Eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yazısında, “Bugün F… bitirilemediyse/bitirilemiyorsa bunun sebebini doğru yerde aramak lazım. Çünkü F…’nün siyasi ayağıyla hesaplaşılmadı” diyerek, “Çünkü araya giren hayırlılar sayesinde affedilenler hâlâ siyasetin de bürokrasinin de devletin önemli katmanlarında da varlıklarını sürdürüyorlar. Sadece kılık değiştirdiler. Biz de inandık” ifadelerini kullandı. “15 Temmuz’u bu yıl yazmak gelmedi içimden. Çünkü 15 Temmuz ruhundan eser kalmadı” yorumunda bulunan Metiner, “Biz siyasetin 15 Temmuz ruhu ekseninde ete kemiğe bürünmesini beklerken o tüh siyasetin kurbanı oldu. 16 Temmuzcular kazandılar. Ve 16 Temmuzcular siyasette hem belirleyici aktör oldular hem de siyasete yön verdiler. Sonuç ortada” diye yazdı.
15 Temmuz gecesi ortadan kaybolan bazı AKP’lilerin, 16 Temmuz sabahı Erdoğan’ın etrafında toplandığını iddia eden Metiner, şunları kaydetti:
“O gece meydanlarda olmayanların, hatta hangi deliğe saklandıklarını dahi bilmediğimiz korkak kaçkınların 16 Temmuz’dan itibaren tankların üzerine çıkıp poz vermelerinden de nefret ettim.
Demokrasi mitinglerinde kahraman edalarıyla konuşmalarından tiksindim.
Önde gelen insanlardı.
Tanınan bilinen siyasi aktörlerdiler.
Partinin tepe yöneticisiydi kimileri.
Kimileri de bakandı, milletvekiliydi ilahir…
Hemen hepsi de Reis bir yere gittiğinde yanında boy gösteren insanlardı.
Reis sayesinde hak etmedikleri o büyük makamlara getirilen kimselerdi.
Ama o gece yoktular.
Reis’in kendi muhterem eşiyle, evlatlarıyla ve torunlarıyla ölüm çemberinden geçtiği o gece yoktular.
Reis İstanbul Havaalanı’na indiğinde yoktular.
Reis’in üstünde ölüm kusan savaş uçakları uçarken yoktular.
Çoklarının telefonları kapalıydı.
Ve kim bilir hangi mahzene sığınmışlardı o korkak kavga kaçkınları.
Gün ışıdığında birer birer sığındıkları yerlerden çıktılar.
16 Temmuz’da onların üzerine güneş doğmuştu.
Koşup geldiler hiçbir şey olmamış gibi.
Tekrar Reis’in etrafına kümelendiler.
Çünkü o darbecilerin milletin yiğit evlatları tarafından yenildiklerini görmüşlerdi.
Onları gördükçe tiksindim.
O ikiyüzlülükleri.
O korkaklıkları…”