Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Tutuklu gazetecilerden hikaye: Eğilme, bükülme yok! Dimdik!

by aktifhabercom
May 11, 2017
Tutuklu gazetecilerden hikaye: Eğilme, bükülme yok! Dimdik!
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Haklarındaki asılsız suçlamalarla 113 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat, BirGün’e gönderdikleri mektupla mahpus günlerini anlattılar.

18 Ocak 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski Diken editörü Tunca Öğreten’in kaleme aldığı mahpusluk hikayeye BirGün çalışanı Mahir Kanaat resim çizdi. Hikayelerinde siyasi tutsak Özgür Göcek ile beraber yaşadıkları anlatılıyor.

Öğreten’in kaleme aldığı ve Kanaat’in resimlediği hikaye şöyle:

Eşkıya… Hani şu Yavuz Turgul, Şener Şen, Uğur Yücel üçlüsünün Türkiye sinemasına dirilttiği enfes film. O film Yücel’in canlandırdığı Cumali’nin ölümüne dair bir sahne vardır. Cumali vurulmuş, Eşkıya’nın kollarında ölümü beklemektedir ve sorar: “Ölecek miyim?’’ Eşkıya yanıt verir: “Korkma sadece toprağa gideceksin… Sonra toprak olacaksın… Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin… Oradan özüne ulaşacaksın… Çiçeğin özüne bir arı konacak… Belki… belki o arı ben olacağım.​’’


Meslektaşlarım Mahir ve siyasi hükümlü Özgür Göcek ile Silivri’nin dört duvarı arasında dördüncü ayımızdayız. Baharın yazı, tomurcukların filizlenmeyi, kuşların yeni yuvalarında şarkılar söylemeyi beklemesi gibi devinim olanca hızıyla seyir ederken bir müzice gerçekleşiyor; Cumali gibi bir çiçekle yeniden doğuyoruz.

17 adamlık avlumuzun üzerinde yükselen, dikenli tellerle çevrili duvarın kuytularında dolaşmaya başlıyor serçeler. Belli ki yuva arayışındalar. Popülasyon giderek artıyor. Daha önce burun kıvırdığımız bulgur pilavını, hücremizde tüm güzelliklerinden mahkum kalışımıza inat, serçeleri ve şarkılarını kalbimize bağlayarak kalıcı kılmak.

Özgür, kesip biçerek ilkel bir yemlik haline getirdiği 5 litrelik su bidonu ile bulgurları, kuşların yuva arayışında olduğu 10 metrelik duvarın üzerine atıyor. Kuşlar bir anda tüm açlıklarıyla bulgura hücum ediyorlar. Bu güven veren ritüele bulgur geldikçe devam ediyoruz. Ne mutlu ki, Silivri yönetiminin favori yemeği: Bulgur. Bir hafta sonra kuşların, dikenli tellerin sabitlendiği dirseklerin arasına yuva yaptığına şahit oluyoruz. Hem de öyle kuru kuruya değil… Silivri’nin yeşillere, çiçeklere bahara merhaba dediği arsalarından çalı, çırpı toplayarak yapıyor bunu. Hummalı bir telaş başlıyor güneşin doğuşuyla. Her sabah şarkılarla uyandırıyorlar bizi ve ta ki güneş batana dek devam ediyorlar yuvalarına inşa etmeye. Hayata tutunmak böyle bir şey.. Mevsime ayak uydurmak için sürekli yer değiştiren Yörük’ler geliyor aklıma… Kentleri yıkıldığı için hayatı devam ettirmek adına göç eden Cizreliler… Suriye topraklarında dönen vahşi oyundan kurtulmak için kendilerini öldüresiye plastik bota atan Arap çocukla geliyor aklıma… Hayatta bir şekilde devam ediyor işte, ölüme direniyor.


