İstanbul seçimlerinin tekrarlanma kararı alınmasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki planı ve stratejiyi merak ediyor.
Takan, o günkü yazısında “Saray kaynaklarından şöyle çok ilginç bir bilgiye ulaştım” diyerek Erdoğan’ın kafasında yerel seçimlerin kaldırılması konusunda henüz fikir aşamasında olan bir plan olduğunu iddia ediyor.
Erdoğan’ın hâlâ bir belediyede kayyum olarak görev yapan bir Vali ile görüşmesini anlattıklarını ileri süren Takan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sayın Vali, Erdoğan ile görüşmesi sırasında konu belediye başkanlarının istifası ve kayyum atamalarına gelir. Vali, Erdoğan’a bu sürecin devam edip etmeyeceğini sorar. ‘Edebilir’ yanıtını alır. Vali bey de kayyum atanan belediyelerde çok verim alındığını, kayyum atanan yerlerde AKP’nin lehine rüzgar estiğini ve bunun anketlere de çok olumlu yansıdığını arz eder. ‘Vatandaş hizmetlerimizden çok memnun’ der. Erdoğan da, kayyum atanan belediyelerden çok memnun olduğunu söyler. Belediye Başkanları atama ile mi yoksa seçimle mi işbaşına gelsin?..”
Erdoğan’ın, belediye başkanlarının atama ile göreve gelme sisteminin bazı ülkelerde uygulandığına ve başarılı sonuçlar alındığına işaret ettiğini ileri süren Takan, “Ve baklayı ağzından çıkarır; ‘Belediye Başkanlarının atama ile göreve gelmesinin daha doğru ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Seçimden sonra gündeme getirebilirim. Çalışmalarınıza ve anketlere devam edin. Bana bu konuda raporlar yazın. ‘Pek tabii ki, Vali bey de Erdoğan’a yerden göğe hak verir!.. ‘Başüstüne efendim’ der…” iddiasını ortaya atıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliğine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın atandığını duyunca bu yazıyı hatırlatmanın aklına geldiğini söyleyen Takan, “Yazıda adını vermediğim o Vali, 31 Mart seçimlerinde Erdoğan tarafından büyük bir ilimizden aday yapıldı. Seçimi kazandı, sandıktan çıktı. O artık Vali ve kayyum değil, seçilmiş belediye başkanı” diyor.
31 Mart mahalli seçiminden sonra Bahçeli’nin mahalli seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik önerdiği teklife dikkat çeken Takan, “YSK zorbalığı ile bir engeli daha aştılar” diyerek AKP kulislerinden şu notları aktarıyor:
“İstanbul seçiminin iptal edilmesinin ardından AKP’deki gerilim daha da arttı. AKP’ milletvekillerinin bir çoğu seçimin yenilenmesini büyük bir risk olarak görürken, kaybedilmesinin erken seçimi kaçınılmaz kılacağını dile getirenler de var.. YSK kararını, ‘AKP’ye atılmış bir taş, kurulmuş bir tuzak’ olarak nitelendiriyor bazıları.. Kafa yorulan esas konu, İstanbul seçiminin nasıl kazanılacağı… Ad adaydan daha çok partinin ve teşkilatların nasıl çalışması gerektiği tartışılıyor.. Nedeni, ‘teşkilatların yorgunluğu’ ve ‘kuşkulu davranışları’, ‘özgüven kaybının yaşanıyor olması’. CHP tabanının daha bütünleşmiş haliyle AKP’nin karşısına çıkacağı bunun karşısında AKP tabanında yeterli bir enerjinin olmadığı görüşü hakim. Her şeye rağmen, bu seçimin belirleyicisinin Erdoğan olacağı konusunda herkes hem fikir.”
“Erdoğan’ın bile bu seçimlerde aday olma noktasına gelebileceği” konusunun dahi tartışıldığını iddia eden Takan, “Belediye başkanlığı seçimleri ile ilgili yasalara baktım, Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanlığına aday olabilir mi?.. Aksi bir hüküm yok. Anayasada da öyle.. Boşluk var… AKP, kulislerinde tartışılıyor; olabileceği pek mümkün görünmese de bu adaylık meselesinin dillendirilmesinin ana nedeni olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Varlık Fonu benzeri bir formül arayışları…” görüşünü dile getiriyor.
