Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunan Türkiye’de yaklaşık 10 bin gazeteci işsiz, 142 gazeteci cezaevinde, yüzlerce gazeteci hakkındaki adli davalar ve tazminat davaları görülmeye devam ediyor
29 Kasım 2018’de 15 bin 202 olan sarı basın kartı sahibi sayısı, Nisan 2019’da 14 bin 759’a geriledi.
Gazeteci Nevzat Onaran’ın basın kartı mücadelesi
Gazeteci Nevzat Onaran da sarı basın kartı iptal edilen gazetecilerden biri. 2016 yılının Haziran ayında basın kartı iptal edilen Onaran, 8 Aralık 2016’da o zamanki adı Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı aleyhine dava açtı.
Ancak önce Ankara 2. İdare Mahkemesi ardından da bir üyenin muhalefet şerhine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi otuz yıldır gazetecilik yapan Onaran’ın daha önce yargılandığı bir davayı gerekçe göstererek davayı reddetti.
Onaran: “Türkiye kanun devleti olsa kartım iptal edilmezdi”
VOA Türkçe’ye konuşan Nevzat Onaran, “İptal edildiğinde sürekli basın kartı sahibiydim. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şube Başkanı olduğum 1999 yılında Şanar Yurdatapan’la birlikte ‘Düşünceye Özgürlük’ kampanyası nedeniyle yargılandığım için kartım iptal edildi. Adli sicil kaydım olmadığı halde adli arşivden sildirilmesini istediler. Halbuki benim infazım gerçekleşmişti. Üstelik bu davayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığım davayı da yıllar önce kazanmıştım. 3 bin Euro da tazminat tarafıma ödenmişti. Ama bu dava gerekçe gösterilerek sarı basın kartından mahrum kaldım. Eğer Türkiye kanun devleti olsaydı sarı basın kartım iptal edilmezdi. Ama Türkiye’de buna benzer konularla mağdur edilen milyonlarca insan var” dedi.
Basın Kartı Komisyonu’nun yapısı değiştirildi ancak kimlerden oluştuğunu henüz açıklanmadı
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Basın Kartı Komisyonu’nun 15 üyesinden biri iken anti demokratik uygulamalar nedeniyle komisyondan çekilen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), BYEGM yerine kurulan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın –henüz kimlerden oluştuğu açıklanmayan- dokuz üyeli yapısını da antidemokratik buluyor.
1947’den günümüzde dek Basın Kartı Yönetmeliği 13 kez değiştirildi. Ancak Basın Kartı Komisyonu’nun üye sayısı 1973 yılından beri değişmiyordu.
13 kişilik üye sayısı 15’e çıkarılınca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bunun iptali için dava açtı. Ancak davayı kazanamadı.
Sibel Güneş: “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, iptal edilen basın kartlarının yeniden çıkarılması için büyük uğraş verdiklerini ancak hukuksuzluğu aşamadıklarını belirtti.
VOA Türkçe’ye konuşan Güneş, “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor. İletişim Başkanlığı’nın hiçbir açıklaması yok, dokuz kişilik komisyon kimlerden oluşacak belli değil. 15 Temmuz’da birçok gazetecinin kartları iptal oldu. Bize bu iptallerin ‘FETÖ medyasına dönük’ olarak yapıldığı ifade edildiyse de burada çifte standart uygulandı. 12 Eylül generalleri hakkında yazı yazan meslektaşlarımın kartları iptal edildi. Cemiyet adına basın kartı komisyonu temsilcileri olarak katılıp bunu söylediğimizde ‘böyle bir şey yok’ dediler. Ama kanıtlarıyla ortaya koyduk. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulunca deneyimli kadrolar da tasfiye edildi” dedi.
Disk Basın İş: “Basın kartlarının iktidar tarafından verilmesi doğru değil, gazeteci örgütlerinden oluşan komisyon tarafından verilmeli”
Disk Basın İş ise sarı basın kartının cumhurbaşkanına doğrudan bağlı bir kurum tarafından verilmesinin gazetecilikle örtüşmediği görüşünde.
Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, terör suçlamasıyla gazetecilerin sarı basın kartlarının alınmasının da haksızlık olduğunu ifade ediyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, “Sarı basın kartları yönetmeliği değişti. Terör suçlarından ceza almış gazetecilere, sarı basın kartı verilmeyecek. Yüzlerce gazeteci bu suçlamaya muhatap. Örneğin Musa Kart’a ‘terörist’ diyorlar ve sarı basın kartını iptal ediyorlar. Biz zaten hiçbir zaman sarı basın kartını bir gazeteci ruhsatı olarak görmüyoruz. Gazeteciliğe bu kadar saldırı olduğu anda, iktidar tarafında bu saldırılar sürerken iktidarın verdiği basın kartının da bizim için bir önlemi yok aslında. Dolayısıyla aslında birçok ülkede bu kartları meslek örgütleri vermeli. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk Basın-İş, Haber-Sen, Anadolu’daki gazeteci örgütleri bir komisyon oluştursun belirli ilkelerle versinler” dedi.
Amerika’nın sesi
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunan Türkiye’de yaklaşık 10 bin gazeteci işsiz, 142 gazeteci cezaevinde, yüzlerce gazeteci hakkındaki adli davalar ve tazminat davaları görülmeye devam ediyor
29 Kasım 2018’de 15 bin 202 olan sarı basın kartı sahibi sayısı, Nisan 2019’da 14 bin 759’a geriledi.
Gazeteci Nevzat Onaran’ın basın kartı mücadelesi
Gazeteci Nevzat Onaran da sarı basın kartı iptal edilen gazetecilerden biri. 2016 yılının Haziran ayında basın kartı iptal edilen Onaran, 8 Aralık 2016’da o zamanki adı Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı aleyhine dava açtı.
Ancak önce Ankara 2. İdare Mahkemesi ardından da bir üyenin muhalefet şerhine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi otuz yıldır gazetecilik yapan Onaran’ın daha önce yargılandığı bir davayı gerekçe göstererek davayı reddetti.
Onaran: “Türkiye kanun devleti olsa kartım iptal edilmezdi”
VOA Türkçe’ye konuşan Nevzat Onaran, “İptal edildiğinde sürekli basın kartı sahibiydim. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şube Başkanı olduğum 1999 yılında Şanar Yurdatapan’la birlikte ‘Düşünceye Özgürlük’ kampanyası nedeniyle yargılandığım için kartım iptal edildi. Adli sicil kaydım olmadığı halde adli arşivden sildirilmesini istediler. Halbuki benim infazım gerçekleşmişti. Üstelik bu davayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığım davayı da yıllar önce kazanmıştım. 3 bin Euro da tazminat tarafıma ödenmişti. Ama bu dava gerekçe gösterilerek sarı basın kartından mahrum kaldım. Eğer Türkiye kanun devleti olsaydı sarı basın kartım iptal edilmezdi. Ama Türkiye’de buna benzer konularla mağdur edilen milyonlarca insan var” dedi.
Basın Kartı Komisyonu’nun yapısı değiştirildi ancak kimlerden oluştuğunu henüz açıklanmadı
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Basın Kartı Komisyonu’nun 15 üyesinden biri iken anti demokratik uygulamalar nedeniyle komisyondan çekilen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), BYEGM yerine kurulan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın –henüz kimlerden oluştuğu açıklanmayan- dokuz üyeli yapısını da antidemokratik buluyor.
1947’den günümüzde dek Basın Kartı Yönetmeliği 13 kez değiştirildi. Ancak Basın Kartı Komisyonu’nun üye sayısı 1973 yılından beri değişmiyordu.
13 kişilik üye sayısı 15’e çıkarılınca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bunun iptali için dava açtı. Ancak davayı kazanamadı.
Sibel Güneş: “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, iptal edilen basın kartlarının yeniden çıkarılması için büyük uğraş verdiklerini ancak hukuksuzluğu aşamadıklarını belirtti.
