Türkiye’de 30 Haziran gecesi Kayseri’de başlayan ve ardından diğer illere sıçrayan Suriyeli ev ve işyerlerine yönelik şiddet eylemleriyle birlikte Suriye’nin kuzeyinde Türkiye karşıtı protestolar yaşandı.
Suriye’nin kuzeyinde isyancıların kontrolündeki bazı kentlerde Türkiye karşıtı eylemler yapıldığı ve çatışmaların yaşandığı bildirildi.
Çatışmalarda ölen ve yaralananlar olduğu açıklandı.
Erdoğan hükümetinin Suriye politikası tekrar gündeme geldi. Muhalefet, yazarlar, akademisyenler eleştirilerde bulundu.
Gazeteci Erkam Tufan Aytav da konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Yazısında “İşte Erdoğan bu milyonlarca savaş ganimetini tepe tepe kullandı. Ne bir entegrasyon programı ne de planlama vardı. Sonuçta toplum patlama noktasına geldi. Boğaz tokluğuna çalışan Suriyeliler iş bulamayanların hedefi haline geldiler.” ifadelerini kullandı.
Aytav’ın yazısı şu şekilde;
Erdoğan’ın üç büyük sıfatı vardı. Biri Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı, öteki Büyük Ortadoğu Eş Başkanı, diğeri de Yeryüzü Müslümanlarının Halifesiydi.
İşte bu üç sıfatı ile komşu ülke Suriye’nin devlet başkanı Esad’ı devirmek istedi.
Kendi ifadesi ile “devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümdarlığına son vermek” istemişti.
Demokrasiyi getirmek görünür söylem olmakla birlikte amacı Suriye’de Sünni ve kendine biat etmiş bir rejim kurmaktı. Bunun için de Suriye’deki ne kadar cihatçı, radikal örgüt varsa destekledi, eğitti donattı. Yetmedi maaş da verdi.
Ama olmadı, Esad’ı deviremedi. Hesapları tutmadı. Sonucunda Suriye harabeye dönmüştü ve milyonlarca Suriyeli de ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştı.