Tek adamlık sistemine karşı geniş yankı bulan ‘Hayır’ tavrı AKP’yi strateji geliştirmeye zorluyor. Kulislerde AKP’nin ‘Evet’ oylarını artırmak için sınır ötesi operasyonlar ve ‘önemli isimleri’ yargı önüne çıkarma arayışlarında olduğu konuşuluyor
MHP Lideri Bahçeli’nin açtığı yoldan yürüyerek Erdoğan’ı başkanlık koltuğuna taşımayı hedefleyen AKP, kendi tabanı dışındaki kesimlerin ‘Evet’ oylarını garantilemek için zorlu bir sürece girdi. Milliyetçi tabanın tam desteğini almanın yanı sıra Kürtlerden gelecek oylara da ihtiyacı olan AKP, iki kesimi birden küstürmeden ‘Evet’e yöneltecek politikalar belirlemeye çalışıyor.
18 maddelik Anayasa değişikliği teklifinin oylanacağı nisan ayına kadar yaklaşık iki aylık propaganda sürecini verimli bir şekilde geçirmek isteyen AKP, kesin ‘Hayır’cıların dışında kalan kafası karışık MHP’lileri ve etkin bir ‘Hayır’ kampanyası yürütmeye hazırlanan HDP’ye uzak duran bölgedeki Kürt seçmeni hedefliyor.
Vaatlerle yetinmeyecek
MHP’nin üst yönetiminin desteğine karşın tabanda yeni rejime itirazlar bir yana bu sürecin MHP’nin yok olması ile sonuçlanacağı endişesinin hâkim olduğu biliniyor.
AKP bir yandan ‘örtülü koalisyon’, ‘MHP’ye yakın bakanlar’, ‘kamuda kadro’ söylemleri ile bu görüşte olanlara ulaşmaya çalışırken diğer yandan da ‘milliyetçi dalga’yı yükseltecek bir strateji izlemenin yollarını arıyor. Ankara kulislerinde bu sorunun yanıtı olarak, ‘Teröre karşı etkili mücadele’, ‘Sınır ötesinde başarılı operasyonlar’, ‘Bazı önemli isimleri yargı önüne çıkartma’ gibi tahminler dillendiriliyor. AKP’nin Saray’ a yakınlığı ile bilinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başını çektiği grubun bu görüşün etkili savunucularından olduğu ifade ediliyor. HDP’lilerin tutuklanması, Fırat Kalkanı Harekâtı gibi adımların milliyetçi oylar üzerinde etkili olduğunun görüldüğünü savunan bu grubun daha da sertlik yanlısı olduğu dile getiriliyor.
Kürt seçmene göz kırpılacak
Recep Tayyip Erdoğan’ın hayalini kurduğu başkanlığa ulaşmasına MHP tabanının oyunun da yetmeyebileceği gerçeği, AKP açısından HDP’ye uzak duran Kürt seçmenin oyuna yönelmesi zorunluluğu doğuruyor. Ancak milliyetçi oylara ulaşmaya çalışan AKP’nin izleyeceği sertlik yanlısı politikaların Kürt seçmende yaratacağı tepki de kampanyanın ana temasının belirlenmesinde ikileme yol açıyor.
Sertlik politikasının karşısında olan isimlerin, Kürt seçmeni küstürmemek için ülkede istikrarı ve refahı artıracak söylemlerin dillendirilmesinden yana olduğu ifade ediliyor. Özellikle Başbakan Binali Yıldırım’ın ağzından “Duymadım demeyin hemen başlayın” sözleriyle duyurulan Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik Cazibe Merkezleri Programı gibi projelerin etkin bir şekilde işletilmesi, bölge milletvekillerinin yanı sıra bakanların da referandum sürecinde Doğu ve Güneydoğu’da aktif kampanya yürütmesi gibi yöntemler AKP stratejistlerinin masasında duruyor.
