Gazetci Çağlar Özbilgin hapis cezasına çarptırıldı.
Karar duruşmasında Tayyip Erdoğan’ın avukatı, yazıda geçen “AKP, iktidarını sürdürebilmesinin biricik koşuluna dönüştürdüğü savaş ile aynı zamanda mezarını da derine kazıyor. Ne var ki gün, Saray’daki diktatör bozuntusunu mezarın içine itmeye geldiğinde buna aday çok özne var” ifadesinin doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını ve hakaret kastı olduğunu ileri sürdü.
TDK tanımına, Venedik Komisyonu raporlarına ve AİHM içtihadına rağmen
Özbilgin, savunmasında “diktatör” ifadesinin siyasal bir niteleme olup TDK sözlüğünde dahi “yetkilerin tek elde toplanması” anlamına geldiğini, bu haliyle ülkenin mevcut durumunu anlattığını, bu nitelemenin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özbilgin’in avukatı Ali Coşkun da gerek Venedik Komisyonu raporlarında gerekse AİHM’in ifade özgürlüğü ve hakaret suçlamalarına ilişkin kararlarında “TCK 299. maddesinin Ceza Kanunu’ndan çıkarılması” yönünde görüş bildirdiğini anımsattı.
Mahkeme ise “diktatör bozuntusu” ifadesinin “alenen Erdoğan’a hakaret” suçu oluşturduğunu belirterek Özbilgin’i 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı daha sonra 11 ay 20 güne indiren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Özbilgin, 11 Mayıs tarihinde de “Diktatör bozuntusu” davası için gittiği Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında yürütülen bir başka soruşturmadan yakalama kararı olduğu gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, dört saatlik bekleyişin ardından ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı.
Gazetci Çağlar Özbilgin hapis cezasına çarptırıldı.
Karar duruşmasında Tayyip Erdoğan’ın avukatı, yazıda geçen “AKP, iktidarını sürdürebilmesinin biricik koşuluna dönüştürdüğü savaş ile aynı zamanda mezarını da derine kazıyor. Ne var ki gün, Saray’daki diktatör bozuntusunu mezarın içine itmeye geldiğinde buna aday çok özne var” ifadesinin doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını ve hakaret kastı olduğunu ileri sürdü.
TDK tanımına, Venedik Komisyonu raporlarına ve AİHM içtihadına rağmen
Özbilgin, savunmasında “diktatör” ifadesinin siyasal bir niteleme olup TDK sözlüğünde dahi “yetkilerin tek elde toplanması” anlamına geldiğini, bu haliyle ülkenin mevcut durumunu anlattığını, bu nitelemenin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özbilgin’in avukatı Ali Coşkun da gerek Venedik Komisyonu raporlarında gerekse AİHM’in ifade özgürlüğü ve hakaret suçlamalarına ilişkin kararlarında “TCK 299. maddesinin Ceza Kanunu’ndan çıkarılması” yönünde görüş bildirdiğini anımsattı.
Mahkeme ise “diktatör bozuntusu” ifadesinin “alenen Erdoğan’a hakaret” suçu oluşturduğunu belirterek Özbilgin’i 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı daha sonra 11 ay 20 güne indiren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Özbilgin, 11 Mayıs tarihinde de “Diktatör bozuntusu” davası için gittiği Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında yürütülen bir başka soruşturmadan yakalama kararı olduğu gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, dört saatlik bekleyişin ardından ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı.
Gazetci Çağlar Özbilgin hapis cezasına çarptırıldı.
Karar duruşmasında Tayyip Erdoğan’ın avukatı, yazıda geçen “AKP, iktidarını sürdürebilmesinin biricik koşuluna dönüştürdüğü savaş ile aynı zamanda mezarını da derine kazıyor. Ne var ki gün, Saray’daki diktatör bozuntusunu mezarın içine itmeye geldiğinde buna aday çok özne var” ifadesinin doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını ve hakaret kastı olduğunu ileri sürdü.
TDK tanımına, Venedik Komisyonu raporlarına ve AİHM içtihadına rağmen
Özbilgin, savunmasında “diktatör” ifadesinin siyasal bir niteleme olup TDK sözlüğünde dahi “yetkilerin tek elde toplanması” anlamına geldiğini, bu haliyle ülkenin mevcut durumunu anlattığını, bu nitelemenin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özbilgin’in avukatı Ali Coşkun da gerek Venedik Komisyonu raporlarında gerekse AİHM’in ifade özgürlüğü ve hakaret suçlamalarına ilişkin kararlarında “TCK 299. maddesinin Ceza Kanunu’ndan çıkarılması” yönünde görüş bildirdiğini anımsattı.
Mahkeme ise “diktatör bozuntusu” ifadesinin “alenen Erdoğan’a hakaret” suçu oluşturduğunu belirterek Özbilgin’i 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı daha sonra 11 ay 20 güne indiren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Özbilgin, 11 Mayıs tarihinde de “Diktatör bozuntusu” davası için gittiği Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında yürütülen bir başka soruşturmadan yakalama kararı olduğu gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, dört saatlik bekleyişin ardından ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı.
Gazetci Çağlar Özbilgin hapis cezasına çarptırıldı.
Karar duruşmasında Tayyip Erdoğan’ın avukatı, yazıda geçen “AKP, iktidarını sürdürebilmesinin biricik koşuluna dönüştürdüğü savaş ile aynı zamanda mezarını da derine kazıyor. Ne var ki gün, Saray’daki diktatör bozuntusunu mezarın içine itmeye geldiğinde buna aday çok özne var” ifadesinin doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını ve hakaret kastı olduğunu ileri sürdü.
TDK tanımına, Venedik Komisyonu raporlarına ve AİHM içtihadına rağmen
Özbilgin, savunmasında “diktatör” ifadesinin siyasal bir niteleme olup TDK sözlüğünde dahi “yetkilerin tek elde toplanması” anlamına geldiğini, bu haliyle ülkenin mevcut durumunu anlattığını, bu nitelemenin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özbilgin’in avukatı Ali Coşkun da gerek Venedik Komisyonu raporlarında gerekse AİHM’in ifade özgürlüğü ve hakaret suçlamalarına ilişkin kararlarında “TCK 299. maddesinin Ceza Kanunu’ndan çıkarılması” yönünde görüş bildirdiğini anımsattı.
Mahkeme ise “diktatör bozuntusu” ifadesinin “alenen Erdoğan’a hakaret” suçu oluşturduğunu belirterek Özbilgin’i 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı daha sonra 11 ay 20 güne indiren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Özbilgin, 11 Mayıs tarihinde de “Diktatör bozuntusu” davası için gittiği Çağlayan Adliyesi’nde, hakkında yürütülen bir başka soruşturmadan yakalama kararı olduğu gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, dört saatlik bekleyişin ardından ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı.