İsveç merkezli Stockholm Center for Freedom (SCF) adlı sivil toplum kuruluşunun yayınladığı araştırma raporu, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda gelinen son durum ile ilgili çarpıcı bilgiler içeriyor.
Türkiye’de basın özgürlüğü önündeki engellerin bilinenden çok daha vahim olduğunun altını çizen SCF Başkanı Abdullah Bozkurt, “Bir çok gazetecinin yetkili makamlar tarafından uydurulmuş gerekçeler yüzünden özgürlüğünü kaybettiğini” söylüyor.
10 BİNDEN FAZLA GAZETECİ İŞSİZ
Benzer gerekçeler yüzünden pek çok gazetecinin ülkeyi terk ettiği bilgisini aktaran Bozkurt, raporu hazırlarken sürgündeki gazetecilerin oldukça zor ve yıpratıcı şartlarda hayatta kalmaya çalıştıklarına şahit olduklarını belirtti.
SCF, titiz bir çalışma sonucu 191 hükümlü/tutuklu medya mensubunun isim isim bilgisine ulaştı. 21 gazeteci hükümlü durumdayken, 170’i tutuklu gazetecinin çoğunun henüz iddianamesi bile hazırlanmadı. 92 gazeteci ise haklarında verilen gözaltı kararı ile halen aranıyor.
Hükümetin, hakkında gözaltı kararı olan bazı gazetecilerin yerine aile üyelerini hapse attığı da araştırmada yer alıyor. Ulusal bir gazetenin genel yayın yönetmenin eşi ve ünlü bir gazetecinin kardeşi halen cezaevinde tutuklu bulunuyor. Raporda yer verilen çarpıcı ayrıntılardan birini de muhalif bir medya yöneticisinin şoförü olduğuna inanılan bir medya çalışanının darbeden hemen sonra tutuklanması.
GAZETECİLER TERÖRİST OLARAK TANIMLANIYOR
SCF yetkilileri, raporu hazırlarken oldukça dikkatli çalışılmasına rağmen Türkiye’deki resmi makamlardan bilgi alma ve bilgiyi teyit etme konusunda yaşanan sıkıntılar ve OHAL ile daha da artan baskı ortamı yüzünden muhtemel eksikliklere binaen her türlü güncelleme, düzeltme ve bilgi paylaşımına açık olduklarını ifade ediyor.
AKP hükümeti ise, cezaevinde hiçbir gazetecinin bulunmadığını iddia etmekte. Gazeteci olduğu bilinen isimleri terörist ve adi suçlu olarak tanımlamakta. AKP hükümeti iddia ettiği suçları işlediğine inandığı kişilerin kimlik bilgilerini de kamuoyu ile paylaşmamakta. Son olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından hazırlanan “Avrupa’da Medya Özgürlüğüne ve Gazetecilere Saldırılar” raporu için temasa geçen Avrupalı yetkililerin hapisteki gazetecilerle ilgili bilgi alma çabaları da sonuçsuz kalmıştı.
DÜNYADA EN ÇOK TUTUKLU GAZETECİ TÜRKİYE’DE
Hükümet, gizlilik kararı gerekçesiyle dava dosyalarını ve iddia edilen delillere dair bilgileri gazeteciler ve avukatlarıyla paylaşmamaktadır. Araştırmada önemli bir detayı da tutuklu gazetecilerin aile üyelerinin ve avukatlarının hapisteki yakınlarının başına daha fazla sıkıntı açılır endişesi ile ellerindeki kısıtlı bilgiyi dahi paylaşmakta tereddüt ve tedirginlik yaşadıklarının kaydedilmesi oluşturuyor.
SCF raporuna göre, halen yurtdışında sürgünde yaşamak zorunda kalan ya da sayıları oldukça azalan bağımsız medya kuruluşlarında çalışmakta olan gazeteciler ölüm tehditleri, hapis baskısı, ayrımcılık, nefret söylemi, şiddet ve sansür ile mücadele etmek zorunda kalıyor. Dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke olan Türkiye, basın ve ifade özgürlüğünü ihlal konusunda kötü sicile sahip ülkelerin açık ara önüne geçerken, basına yönelik her türlü baskıyı devam ettirmektedir.