Bu hummalı yuva yapma çalışması, ister istemez bize günlük temizlik aktivesi olarak geri dönüyor. Çünkü kuşların taşıdığı çalılar, yuvarlardan taşıp avlunun dört bir yanına saçılıyor. Bazen günde iki kez süpürmek zorunda kalıyoruz bahçemizi. Ancak öfkelenmiyoruz serçelere, sayelerinde beton dışında doğaya dair kalıntılar buluyoruz aralarında.

Yine serçelerin şarkılarıyla güne başladığımız bir sabah, Mahir’in sesi duyuluyor: “Tunca! Kuşların taşıdığı çalıları arasında bir tomurcuk var.’’ Avluda toplanıyoruz ve başlatıyoruz istikşafi görüşmeleri… “Karton bardağın içine su koyup tomurcuğu bekletsek mi?” diye soruyor Mahir. “Çalı, çırpıyı ufalayıp toprak haline getirebiliriz” diyorum. Özgür atılıyor hemen “Duvar diplerindeki yosunları da kullanalım, toprak gibi.” Bulgura bir teşekkür niteliği taşıyan tomurcuğu nazikçe alıp, başlıyoruz umut etmeye.

Kuşların getirdiği çalı, çırpıyı süpürmüyor biriktiriyoruz önce. Yeteri kadar biriktiğine kanaat varınca karton bardağın içinde sıkıştırıyoruz ve yalancı bir toprak tabakası oluşturuyoruz. Tomurcuğumuzun toprağın içine yerleştirip açması ümidiyle beklemeye başlıyoruz. Her akşam hücreye taşıyoruz saksı yerine koyduğumuz bardağı çünkü cezaevinde çiçek yetiştirmek yasak. Memurlar görürse el koyabilirler. Üç gün sonra inadımıza eşlik ediyor tomurcuk. Mahir’in sesini duyuyorum. “Açmış, ulen, açmış!”

Üç kafa diziliyoruz bardağın önüne. Kuşların gagasından betonumuza düşen tomurcuğun kökü, uydurduğumuz toprağa sımsıkı tutunmuş işte… Tepesindeki sarı kırçiçeği ile dimdik duruyor. Eğilme, bükülme yok! Dimdik! Tıpkı, elinde babası Mahir’in fotoğrafıyla İstiklal Caddesi’nde “Gazetecilik suç değildir” diye bağıran 6 yaşındaki Eylül gibi; tıpkı Silivri’nin dikenli telleri gölgesinde nikah memuruna ‘’evet’’ diye haykıran hayat arkadaşım Minez gibi…

Dimdik!

 

Haklarındaki asılsız suçlamalarla 113 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat, BirGün’e gönderdikleri mektupla mahpus günlerini anlattılar.

18 Ocak 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski Diken editörü Tunca Öğreten’in kaleme aldığı mahpusluk hikayeye BirGün çalışanı Mahir Kanaat resim çizdi. Hikayelerinde siyasi tutsak Özgür Göcek ile beraber yaşadıkları anlatılıyor.

Öğreten’in kaleme aldığı ve Kanaat’in resimlediği hikaye şöyle:

Eşkıya… Hani şu Yavuz Turgul, Şener Şen, Uğur Yücel üçlüsünün Türkiye sinemasına dirilttiği enfes film. O film Yücel’in canlandırdığı Cumali’nin ölümüne dair bir sahne vardır. Cumali vurulmuş, Eşkıya’nın kollarında ölümü beklemektedir ve sorar: “Ölecek miyim?’’ Eşkıya yanıt verir: “Korkma sadece toprağa gideceksin… Sonra toprak olacaksın… Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin… Oradan özüne ulaşacaksın… Çiçeğin özüne bir arı konacak… Belki… belki o arı ben olacağım.​’’


Meslektaşlarım Mahir ve siyasi hükümlü Özgür Göcek ile Silivri’nin dört duvarı arasında dördüncü ayımızdayız. Baharın yazı, tomurcukların filizlenmeyi, kuşların yeni yuvalarında şarkılar söylemeyi beklemesi gibi devinim olanca hızıyla seyir ederken bir müzice gerçekleşiyor; Cumali gibi bir çiçekle yeniden doğuyoruz.

