Great Ormond Street Hastanesi’ndeki doktorlar, Aditi Shankar’ın bağışıklık sisteminin kök hücre nakli sonrasında ‘yeniden programlandığını’ ve bunun sonucunda vücudunun nakil böbreği kendisininmiş gibi kabul ettiğini söyledi.
Kemik iliği nakli ve böbrek aynı donörden (Aditi’nin annesinden) geldiği için yeni böbrek, vücudun bağışlanan organı reddetmesini önlemek için kullanılan immunosupressif (vücut bağışıklık sistemini baskılayan) ilaçlara ihtiyaç duymadan çalışıyor.
Doktorlar nakilden birkaç hafta sonra hastaya immunosupresyon* uygulamayı kesti ve bu sayede Aditi, organ reddini önlemek için genellikle günlük olarak alınması gereken ilaçların uzun vadeli yan etkilerinden korundu.
Aditi’nin bağışıklık sistemini zayıflatan ve böbreklerinin iflas etmesine yol açan Schimke immüno-ossöz displazisi (SIOD) adlı son derece nadir görülen kalıtsal bir hastalığı var. Kendisine sunulan ilk tedavi diyaliz olmuş. Mart 2021’de böbrek fonksiyonu büyük ölçüde azalınca, bağışıklık sistemi çok zayıf olduğundan Aditi’ye böbrek nakli yapılamamış. Bunun üzerine Great Ormond Street Hastanesi’ndeki böbrek, immünoloji ve kök hücre nakli ekipleri, Aditi’ye uygun bir tedavi planı hazırlamak için uluslararası meslektaşlarıyla birlikte çalışmış.
Bu yeni plan uyarınca, ilk önce annesi Divya’dan alınan kök hücrelerin kullanıldığı kemik iliği nakliyle Aditi’nin bağışıklık sistemi yeniden inşa edildi. Altı ay sonra, Mart 2023’te Aditi böbrek nakli için yeterince iyi duruma geldi. Yine annesinin bağışladığı böbreğin nakli sonrasında da Aditi’nin bağışıklık sistemi organı kabul etti.
Guardian’ın haberine göre artık hem bağışıklık sistemi hem de nakledilen böbreği normal şekilde çalışan Aditi okula, arkadaşlarının arasına döndü.
*Yakın zamana kadar organ nakilleri sonrasında takılan organların başarı ile çalışmasındaki en önemli etkenlerden birisi olan immunosupresyon, vücuda verilen değişik ilaçlarla bağışıklık sisteminin baskılanması ve görevini kısmen yapamaz hale getirilmesi anlamını taşıyor. Gerek canlıdan, gerekse kadavradan yapılan tüm nakil ameliyatlarından sonra vücut, yeni takılan organa karşı, savaşmaya başlar. Adeta nakledilen organı bir yabancı gibi kabul ederek onu vücuttan atmaya, reddetmeye çalışır. Bu red atakları vücudumuzun askerleri de sayılan kanın beyaz hücreleri (lökositler) ve bağışıklık sisteminin dalak, timus gibi diğer organlarından gelir.