İstanbul seçimlerinin tekrarlanma kararı alınmasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki planı ve stratejiyi merak ediyor.
Takan, o günkü yazısında “Saray kaynaklarından şöyle çok ilginç bir bilgiye ulaştım” diyerek Erdoğan’ın kafasında yerel seçimlerin kaldırılması konusunda henüz fikir aşamasında olan bir plan olduğunu iddia ediyor.
Erdoğan’ın hâlâ bir belediyede kayyum olarak görev yapan bir Vali ile görüşmesini anlattıklarını ileri süren Takan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sayın Vali, Erdoğan ile görüşmesi sırasında konu belediye başkanlarının istifası ve kayyum atamalarına gelir. Vali, Erdoğan’a bu sürecin devam edip etmeyeceğini sorar. ‘Edebilir’ yanıtını alır. Vali bey de kayyum atanan belediyelerde çok verim alındığını, kayyum atanan yerlerde AKP’nin lehine rüzgar estiğini ve bunun anketlere de çok olumlu yansıdığını arz eder. ‘Vatandaş hizmetlerimizden çok memnun’ der. Erdoğan da, kayyum atanan belediyelerden çok memnun olduğunu söyler. Belediye Başkanları atama ile mi yoksa seçimle mi işbaşına gelsin?..”
Erdoğan’ın, belediye başkanlarının atama ile göreve gelme sisteminin bazı ülkelerde uygulandığına ve başarılı sonuçlar alındığına işaret ettiğini ileri süren Takan, “Ve baklayı ağzından çıkarır; ‘Belediye Başkanlarının atama ile göreve gelmesinin daha doğru ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Seçimden sonra gündeme getirebilirim. Çalışmalarınıza ve anketlere devam edin. Bana bu konuda raporlar yazın. ‘Pek tabii ki, Vali bey de Erdoğan’a yerden göğe hak verir!.. ‘Başüstüne efendim’ der…” iddiasını ortaya atıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliğine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın atandığını duyunca bu yazıyı hatırlatmanın aklına geldiğini söyleyen Takan, “Yazıda adını vermediğim o Vali, 31 Mart seçimlerinde Erdoğan tarafından büyük bir ilimizden aday yapıldı. Seçimi kazandı, sandıktan çıktı. O artık Vali ve kayyum değil, seçilmiş belediye başkanı” diyor.
31 Mart mahalli seçiminden sonra Bahçeli’nin mahalli seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik önerdiği teklife dikkat çeken Takan, “YSK zorbalığı ile bir engeli daha aştılar” diyerek AKP kulislerinden şu notları aktarıyor:
“İstanbul seçiminin iptal edilmesinin ardından AKP’deki gerilim daha da arttı. AKP’ milletvekillerinin bir çoğu seçimin yenilenmesini büyük bir risk olarak görürken, kaybedilmesinin erken seçimi kaçınılmaz kılacağını dile getirenler de var.. YSK kararını, ‘AKP’ye atılmış bir taş, kurulmuş bir tuzak’ olarak nitelendiriyor bazıları.. Kafa yorulan esas konu, İstanbul seçiminin nasıl kazanılacağı… Ad adaydan daha çok partinin ve teşkilatların nasıl çalışması gerektiği tartışılıyor.. Nedeni, ‘teşkilatların yorgunluğu’ ve ‘kuşkulu davranışları’, ‘özgüven kaybının yaşanıyor olması’. CHP tabanının daha bütünleşmiş haliyle AKP’nin karşısına çıkacağı bunun karşısında AKP tabanında yeterli bir enerjinin olmadığı görüşü hakim. Her şeye rağmen, bu seçimin belirleyicisinin Erdoğan olacağı konusunda herkes hem fikir.”
“Erdoğan’ın bile bu seçimlerde aday olma noktasına gelebileceği” konusunun dahi tartışıldığını iddia eden Takan, “Belediye başkanlığı seçimleri ile ilgili yasalara baktım, Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanlığına aday olabilir mi?.. Aksi bir hüküm yok. Anayasada da öyle.. Boşluk var… AKP, kulislerinde tartışılıyor; olabileceği pek mümkün görünmese de bu adaylık meselesinin dillendirilmesinin ana nedeni olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Varlık Fonu benzeri bir formül arayışları…” görüşünü dile getiriyor.