17 adamlık avlumuzun üzerinde yükselen, dikenli tellerle çevrili duvarın kuytularında dolaşmaya başlıyor serçeler. Belli ki yuva arayışındalar. Popülasyon giderek artıyor. Daha önce burun kıvırdığımız bulgur pilavını, hücremizde tüm güzelliklerinden mahkum kalışımıza inat, serçeleri ve şarkılarını kalbimize bağlayarak kalıcı kılmak.

Özgür, kesip biçerek ilkel bir yemlik haline getirdiği 5 litrelik su bidonu ile bulgurları, kuşların yuva arayışında olduğu 10 metrelik duvarın üzerine atıyor. Kuşlar bir anda tüm açlıklarıyla bulgura hücum ediyorlar. Bu güven veren ritüele bulgur geldikçe devam ediyoruz. Ne mutlu ki, Silivri yönetiminin favori yemeği: Bulgur. Bir hafta sonra kuşların, dikenli tellerin sabitlendiği dirseklerin arasına yuva yaptığına şahit oluyoruz. Hem de öyle kuru kuruya değil… Silivri’nin yeşillere, çiçeklere bahara merhaba dediği arsalarından çalı, çırpı toplayarak yapıyor bunu. Hummalı bir telaş başlıyor güneşin doğuşuyla. Her sabah şarkılarla uyandırıyorlar bizi ve ta ki güneş batana dek devam ediyorlar yuvalarına inşa etmeye. Hayata tutunmak böyle bir şey.. Mevsime ayak uydurmak için sürekli yer değiştiren Yörük’ler geliyor aklıma… Kentleri yıkıldığı için hayatı devam ettirmek adına göç eden Cizreliler… Suriye topraklarında dönen vahşi oyundan kurtulmak için kendilerini öldüresiye plastik bota atan Arap çocukla geliyor aklıma… Hayatta bir şekilde devam ediyor işte, ölüme direniyor.


Bu hummalı yuva yapma çalışması, ister istemez bize günlük temizlik aktivesi olarak geri dönüyor. Çünkü kuşların taşıdığı çalılar, yuvarlardan taşıp avlunun dört bir yanına saçılıyor. Bazen günde iki kez süpürmek zorunda kalıyoruz bahçemizi. Ancak öfkelenmiyoruz serçelere, sayelerinde beton dışında doğaya dair kalıntılar buluyoruz aralarında.

Yine serçelerin şarkılarıyla güne başladığımız bir sabah, Mahir’in sesi duyuluyor: “Tunca! Kuşların taşıdığı çalıları arasında bir tomurcuk var.’’ Avluda toplanıyoruz ve başlatıyoruz istikşafi görüşmeleri… “Karton bardağın içine su koyup tomurcuğu bekletsek mi?” diye soruyor Mahir. “Çalı, çırpıyı ufalayıp toprak haline getirebiliriz” diyorum. Özgür atılıyor hemen “Duvar diplerindeki yosunları da kullanalım, toprak gibi.” Bulgura bir teşekkür niteliği taşıyan tomurcuğu nazikçe alıp, başlıyoruz umut etmeye.

Kuşların getirdiği çalı, çırpıyı süpürmüyor biriktiriyoruz önce. Yeteri kadar biriktiğine kanaat varınca karton bardağın içinde sıkıştırıyoruz ve yalancı bir toprak tabakası oluşturuyoruz. Tomurcuğumuzun toprağın içine yerleştirip açması ümidiyle beklemeye başlıyoruz. Her akşam hücreye taşıyoruz saksı yerine koyduğumuz bardağı çünkü cezaevinde çiçek yetiştirmek yasak. Memurlar görürse el koyabilirler. Üç gün sonra inadımıza eşlik ediyor tomurcuk. Mahir’in sesini duyuyorum. “Açmış, ulen, açmış!”

