Muhafazakar seçmene göz kırpmışlardı ATV’nin lobisine takıldılar.
RTÜK’ün AKP’li ve MHP’li üyelerinin televizyon kanallarına yayın durdurma cezası verilmesini engellemesinin ardından TBMM’de programların etkilerine ilişkin Dilekçe ve İnsan Hakları Karma Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde de AKP’nin gerçek niyeti bir kez daha ortaya çıktı. Komisyonda söz alan eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, “Bir düzen ile disiplin getirilme ve reklam verenler üzerine sivil toplum üzerinden bir baskı oluşturulma” önerisinde bulunurken, AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik de evlilik programlarının kaldırılma talebinin ‘en radikal çözüm’ olacağını söyledi. Toplantı, programların yayından kaldırılmasını talep eden çok sayıda dilekçenin komisyona ulaştığı belirtilerek başladı. Komisyonda konuşan Keşir, yapılan araştırmalara göre, programın kamera arkasında çalışan sesçisinden, ışıkçısına bu yayınların aileye uygun olmadığını, aileye zarar verdiğini, çocuklarının izlemesini istemediklerini söylediğini paylaştı.
Para mevzubahisse…
Konu ticari yayın yani reklam olduğunda aile kutsiyetinin çok önemsenmediğine değinen Keşir, “Evliliğe başlangıç, doğal bir tanışma olabilir, arkadaşlık ve eş dost tanıştırması olabilir, böyle gitmesi gereken süreç gösteri malzemesi haline geliyor. ‘Evin var mı?’, ‘Araban var mı?’ bunları kadın soruyor ya da erkek soruyor. Evlilik başlangıcının bu kadar avam bir pazarlık unsuru haline gelmesi aile kurumuna zarar veriyor. Bunların böyle milyonların önünde pazarlık unsuru malzemesi haline gelmesi bir defa, evlilik kurumunun kuruluş aşamasından itibaren güvensizliği oluşturuyor. Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” ifadelerini kaydetti.
Keşir, toplumun genel beklentisinin ‘yasaklama’ yönünde olduğunu belirtmesi üzerine Komisyon Başkanı AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik, “en radikal çözüm” dedi. “Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” diyen Keşir, toplumun ‘yasaklanması’ yönündeki talebe katılmadığının da altını çizdi. Keşir, “RTÜK’ün özellikle yapımcılarla yani hizmet sağlayıcılarla bir araya gelerek bir ilke kararı, bir prensip kararı madde madde belirleyip ‘Evet, belki programlar yapılabilir ama şu formatta yapılmalı, şunlar, şunlar, kasıt olmamalı, kurgu olmamalı’ gibi bazı ilkeler belki belirlenebilir yani yapımlar biraz yumuşatılabilir.Sivil toplum, reklam verenler üzerinde mutlaka bir baskı oluşturmalı, reklam verenler de sadece ratinge bakıyor. Reklam verenler ‘Ben aile dostu olmayan böyle bir yapıma reklam verdiğimde benim verdiğim ürünün marka değeri düşeceği’ bilmeli” önerilerinde bulundu.
Muhafazakar seçmene göz kırpmışlardı ATV’nin lobisine takıldılar.
RTÜK’ün AKP’li ve MHP’li üyelerinin televizyon kanallarına yayın durdurma cezası verilmesini engellemesinin ardından TBMM’de programların etkilerine ilişkin Dilekçe ve İnsan Hakları Karma Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde de AKP’nin gerçek niyeti bir kez daha ortaya çıktı. Komisyonda söz alan eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, “Bir düzen ile disiplin getirilme ve reklam verenler üzerine sivil toplum üzerinden bir baskı oluşturulma” önerisinde bulunurken, AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik de evlilik programlarının kaldırılma talebinin ‘en radikal çözüm’ olacağını söyledi. Toplantı, programların yayından kaldırılmasını talep eden çok sayıda dilekçenin komisyona ulaştığı belirtilerek başladı. Komisyonda konuşan Keşir, yapılan araştırmalara göre, programın kamera arkasında çalışan sesçisinden, ışıkçısına bu yayınların aileye uygun olmadığını, aileye zarar verdiğini, çocuklarının izlemesini istemediklerini söylediğini paylaştı.