VOA Türkçe’ye konuşan Güneş, “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor. İletişim Başkanlığı’nın hiçbir açıklaması yok, dokuz kişilik komisyon kimlerden oluşacak belli değil. 15 Temmuz’da birçok gazetecinin kartları iptal oldu. Bize bu iptallerin ‘FETÖ medyasına dönük’ olarak yapıldığı ifade edildiyse de burada çifte standart uygulandı. 12 Eylül generalleri hakkında yazı yazan meslektaşlarımın kartları iptal edildi. Cemiyet adına basın kartı komisyonu temsilcileri olarak katılıp bunu söylediğimizde ‘böyle bir şey yok’ dediler. Ama kanıtlarıyla ortaya koyduk. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulunca deneyimli kadrolar da tasfiye edildi” dedi.
Disk Basın İş: “Basın kartlarının iktidar tarafından verilmesi doğru değil, gazeteci örgütlerinden oluşan komisyon tarafından verilmeli”
Disk Basın İş ise sarı basın kartının cumhurbaşkanına doğrudan bağlı bir kurum tarafından verilmesinin gazetecilikle örtüşmediği görüşünde.
Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, terör suçlamasıyla gazetecilerin sarı basın kartlarının alınmasının da haksızlık olduğunu ifade ediyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, “Sarı basın kartları yönetmeliği değişti. Terör suçlarından ceza almış gazetecilere, sarı basın kartı verilmeyecek. Yüzlerce gazeteci bu suçlamaya muhatap. Örneğin Musa Kart’a ‘terörist’ diyorlar ve sarı basın kartını iptal ediyorlar. Biz zaten hiçbir zaman sarı basın kartını bir gazeteci ruhsatı olarak görmüyoruz. Gazeteciliğe bu kadar saldırı olduğu anda, iktidar tarafında bu saldırılar sürerken iktidarın verdiği basın kartının da bizim için bir önlemi yok aslında. Dolayısıyla aslında birçok ülkede bu kartları meslek örgütleri vermeli. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk Basın-İş, Haber-Sen, Anadolu’daki gazeteci örgütleri bir komisyon oluştursun belirli ilkelerle versinler” dedi.
Amerika’nın sesi
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunan Türkiye’de yaklaşık 10 bin gazeteci işsiz, 142 gazeteci cezaevinde, yüzlerce gazeteci hakkındaki adli davalar ve tazminat davaları görülmeye devam ediyor
29 Kasım 2018’de 15 bin 202 olan sarı basın kartı sahibi sayısı, Nisan 2019’da 14 bin 759’a geriledi.
Gazeteci Nevzat Onaran’ın basın kartı mücadelesi
Gazeteci Nevzat Onaran da sarı basın kartı iptal edilen gazetecilerden biri. 2016 yılının Haziran ayında basın kartı iptal edilen Onaran, 8 Aralık 2016’da o zamanki adı Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı aleyhine dava açtı.
Ancak önce Ankara 2. İdare Mahkemesi ardından da bir üyenin muhalefet şerhine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi otuz yıldır gazetecilik yapan Onaran’ın daha önce yargılandığı bir davayı gerekçe göstererek davayı reddetti.
Onaran: “Türkiye kanun devleti olsa kartım iptal edilmezdi”
VOA Türkçe’ye konuşan Nevzat Onaran, “İptal edildiğinde sürekli basın kartı sahibiydim. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şube Başkanı olduğum 1999 yılında Şanar Yurdatapan’la birlikte ‘Düşünceye Özgürlük’ kampanyası nedeniyle yargılandığım için kartım iptal edildi. Adli sicil kaydım olmadığı halde adli arşivden sildirilmesini istediler. Halbuki benim infazım gerçekleşmişti. Üstelik bu davayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığım davayı da yıllar önce kazanmıştım. 3 bin Euro da tazminat tarafıma ödenmişti. Ama bu dava gerekçe gösterilerek sarı basın kartından mahrum kaldım. Eğer Türkiye kanun devleti olsaydı sarı basın kartım iptal edilmezdi. Ama Türkiye’de buna benzer konularla mağdur edilen milyonlarca insan var” dedi.