Üç kafa diziliyoruz bardağın önüne. Kuşların gagasından betonumuza düşen tomurcuğun kökü, uydurduğumuz toprağa sımsıkı tutunmuş işte… Tepesindeki sarı kırçiçeği ile dimdik duruyor. Eğilme, bükülme yok! Dimdik! Tıpkı, elinde babası Mahir’in fotoğrafıyla İstiklal Caddesi’nde “Gazetecilik suç değildir” diye bağıran 6 yaşındaki Eylül gibi; tıpkı Silivri’nin dikenli telleri gölgesinde nikah memuruna ‘’evet’’ diye haykıran hayat arkadaşım Minez gibi…

Dimdik!

 

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu

April 2, 2023
5k
Elon Musk’tan Twitter kararı

Elon Musk’tan Twitter kararı

March 28, 2023
5.1k

Haklarındaki asılsız suçlamalarla 113 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat, BirGün’e gönderdikleri mektupla mahpus günlerini anlattılar.

18 Ocak 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski Diken editörü Tunca Öğreten’in kaleme aldığı mahpusluk hikayeye BirGün çalışanı Mahir Kanaat resim çizdi. Hikayelerinde siyasi tutsak Özgür Göcek ile beraber yaşadıkları anlatılıyor.

Öğreten’in kaleme aldığı ve Kanaat’in resimlediği hikaye şöyle:

Eşkıya… Hani şu Yavuz Turgul, Şener Şen, Uğur Yücel üçlüsünün Türkiye sinemasına dirilttiği enfes film. O film Yücel’in canlandırdığı Cumali’nin ölümüne dair bir sahne vardır. Cumali vurulmuş, Eşkıya’nın kollarında ölümü beklemektedir ve sorar: “Ölecek miyim?’’ Eşkıya yanıt verir: “Korkma sadece toprağa gideceksin… Sonra toprak olacaksın… Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin… Oradan özüne ulaşacaksın… Çiçeğin özüne bir arı konacak… Belki… belki o arı ben olacağım.​’’


Meslektaşlarım Mahir ve siyasi hükümlü Özgür Göcek ile Silivri’nin dört duvarı arasında dördüncü ayımızdayız. Baharın yazı, tomurcukların filizlenmeyi, kuşların yeni yuvalarında şarkılar söylemeyi beklemesi gibi devinim olanca hızıyla seyir ederken bir müzice gerçekleşiyor; Cumali gibi bir çiçekle yeniden doğuyoruz.

17 adamlık avlumuzun üzerinde yükselen, dikenli tellerle çevrili duvarın kuytularında dolaşmaya başlıyor serçeler. Belli ki yuva arayışındalar. Popülasyon giderek artıyor. Daha önce burun kıvırdığımız bulgur pilavını, hücremizde tüm güzelliklerinden mahkum kalışımıza inat, serçeleri ve şarkılarını kalbimize bağlayarak kalıcı kılmak.

Özgür, kesip biçerek ilkel bir yemlik haline getirdiği 5 litrelik su bidonu ile bulgurları, kuşların yuva arayışında olduğu 10 metrelik duvarın üzerine atıyor. Kuşlar bir anda tüm açlıklarıyla bulgura hücum ediyorlar. Bu güven veren ritüele bulgur geldikçe devam ediyoruz. Ne mutlu ki, Silivri yönetiminin favori yemeği: Bulgur. Bir hafta sonra kuşların, dikenli tellerin sabitlendiği dirseklerin arasına yuva yaptığına şahit oluyoruz. Hem de öyle kuru kuruya değil… Silivri’nin yeşillere, çiçeklere bahara merhaba dediği arsalarından çalı, çırpı toplayarak yapıyor bunu. Hummalı bir telaş başlıyor güneşin doğuşuyla. Her sabah şarkılarla uyandırıyorlar bizi ve ta ki güneş batana dek devam ediyorlar yuvalarına inşa etmeye. Hayata tutunmak böyle bir şey.. Mevsime ayak uydurmak için sürekli yer değiştiren Yörük’ler geliyor aklıma… Kentleri yıkıldığı için hayatı devam ettirmek adına göç eden Cizreliler… Suriye topraklarında dönen vahşi oyundan kurtulmak için kendilerini öldüresiye plastik bota atan Arap çocukla geliyor aklıma… Hayatta bir şekilde devam ediyor işte, ölüme direniyor.