İstanbul seçimlerinin tekrarlanma kararı alınmasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki planı ve stratejiyi merak ediyor.
Takan, o günkü yazısında “Saray kaynaklarından şöyle çok ilginç bir bilgiye ulaştım” diyerek Erdoğan’ın kafasında yerel seçimlerin kaldırılması konusunda henüz fikir aşamasında olan bir plan olduğunu iddia ediyor.
Erdoğan’ın hâlâ bir belediyede kayyum olarak görev yapan bir Vali ile görüşmesini anlattıklarını ileri süren Takan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sayın Vali, Erdoğan ile görüşmesi sırasında konu belediye başkanlarının istifası ve kayyum atamalarına gelir. Vali, Erdoğan’a bu sürecin devam edip etmeyeceğini sorar. ‘Edebilir’ yanıtını alır. Vali bey de kayyum atanan belediyelerde çok verim alındığını, kayyum atanan yerlerde AKP’nin lehine rüzgar estiğini ve bunun anketlere de çok olumlu yansıdığını arz eder. ‘Vatandaş hizmetlerimizden çok memnun’ der. Erdoğan da, kayyum atanan belediyelerden çok memnun olduğunu söyler. Belediye Başkanları atama ile mi yoksa seçimle mi işbaşına gelsin?..”
Erdoğan’ın, belediye başkanlarının atama ile göreve gelme sisteminin bazı ülkelerde uygulandığına ve başarılı sonuçlar alındığına işaret ettiğini ileri süren Takan, “Ve baklayı ağzından çıkarır; ‘Belediye Başkanlarının atama ile göreve gelmesinin daha doğru ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Seçimden sonra gündeme getirebilirim. Çalışmalarınıza ve anketlere devam edin. Bana bu konuda raporlar yazın. ‘Pek tabii ki, Vali bey de Erdoğan’a yerden göğe hak verir!.. ‘Başüstüne efendim’ der…” iddiasını ortaya atıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliğine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın atandığını duyunca bu yazıyı hatırlatmanın aklına geldiğini söyleyen Takan, “Yazıda adını vermediğim o Vali, 31 Mart seçimlerinde Erdoğan tarafından büyük bir ilimizden aday yapıldı. Seçimi kazandı, sandıktan çıktı. O artık Vali ve kayyum değil, seçilmiş belediye başkanı” diyor.
31 Mart mahalli seçiminden sonra Bahçeli’nin mahalli seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik önerdiği teklife dikkat çeken Takan, “YSK zorbalığı ile bir engeli daha aştılar” diyerek AKP kulislerinden şu notları aktarıyor:
“İstanbul seçiminin iptal edilmesinin ardından AKP’deki gerilim daha da arttı. AKP’ milletvekillerinin bir çoğu seçimin yenilenmesini büyük bir risk olarak görürken, kaybedilmesinin erken seçimi kaçınılmaz kılacağını dile getirenler de var.. YSK kararını, ‘AKP’ye atılmış bir taş, kurulmuş bir tuzak’ olarak nitelendiriyor bazıları.. Kafa yorulan esas konu, İstanbul seçiminin nasıl kazanılacağı… Ad adaydan daha çok partinin ve teşkilatların nasıl çalışması gerektiği tartışılıyor.. Nedeni, ‘teşkilatların yorgunluğu’ ve ‘kuşkulu davranışları’, ‘özgüven kaybının yaşanıyor olması’. CHP tabanının daha bütünleşmiş haliyle AKP’nin karşısına çıkacağı bunun karşısında AKP tabanında yeterli bir enerjinin olmadığı görüşü hakim. Her şeye rağmen, bu seçimin belirleyicisinin Erdoğan olacağı konusunda herkes hem fikir.”
“Erdoğan’ın bile bu seçimlerde aday olma noktasına gelebileceği” konusunun dahi tartışıldığını iddia eden Takan, “Belediye başkanlığı seçimleri ile ilgili yasalara baktım, Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanlığına aday olabilir mi?.. Aksi bir hüküm yok. Anayasada da öyle.. Boşluk var… AKP, kulislerinde tartışılıyor; olabileceği pek mümkün görünmese de bu adaylık meselesinin dillendirilmesinin ana nedeni olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Varlık Fonu benzeri bir formül arayışları…” görüşünü dile getiriyor.
