The Lancet Public Health’te yayınlanan araştırmayı Amerikan Kanser Derneği yaptı. Araştırmada, 1920 ile 1990 arasında doğan yetişkinler arasında 34 kanser türünde yeni vaka oranı ve 25 kanser türünde ölüm oranlarına bakıldı. Görüldü ki daha genç kuşaklarda birçok kanser türünde sıklık artıyor.
Özellikle 1990 doğum kohortunda ince bağırsak, böbrek ve renal pelvis, pankreas, ve karaciğer ve safra yolu kanserlerinde önemli artışlar görüldü. Obeziteyle ilişkili kanser türlerinde (kolorektal, böbrek, pankreas, uterin, safra yolu, karaciğer gibi) de belirgin artışlar saptandı. Örneğin rahim kanseri, 1990’larda doğanlarda, 1950’lerde doğanlara göre yüzde 169 daha yüksek sıklıkta görülüyor.
Genç nesillerde artan kanser oranları, risk faktörlerine daha fazla maruz kaldıklarını gösteriyor.
Diken’den Mesude Demir söz konusu araştırmayı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda öğretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ürün’e sordu.
Obezite ve hareketsizlik büyük risk
Sebeplerin başında obezite ve beslenme alışkanları geliyor. Obeziteyle ilişkili kanser türleri, özellikle bağırsak, böbrek, safra kesesi, pankreas, mide, meme ve karaciğer kanserlerinde artış görülüyor. Ürün, “1970’lerden bu yana obezite salgını, tüm yaş gruplarını etkiledi. Ancak en hızlı artış 2-19 yaş grubunda” dedi.
Sedanter yaşam tarzı diğer sorumlulardan. Ürün, gençlerin hareketsiz yaşam tarzının, sağlıksız diyetlerle birleşerek kansere yakalanma riskini artırdığını söyledi: “Yüksek doymuş yağ, rafine tahıl, ultra işlenmiş gıdalar ve yüksek eklenmiş şeker tüketimi gibi beslenme alışkanlıkları, özellikle bağırsak ve meme kanseri riskini artırıyor.”
Çevresel kimyasallar (tarım zehirleri, hava kirliliği vs.) ve mikrobiyomdaki değişiklikler artıştaki önemli etkenlerden. Antibiyotik kullanımı ve diyet değişiklikleri nedeniyle bağırsak mikrobiyomunda değişiklikler meydana geldi. Bunlar mikrobiyatının bozulmasına ve kansere yol açabilecek epigenetik değişikliklere neden olabiliyor.
Kadınlarda artan kanserler, erkeklerde azalıyor
Alkol ve sigara tüketimi kanseri artıran önemli faktörlerden. Kadınlar üzerindeki etkisi dikkat çekici. Ürün şunları ekledi: “Genç kadınlar arasında alkol tüketiminin ve aşırı içme oranlarının artması, karaciğer ve ağız boşluğu kanserlerinde artışa neden oldu. Erkeklerdeyse sigara ve alkol kullanımındaki azalma, bazı kanser türlerinde düşüşe yol açtı.”
Benzer faktörler Türkiye’de de etkili
Peki Türkiye’de benzer durum var mı?
Türkiye’deki durumu değerlendirmek için yerel kanser istatistiklerine ve araştırmalarına bakmak gerektiğini belirten Ürün şöyle devam etti: “Ancak, genel olarak dünya genelinde gözlemlenen bazı eğilimler Türkiye’de de benzer şekilde görülüyor. Türkiye’de de obezite oranlarının artması, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı gibi faktörler, kanser sıklığında artışa yol açabilir.”
Sağlık Bakanlığı’nın raporlarına göre erkeklerde en sık akciğer, prostat, kolorektal, mesane ve mide, kadınlardaysa meme, tiroid, kolorektal, rahim ve akciğer kanseri görülüyor. 50 yaş altı bireylerde meme kanseri, tiroid kanseri ve kolorektal kanser öne çıkıyor. Özellikle meme kanseri vakalarının yüzde 41’i 25-49 yaş grubunda görülüyor. Ürün, günlük onkoloji klinik pratiklerinin de bu verileri doğruladığını söyledi.
Teşhis ve tedavi bazılarında ölümleri azaltıyor
Genç nesillerde artan kanser oranları daha yüksek oranda karsinojenik faktörlere (obezite, kötü beslenme, hareketsiz yaşam tarzı gibi) maruz kaldığını gösteriyor. Öte yandan yine söz konusu araştırmaya göre bazı kanser türlerinde sıklık artarken, ölüm oranları düşmüş veya sabit kalmış. Ürün, “Bu durum, erken teşhis ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere bağlanabilir” dedi.
Ürün genç nesillerde artan kanser sıklığının halk sağlığı açısından önemli bir uyarı niteliğinde olduğunu söyledi: “Bu durum, erken yaşta maruziyetlerin azaltılması ve kanser önleme stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Özellikle obeziteyle ilişkili kanserlerin artması, buna yönelik müdahalelerin ve halk sağlığı politikalarının önemini vurguluyor. Bulgular, gelecekteki halk sağlığı politikaları ve kanser önleme stratejileri için önemli ipuçları sunuyor.”
Kanserden korunmak için birkaç ipucu
Ürün kanserden korunmak için aşağıdaki önerilerde bulundu:
*Sigara içmeyin ve tüm tütün ürünlerinden uzak durun.
*Sağlıklı kilonuzu koruyun, obezite, birçok kanser türü için risk faktörü.
*Sağlıklı beslenmek için taze meyve ve sebzelerden zengin, lifli gıdalar tüketin. Kırmızı et ve işlenmiş et tüketimini sınırlayın. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
* Düzenli egzersiz yaparak aktif bir yaşam sürdürün.
*Alkol tüketmeyin.
*Güneşten korunun. Güneş kremi kullanın ve uzun süre güneşte kalmaktan kaçının. Solaryum gibi yapay bronzlaşma yöntemlerinden uzak durun.
*HPV (Human Papilloma Virus) ve hepatit B gibi kanserle ilişkili virüslere karşı aşı olun.
*Doktor tavsiyesine göre düzenli sağlık kontrolleri ve kanser taramaları yaptırın. Meme, rahim ağzı, kolon gibi kanserler için erken teşhis imkânı sağlayan, yaşınıza uygun tarama testlerine katılın.
Uyku önemli
*Değişen uyku düzenleri ve yetersiz uyku, bazı kanser türleriyle ilişkilendirildi. İyi bir uyku düzeni, kanser riskini azaltmada etkili olabilir.
*Kanser riskini azaltmada stres yönetimi ve psikososyal destek önemli rol oynar. Stresle başa çıkma yöntemlerinin öğrenilmesi ve uygulanması, bağışıklık sistemini güçlendirerek kansere karşı koruma sağlayabilir.
*Çevresel kimyasallara ve toksinlere maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Evde ve işyerinde kullanılan kimyasalların güvenli olduğundan emin olunmalı ve koruyucu önlemler alınmalıdır.
*HPV aşısının yaygınlaştırılması, özellikle rahim ağzı kanseri gibi HPV ile ilişkili kanser türlerinin önlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Bu aşının genç yaşlardan itibaren erkek ve kız çocuklarına uygulanması teşvik edilmelidir.
*Erken teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler, bazı kanser türlerinin sıklığındaki artışa rağmen ölüm oranlarını düşürüyor. Bu nedenle, yeni teşhis ve tedavi yöntemlerinin takip edilmesi ve kullanılması önemli.