birgün
Tek adamlık sistemine karşı geniş yankı bulan ‘Hayır’ tavrı AKP’yi strateji geliştirmeye zorluyor. Kulislerde AKP’nin ‘Evet’ oylarını artırmak için sınır ötesi operasyonlar ve ‘önemli isimleri’ yargı önüne çıkarma arayışlarında olduğu konuşuluyor
MHP Lideri Bahçeli’nin açtığı yoldan yürüyerek Erdoğan’ı başkanlık koltuğuna taşımayı hedefleyen AKP, kendi tabanı dışındaki kesimlerin ‘Evet’ oylarını garantilemek için zorlu bir sürece girdi. Milliyetçi tabanın tam desteğini almanın yanı sıra Kürtlerden gelecek oylara da ihtiyacı olan AKP, iki kesimi birden küstürmeden ‘Evet’e yöneltecek politikalar belirlemeye çalışıyor.
18 maddelik Anayasa değişikliği teklifinin oylanacağı nisan ayına kadar yaklaşık iki aylık propaganda sürecini verimli bir şekilde geçirmek isteyen AKP, kesin ‘Hayır’cıların dışında kalan kafası karışık MHP’lileri ve etkin bir ‘Hayır’ kampanyası yürütmeye hazırlanan HDP’ye uzak duran bölgedeki Kürt seçmeni hedefliyor.
Vaatlerle yetinmeyecek
MHP’nin üst yönetiminin desteğine karşın tabanda yeni rejime itirazlar bir yana bu sürecin MHP’nin yok olması ile sonuçlanacağı endişesinin hâkim olduğu biliniyor.
AKP bir yandan ‘örtülü koalisyon’, ‘MHP’ye yakın bakanlar’, ‘kamuda kadro’ söylemleri ile bu görüşte olanlara ulaşmaya çalışırken diğer yandan da ‘milliyetçi dalga’yı yükseltecek bir strateji izlemenin yollarını arıyor. Ankara kulislerinde bu sorunun yanıtı olarak, ‘Teröre karşı etkili mücadele’, ‘Sınır ötesinde başarılı operasyonlar’, ‘Bazı önemli isimleri yargı önüne çıkartma’ gibi tahminler dillendiriliyor. AKP’nin Saray’ a yakınlığı ile bilinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başını çektiği grubun bu görüşün etkili savunucularından olduğu ifade ediliyor. HDP’lilerin tutuklanması, Fırat Kalkanı Harekâtı gibi adımların milliyetçi oylar üzerinde etkili olduğunun görüldüğünü savunan bu grubun daha da sertlik yanlısı olduğu dile getiriliyor.
Kürt seçmene göz kırpılacak
Recep Tayyip Erdoğan’ın hayalini kurduğu başkanlığa ulaşmasına MHP tabanının oyunun da yetmeyebileceği gerçeği, AKP açısından HDP’ye uzak duran Kürt seçmenin oyuna yönelmesi zorunluluğu doğuruyor. Ancak milliyetçi oylara ulaşmaya çalışan AKP’nin izleyeceği sertlik yanlısı politikaların Kürt seçmende yaratacağı tepki de kampanyanın ana temasının belirlenmesinde ikileme yol açıyor.
Sertlik politikasının karşısında olan isimlerin, Kürt seçmeni küstürmemek için ülkede istikrarı ve refahı artıracak söylemlerin dillendirilmesinden yana olduğu ifade ediliyor. Özellikle Başbakan Binali Yıldırım’ın ağzından “Duymadım demeyin hemen başlayın” sözleriyle duyurulan Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik Cazibe Merkezleri Programı gibi projelerin etkin bir şekilde işletilmesi, bölge milletvekillerinin yanı sıra bakanların da referandum sürecinde Doğu ve Güneydoğu’da aktif kampanya yürütmesi gibi yöntemler AKP stratejistlerinin masasında duruyor.
birgün