Para mevzubahisse…
Konu ticari yayın yani reklam olduğunda aile kutsiyetinin çok önemsenmediğine değinen Keşir, “Evliliğe başlangıç, doğal bir tanışma olabilir, arkadaşlık ve eş dost tanıştırması olabilir, böyle gitmesi gereken süreç gösteri malzemesi haline geliyor. ‘Evin var mı?’, ‘Araban var mı?’ bunları kadın soruyor ya da erkek soruyor. Evlilik başlangıcının bu kadar avam bir pazarlık unsuru haline gelmesi aile kurumuna zarar veriyor. Bunların böyle milyonların önünde pazarlık unsuru malzemesi haline gelmesi bir defa, evlilik kurumunun kuruluş aşamasından itibaren güvensizliği oluşturuyor. Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” ifadelerini kaydetti.
Keşir, toplumun genel beklentisinin ‘yasaklama’ yönünde olduğunu belirtmesi üzerine Komisyon Başkanı AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik, “en radikal çözüm” dedi. “Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” diyen Keşir, toplumun ‘yasaklanması’ yönündeki talebe katılmadığının da altını çizdi. Keşir, “RTÜK’ün özellikle yapımcılarla yani hizmet sağlayıcılarla bir araya gelerek bir ilke kararı, bir prensip kararı madde madde belirleyip ‘Evet, belki programlar yapılabilir ama şu formatta yapılmalı, şunlar, şunlar, kasıt olmamalı, kurgu olmamalı’ gibi bazı ilkeler belki belirlenebilir yani yapımlar biraz yumuşatılabilir.Sivil toplum, reklam verenler üzerinde mutlaka bir baskı oluşturmalı, reklam verenler de sadece ratinge bakıyor. Reklam verenler ‘Ben aile dostu olmayan böyle bir yapıma reklam verdiğimde benim verdiğim ürünün marka değeri düşeceği’ bilmeli” önerilerinde bulundu.
Muhafazakar seçmene göz kırpmışlardı ATV’nin lobisine takıldılar.
RTÜK’ün AKP’li ve MHP’li üyelerinin televizyon kanallarına yayın durdurma cezası verilmesini engellemesinin ardından TBMM’de programların etkilerine ilişkin Dilekçe ve İnsan Hakları Karma Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde de AKP’nin gerçek niyeti bir kez daha ortaya çıktı. Komisyonda söz alan eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, “Bir düzen ile disiplin getirilme ve reklam verenler üzerine sivil toplum üzerinden bir baskı oluşturulma” önerisinde bulunurken, AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik de evlilik programlarının kaldırılma talebinin ‘en radikal çözüm’ olacağını söyledi. Toplantı, programların yayından kaldırılmasını talep eden çok sayıda dilekçenin komisyona ulaştığı belirtilerek başladı. Komisyonda konuşan Keşir, yapılan araştırmalara göre, programın kamera arkasında çalışan sesçisinden, ışıkçısına bu yayınların aileye uygun olmadığını, aileye zarar verdiğini, çocuklarının izlemesini istemediklerini söylediğini paylaştı.
Para mevzubahisse…
Konu ticari yayın yani reklam olduğunda aile kutsiyetinin çok önemsenmediğine değinen Keşir, “Evliliğe başlangıç, doğal bir tanışma olabilir, arkadaşlık ve eş dost tanıştırması olabilir, böyle gitmesi gereken süreç gösteri malzemesi haline geliyor. ‘Evin var mı?’, ‘Araban var mı?’ bunları kadın soruyor ya da erkek soruyor. Evlilik başlangıcının bu kadar avam bir pazarlık unsuru haline gelmesi aile kurumuna zarar veriyor. Bunların böyle milyonların önünde pazarlık unsuru malzemesi haline gelmesi bir defa, evlilik kurumunun kuruluş aşamasından itibaren güvensizliği oluşturuyor. Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” ifadelerini kaydetti.