Bu hummalı yuva yapma çalışması, ister istemez bize günlük temizlik aktivesi olarak geri dönüyor. Çünkü kuşların taşıdığı çalılar, yuvarlardan taşıp avlunun dört bir yanına saçılıyor. Bazen günde iki kez süpürmek zorunda kalıyoruz bahçemizi. Ancak öfkelenmiyoruz serçelere, sayelerinde beton dışında doğaya dair kalıntılar buluyoruz aralarında.

Yine serçelerin şarkılarıyla güne başladığımız bir sabah, Mahir’in sesi duyuluyor: “Tunca! Kuşların taşıdığı çalıları arasında bir tomurcuk var.’’ Avluda toplanıyoruz ve başlatıyoruz istikşafi görüşmeleri… “Karton bardağın içine su koyup tomurcuğu bekletsek mi?” diye soruyor Mahir. “Çalı, çırpıyı ufalayıp toprak haline getirebiliriz” diyorum. Özgür atılıyor hemen “Duvar diplerindeki yosunları da kullanalım, toprak gibi.” Bulgura bir teşekkür niteliği taşıyan tomurcuğu nazikçe alıp, başlıyoruz umut etmeye.

Kuşların getirdiği çalı, çırpıyı süpürmüyor biriktiriyoruz önce. Yeteri kadar biriktiğine kanaat varınca karton bardağın içinde sıkıştırıyoruz ve yalancı bir toprak tabakası oluşturuyoruz. Tomurcuğumuzun toprağın içine yerleştirip açması ümidiyle beklemeye başlıyoruz. Her akşam hücreye taşıyoruz saksı yerine koyduğumuz bardağı çünkü cezaevinde çiçek yetiştirmek yasak. Memurlar görürse el koyabilirler. Üç gün sonra inadımıza eşlik ediyor tomurcuk. Mahir’in sesini duyuyorum. “Açmış, ulen, açmış!”

Üç kafa diziliyoruz bardağın önüne. Kuşların gagasından betonumuza düşen tomurcuğun kökü, uydurduğumuz toprağa sımsıkı tutunmuş işte… Tepesindeki sarı kırçiçeği ile dimdik duruyor. Eğilme, bükülme yok! Dimdik! Tıpkı, elinde babası Mahir’in fotoğrafıyla İstiklal Caddesi’nde “Gazetecilik suç değildir” diye bağıran 6 yaşındaki Eylül gibi; tıpkı Silivri’nin dikenli telleri gölgesinde nikah memuruna ‘’evet’’ diye haykıran hayat arkadaşım Minez gibi…

Dimdik!

 

Haklarındaki asılsız suçlamalarla 113 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat, BirGün’e gönderdikleri mektupla mahpus günlerini anlattılar.

18 Ocak 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski Diken editörü Tunca Öğreten’in kaleme aldığı mahpusluk hikayeye BirGün çalışanı Mahir Kanaat resim çizdi. Hikayelerinde siyasi tutsak Özgür Göcek ile beraber yaşadıkları anlatılıyor.

