29 Gazeteciyle ilgili iddianamede savcı twit, rt ve gelen yorumlardan müebbet çıkardı.
İsveç merkezli insan hakları derneği Stockholm Center for Freedom (SCF), iddianamedeki bu tweet ve RT’leri tek tek incelemiş. SCF’nin haberine göre Savcı Çağlak’ın suç delili olarak sıraladığı RT’ler arasında ABD’li filozof Noam Chomsky’nin açıklamaları, CHP milletvekillerinin tweet’leri ve darbe karşıtı tweet’ler var. İşin daha da ironik yönü, söz konusu tweet’leri atanlar hakkında herhangi bir soruşturma olmayıp aynı paylaşımları RT yapan bu gazetecilerin ‘terör’ suçlaması ile yargılanması.
Savcı, hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı halde bir Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tanımı yapıyor. Gazetecileri de örgüt adına sosyal medya üzerinden algı oluşturma ve manipülasyon yapmakla suçluyor. Hatta sadece sosyal medya ile sınırlı kalmayıp yazılı ve görsel basında örgütün amacı doğrultusunda haber yapma suçlaması da getiriyor. Ancak getirdiği “deliller”, hem düşünce özgürlüğü tarihine hem de kara mizah tarihine girecek cinsten.
‘DEMOKRASİYİ TERÖR ÖRGÜTÜNE BOĞDURMAYIZ’ DEMEK TERÖR SUÇU
İddianameye ‘suç’ olarak giren bu tweet ve RT’lerden bazıları şöyle:
Habertürk televizyonunun eski haber koordinatörü Abdullah Kılıç, 15 Mart 2016 tarihinde BBC [email protected] isimli hesaptan yapılan ”Cemil Bayık Times’a konuştu: Erdoğan’ı ve AKP’yi devirmek istiyoruz” şeklindeki tweeti paylaşmış. Üzerine de “Demokrasiyi terör örgütüne boğdurmayız” şeklinde yorum eklemiş. Savcıya göre bu ‘terör örgütü üyeliğine’ delil.
Hükümet tarafından el konulan Zaman Gazetesi’nin eski genel yayın editörü Ali Akkuş, 30 Mayıs 2016 tarihinde gazeteci Hasan Cemal’in attığı bir tweet’i RT etmiş. Hasan Cemal, 15 Temmuz’dan sonra tutuklanan eski Zaman yazarı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’nin “Paralelci olarak MGK ya soruyorum, hedef alınan bu kesim hangi terör eylemini yaptı?” şeklindeki yazısını twitter’da paylaşmıştı. Ali Akkuş da bu tweet’i retweet yaptığı için iddianameye girmiş durumda.
Akkuş’un RT yaptığı bir diğer tweet de Yeni Asya gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz’e ait. Güleçyüz, 20 Haziran 2016 tarihinde “İyice azaltılan alternatif medya kanallarından biri daha göz göre göre idam edilecek, öylemi? Yazıklar olsun…” tweet’i atmış. Akkuş’un da bunu RT etmesi iddianamedeki deliller arasında.
‘HUKUKSUZLUĞA İZİN VERME’ TWEET’İNİ RT ETMEK SUÇ
Aynı şekilde Ali Akkuş, hükümet tarafından kapatılmakla tehdit edilen Can Erzincan TV’nin sosyal medya hesabından yapılan “Hukuksuzluğa izin verme, kapatma, kapattırma” şeklindeki paylaşımı RT’lemiş. Bu da iddianameye suç delili olarak girmiş. Can Erzincan TV, 15 Temmuz’dan sonra çıkarılan bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı.
24 Haziran 2016 tarihinde CHP Milletvekili Veli Ağbaba, hükümetin muhalif şirketlere kayyum atamasını eleştiren bir tweet atmış. Ali Akkuş, Ağbaba’nın “AKP’nin kayyumları her ay 61 asgari ücretlinin toplam maaşını alıyor. Görevleri şirket hortumlamak ve batırmak. Paçalarından haram akıyor”, “Eskiden bankalar hortumlanırdı, şimdi AKP’nin kayyumları şirket hortumluyor” şeklindeki tweetlerini retweet yapmış. Bunlar da Savcı Çağlak’a göre suç delili sayılıyor.
