“Kürt seçmen PKK’nın iki yıl boyunca devam eden yanlış siyasetini onaylamamıştır.”
“Diyarbakır’da Ak Parti’de de bir önceki seçime göre görece bir artış var” diyen Tan, “Önce şu tabloyu ortaya koymak lazım; yani bu bölgede zaten AK Parti’nin, Refah Partisi’nin eskiden beri Kürtler içerisinde ciddi bir tabanı vardı. Dindar, muhafazakar Kürtler, Refah Partisi’ne, Fazilet Partisi’ne, Ak Parti’ye oy veriyordu. Türkiye genelinde şu an bütün alan analistleri diyor ki; 2 milyonun üzerinde dindar- muhafazakâr Ak Partili Kürt seçmen, oyunu HDP’ye verdi. Bir geçiş oldu, 1 Kasım’da bunların 1 milyonu geri döndü. Şu anda da bir kısmı tekrar geri dönüyor. Yani bölgede 400 bin olmak üzere HDP’nin Türkiye genelinde toplamda 700 bin gibi bir oy kaybı var” ifadelerini kullandı.
Tan, oy kaybının nedenine ilişkin, “Ak Parti’den gelen ve şu an tekrar geri dönmekte olan Kürt seçmenler, hendek siyasetine karşı çıkmıştır. PKK’nın iki yıl boyunca devam eden yanlış siyasetini onaylamamıştır. Bunun esas sebebi budur. ‘Hayır’ oyu verenler de hendek doğrudur demedi, yani bundan da o netice çıkmıyor” dedi.
SEBEBİ BELLİ KİMSE SÖYLEYEMİYOR
Altan Tan sonuçların iyi analiz edilmesinin çok önemli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Şu an toplumda bir anket yapın kitlenin içine girin, Kürt halkının ezici çoğunluğu bu siyaseti yanlış görmüştür. Ama Tayyip Erdoğan’a da gidip teslim olmamıştır.”
Referandumda ciddi bir ‘Hayır’ çıktığını, bunun da çok değerli bir oy olduğunu söyleyen HDP’li Tan, “Ak Parti’den gelen ve tekrar geri gitmekte olan bir kitle vardır. Bunun sebeplerinin araştırılması lazım. Bunun sebebi de bellidir. Halk iç savaş istemiyor, hendek siyaseti istemiyor, demokratik kanallara destek verilmesini istiyor” dedi.
Ak Partinin Ordu’da, Trabzon’da, Samsun’da, İstanbul’da, Ankara’da kendi seçmeninden oy kaybettiğini; Doğu’da, Güneydoğu’da niye kaybetmediği sorusunun da cevaplanması gerektiğini söyleyen Tan, “Cevabı birilerine çok zor geliyor. ‘PKK yanlış yaptı, hendek, iç savaş, çatışma, şiddet, terör, yanlıştı’ diyemiyor yüksek sesle” dedi.