Keşir, toplumun genel beklentisinin ‘yasaklama’ yönünde olduğunu belirtmesi üzerine Komisyon Başkanı AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik, “en radikal çözüm” dedi. “Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” diyen Keşir, toplumun ‘yasaklanması’ yönündeki talebe katılmadığının da altını çizdi. Keşir, “RTÜK’ün özellikle yapımcılarla yani hizmet sağlayıcılarla bir araya gelerek bir ilke kararı, bir prensip kararı madde madde belirleyip ‘Evet, belki programlar yapılabilir ama şu formatta yapılmalı, şunlar, şunlar, kasıt olmamalı, kurgu olmamalı’ gibi bazı ilkeler belki belirlenebilir yani yapımlar biraz yumuşatılabilir.Sivil toplum, reklam verenler üzerinde mutlaka bir baskı oluşturmalı, reklam verenler de sadece ratinge bakıyor. Reklam verenler ‘Ben aile dostu olmayan böyle bir yapıma reklam verdiğimde benim verdiğim ürünün marka değeri düşeceği’ bilmeli” önerilerinde bulundu.
Muhafazakar seçmene göz kırpmışlardı ATV’nin lobisine takıldılar.
RTÜK’ün AKP’li ve MHP’li üyelerinin televizyon kanallarına yayın durdurma cezası verilmesini engellemesinin ardından TBMM’de programların etkilerine ilişkin Dilekçe ve İnsan Hakları Karma Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde de AKP’nin gerçek niyeti bir kez daha ortaya çıktı. Komisyonda söz alan eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, “Bir düzen ile disiplin getirilme ve reklam verenler üzerine sivil toplum üzerinden bir baskı oluşturulma” önerisinde bulunurken, AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik de evlilik programlarının kaldırılma talebinin ‘en radikal çözüm’ olacağını söyledi. Toplantı, programların yayından kaldırılmasını talep eden çok sayıda dilekçenin komisyona ulaştığı belirtilerek başladı. Komisyonda konuşan Keşir, yapılan araştırmalara göre, programın kamera arkasında çalışan sesçisinden, ışıkçısına bu yayınların aileye uygun olmadığını, aileye zarar verdiğini, çocuklarının izlemesini istemediklerini söylediğini paylaştı.
Para mevzubahisse…
Konu ticari yayın yani reklam olduğunda aile kutsiyetinin çok önemsenmediğine değinen Keşir, “Evliliğe başlangıç, doğal bir tanışma olabilir, arkadaşlık ve eş dost tanıştırması olabilir, böyle gitmesi gereken süreç gösteri malzemesi haline geliyor. ‘Evin var mı?’, ‘Araban var mı?’ bunları kadın soruyor ya da erkek soruyor. Evlilik başlangıcının bu kadar avam bir pazarlık unsuru haline gelmesi aile kurumuna zarar veriyor. Bunların böyle milyonların önünde pazarlık unsuru malzemesi haline gelmesi bir defa, evlilik kurumunun kuruluş aşamasından itibaren güvensizliği oluşturuyor. Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” ifadelerini kaydetti.
Keşir, toplumun genel beklentisinin ‘yasaklama’ yönünde olduğunu belirtmesi üzerine Komisyon Başkanı AKP Antep Milletvekili Canan Candemir Çelik, “en radikal çözüm” dedi. “Böyle bir platformda sağlıklı bir evliliğin kurulması mümkün değil” diyen Keşir, toplumun ‘yasaklanması’ yönündeki talebe katılmadığının da altını çizdi. Keşir, “RTÜK’ün özellikle yapımcılarla yani hizmet sağlayıcılarla bir araya gelerek bir ilke kararı, bir prensip kararı madde madde belirleyip ‘Evet, belki programlar yapılabilir ama şu formatta yapılmalı, şunlar, şunlar, kasıt olmamalı, kurgu olmamalı’ gibi bazı ilkeler belki belirlenebilir yani yapımlar biraz yumuşatılabilir.Sivil toplum, reklam verenler üzerinde mutlaka bir baskı oluşturmalı, reklam verenler de sadece ratinge bakıyor. Reklam verenler ‘Ben aile dostu olmayan böyle bir yapıma reklam verdiğimde benim verdiğim ürünün marka değeri düşeceği’ bilmeli” önerilerinde bulundu.