CHOMSKY’NİN ‘MEDYAYA DARBE’ AÇIKLAMASINI PAYLAŞAMAZSIN!
Ali Akkuş’un, 16 Aralık 2015 tarihinde attığı “Dünyaca ünlü düşünür Chomsky: Medyaya darbe Türkiye’nin gerilemesine işarettir” şeklindeki tweet de iddianamede. Savcı, “Şüpheli tarafından paylaşılmış veya retweet yapılmış yukarıdaki tweetler örgüt üyelerinin kara propaganda yaptıkları konular arasında yer almaktadır” diyor.
KHK ile kapatılan Meydan gazetesinin köşe yazarı Atilla Taş’a yöneltilen suçlamalar arasında da attığı tweet ve RT’ler var. Bunlardan biri, Taş’ın 27 Mayıs 2016 tarihinde Meydan Genel Yayın Yönetmeni Levent Kenez için yazdığı “Tanıdığım en ahlaklı, beyefendi, dürüst, kibar ve insan evladı adamlardandır, dosttur candır, Nokta” şeklindeki tweet.
Bir diğer sanık gazeteci Bülent Ceyhan, [email protected] isimli hesaptan yapılan “AKP’nin Işid’e nasıl göz yumduğunu belgeler ile açıklıyor. İşte bu yüzden korkuyorlar #AKPninKorkusuErenErdem” şeklindeki paylaşımı RT ettiği için suçlanıyor. Aynı tweet’i 987 kişinin RT’lediği halde sadece Ceyhan’a dava açılması, savcının suç uydurma gayretini gözler önüne seriyor.
Yine KHK ile kapatılan Aksiyon dergisi muhabirlerinden Bünyamin Köseli de sosyal medya paylaşımları yüzünden tutuklu. Köseli, 12 Mart 2016 tarihinde “DrSteveneu” isimli hesaptan yapılan, “İnsan öldüren insani yardımlar! Çocukları yetim bırakan yardımlar! Katilsiniz, hem de yüz binlerce insanın!” şeklindeki paylaşımını retweet yaptığı için suçlanıyor. Savcı, Köseli’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni IŞİD terör örgütüne yardım eden devlet olarak göstermeye çalıştığını iddia ediyor.
SAVCIYA GÖRE MEDYASCOPE, GAZETEPORT, ABC CEMAATE HİZMET EDİYORMUŞ
İddianamedeki bir diğer gazeteci, Aksiyon dergisinin deneyimli muhabirlerinden Cemal Kalyoncu. 17 Temmuz 2016 günü @yenergunes adresinden atılan “Medyascope, Gazeteport, Rotahaber, ABC Gazetesi ve Karşı Gazete’nin internet sitelerine erişim engellendi” şeklindeki tweeti reetwet yaptığı için suçlanıyor. Savcı iddianamesinde, “Bilindiği üzere bu siteler örgüt amacı doğrultusunda algı amaçlı kullanılmaktadır.” diyor. Ancak zikredilen internet haber portallarının tamamı Gülen Hareketi ile ilgisi olmayan, tamamen AKP muhalifi çizgide yayın yapan platformlar.
Genç gazetecilerden Cihan Acar da iddianamede attığı tweet’lerle kendine yer buluyor. Kapatılan Bugün gazetesinin muhabiri Cihan Acar’ın, Zaman gazetesine el konulmasını protesto ederek “#ZamanSusturulamaz” hashtag’i altında yaptığı paylaşımlar tek tek sıralanıyor.