Öğreten’in kaleme aldığı ve Kanaat’in resimlediği hikaye şöyle:

Eşkıya… Hani şu Yavuz Turgul, Şener Şen, Uğur Yücel üçlüsünün Türkiye sinemasına dirilttiği enfes film. O film Yücel’in canlandırdığı Cumali’nin ölümüne dair bir sahne vardır. Cumali vurulmuş, Eşkıya’nın kollarında ölümü beklemektedir ve sorar: “Ölecek miyim?’’ Eşkıya yanıt verir: “Korkma sadece toprağa gideceksin… Sonra toprak olacaksın… Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin… Oradan özüne ulaşacaksın… Çiçeğin özüne bir arı konacak… Belki… belki o arı ben olacağım.​’’


Meslektaşlarım Mahir ve siyasi hükümlü Özgür Göcek ile Silivri’nin dört duvarı arasında dördüncü ayımızdayız. Baharın yazı, tomurcukların filizlenmeyi, kuşların yeni yuvalarında şarkılar söylemeyi beklemesi gibi devinim olanca hızıyla seyir ederken bir müzice gerçekleşiyor; Cumali gibi bir çiçekle yeniden doğuyoruz.

17 adamlık avlumuzun üzerinde yükselen, dikenli tellerle çevrili duvarın kuytularında dolaşmaya başlıyor serçeler. Belli ki yuva arayışındalar. Popülasyon giderek artıyor. Daha önce burun kıvırdığımız bulgur pilavını, hücremizde tüm güzelliklerinden mahkum kalışımıza inat, serçeleri ve şarkılarını kalbimize bağlayarak kalıcı kılmak.

Özgür, kesip biçerek ilkel bir yemlik haline getirdiği 5 litrelik su bidonu ile bulgurları, kuşların yuva arayışında olduğu 10 metrelik duvarın üzerine atıyor. Kuşlar bir anda tüm açlıklarıyla bulgura hücum ediyorlar. Bu güven veren ritüele bulgur geldikçe devam ediyoruz. Ne mutlu ki, Silivri yönetiminin favori yemeği: Bulgur. Bir hafta sonra kuşların, dikenli tellerin sabitlendiği dirseklerin arasına yuva yaptığına şahit oluyoruz. Hem de öyle kuru kuruya değil… Silivri’nin yeşillere, çiçeklere bahara merhaba dediği arsalarından çalı, çırpı toplayarak yapıyor bunu. Hummalı bir telaş başlıyor güneşin doğuşuyla. Her sabah şarkılarla uyandırıyorlar bizi ve ta ki güneş batana dek devam ediyorlar yuvalarına inşa etmeye. Hayata tutunmak böyle bir şey.. Mevsime ayak uydurmak için sürekli yer değiştiren Yörük’ler geliyor aklıma… Kentleri yıkıldığı için hayatı devam ettirmek adına göç eden Cizreliler… Suriye topraklarında dönen vahşi oyundan kurtulmak için kendilerini öldüresiye plastik bota atan Arap çocukla geliyor aklıma… Hayatta bir şekilde devam ediyor işte, ölüme direniyor.


Bu hummalı yuva yapma çalışması, ister istemez bize günlük temizlik aktivesi olarak geri dönüyor. Çünkü kuşların taşıdığı çalılar, yuvarlardan taşıp avlunun dört bir yanına saçılıyor. Bazen günde iki kez süpürmek zorunda kalıyoruz bahçemizi. Ancak öfkelenmiyoruz serçelere, sayelerinde beton dışında doğaya dair kalıntılar buluyoruz aralarında.

Yine serçelerin şarkılarıyla güne başladığımız bir sabah, Mahir’in sesi duyuluyor: “Tunca! Kuşların taşıdığı çalıları arasında bir tomurcuk var.’’ Avluda toplanıyoruz ve başlatıyoruz istikşafi görüşmeleri… “Karton bardağın içine su koyup tomurcuğu bekletsek mi?” diye soruyor Mahir. “Çalı, çırpıyı ufalayıp toprak haline getirebiliriz” diyorum. Özgür atılıyor hemen “Duvar diplerindeki yosunları da kullanalım, toprak gibi.” Bulgura bir teşekkür niteliği taşıyan tomurcuğu nazikçe alıp, başlıyoruz umut etmeye.