İstanbul seçimlerinin tekrarlanma kararı alınmasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki planı ve stratejiyi merak ediyor.
Takan, o günkü yazısında “Saray kaynaklarından şöyle çok ilginç bir bilgiye ulaştım” diyerek Erdoğan’ın kafasında yerel seçimlerin kaldırılması konusunda henüz fikir aşamasında olan bir plan olduğunu iddia ediyor.
Erdoğan’ın hâlâ bir belediyede kayyum olarak görev yapan bir Vali ile görüşmesini anlattıklarını ileri süren Takan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sayın Vali, Erdoğan ile görüşmesi sırasında konu belediye başkanlarının istifası ve kayyum atamalarına gelir. Vali, Erdoğan’a bu sürecin devam edip etmeyeceğini sorar. ‘Edebilir’ yanıtını alır. Vali bey de kayyum atanan belediyelerde çok verim alındığını, kayyum atanan yerlerde AKP’nin lehine rüzgar estiğini ve bunun anketlere de çok olumlu yansıdığını arz eder. ‘Vatandaş hizmetlerimizden çok memnun’ der. Erdoğan da, kayyum atanan belediyelerden çok memnun olduğunu söyler. Belediye Başkanları atama ile mi yoksa seçimle mi işbaşına gelsin?..”
Erdoğan’ın, belediye başkanlarının atama ile göreve gelme sisteminin bazı ülkelerde uygulandığına ve başarılı sonuçlar alındığına işaret ettiğini ileri süren Takan, “Ve baklayı ağzından çıkarır; ‘Belediye Başkanlarının atama ile göreve gelmesinin daha doğru ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Seçimden sonra gündeme getirebilirim. Çalışmalarınıza ve anketlere devam edin. Bana bu konuda raporlar yazın. ‘Pek tabii ki, Vali bey de Erdoğan’a yerden göğe hak verir!.. ‘Başüstüne efendim’ der…” iddiasını ortaya atıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliğine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın atandığını duyunca bu yazıyı hatırlatmanın aklına geldiğini söyleyen Takan, “Yazıda adını vermediğim o Vali, 31 Mart seçimlerinde Erdoğan tarafından büyük bir ilimizden aday yapıldı. Seçimi kazandı, sandıktan çıktı. O artık Vali ve kayyum değil, seçilmiş belediye başkanı” diyor.
31 Mart mahalli seçiminden sonra Bahçeli’nin mahalli seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik önerdiği teklife dikkat çeken Takan, “YSK zorbalığı ile bir engeli daha aştılar” diyerek AKP kulislerinden şu notları aktarıyor:
“İstanbul seçiminin iptal edilmesinin ardından AKP’deki gerilim daha da arttı. AKP’ milletvekillerinin bir çoğu seçimin yenilenmesini büyük bir risk olarak görürken, kaybedilmesinin erken seçimi kaçınılmaz kılacağını dile getirenler de var.. YSK kararını, ‘AKP’ye atılmış bir taş, kurulmuş bir tuzak’ olarak nitelendiriyor bazıları.. Kafa yorulan esas konu, İstanbul seçiminin nasıl kazanılacağı… Ad adaydan daha çok partinin ve teşkilatların nasıl çalışması gerektiği tartışılıyor.. Nedeni, ‘teşkilatların yorgunluğu’ ve ‘kuşkulu davranışları’, ‘özgüven kaybının yaşanıyor olması’. CHP tabanının daha bütünleşmiş haliyle AKP’nin karşısına çıkacağı bunun karşısında AKP tabanında yeterli bir enerjinin olmadığı görüşü hakim. Her şeye rağmen, bu seçimin belirleyicisinin Erdoğan olacağı konusunda herkes hem fikir.”
“Erdoğan’ın bile bu seçimlerde aday olma noktasına gelebileceği” konusunun dahi tartışıldığını iddia eden Takan, “Belediye başkanlığı seçimleri ile ilgili yasalara baktım, Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanlığına aday olabilir mi?.. Aksi bir hüküm yok. Anayasada da öyle.. Boşluk var… AKP, kulislerinde tartışılıyor; olabileceği pek mümkün görünmese de bu adaylık meselesinin dillendirilmesinin ana nedeni olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Varlık Fonu benzeri bir formül arayışları…” görüşünü dile getiriyor.