‘DARBECİLER İFŞA EDİLSİN’ TWEET’İNİ RT’LERSEN TUTUKLANIRSIN
Kapatılan Millet gazetesinin yazı işleri müdürü Cuma Ulus’la ilgili deliller arasında da RT’ler var. Örneğin 17 Temmuz 2016 günü @CanErzincan_TV adresinden “KAMUOYUNA DUYURU, Can Erzincan TV’nin yayınları TÜRKSAT tarafından hukuksuzca kesilmiştir. Kamu oyuna duyurulur.. ” şeklindeki tweet’i paylaşmış. Yine aynı gün Avukat Günay Yılmaz’ın seri twet’lerini RT etmiş. Günay Yılmaz’a ait tweet’lerden bazıları şöyle: “Darbecilerin bağlantıları kim/kimlerse tespit ve ifşa edilmelidir ; Darbe teşebbüsü bir fırsat olarak görüp ülkenin parti devleti haline getirilmesi kabul edilemez ve en az darbe kadar hukuksuzluktur; Siyasi saiklerle, darbe karşıtı olan asker ve hukukçuların darbe gibi ağır bir suç ile tasfiye edilmeleri en hafif tabirle vicdansızlık”
Cuma Ulus’un, bağımsız haber portalı P24 tarafından 11 Temmuz 2016 tarihinde atılan “#BenGazeteciyim #GazetecilikSuçDeğildir.tuğba tekerek @tugbatekerek Ben M.Baransu, ben M.Çoban, MİT belgesini haber yaptım. 52 yılla yargılanıyorum. #bengazeteciyim #gazeteciliksuçdeğil” şeklindeki twet’lerini paylaşması da iddianameye ‘terör örgütü delili’ olarak girmiş.
Yine usta gazetecilerden Derya Sazak’ın 08 Temmuz 2016 tarihli “Gazetecilere gözaltı kararı çıkart, tutuklatmaya çalış, sonra kaçtı diye zil takıp oyna. Tarık Toros Londra’daymış. Bayram tatiline mi gitti acaba?” tweet’lerini RT yapmak da Cuma Ulus’a yöneltilen suçlamalar arasında.
‘ŞİDDET KARŞITI’ TWEET, TERÖR DELİLİ
Genç gazetecilerden Emre Soncan’ın 10 Mayıs 2016 tarihinde “Mümtaz’er Hoca ezber bozmuş.. Bence de ‘direnme’ -şiddet hariç- hem meşrudur, hem ahlaki bir sorumluluktur.” şeklindeki tweet’i, ‘şiddet karşıtı olmasına rağmen ‘terör örgütü delilleri arasında’ sayılmış. Soncan ayrıca, 25 Şubat 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasında hak ihlali olduğuna hükmetmesini içeren Cumhuriyet Gazetesi haberini paylaşmış. Altına da “Çok mutlu oldum….Karaca, Baransu ve diğer meslektaşlarımızla ilgili de müjdeli haberler almak dileği ile” diye yazmış. Savcı bunu da ‘terör delilleri’ arasında sayıyor.
Zaman gazetesinin deneyimli CHP muhabiri Habib Güler’in suçlandığı paylaşımlar ise şunlar: “Bugün ve Millet’i basan Habertürk kayyum tehdidiyle dün bu gazeteleri basmadı. Gazeteleri Hürriyet bastı. Teşekkürler cesur @Hurriyet”, “27 Mayıs darbesinin 56. yıl dönümünde, tüm darbecileri ve adaleti katledenleri, tüm zalimleri ve milletin hakkını yiyenleri lanetliyoruz..”, “Haberleri nedeniyle suçlananlar tutuksuz yargılanmalı. Tutukluluk tehdidi, habercileri ve gerçekleri susturur.. #BaransuTutuksuzYargılansın “, “Darbe girişimini aydınlatmak ve hainlerden hesap sormak Meclis’in namus borcudur. Bir komisyon kurulmalı ve tüm gerçekleri ortaya çıkarmalı.”, “Namlusunu millete çevirip milletin meclisini yıkan hainler, hep lanetle anılacak. Bu millet, iradesine kast edenlere gereken cevabı verecek.”