Kuşların getirdiği çalı, çırpıyı süpürmüyor biriktiriyoruz önce. Yeteri kadar biriktiğine kanaat varınca karton bardağın içinde sıkıştırıyoruz ve yalancı bir toprak tabakası oluşturuyoruz. Tomurcuğumuzun toprağın içine yerleştirip açması ümidiyle beklemeye başlıyoruz. Her akşam hücreye taşıyoruz saksı yerine koyduğumuz bardağı çünkü cezaevinde çiçek yetiştirmek yasak. Memurlar görürse el koyabilirler. Üç gün sonra inadımıza eşlik ediyor tomurcuk. Mahir’in sesini duyuyorum. “Açmış, ulen, açmış!”

Üç kafa diziliyoruz bardağın önüne. Kuşların gagasından betonumuza düşen tomurcuğun kökü, uydurduğumuz toprağa sımsıkı tutunmuş işte… Tepesindeki sarı kırçiçeği ile dimdik duruyor. Eğilme, bükülme yok! Dimdik! Tıpkı, elinde babası Mahir’in fotoğrafıyla İstiklal Caddesi’nde “Gazetecilik suç değildir” diye bağıran 6 yaşındaki Eylül gibi; tıpkı Silivri’nin dikenli telleri gölgesinde nikah memuruna ‘’evet’’ diye haykıran hayat arkadaşım Minez gibi…

Dimdik!

 

ShareTweetShare
Previous Post

Başbakan’ın haberi bile yokmuş!

Next Post

Cari açık 3 milyar dolar oldu

İLGİLİ HABERLER

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu
GÜNDEM

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu

April 2, 2023
5k
Elon Musk’tan Twitter kararı
GÜNDEM

Elon Musk’tan Twitter kararı

March 28, 2023
5.1k
Ali Sunal, ‘kovulduğu’ iddialarını yalanladı: Bir yere gittiğimiz yok!
GÜNDEM

Ali Sunal, ‘kovulduğu’ iddialarını yalanladı: Bir yere gittiğimiz yok!

March 26, 2023
5.4k
‘Asgari nezaket’ isteyen Kübra Par AKP’lilerin hedef tahtasında
Manşet Altı

‘Asgari nezaket’ isteyen Kübra Par AKP’lilerin hedef tahtasında

March 21, 2023
5.1k
Sahte diploma skandalı büyüyor: Erkan Tan ‘Vermiş mehteri‘ almış diplomayı
GÜNDEM

Sahte diploma skandalı büyüyor: Erkan Tan ‘Vermiş mehteri‘ almış diplomayı

March 20, 2023
5.7k
Cumhur İttifakı’na ‘hayır’ dedi: TRT, Fatih Erbakan’ın sesini kesip canlı yayından çıktı
GÜNDEM

Cumhur İttifakı’na ‘hayır’ dedi: TRT, Fatih Erbakan’ın sesini kesip canlı yayından çıktı

March 20, 2023
5.3k
Daha Fazla Haber

AKP’li belediye başkanına kaçak kazıdan hapis cezası

AKP’li belediye başkanına kaçak kazıdan hapis cezası
by Özkan yazar
April 2, 2023
0
5k

Devamını oku

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu

TRT ekranlarında şok: Zafer işareti yapıp görüntüden kayboldu
by Özkan yazar
April 2, 2023
0
5k

Devamını oku

128 saat sonra enkazdan kurtarılan bebek 54 gün sonra annesine kavuştu

128 saat sonra enkazdan kurtarılan bebek 54 gün sonra annesine kavuştu
by Özkan yazar
April 2, 2023
0
5k

Devamını oku

Manavgat Cezaevi’nde işkence: Kolu kırılmaya çalışıldı, boğazı sıkıldı, ters kelepçe vuruldu

Manavgat Cezaevi’nde işkence: Kolu kırılmaya çalışıldı, boğazı sıkıldı, ters kelepçe vuruldu
by Özkan yazar
April 2, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Seccade’ tartışmasında ev sahibi konuştu: Tenkitler sağduyudan uzaktır, haksızlıktır; bu dilden çok yorulduk!

