şeklinde olduğunu belirtti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, fon yöneticilerin iktidarın bittiğini gördüğünü ve yeni hükûmetin ekonomi politikalarını sorduğunu söylerken, bu durumu 2002 seçimleri öncesine benzetti.
Babacan, mevcut ekonomik tabloya ilişkin olarak, “İktidarın bittiğini gören fon yöneticileri yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyor. Bunu 2001’de yaşadım. AK Parti’ye ekonomi politikası soruluyordu. Şimdi de 2002’deki ortamı seziyorum” dedi.
Babacan, Karar yazarı ve programcısı Yıldıray Oğur’a konuştu. Oğur, TİP milletvekili Ahmet Şık’ın da Kılıçdaroğlu’nun potansiyel adaylığı üzerinden gündeme getirdiği “Alevilik” tartışmasını Babacan’a sordu. Babacan, “Kılıçdaroğlu’nun mezhebi mensubiyetiyle ilgili bir tartışma var. ‘Cumhurbaşkanı adayı Alevi olursa Erdoğan karşısında seçilemez’ deniyor, sizin görüşünüz nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İnanın bu dönemde herhangi bir vatandaşımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasıyla alakalı etnik, mezhebi, dini inançlarıyla ilgili konuları gündeme getirmekten ben hicap duyarım. Bugünün Türkiye’sinde bunlar artık gündem olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa, eğer eşit vatandaşlık esassa bunların tartışma konusu bile yapılmaması lazım.”
“Tabii siyasetçiler tabanı önemser ama ideal hedefleri olmalı siyasetçilerin. O ideal hedefler doğrultusunda politika, söylem üretmeleri gerekir. Yoksa aksi popülizm olur. Bugün siyasetçi çıkıp da bir siyasetçinin vay efendim kökeni şudur da mezhebi şudur da bu çok ucuz siyaset. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bu aşamayı geçmiş olması lazım.”
Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinden önce geçiş sürecinin yol haritasında mutabık kalınmasında büyük fayda olduğunu dile getiren Babacan, “İkincisi temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Çünkü cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. O soruların cevabını neye göre verecek?”
Şu an için söylem birliği konusunda altılı masada mutabakat olmadığını dile getiren Babacan, “Bugün için yok. Ama çok yakında o mutabakatın sağlanacağına inanıyorum. Mutabakat demek altıda altı demek. Altıdan bir tanesi bile istemezse bu olmuyor. Bugün için mutabakat yok ama çok yakında olacak diye düşünüyorum çünkü başka türlü yürütmek imkansız bunu” diye konuştu.
Babacan, ortak adayın iyi olacağını savunan liderlerden biri olduğunu söylerken, masada genel görüşün “bugün çok erken, biraz sürenin sonuna doğru bu konuyu ele alalım” şeklinde olduğunu belirtti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, fon yöneticilerin iktidarın bittiğini gördüğünü ve yeni hükûmetin ekonomi politikalarını sorduğunu söylerken, bu durumu 2002 seçimleri öncesine benzetti.
Babacan, mevcut ekonomik tabloya ilişkin olarak, “İktidarın bittiğini gören fon yöneticileri yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyor. Bunu 2001’de yaşadım. AK Parti’ye ekonomi politikası soruluyordu. Şimdi de 2002’deki ortamı seziyorum” dedi.
Babacan, Karar yazarı ve programcısı Yıldıray Oğur’a konuştu. Oğur, TİP milletvekili Ahmet Şık’ın da Kılıçdaroğlu’nun potansiyel adaylığı üzerinden gündeme getirdiği “Alevilik” tartışmasını Babacan’a sordu. Babacan, “Kılıçdaroğlu’nun mezhebi mensubiyetiyle ilgili bir tartışma var. ‘Cumhurbaşkanı adayı Alevi olursa Erdoğan karşısında seçilemez’ deniyor, sizin görüşünüz nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İnanın bu dönemde herhangi bir vatandaşımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasıyla alakalı etnik, mezhebi, dini inançlarıyla ilgili konuları gündeme getirmekten ben hicap duyarım. Bugünün Türkiye’sinde bunlar artık gündem olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa, eğer eşit vatandaşlık esassa bunların tartışma konusu bile yapılmaması lazım.”