Kapatılan Zaman gazetesinin yazarlarından Büşra Erdal da yaptığı RT’lerle ‘suç işleyen’ gazeteciler arasında. 17 Temmuz 2016 tarihinde internet haber portalı T24’ün twitter adresinden yapılan “Gülen: Uluslararası bir komisyon darbeyi araştırsın, sonucunu şimdiden kabul ediyoruz” şeklindeki paylaşımı retweet yaptığı için suçlanıyor.
Kapatılan Millet gazetesi yazarlarından Murat Aksoy, [email protected]hesabından 21 Şubat 2015 tarihinde paylaşılan “Bank Asya: müsaderenin son kurbanı..” şeklindeki tweeti retweet yaptığı için suçlanıyor.
ATTIĞI TWEET’İN ALTINA GELEN YORUMLARDAN YARGILANAN GAZETECİ
Aynı gazetenin eski yazı işleri müdürü Mutlu Çölgeçen’e yöneltilen suçlama ise komedi filmlerini aratmıyor. Çölgeçen, attığı twet’lere gelen yorumlar üzerinden suçlanıyor. Örneğin, 07 Temmuz 2016 tarihinde “Ruh halim fırtına öncesi sessizlik gibi…” şeklinde bir tweet atmış. Altına, “Güzel Günler Gelecek” isimli bir kullanıcının “Aynen benim de.” şeklinde yorum yapması şüpheli bulunmuş. Savcı Çağlak, gerekçe olarak “Güzel Günler Gelecek” hesabının sosyal medyada algı oluşturmak için oluşturulmuş troll diye tabir edilen hesaplardan biri olduğu iddiasını eklemiş.
Mutla Çölgeçen, 2 Temmuz 2016 tarihinde “Ben açık diyeyim. Kaos artarsa, muhalefet uzerine düşeni yapmaz ve iktidar da sağduyulu olmazsa DARBE olur. :((” şeklinde bir tweet atmış. Altına, “meguler96” adlı kullanıcı “Kulağa hoş geliyor..,” yazmış. Savcı, tweet’in altına gelen bu ve buna benzer yorumları, Çölgeçen aleyhine delil olarak sıralamış.
Yine Çölgeçen’in, gazeteci İsmail Küçükkaya’nın 19 Temmuz 2016 tarihli seri tweet’lerini RT etmesi de deliller arasında. İsmail Küçükkaya, söz konusu tweet’lerinde şu paylaşımlarda bulunmuş: “Anlayamadığım 1-Genelkurmay o gün 16’da uyarıldıysa nasıl oluyor da komutanların hepsi rehin alınabiliyor? Hem de kriz toplantısından sonra?; Anlayamadığım 2- Saat 16’da darbe haberi alındıysa Cumhurbaşkanı akşama kadar neden otelde bekletildi? Neden güvenli yere götürülmedi? Darbe girişiminden Genelkurmay 16’da haberdar edilmiş. Merak ettiğim şu: Cumhurbaşkanı’na ne zaman ve kim haber verdi? Otelde neden kalındı?; Anlayamadığım 4- Darbe Girişimi 16’da öğrenildiyse bazı komutanlar yine de 19’da düğüne mi katıldı? Kuvvet Komutana dâhil?”
MCCARTHY’Yİ ÖRNEK ALAN SAVCI
Savcı Çağlak, iddianamesinin sonunda bu delillere şöyle izahat getirmeye çalışıyor: “Nihayetinde örgütün amacı da bu şekilde propaganda ile algı oluşturarak örgüt tarafından işlenecek suçlara karşı toplumda tepkiselliği yok etmek, örgütün hedefindeki kişileri itibarsızlaştırıp etkisiz hale getirmek, devlette kadrolaşmak ve devleti yönetmektir.”
SCF daha önce de iddianamedeki ‘McCartizm’ övgüsünü haberleştirmişti. Buna göre Savcı Çağlak, iddianamesine referans olarak ABD’nin 70 yıl önceki cadı avı sürecinin sembol ismi McCarthy yargılamalarını alıyor. Bunu da iddianamede açık açık dile getiriyor.
Kaynak: Ahmet Dönmez/TR724