‘Seccade’ tartışmasında ev sahibi konuştu: Tenkitler sağduyudan uzaktır, haksızlıktır; bu dilden çok yorulduk!
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.4k

Devamını oku

‘Zeki Oğuz nerede?’ Kürt iş insanı 10 gündür kayıp

‘Zeki Oğuz nerede?’ Kürt iş insanı 10 gündür kayıp
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Hangisi günah?’ Doğru cevabı bilmek için insan olmak yeterli!

‘Hangisi günah?’ Doğru cevabı bilmek için insan olmak yeterli!
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Kılıçdaroğlu’ndan açıklama: Milletimi asla incitmek istemem; seccadeyi göremediğim için çok üzgünüm

Kılıçdaroğlu’ndan açıklama: Milletimi asla incitmek istemem; seccadeyi göremediğim için çok üzgünüm
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Bupar Araştırma: Gençlerin yüzde 80’i Cumhur İttifakı dışındaki partilere ve liderlere oy verecek

Bupar Araştırma: Gençlerin yüzde 80’i Cumhur İttifakı dışındaki partilere ve liderlere oy verecek
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Murat Gezici: Üniversitelerin neden kapalı tutulduğunu anlıyor musunuz şimdi?

Murat Gezici: Üniversitelerin neden kapalı tutulduğunu anlıyor musunuz şimdi?
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Sinan Ateş cinayeti: Video ile adalet çağrısı yaptı

Sinan Ateş cinayeti: Video ile adalet çağrısı yaptı
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İYİ Partili Kavuncu: Ne tesadüf ki kurşunların isabet ettiği yerlerde Akşener’in fotoğrafları var

İYİ Partili Kavuncu: Ne tesadüf ki kurşunların isabet ettiği yerlerde Akşener’in fotoğrafları var
by aktifhabercom
April 1, 2023
0
5.1k

Devamını oku

İYİ Parti’ye yapılan saldırıyı lanetleyen Demirtaş: Bu tür saldırılar asla iktidardan bağımsız yapılamaz

İYİ Parti’ye yapılan saldırıyı lanetleyen Demirtaş: Bu tür saldırılar asla iktidardan bağımsız yapılamaz
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Kanser şüphesi bulunan mahpus acile kaldırıldı: ‘Hayatım tehlike altında’

Kanser şüphesi bulunan mahpus acile kaldırıldı: ‘Hayatım tehlike altında’
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, Abdullah Gül’e ziyaret

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, Abdullah Gül’e ziyaret
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.2k

Devamını oku

EYT’lilere kötü haber ulaştı! İlk maaşlar rafa kalkıyor:

EYT’lilere kötü haber ulaştı! İlk maaşlar rafa kalkıyor:
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.4k

Devamını oku

‘Fırsat kartı’ belgesi ile Almanya’da çalışmak artık daha kolay

‘Fırsat kartı’ belgesi ile Almanya’da çalışmak artık daha kolay
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.3k

Devamını oku

Şahan Gökbakar YSK’ya ‘karpuzlu’ tepki: ‘Mango olduğuna oy birliğiyle karar verdik’

Şahan Gökbakar YSK’ya ‘karpuzlu’ tepki: ‘Mango olduğuna oy birliğiyle karar verdik’
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Diyanet de ‘Erdoğan sonrasına’ hazırlanıyor: Üst makamlarda değişiklik yapılıyor…

Diyanet de ‘Erdoğan sonrasına’ hazırlanıyor: Üst makamlarda değişiklik yapılıyor…
by Özkan yazar
March 31, 2023
0
5.4k

Devamını oku

İYİ Parti’ye silahlı saldırı: Meral Hanım güçlü bir liderdir; böyle korkutamazsınız

İYİ Parti’ye silahlı saldırı: Meral Hanım güçlü bir liderdir; böyle korkutamazsınız
by aktifhabercom
March 31, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.