Basın Kartı Komisyonu’nun yapısı değiştirildi ancak kimlerden oluştuğunu henüz açıklanmadı
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Basın Kartı Komisyonu’nun 15 üyesinden biri iken anti demokratik uygulamalar nedeniyle komisyondan çekilen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), BYEGM yerine kurulan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın –henüz kimlerden oluştuğu açıklanmayan- dokuz üyeli yapısını da antidemokratik buluyor.
1947’den günümüzde dek Basın Kartı Yönetmeliği 13 kez değiştirildi. Ancak Basın Kartı Komisyonu’nun üye sayısı 1973 yılından beri değişmiyordu.
13 kişilik üye sayısı 15’e çıkarılınca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bunun iptali için dava açtı. Ancak davayı kazanamadı.
Sibel Güneş: “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, iptal edilen basın kartlarının yeniden çıkarılması için büyük uğraş verdiklerini ancak hukuksuzluğu aşamadıklarını belirtti.
VOA Türkçe’ye konuşan Güneş, “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor. İletişim Başkanlığı’nın hiçbir açıklaması yok, dokuz kişilik komisyon kimlerden oluşacak belli değil. 15 Temmuz’da birçok gazetecinin kartları iptal oldu. Bize bu iptallerin ‘FETÖ medyasına dönük’ olarak yapıldığı ifade edildiyse de burada çifte standart uygulandı. 12 Eylül generalleri hakkında yazı yazan meslektaşlarımın kartları iptal edildi. Cemiyet adına basın kartı komisyonu temsilcileri olarak katılıp bunu söylediğimizde ‘böyle bir şey yok’ dediler. Ama kanıtlarıyla ortaya koyduk. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulunca deneyimli kadrolar da tasfiye edildi” dedi.
Disk Basın İş: “Basın kartlarının iktidar tarafından verilmesi doğru değil, gazeteci örgütlerinden oluşan komisyon tarafından verilmeli”
Disk Basın İş ise sarı basın kartının cumhurbaşkanına doğrudan bağlı bir kurum tarafından verilmesinin gazetecilikle örtüşmediği görüşünde.
Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, terör suçlamasıyla gazetecilerin sarı basın kartlarının alınmasının da haksızlık olduğunu ifade ediyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, “Sarı basın kartları yönetmeliği değişti. Terör suçlarından ceza almış gazetecilere, sarı basın kartı verilmeyecek. Yüzlerce gazeteci bu suçlamaya muhatap. Örneğin Musa Kart’a ‘terörist’ diyorlar ve sarı basın kartını iptal ediyorlar. Biz zaten hiçbir zaman sarı basın kartını bir gazeteci ruhsatı olarak görmüyoruz. Gazeteciliğe bu kadar saldırı olduğu anda, iktidar tarafında bu saldırılar sürerken iktidarın verdiği basın kartının da bizim için bir önlemi yok aslında. Dolayısıyla aslında birçok ülkede bu kartları meslek örgütleri vermeli. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk Basın-İş, Haber-Sen, Anadolu’daki gazeteci örgütleri bir komisyon oluştursun belirli ilkelerle versinler” dedi.
Amerika’nın sesi
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunan Türkiye’de yaklaşık 10 bin gazeteci işsiz, 142 gazeteci cezaevinde, yüzlerce gazeteci hakkındaki adli davalar ve tazminat davaları görülmeye devam ediyor
29 Kasım 2018’de 15 bin 202 olan sarı basın kartı sahibi sayısı, Nisan 2019’da 14 bin 759’a geriledi.
Gazeteci Nevzat Onaran’ın basın kartı mücadelesi
Gazeteci Nevzat Onaran da sarı basın kartı iptal edilen gazetecilerden biri. 2016 yılının Haziran ayında basın kartı iptal edilen Onaran, 8 Aralık 2016’da o zamanki adı Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı aleyhine dava açtı.
Ancak önce Ankara 2. İdare Mahkemesi ardından da bir üyenin muhalefet şerhine rağmen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi otuz yıldır gazetecilik yapan Onaran’ın daha önce yargılandığı bir davayı gerekçe göstererek davayı reddetti.
Onaran: “Türkiye kanun devleti olsa kartım iptal edilmezdi”
VOA Türkçe’ye konuşan Nevzat Onaran, “İptal edildiğinde sürekli basın kartı sahibiydim. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şube Başkanı olduğum 1999 yılında Şanar Yurdatapan’la birlikte ‘Düşünceye Özgürlük’ kampanyası nedeniyle yargılandığım için kartım iptal edildi. Adli sicil kaydım olmadığı halde adli arşivden sildirilmesini istediler. Halbuki benim infazım gerçekleşmişti. Üstelik bu davayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığım davayı da yıllar önce kazanmıştım. 3 bin Euro da tazminat tarafıma ödenmişti. Ama bu dava gerekçe gösterilerek sarı basın kartından mahrum kaldım. Eğer Türkiye kanun devleti olsaydı sarı basın kartım iptal edilmezdi. Ama Türkiye’de buna benzer konularla mağdur edilen milyonlarca insan var” dedi.
Basın Kartı Komisyonu’nun yapısı değiştirildi ancak kimlerden oluştuğunu henüz açıklanmadı
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Basın Kartı Komisyonu’nun 15 üyesinden biri iken anti demokratik uygulamalar nedeniyle komisyondan çekilen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), BYEGM yerine kurulan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın –henüz kimlerden oluştuğu açıklanmayan- dokuz üyeli yapısını da antidemokratik buluyor.
1947’den günümüzde dek Basın Kartı Yönetmeliği 13 kez değiştirildi. Ancak Basın Kartı Komisyonu’nun üye sayısı 1973 yılından beri değişmiyordu.
13 kişilik üye sayısı 15’e çıkarılınca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bunun iptali için dava açtı. Ancak davayı kazanamadı.
Sibel Güneş: “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, iptal edilen basın kartlarının yeniden çıkarılması için büyük uğraş verdiklerini ancak hukuksuzluğu aşamadıklarını belirtti.
VOA Türkçe’ye konuşan Güneş, “Basın kartlarının yenilenmesi kapalı devre gidiyor. İletişim Başkanlığı’nın hiçbir açıklaması yok, dokuz kişilik komisyon kimlerden oluşacak belli değil. 15 Temmuz’da birçok gazetecinin kartları iptal oldu. Bize bu iptallerin ‘FETÖ medyasına dönük’ olarak yapıldığı ifade edildiyse de burada çifte standart uygulandı. 12 Eylül generalleri hakkında yazı yazan meslektaşlarımın kartları iptal edildi. Cemiyet adına basın kartı komisyonu temsilcileri olarak katılıp bunu söylediğimizde ‘böyle bir şey yok’ dediler. Ama kanıtlarıyla ortaya koyduk. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulunca deneyimli kadrolar da tasfiye edildi” dedi.
Disk Basın İş: “Basın kartlarının iktidar tarafından verilmesi doğru değil, gazeteci örgütlerinden oluşan komisyon tarafından verilmeli”
Disk Basın İş ise sarı basın kartının cumhurbaşkanına doğrudan bağlı bir kurum tarafından verilmesinin gazetecilikle örtüşmediği görüşünde.
Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, terör suçlamasıyla gazetecilerin sarı basın kartlarının alınmasının da haksızlık olduğunu ifade ediyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, “Sarı basın kartları yönetmeliği değişti. Terör suçlarından ceza almış gazetecilere, sarı basın kartı verilmeyecek. Yüzlerce gazeteci bu suçlamaya muhatap. Örneğin Musa Kart’a ‘terörist’ diyorlar ve sarı basın kartını iptal ediyorlar. Biz zaten hiçbir zaman sarı basın kartını bir gazeteci ruhsatı olarak görmüyoruz. Gazeteciliğe bu kadar saldırı olduğu anda, iktidar tarafında bu saldırılar sürerken iktidarın verdiği basın kartının da bizim için bir önlemi yok aslında. Dolayısıyla aslında birçok ülkede bu kartları meslek örgütleri vermeli. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk Basın-İş, Haber-Sen, Anadolu’daki gazeteci örgütleri bir komisyon oluştursun belirli ilkelerle versinler” dedi.
Amerika’nın sesi