“Tabii siyasetçiler tabanı önemser ama ideal hedefleri olmalı siyasetçilerin. O ideal hedefler doğrultusunda politika, söylem üretmeleri gerekir. Yoksa aksi popülizm olur. Bugün siyasetçi çıkıp da bir siyasetçinin vay efendim kökeni şudur da mezhebi şudur da bu çok ucuz siyaset. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bu aşamayı geçmiş olması lazım.”
Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinden önce geçiş sürecinin yol haritasında mutabık kalınmasında büyük fayda olduğunu dile getiren Babacan, “İkincisi temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Çünkü cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. O soruların cevabını neye göre verecek?”
Şu an için söylem birliği konusunda altılı masada mutabakat olmadığını dile getiren Babacan, “Bugün için yok. Ama çok yakında o mutabakatın sağlanacağına inanıyorum. Mutabakat demek altıda altı demek. Altıdan bir tanesi bile istemezse bu olmuyor. Bugün için mutabakat yok ama çok yakında olacak diye düşünüyorum çünkü başka türlü yürütmek imkansız bunu” diye konuştu.
Babacan, ortak adayın iyi olacağını savunan liderlerden biri olduğunu söylerken, masada genel görüşün “bugün çok erken, biraz sürenin sonuna doğru bu konuyu ele alalım” şeklinde olduğunu belirtti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, fon yöneticilerin iktidarın bittiğini gördüğünü ve yeni hükûmetin ekonomi politikalarını sorduğunu söylerken, bu durumu 2002 seçimleri öncesine benzetti.
Babacan, mevcut ekonomik tabloya ilişkin olarak, “İktidarın bittiğini gören fon yöneticileri yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyor. Bunu 2001’de yaşadım. AK Parti’ye ekonomi politikası soruluyordu. Şimdi de 2002’deki ortamı seziyorum” dedi.
Babacan, Karar yazarı ve programcısı Yıldıray Oğur’a konuştu. Oğur, TİP milletvekili Ahmet Şık’ın da Kılıçdaroğlu’nun potansiyel adaylığı üzerinden gündeme getirdiği “Alevilik” tartışmasını Babacan’a sordu. Babacan, “Kılıçdaroğlu’nun mezhebi mensubiyetiyle ilgili bir tartışma var. ‘Cumhurbaşkanı adayı Alevi olursa Erdoğan karşısında seçilemez’ deniyor, sizin görüşünüz nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İnanın bu dönemde herhangi bir vatandaşımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasıyla alakalı etnik, mezhebi, dini inançlarıyla ilgili konuları gündeme getirmekten ben hicap duyarım. Bugünün Türkiye’sinde bunlar artık gündem olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa, eğer eşit vatandaşlık esassa bunların tartışma konusu bile yapılmaması lazım.”
“Tabii siyasetçiler tabanı önemser ama ideal hedefleri olmalı siyasetçilerin. O ideal hedefler doğrultusunda politika, söylem üretmeleri gerekir. Yoksa aksi popülizm olur. Bugün siyasetçi çıkıp da bir siyasetçinin vay efendim kökeni şudur da mezhebi şudur da bu çok ucuz siyaset. Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bu aşamayı geçmiş olması lazım.”
Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinden önce geçiş sürecinin yol haritasında mutabık kalınmasında büyük fayda olduğunu dile getiren Babacan, “İkincisi temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Çünkü cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. O soruların cevabını neye göre verecek?”
Şu an için söylem birliği konusunda altılı masada mutabakat olmadığını dile getiren Babacan, “Bugün için yok. Ama çok yakında o mutabakatın sağlanacağına inanıyorum. Mutabakat demek altıda altı demek. Altıdan bir tanesi bile istemezse bu olmuyor. Bugün için mutabakat yok ama çok yakında olacak diye düşünüyorum çünkü başka türlü yürütmek imkansız bunu” diye konuştu.
Babacan, ortak adayın iyi olacağını savunan liderlerden biri olduğunu söylerken, masada genel görüşün “bugün çok erken, biraz sürenin sonuna doğru bu konuyu ele alalım” şeklinde olduğunu belirtti.